Arama:

Fayans ve seramik işleri

Banyoları,Wcleri,bazen salonları,sık olarak mutfakları ve suyla haşir neşir olan alanlarda sıkça kullandığımız fayans. İşleriniz için bizden fiyat alabilirsiniz ama önce fayans nedir? Fayans neye yarar gibi sorularınıza cevap bulalım.
Fayans aslında seramiktir ama daha modernleştirirsek; Fayans adını İtalya’nın seramikleri ile ünlü şehri Faenza’dan almıştır.

Fayans Bileşimi

Kil, kaolin, kuvars, feldispat ve kalker benzeri seramik maddelerin çeşitli oranlarda karışımından oluşur. kil,kaolin,kuvars ve feldispat seramik değildir bu yüzden ‘benzeri seramik maddeler’ tabiri doğru değildir
Fayans Tarihi
İlk fayans doğu ülkelerinde 8’nci yüzyıldan itibaren bilinmektedir. Bu sır Araplar aracılığıyla Sicilya’ya ve İspanya’ya geçti. Daha sonra bu bölgelerden İtalya ve Fransa doğru ilerleme gösterdi.

Fayans Yapılışı
Kil, kaolin, kuvars, feldispatve kalker benzeri seramik maddeler belirli oranlarda karıştırıkarak özel kalıplarda sıkıştırılır. Sıkıştırılara biçimlendirme işlemi sonrasında 900°C’nin üzerinde bir sıcaklıkta pişirilir. Bu şekilde bir yüzü sırlı diğer yüzü gözenekli bir yapı elde edilir. Fayans önce sırsız sonera sırlı olmak üzere iki defa fırınlanır.

Karo Fayans
Banyo mutfak gibi ıslak zeminlerde duvar ve tezgahları kaplama gereci olarak kullanılır.

Fayans Standartları
Kare ve dikdörtegen çeşitleri vardır. TS 202’ye göre 150*150*5,5 mm yada150*50*5,5 mmdir

Fayans Çeşitleri
Döşeme yerlerine göre sınıflandırılırlar.

Ortaya döşenen Fayan
Kenara döşenen(terminezon) fayans
Köşeye döşenen(çift terminezon) fayans.

Biz Fayans üreticisi değil Fayans uygulayıcısıyız.İşlerinizle ilgili fiyat alabilirsiniz.

Fayans Yenileme

Eskiyen fayans kareleri,seramikleri yenilemek sizi oldukça yüksek masraftan kurtarabilir.Öncelikle fayans yaptırıken mutlaka bir kutu yedeğiniz olsun.Bir gün lazım olacaktır.Şayet yedeğiniz yoksa benzeri arayın,yine sonuç alamazssanız bizde yardımcı oluruz.Bu yazı eskiyen yada kırılan kareleri nasıl değiştireceğinizi anlatmaktadır.Buyurun.

Fayansları zaman kaybetmeden ve pratik bir şekilde yenilemenin farklı yolları var. Eğer tüm seramiklerinizin rengini değiştirmek istiyorsanız profesyonel boya malzemesi satan nalbur ya da boyacılardan satın alacağınız epoksi esaslı astar boyası, poliüretan vernik cila (özellikle seramikleri boyamak için çok uygundur ancak bulamazsanız lavabo cilası da bu iş için kullanılabilir), samur tüylü rulo fırça ve bir çift düz fırça ile işe başlayabilirsiniz.

Yapmanız gereken seramik yüzeyini iyice temizlemek. Bunun için özel kir çözücü kimyasallar da kullanabilirsiniz. Daha sonra birkaç yaratıcı dokunuşla dilediğiniz deseni uygulayarak görünüşü değiştirebilirsiniz. Ancak bu tarz uygulamalarda en garantili yöntem derzler dahil tüm yüzeyi tek renge boyamaktır. Bunu yapmak istemiyorsanız derzleri kağıt bantla kaplayarak mevcut rengini koruyabilirsiniz.

Eğer seramikler yerine sadece derz rengini değiştirmek istiyorsanız bunun için piyasada pek çok seçenek var. Örneğin Kalekim\’in Fugaflex silikon esaslı renkli derz dolguları küf ve yosun önleyici özelliğe sahip ve zor kirlenip kolayca temizlenebiliyor. Ultraflex derz dolgusunda ise antibakteriyel özelliğin yanı sıra pek çok farklı ton alternatifi de mevcut.

Uygulaması da oldukça kolay. Yapmanız gereken, tüm yüzeye yaymak ve kurumasını beklemek. Daha sonra nemli bir süngerle seramikleri temizlemeniz yeterli. Tüm yüzey ve derzler yerine daha dekoratif bir uygulama yapmayı tercih ediyorsanız stencil uygulaması tam size göre. Deseni uygulamak istediğiniz bölümü belirleyerek stencil şablonunu seramik yüzeyine sabitleyip, astar ve renkli verniklerle desenleri boyayabilirsiniz.

Tüm bu işlemlerin maliyeti boyayacağınız yüzeye göre değişir. Kendiniz uğraşmak yerine boyacıya badana yaptırmak isterseniz bunun maliyeti 10 metrekarelik bir alan için 400 YTL-450 YTL arasında değişiyor. Ayrıca bu işlem yaklaşık iki buçuk-üç gününüzü alabilir. Üstelik bu tarz bir çözüm duvarlar için uygun ancak zemin için fazla dayanıklı değil.

Alternatif öneriler
Duvar ve zemin seramiklerinin üzerini kaplamak için farklı çözümlerde mevcut. Eğer oturduğunuz ev kira değilse:

# Hem zemini, hem de duvarları laminat kaplayabilirsiniz. Üstelik uygulaması da çok kolay ve oldukça uzun süre dayanabiliyor.
# Linoleum ya da PVC kaplamalar da seçenekler arasında. Hızlı ve zahmetsizce uygulanabiliyor. Özellikle kirada oturuyorsanız çok kullanışlı bir çözüm.
# Daha dekoratif ve yaratıcı olmak istiyorsanız seramik yüzeylere uygulanabilen akrilik boyalarla desen çalışmaları da yapabilirsiniz.

Stüdyo Daireler İçin Dekorasyon Fikirleri

Geniş bir evden Stüdyo daire dekorasyonu daha az malietli gibi görünsede yapacağınız işlemlere göre değişir.Buyurun o yazı..’Stüdyo daire’ olarak tanımlanan küçük evler, doğru şekilde dekore edildiğinde son derece fonksiyonel hale gelebilir. Bunun için duvara monte masalar, katlanan sandalyeler ve bazalı yataklar seçebilirsiniz.
Eğer küçük bir eve sığmaya çalışıyorsanız, bazı akıllı adımlarla kendinize ferah ve işlevsel bir mekan yaratabilirsiniz.
işte bunun için yapmanız gerekenler:* Mobilyalar önemlidir. Az mobilya ile çok fonksiyon sağlamak gerekir. Asansörlü sehpalar, açılıp yatak olan kanepe ya da koltuklar az yer kaplar, çok fonksiyon sağlar.
* Mekandan maksimum faydalanabilmek için ısı tesisatı, mümkünse alttan ısınma şeklinde olabilir ya da radyatörler paneller ile kapatılır. Böylece üstleri raf gibi kullanılabilir.* Açık renkleri tercih etmek ortamı daha geniş gösterir.
* Karışık ve iri desenli döşemelik ya da perdelik kumaşlardan uzak durmak gerekir.* Mümkünse gereksiz duvarları ortadan kaldırabilirsiniz. Mesela mutfak küçük ise duvarları yıkılıp, salona dahil edilebilir.* Tüm nişlerden, boşluklardan faydalanarak onları dolap ya da rafa dönüştürebilirsiniz.

RAFLAR YER KAZANDIRIR
* İç içe geçen ya da katlanan sandalyeler seçerek, kullanılmadığı zamanlarda onları ortadan kaldırabilirsiniz.
* Banyoda lavabo altlarındaki boşlukları, dolap haline getirerek değerlendirebilirsiniz.
* Yatağı sandıklı baza olarak seçebilir ya da altına depolama birimleri yerleştirerek yorgan, battaniye ya da kışlık giysiler gibi bazı şeyleri ortadan yok edebilirsiniz.
* Puf ya da kanepe seçerken içlerinde depolama alanı olanlarını tercih edebilirsiniz.
* Duvarları raflarla kullanılır hale getirebilirsiniz.
* Küçük mekanda az ama büyük ebatta mobilyalar kullanmak, ortamı ferah gösterebilir.
* Zeminde tek bir malzemeyle daha geniş bir görünüm sağlanabilir. Banyo ve mutfak gibi bölümlerde kullanılan seramikleri daha küçük ebatlı parçalarla döşemek daha uygun olur.

Lokal aydınlatma farklı kılar
Stüdyo daire sahibi Y. Mimar Selma An’dan öneriler: “Küçük mekanlarda mutfak, ya dolap şeklinde ya da açık bir tezgâh olarak, fazla yer kaplamayacak şekilde tasarlanmalıdır. Yaşam alanı aynı zamanda yemek alanıdır. Bu yüzden mobilyalar çok fonksiyonlu olmalıdır. Örneğin, ortaya öyle bir sehpa koymalısınız ki, aynı zamanda üzerinde yemek de yenebilsin…

YATAK ÖNEMLİ
Yatağınız, yaşam alanını daraltmayacak şekilde olmalıdır. Eğer tavan yüksekliği uygunsa asma kat yapabilirsiniz. Ya da yatağı bir niş içine yerleştirebilirsiniz. Bunlar olamıyorsa, duvara gizlenebilen, yani katlanabilen bir mobilya ya da açılınca yatak olabilen büyükçe bir kanepe de seçebilirsiniz. Çalışma mekanı için masa yerine duvara monte edilmiş, 60 cm eninde 80 cm yüksekliğinde bir tezgâh yapılabilir. Ne kadar uzun olsa o kadar çalışma alanı sağlanmış demektir.

AÇIK RENKLER…
Stüdyo dairelerde kullanılan renkler de çok önemlidir. Açık pastel renkler mekanı geniş ve ferah gösterir. Aydınlatma da, en az renkler kadar önemlidir. Değişik ve lokal aydınlatmalar mekanda çeşitlilik hissi uyandırır. Çalışma köşesinde bir aydınlatma, oturma köşesinde ayrı bir aydınlatma, oturduğunuz kanepe yanında bir lambader; tek mekanda farklı kullanım şekilleri yaratarak ferahlık ve genişlik hissi verecektir. Ayrı ayrı aydınlattığınız her yer farklı karakter olarak karşınıza çıkacaktır.”

MutfakÇamaşır makinesi mutfağa…
Stüdyo dairelerin mimarlarından Zerrin Özcan, küçük mekanlar için tüyolar verdi: “Stüdyo dairelerde hem mobilyalarda hem de alanlarda maksimum kullanım hedeflenmelidir. Mobilyaların çok fonksiyonlu olması tercih edilir. Salondaki kanepenin yeri geldiğinde yatağa dönüşebilmesi gibi…

Mutfaklar genellikle açık mutfaktır. Dolayısıyla büyük fırınlar ve ocaklardan ziyade ankastre mini fırın, mikrodalga fırın ve set üstü ikili ocak kullanılmalıdır. Salon oturma kısmı ile mutfak, bir tezgâh masa ile birbirinden ayrılabilir. Böylece yemek masasının kaplayacağı alandan kazanılmış olur. Genellikle banyolar da minimum ölçüde olacağından çamaşır makinesi mutfak tezgâhının altına konabilir. Eşyalar fazla büyük seçilmemelidir. Gardırop alırken; hem çekmeceli, hem raflı, hem de askılı modeller tercih edilirse, ikinci bir şifonyere ihtiyaç duyulmaz.

Küçük Mekanlarda Dekorasyon

Maliyetinin tüm ev dekorasyonuna göre daha az olacağını düşündüğümüz küçük odalarınıza özel dekorasyon dikkatli uygulanırsa iyi sonuçlar ortaya çıkabilir.Buyurun konuyla ilgili yazı. Evinizin oldukça küçük ve kullanışsız olduğunu mu düşünüyorsunuz? Küçük bir eve sahip olan ve küçük odaları nasıl dekore edeceğini merak edenlere oldukça kullanışlı öneriler…

Sahip olduğunuz alandan iyi faydalanın
Küçük bir evde, önemli olan sahip olduğunuz alanı en iyi ve faydalı şekilde kullanmaktır. Her girintiyi, her çıkıntıyı kendi lehinize çevirin. Mobilyalarınızı bir değil çok amaçlı olanlardan seçmeye bakın. Bir kısım alanın birden fazla işe yaramasını istiyorsanız, büyük parça mobilyaları küçük parçalarla tamamlayıp daha fonksiyonel bir alan yaratabilirsiniz. Mesela, misafirlerinizi yuvarlak bir masa etrafında ağırlayacaksanız, kullanılmadığı zamanlarda küçültülebilip bir konsol görevi de görebilecek bir yemek odası takımı alın. Aynı şekilde katlanabilen sandalyeleri tercih ederek, ekstraları dolap içlerinde veya balkonunuzda saklayabilirsiniz.

Sadece yeriniz sınırlı olduğu için, o yeri küçük mobilyalarla doldurmak zorunda hissetmeyin. Onun yerine, daha büyük ama az sayıda parça ile çok daha lüks bir alan yaratabilirsiniz. Sadce oda daha iyi görünmekle kalmayacak, aynı zamanda gözünüze daha da rahat ve büyük görünecektir. Örneğin, orta boy bir koltuk, birkaç küçük tek kişilik koltuktan daha iyi duracaktır.

Bedene göre giydirmek
Küçük odalara sahip olmanın en güzel yanı daha küçük duvar alanlarına sahip olmak, dolayısıyla daha uygun bir bütçe ile o alanı hoş gösterebilmektir. Neden kendinizi güzel bir duvar kâğıdı ile şımartmıyorsunuz? İri desenli bir duvar kâğıdı ufak bir odada son derece güzel duracaktır. Yalnız mümkün olduğu kadar bol ışık almasına dikkat edin. Daha minik ve karışık desenler odayı dağınık ve kalabalık gösterecektir.

Sanat eserleri her oda için en güzel dekorasyon malzemeleridir. Fakat küçük bir oda için bu gibi tablo ve heykelcikler daha önemlidir. Çünkü odaya girince göze çarpan en güzel eşya o olacağı için odaya bir derinlik ve başkalık verir.

Bir duvara monte edeceğiniz büyükçe bir ayna odanın geri kalanını yansıtacağı için derinlik verir. Eğer odada bir şömine varsa ayna için en uygun yer bu şöminenin üstüdür. Eğer pencere güzel bir yeşilliğe bakıyorsa tam karşıdaki duvara ayna koyarak yeşilliği odanın içine de çekebilirsiniz.

Kişisel hazinelerinize gelince, (özel günlerde çekilen fotoğraflarınız, topladığınız minik biblolar, koleksiyonlarınız) hepsini bir arada tutmanız gerekmektedir. Bu gibi minik objeleri değişik raflara yaymak odayı olduğundan kalabalık ve karmaşık gösterecektir.

Unutmayın, ne olursa olsun, odanızın en büyük süsü pencereniz ve dolayısıyla dışarıdaki manzaradır. Eğer çok gürültülü komşulara sahip değilseniz, gün için açık tutabileceğiniz hafif perdeler ya da storlar tercih edin. Ayrıca, perdelerin bağlandığı fiyonklar, püsküller ve saçaklardan uzak durun. Bu gibi aksesuarlar sadece büyük mekânlarda güzel durur, küçük odaları salaş gösterir. Buna ek olarak, iri desenleri denemekten korkmayın. Küçük desen dikkati odanın küçüklüğüne çeker, iri desen; özellikle de perdede kullanılmışsa dikkati pencereye ve kendine çekeceği için odanın boyutunu gizler.

Mutfaksız Ev Dekorasyonu

Olurmu demeyin! Elbette oluyor.Evlerin fiyatları artınca daha iyi nasıl kullanılır düşüncesi insanlara daha yeni fikirler veriyor.Modern hayatın koşturmacasına, “yanlızlık ve üşengeçlik” de eklenince yeni bir yaşam trendi doğdu!İşde o Yazı..
Yeni Aktüel dergisinin derlediği habere göre, İngiltere, ABD ve Avrupa’nın birçok yerinde yayılan “mutfaksız yaşam” trendi artık ülkemizde de görülüyor. Yemek yapmaya zaman bulamayan veya yemek yapmaktan hoşlanmayanlar, mutfaktan çıkmak yerine, mutfağı evlerinden çıkarıyor. Mutfakçık diyebileceğimiz “kitchenette” adı verilen mutfaklar da bu modanın ilk öncüleri.
Nohut oda bakla sofa” bir evim var; tam tamına 50 metrekare. Neredeyse 30 yıllık bir daire burası. Küçüklüğüne rağmen kullanışlı hâle getirmek için epey elden geçmesi gerekmişti. Tel dolap ve evyeden ibaret olan mutfağı sil baştan yenilerken, koridora açılan duvarını da yıktırmıştım. Şimdi küçücük evimin ferah bir mutfağı var. Duvarla birlikte kapı da ortadan kalktığı için pişen her yemeğin kokusu evin tamamını sarıyor. Tam da bu nedenle seviyorum mutfağımı, evimin yaşadığını hissettiriyor bana.

Evin kalbi diye tanımlanan mutfağın hayatımızdaki önemi malûm. Günümüzde televizyon ve oturma grupları mutfak ekipmanları arasında sayılıyor. Hatta iki oda bir salon yerine “iki oda bir mutfak” diyebileceğimiz açık mutfaklı geniş evler rağbet görüyor.

Mutfağın işlevini ve tarihini anlatmak için ateşin bulunduğu çağa dönmeyeceğim ama artık bambaşka bir çağda yaşıyoruz ve ihtiyaçlar değişiyor. Geniş mutfak isteyenler gibi evinde neredeyse hiç mutfak istemeyenler de var. Konut firmalarının çalışan çiftler ya da yalnız yaşayanlar için projelendirdiği stüdyo daireler bu ihtiyacı karşılıyor. ABD, İngiltere ve Avrupa’nın birçok yerinde ise tamamen mutfaksız evler bulunuyor. New York’ta genellikle yalnız yaşayanların tercih ettiği “flat” denen stüdyo dairelerle “loft” diye tabir edilen geniş yaşam alanları bunlara en iyi örnek. Eski fabrika, depo itfaiye binası gibi endüstriyel yapıların elden geçirilip yaşam alanına dönüştürülmesine “loft” adı veriliyor. “Loft”lar tamamen açık planlı ve büyük bir kısmında mutfak bulunmuyor. Bir kısmında ise dolapların içine saklanarak gözlerden uzaklaştırılmış. Flat tipi daireleri ise nispeten düşük gelirli çalışanlar veya öğrenciler tercih ediyor. Küçük bir banyo ile yaşam ve uyuma alanlarının bulunduğu bu evlerin de mutfaksız olanları bulunuyor. Londra’da loft ve flat tipi dairelerin yanı sıra “bölünmüş binalar” la da karşılaşıyoruz. 18. yüzyılın sonları ile 20. yüzyıl başlarında inşa edilen, bizim, köşk, saray ya da malikâne diye adlandırdığımız 10 küsur odalı evler zaman içinde sahip değiştirince bölünüp küçük dairelere ayrılmış. Şimdi öğrencilere, yalnız yaşayanlara ya da küçük ailelere ev sahipliği yapıyorlar. Tabii mutfaksız olarak.

“Mutfaksız hayat olmaz”

Almanya’da 20. yüzyılın başlarında Frankfurter tarzı denen sosyal konutlar yapıldığını biliyoruz. Mutfağa sadece dört metrekare alan ayrılan evler bunlar. İki kişinin aynı anda hareket etmesine olanak tanımayan bu tarzın amacı kadının evin dışına çıkıp çalışmaya yönlendirilmesi olarak açıklanıyor. Tayland’da ise evlerin hiç mutfağı yok. Çünkü ülkenin geleneğinde evler mutfaksız, hatta evde tüp bulundurmak bile yasaklanmış. Tayland’da tüm yeme içme faaliyetleri ev dışında hallediliyor. Mutfaksız ev furyasından Fransa bile nasibini almış; “mutfağı” ile ünlü ülkede emlakçılar bu tür evlere olan talebin arttığını söylüyorlar.

Türkiye’deyse özellikle İstanbul’daki residance’larda “kitchenette” adı verilen minik mutfaklarla sık karşılaşılıyor artık. Bu mutfaklar oturma odasının bir köşesinde bazen başka bir odaya açılan kapı görünümünde, bazen de kitaplığın devamı gibi duruyor. Kapakları açtığınız da ise karşınıza küçük bir evye, birkaç bardak, su ısıtıcısı ve mini bir buzdolabı çıkıyor. Dekoratörler mini mutfakları gözlerden uzaklaştırmak için birbirinden şık tasarımlar yaparken mimarların mutfaklarda yaşanan değişime bakışı ise biraz farklı. Örneğin müzisyen mimar Nejat Yavaşoğulları tamamen mutfaksız ev olamayacağı görüşünde. “Mutfak yoksa muhakkak onun yerini dolduracak bir şey vardır. Tamamen mutfaksız hayat olmaz. Buzdolabı, bardak, fincan, onları yıkamak için bir evye… Ağır yemek pişirmeyebilirsiniz, koca koca davlumbazlarınız olmaz ama küçük bir mutfak düzeni kurulabilir. Mutfak bir evin en karakteristik özelliğidir, bekâr da olsanız icap ettiği vakit bir şeyler pişirirsiniz. Mutfak günümüzde çok abartılı hâle geldi. 7–8 bin liradan başlayıp 100 bin liraya kadar ulaşan fiyatlarla mutfak yaptırıyor insanlar. Eskiden böyle değildi, şimdi mutfaklar güzelleşti, standartları yükseldi ama abartıldı. Belli bir noktadan sonrası gereksiz, içinde çalışanı da yoran mutfaklar onlar. Ev dediğiniz, yatacak yer, oturacak yer, besleneceğiniz yerlerin bütünüdür” diyor.

Mutfaksız evler
Home Art dergisinin Kasım sayısı için hazırlanan “Stüdyo Daireler” dosyasında fotoğraflanan bu evin mutfağı Kitchenette tarzına iyi bir örnek. Ev sahibesi oturma odasının köşesindeki küçücük bir alanı dekoratif kapılar ardına saklayarak hem mutfak ihtiyacını çözmüş hem de gözlerden uzaklaştırmış.

Aile birliğinin ocağın tütmesiyle ilişkilendirildiği Türkiye’de –henüzmutfaksız evler inşa edilmese de bu alanı hayatından çıkaranlara rastlamak mümkün. Hatta birkaçını yakından tanıyorum. Fotoğrafçı arkadaşım Nalan mutfaksız yaşayanlardan. Karanlık oda olarak kullandığı mutfak onun için artık sadece çalışma alanı. Ünlü söz yazarı Aysel Gürel’le veya yakınları ile yapılan söyleşilerden de, hatırımızda mutfak kullanmadığı kalmış. Aysel Gürel uzun yıllar mutfağını kullanmamış, daha doğrusu yemek pişirmek için kullanmamış. Mutfak dolaplarının kapakları şarkı sözleri için not defteri görevi üstlenmiş.

Mutfaksiz evler
Gümüşsuyu Cheya Residences

Mutfağı hayatınızdan çıkarmak isteyince o alanı başka türlü kullanabiliyorsunuz. Ama Amerikan mutfak dediğimiz açık mutfaklar için yapılabilecek fazla bir şey yok. Şık bir residance’ın stüdyo dairesinde ikamet eden Metin Bekar açık mutfağından rahatsız: “Mutfağı bulunmayan bir evde oturmayı tercih ederdim. Mutfağı hiç kullanmıyorum, evyeyi bile!” diyor. Metin Bekar ile dışarıda yemek yerken konuşuyoruz: “Üşengeç bir adamım, yemek pişirmeyi becerebilirim elbette, ama tercih etmiyorum. Çünkü mesele yemeği yapmakla bitmiyor, alışverişi var, hazırlığı var, bulaşığı var ve tüm bunlar zaman alıyor. Dışarıda yemek çok daha pratik bir şey. Benim buzdolabımın dışı içinden daha kalabalık mesela: İçinde sadece içecekler dururken dışında birçok restoranın magneti duruyor. Akşam 7’de işten çıkıp o yorgunlukla evde yemekle uğraşmak istemiyorum. Kendime kalan kısıtlı zamanı başka türlü değerlendirmeliyim. Mesele karın doyurmaksa bunun birçok yolu var, dışarı çıkabilirim, internetten dilediğimi sipariş verebilirim” diye anlatıyor. Mutfak dolaplarında sadece birkaç bardak bulunan Bekar’a göre mutfak ekipmanları da gereksiz.

“Bir tuşla istediğim siparişi veriyorum”

Yemek pişirmek kadının geleneksel bir faaliyeti olduğu için mutfağı hayatından çıkaranların büyük çoğunluğu erkekler. 28 yaşındaki broker Yavuz da mutfaksız yaşayanlardan. Açık mutfaklı stüdyo dairesini dekore ederken mutfak ekipmanlarına yer ayırmamış. Bir köşeye yerleştirdiği minik buzdolabı ve onun üzerindeki su ısıtıcısı ile tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. “Yemek çok keyifli ama neden hazırlama ya da pişirme sürecine dahil olayım ki! Bir telefonla veya birkaç tuşa basarak istediğim siparişi veriyorum” diyor.

Mini mutfaklar
Zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yönelik tasarlanan mini mutfaklar sürgü ya da stor kapakları kapatıldığında dekoratif bir dolap izlenimi veriyor.

Ülkemizde yalnız yaşayanlar, öğrenciler ve gençlerin tercih ettiği mutfaksız yaşamı dünyada ailece sürdürenler var ve sayıları da hızla artıyor. Ünlü televizyon eleştirmeni Yüksel Aytuğ, geçen hafta bir yemek programı ile ilgili yazısında Londra’daki mutfaksız evlerden bahsediyordu. Ailesinin bir kısmı Londra’da yaşayan Yüksel Aytuğ gözlemlerini “İngiltere’de özellikle Londra’da yeme içme alışkanlıkları Avrupa’dan çok farklı. İnsanlar evlerinde mutfak olsa bile dışarıda yeme eğilimindeler. Londra’da birçok mutfaksız daire gördüm. Buralarda yaşayanlar genellikle yoğun çalışan insanlar. Günümüz koşullarında zaman çok kıymetli ve kimse taze fasulye ayıklayarak vakit kaybetmek istemiyor. Oturduğu yerden birkaç tuşa basıp internet üzerinden dilediği yemeği sipariş eden insanlar işlerine daha fazla zaman ayırabiliyor” diye aktarıyor.

Yalnız yaşadığı ve mesai saati belirsiz zaman dilimlerinde çalıştığı halde mutfağından vazgeçmeyenler de var tabii. 29 yaşındaki Ekin’e “Yalnız yaşıyorsun, yemek pişirdiğini de biliyorum ama belki çevrende mutfaksız yaşayan arkadaşların vardır” diyerek haberime destek arıyorum. Ekin “Mutfağı olmayan ev olur mu? Zaten benim yemek pişirmeyen insanlarla işim olmaz. Yemeğin hazırlığı ve pişirme süreci çok keyifli. Ardından kendi kurduğun sofrada yapılan muhabbetler var ki hiçbir şeye değişmem. Böyle bir zevk başka nerede var?” diyor.

Kısacası mutfağın varlığı yaşam tarzı ve alışkanlıklarla ilintili olduğu için hayatımızda önemli bir yer tutuyor. Bu yerin ev sınırları dışına çıkması ise şimdilik pek mümkün görünmüyor…

Merve Yöneyman“Mutfaksız ev sadece bir lüks!”

Merve Yöneyman / Mimar

“Günümüzde, tüm dünyada, özellikle büyük şehirlerde yaşam şekli eskisine göre bir hayli farklı. Yaşam alanları minimum ve maksimum uçlarda seyrediyor. Büyük malikâneler daha da büyük ve gösterişli, küçük evler ve daireler ise neredeyse otel odası kadar oldu. Birkaç senedir tüm dünyada bu konuda birçok araştırma yapılıyor, insanların sorunsuz bir hayat için ihtiyaçları olan metrekareler ve yaşam bölümleri ülkeden ülkeye, kültürden kültüre fark etse de herkesin buluştuğu birtakım ortak noktalar var. Mesela, metropollerde artık mimari yatay değil, dikey olarak gelişiyor. İstanbul’da yaşayan biri olarak, ‘residence yaşamı’ konseptiyle iç içe olmamak imkânsız. Günümüzde hızlı yaşam temposu sebebiyle insanlar kendine vakit ayıramıyor. Artık evlerde küvet bile çok fazla yok, çünkü kullanılamıyor, öyle bir zamanımız yok. Kendimize ayırabildiğimiz vakitleri, şahsi uğraşılarımızla değerlendiriyoruz. Hayat akışı böyleyken, tam teşekküllü mutfaklara da ihtiyaç duyulmuyor. Özellikle bekâr kişilerin yaşamı, sabah kettle’da ısıtılan suyla kahve yapmaktan ve akşamları buzdolabından çıkardığı bir biradan çok da öteye gitmiyor. Çünkü sıcacık yemeğiniz kapınıza bir telefon ve hatta telefonda konuşmak istemezseniz web’den bir tık’la geliyor. Mutfaklar bu yüzden artık kitchenette şeklinde, otel odası mutfağı yani. Aslında mutfak tamamen kullanıcıya göre şekillenmeli. Ben, tost makinem, kettle’ım ve bulaşık makinem olduğu sürece herhangi bir sıkıntı çekmem ve bunların hiçbiri evde ayrı bir mutfak olmasını gerektirmiyor. Mutfaksız ev, yemek yapmayı sevenler için kâbus gibi görünse de dışarıdan yemek söylemeye veya dışarıda yemek yemeye alışık insanlar için sadece bir lüks. Jakuzi gibi…

Pembe Rengin Cazibesi

Şeker pembe son zamanlarda oldukça yoğun ilgi görmekte bu yüzden sitemizde bu konuyla ilgili bir yazıyı paylaşmayı uygun bulduk.Bu rengin tercih nedenlerini bu yazıla öğrenebilirsiniz.Ev dekorasyonunda özellikle istenen ayrıntılara dikkat çekmek için kullanılan fuşya rengi, artık mekân gözetmeden her yerde kullanılıyor. Hem de çok cesurca…
Evler artık eskisi gibi sadece kahve ve bej tonlarının mesken tuttuğu alanlar değil. Hazır giyim modasını hemen arkasından takip eden ev dekorasyonu, renklere kapılarını çoktan açtı. Ancak bir renk var ki özellikle kadınlar ondan gözlerini alamıyor: Fuşyadan bahsediyorum. Aydınlatmada, banyoda, yatak odasında ya da mutfakta ev hanımlarının cesurca özellikle ayrıntılarda kullanmaktan hoşlandığı fuşyayı hayatına dahil etmeyenler için birkaç küçük örnek hazırladık…

Banyoya hareket geldi
Banyolar da renkleri sevdi denebilir. Hala beyaz ve toprak tonları banyoların vazgeçilmezleri olsa da beyazla fuşyanın uyumu da hiç fena sayılmaz. ArtCeram of Italy’nin satışa sunduğu bu banyo takımı da söylediğimizin kanıtı niteliğinde.

Yatak odasına canlı dokunuş
Stanislav Katz için fuşya vazgeçilmez. Tasarımcının ortaya koyduğu MDF komidin, geometrik görünümüyle de kendine hayran bırakıyor.

Baktığın her yerde…
Led zeplinlerden yola çıkan Stanislav Katz, duvar üzerinde çalıştığı dört farklı renkteki apliklerde fuşyayı yine öne çıkarmış.

Tavandan sarkan göz alıcı ışıltı
Tavandan odanın ortasına doğru sarkan rengarenk bir avizede ilk göze çarpan renk hangisi olur dersiniz tabii ki fuşya.

Ben burdayım…
Kitap okurken eğer hayatınızda fuşya varsa fark edilmek ne kadar zor olabilir ki… Stanislav Katz’ın tasarladığı kitaplık araya koyulan kitap okuma alanıyla hem okuyana hem de bulunduğu mekâna ayrı bir hava katıyor.

Yatak Odası Dekorasyon Fikirleri

Her sabah yatak keyfi yapanlar inceden tüm tavanı,duvarı vb.. alanları süzerler.Sürekli akıllarında bazı hatalar yer etsede çözüm bulamazlar.Bu yüzden dekorasyon esnasında mutlaka bu anı düşünerek hareket etmekte fayda var.Buyurun ilgili yazı. Yatak odası, davetkâr, lüks görünümlü ve gündelik hayattan çok farklı bir konsepte sahip olmalıdır. Odanızı dekore ederken akıllı davranın. Rüya gibi bir yatak odası için tavsiyelerimiz bu yazıda…
Yatak odası dekore etmenin temel kuralları
Her şeyden önce, satın alabileceğiniz en rahat yatağı alın ve bunun için kesenin ağzını açmaktan çekinmeyin. Yatağın kendisi odanın en önemli eşyasıdır. Emin olun bunun için sonra kendinize teşekkür edeceksiniz. Yatağı almadan önce mutlaka test edin. Yatak mağazalarındaki satış asistanları size hangi yatağın daha uygun olduğuyla ilgili tavsiyeler vereceklerdir. En rahatını bulanan kadar hepsini denemeyi ihmal etmeyin.

En iyi yatak (ve tabii ki de en pahalısı) yanınızda partnerinizin hareketlerini size hissettirmeyen yataktır. Bu yüzden ikiniz beraber yatak alışverişine çıkın ve birlikte deneyin.

Yatağınız aldıktan sonra, ikinci düşünmeniz gereken kısım yastık ve yorganınızdır. Tıpkı yatak gibi, bunlarda da çok fazla çeşit vardır ; alerji yapmayanlar, sentetikler, lüks kaz tüyü olanlar… Bir sürü rahat ve üst üste konulmuş yumuşacık yastıklar kış geceleri odanızı bir saraya çevirebilir.

Eğer dikkatli arasanız bazı mağazalarda çok kaliteli ve uygun fiyata çok güzel çarşaf takımlarına denk gelebilirsiniz. Klasik seçim bembeyaz olanları almak olacaktır. Fakat bunu çeşitli renkler ve değişik dokuda kumaşlar ile değiştirebilirsiniz.

Yatak odaları duygusal mekânlardır. Bu yüzden seçilen kumaşların rengi ve yumuşaklığı önemlidir. En güzel parça yatağınızın ayakucuna atacağınız kaşmir bir battaniye olabilir. Hem çok şık duracak hem de iyi bir öğleden sonra kestirmesi yapmak isterseniz sizi sıcacık saracak olan bu ayrıntı en çok kış sabahları işinize yarar. Tabi daha ucuz bir alternatifi olan yün bir şık battaniyeyi de tercih edebilirsiniz.

Romantik düşünün
Bazıları için, lüksün ve romantizmin eş anlamı dört tarafından sütunlar çıkan tül perdelerle kaplanmış bir yataktır. Unutmayın, bu tip bir yatak odası için metrelerce kumaş almak zorunda kalabilirsiniz. Tabi sonuç her zaman mükemmel olur.

Dört sütunlu yatağın alternatifi yatak başının tepesine denk gelen iki sütunlu ve cibinlikli yataklardır. Bu minik “çatı” sadece sizin baş kısmınızın üzerini kapatır ve oldukça lüks gözükür.

Rüya gibi bir yatak odası için
# Yatak odanızın duvarları yüksek ise yerlere kadar değen, hatta fazla kısmı yerde toplanan bir perde seçerek odaya sıcacık ve lüks bir hava verebilirisiniz.
# Eğer yeriniz varsa, yatak odasının içinde mini bir oturma odası yaratarak kitap okuma ve telefonla konuşma alanı yapabilirsiniz. Tek ihtiyacınız olan rahat bir tekli koltuk ve minik bir sehpa. Tabi eğer odada bir de şömine varsa çok şanslısınız.
# Bir tepe ışığının yanında güzel bir hava yaratmak için yatağın kenarına koyacağınız bir gece lambası mutlaka olmalıdır.
# Yerlere ne koyacağınızı dikkatlice düşünün. Halı, yatak odaları için iyi bir seçimdir çünkü hem sıcaklık hem yorgun ayaklara rahat bir hava verir. Eğer yatak odasının yerleri sert tahtadan veya parke ise, en azından yatağın kenarına bir kilim veya halı atarak sabah kalktığınızda adımlarınızı ilk attığınız yerin rahat olmasını sağlayabilirsiniz.

Bahce ve Peysaj İşleri

BAHÇE BAKIMI nedir.

BAHÇE DÜZENLEME nedir.

BAHÇE PEYZAJ TASARIM nedir.

BİZ BÜTÜN BUNLARA CEVAP BULDUK

Hepimiz doğal, yeşil bir ortamda kendimizi daha iyi hissederiz. Güzel bir çevre insan psikolojisi, ruh sağlığı ve bunun yanında beden sağlığı üzerinde çok olumlu rol oynar. Güzel bir bahçe paha biçilmez bir nimettir. Özellikle büyükşehirlerde yaşayanlar için iyi tasarlanmış bir bahçe günün bütün stresini ve yorgunluğunu atmak için birebirdir.

Bahçemizi kendimizde düzenleyebiliriz fakat Bilinçsiz seçilmiş bitkiler, hoş olmayan bir dizayn bazan dinlendirmek yerine insanı yorabilirde. Iyi bir bahçe yapmak için bitkileri tanımalı, uygulama için teknik bilgiler edinmeliyiz yada bu işi bilen Birisine başvurup bahçemizin dizaynını yaptırmalıyız.

Firmamızın temel Prensibi; Yaşanabilir, estetik ve doğal yeşil alanlar tesis etmek, bu alanların devamlılığını sürdürebilmeleri amacýyla gerekli olan (teknik yada işçilik anlamında) desteği sağlamaktır.
Gerek proje, gerek uygulama ve gerekse bakım hizmetleri ile ilgili taleplerini karşılıyoruz. Bahçe tasarımı yanında hazır rulo çim, otomatik sulama, bahçe toprağı, çocuk oyun alanları tesisi, sert zemin uygulamaları gibi birçok talebinize karşılık veriyoruz.

BAHÇE BAKIMI

Bahce bakımı harcanan EMEĞİN karşılığını uzun süre almak için önemlidir. Bitkiler topraktan süreklibesin aldığından toprak zamanla besinlerce fakirleşecektir. Bunu Takviye edebilme için Gübreleme gerekecektir. Bahçenizde uygulanacak gübre çeşit ve miktarları toprağa ve bitki çeşidine göre değişecektir.

>>>>

GÜBRE ÇEŞİTLERİ:
Her türlü gübreyi FİRMAMIZDAN temin edebilirsiniz Perakende Toptan veya.
Konunun uzmanı mühendislerimiz toprak analizine göre gerekli olan gübreyi size önerecektir. Bunun için analiz raporunuzu getirmeniz, raporunuz yoksa toprak analizi için bize başvurmanız yeterlidir.

KİMYASAL Gübreler:
Üre, Amonyum Nitrat, Amonyum SÜLFAT; Potasyum Nitrat, Potasyum Sülfat, DAP, Fe-Zn-Cu-Mg

KISLIK ÇİÇEKLERİMİZ HAZIR!

Mevsimlik ÇİÇEK Siparişleriniz İÇİN ARAYIN!

DEMİRSÜLFATLA LEKELENMİŞ MERMER YADA TAŞLARINIZIN TEMİZLİĞİ
Bahçenizdeki kimyasal gübererle lekelenebilir zeminler zaman zaman uygulanan sert. Özellikle demirsülfat gübresi taş ve Mermerler üzerinde pas lekesi meydana getirebilir. Mermerden pasi çıkarmak neredeyse imkansız gibidir. İşte biz bu sorunu çözdük.

Gübreler

Organik Gübre
Bahçenizdeki çim ve çiçeklerin, meyve ağaçlarının, hobi bahçelerinizdeki sebze ve baharatlarin besin ihtiyaçlarını toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerini iyileştirerek karşılamak için organik Gübreleri kullanabilirsiniz.
Leonardit kullanımı bahçenizde gözle görülür bir iyileşme sağlayacaktır
Leonardit
TOPRAK Islahı:
Toprağınız incelenerek sorunları giderici önlemler alınmakta, ihtiyaç duyulan Katkılar ilave edilmektedir. DRENAJ: Bitkilerin gelişimini engelleyen, köklerinin çürümesine neden olan taban suyunun drenaj Uygulamalarıyla tahliyesi, her boyutta drenaj projesi ve uygulaması için arayın.

Rulo çim anında bahçenizde çim görmek istiyorsanız bu hayal değil. Sizin için ekip hazırladığımız Çimi bir günde Bahçenize taşıyoruz. Hazır çim çimin çıkma, gelişebilmek riskini ortadan kaldırdığı gibi iklim şartları uygun olmadığı dönemdede bahçenizde çim uygulamasını mümkün kılar.

Rulo çim uygulamasında toprağınıza Çimi ekip günlerce beklemeniz gerekmiyor. siz karar verdiğinizde; toprağınız hazırsa, Ertesi gün bahçenizin çimle kaplanmış olduğunu görebilirsiniz. Hazır çimin toprak istekleri tohumdan EKME çimden farklı değildir. aradaki tek fark zaman kazanmak ve çimin çıkış riskini ortadan kaldırmak ve çok sıcak havalardada çim sahibi olabilmektir. rulo çim>>

OTOMATİK ÇİM SULAMA
Siz uyurken Bahçeniz sulansın, hem sudan tasarruf edin hemde zamandan.
Biz otomatik sulama sistemini kuralım siz sulama Sorununu unutun.
Zaman ayarlı düzenekle istenen günde istenen saatte sulama sistemi devreye girsin. sulama işi bittiğinde kendiliğinden kapansın.
Yağmur Sensörü ile yağmurlu havayı sistem algılayıp sulamayı kendiliğinden durdursun.

BAHÇE Toprağı
AHŞAP PERGOLE
Otomatik Sulama
Rulo Çim
ÇOCUK OYUN ALANLARI
BAHÇE DUVARI
BETON PARKE
MEYVE BAHÇESİ TESİSİ VE BAKIMI

Dünyanın neresinde olursanız olun; bahçenizi ölçülerini, konumunu, isteklerinizi bize iletin size projenizi çizip online olarak gönderelim. Bulunduğunuz bölgenin iklim koşullarına uygun Bahçeyi 3 boyutlu olarak tasarlayıp size internet ortamında gönderebiliriz. Kolay kullanılabilir bir ölçekte ve parçalara ayırıp dosyaladığımız proje için tek yapmanız gereken dosyayı bir yazıcıdan çıkarmak ve projeniz elinizde.
u tür bir projede fiyat alanın büyüklüğüne ve uygulamanın karmaşıklığına göre değişmektedir. Proje başvurusu bir ön ödemeyle gerçekleşmektedir. proje bittikten sonrada ödemenin tamamı havale yoluyla bize ulaştığında projenizi posta yoluyle alabileceksiniz. Bu hem çok pratik hemde hızlı bir yöntem olması dolayısıyla en Ücra yerde yaşayan birisi safra bahçesine Proja uygulayabilir.
Rulo çim bahçe toprağı

Bahceduzenleme.biz ‘de Projelendirme, öncelikle bahçenin durumuna ve ardından da bahçe sahibinin istek ve beğenilerine göre yapılır.
Her tasarım kendi mimari çevre yapısına göre ilişkilendirililerek yapılır.
Bununla birlikte bitkilerin, toprak, su ve hava koşullarına uyum Sağlayacak cinsten olmasına özen gösterilir ve koşullara en uygun bitkiler seçilir.
Sulama Sistemleri uygulaması da en iyi sulamayı yapacak şekilde tasarlanır ve uygulanır. Projelendirme için;

Istanbulda iseniz;
Bize ulaşın, gelip mekanı görelim, tam olarak ne istediğinizi allayalım ve önerilerimizi sunalım, tasarımlarımızı Buna göre olşturalım., Öneriler sunalım.
Istanbul dışında iseniz tüm bunları bahçenizi bize doğru Anlatın boyutları Çözüm sunalım.

Aleminyum Küpeşte Ve Korkuluklar

Hem iç hemde dış mekanlarda gerek koruma ,gerekse şık bir görüntü için yaptığımız küpeşte – korkuluk uygulamaları.Özellikle dış mekanlarda hava şartlarına dayanıklılığı ve bakım kolaylığı nedeniyle alüminyum sıklıkla tercih edilmektedir.Küpeştelerde sadece alüminyum profil kulanıldığı gibi, daha şık bir görüntü için ,arzunuz doğrultusunda camda kullanmaktayız.

Cam Balkon nedir?

Cam Balkon nedir?

Cam Balkon Sistemleri Hakkında:
Cam balkon 1981 yılında ilk defa finlandiya’da uygulamaya başlanmıştır. Daha sonra Avrupa kentlerinde yayılmaya başlamış ve 1999 yılında ülkemizde, İstanbul’da da uygulamaları başlamıştır. Finlandiya’da ve Ülkemizde ilk yapılan cam Balkonlar alttan Taşımalı sistem denilen Bilye Tekerlekli sistemdir. Her kam plakasındaki yaklaşık 25-30 kg. yük iki adet bilyenin üzerinde hareket etmektedir. Jantın üzerinde giden otomobil misali.

Bu sistem bütün yükün tabana binmesi ve alttaki rayında alüminyum gibi yumuşak bir malzeme olması nedeniyle ray üzerinde çöküntüler meydana getirmektedir, aynen asfalttaki çöküntü ve tümsekler gibi. Dolayısıyla ray bir müddet sonra iyice deforme oluyor ve sistem kilitleniyor. Ilk çıkan sistem ucuz olması dolayısıyla halen piyasada müşterilere sunulmakta ve olması ve bir çok eksik Yönleri bulunmasına rağmen bu sistem fiyatının dez avantajlarından bahsedilmediği için eskiye göre AZDA olsa talep edilmektedir. ”

Bu sistemi tercih edecek olan Müşterilerimizin bu açıklamayı göz önünde bulundurmasını rica ederiz. ”

Alttan Taşımalı sistemin yukarıda bir kısmını saydığımız eksik ve problemli yönlerinden dolayı satın alan kullanıcılar bir müddet sonra rahatsızlık duymaya ve satın aldıkları yere şikayetleri başlayınca; alttan ve Ustten Taşımalı sistemler ortaya çıkmıştır. Bugün piyasada alttan ve Ustten Taşımalı sistemlerin onlarca değişik modeli vardır. Kullanılan Profilin Ebat ve et kalınlığı, cam bitiş kapağı uygulanıp – uygulanmaması, dış yüzeyde yağmur saçağı bulunması, estetik ve fonksiyonel olması gibi bir takım farklılıklar bulunmaktadır. Çalışma Prensibi olarak alt ve üst taraftaki raylarda yatay olarak hareket eden 4 adet çifttekerden oluşmaktadır. (Birbirinden bağımsız hareket eden toplam 8 adet teker.) Tekerlerin içi kapalı sistem rulman dışları ise polyemid denilen sert plastikle kaplanmaktadır. Yine piyasada bir çok farklı marka ve modelde aksesuarlar bulunmaktadır. Peki son kullanıcı olan siz değerli Müşterilerimiz gerçek kaliteyi nasıl fark edeceksiniz?

Firmanın en az 2-3 Sizlere acizane Tavsiyemiz kullandığı malzemeleri bizzat kendiniz yakından incelemenizdir. De uzun yıllar boyunca kullanacağınız bir üründür Çünkü cam balkon hem maliyetli, hem. Yaptırdığınız cam balkonların hafif bir rüzgarda şıngır şıngır sallanmasını veya cam aralarından giren Rüzgarla ıslık çalmasını istemezsiniz herhalde ….

Sonuç olarak biz, en ucuz cam balkonu yapıyoruz iddiasında değiliz, olamayız!.

Fakat biz Yaptığımız işi; Kullandığımız malzeme ve uyguladığımız işçilikle Orantılı olarak muadillerimiz arasında en uygun fiyata yapma, paranızın ve beklentinizin tam karşılığını vermek iddiasındayız.

Katlanır Cam Balkon Sistemi
Katlanır cam sistemi altta ve üstte kayıt olup estetik ve konforu bir arada sunan modern bir sistemdir. Camların katlanarak aynı noktaya toplanabilme özelliği nedeni ile mevsimsel değişikliklere en iyi şekilde cevap verebilen bir sistemdir. Bu sayede güzel hava şartlarında açık tutularak hiç kapatılmamış gibi, mekanlardan yararlanılması sağlanır.

Katlanır cam sistemi altta ve üstte kayıt olup estetik ve konforu bir arada sunan modern bir sistemdir. Camların katlanarak aynı noktaya toplanabilme özelliği nedeni ile mevsimsel değişikliklere en iyi şekilde cevap verebilen bir sistemdir. Bu sayede güzel hava şartlarında açık tutularak hiç kapatılmamış gibi, mekanlardan yararlanılması sağlanır.

Cam yüksekliği : 2000 mm kadar 8 mm 2000 mm ve üstü 10 mm temperli cam kullanılır.

Cam eni : Kapatılacak yere göre eşit olarak ölçülendirilmektedir.

Profil: Et kalınlığı 3 mm olup elektrostatik toz fırın boyada istenilen renkte boyanmaktadır.

Çalışan aksam : Her kanatta iki rulmanlı dört tekerlek, bulunmaktadır. Teker sistemi paslanmaya karşı pirinçtendir.

Yalıtım : Cam aralarında şeffaf Fitil, profil aralarında, alt ve üst Bazalar arasında 1000’lik kıl fitiller kullanılmaktadır.Profilerin kenarlarında su girmemesi için çıkıntılar () damlacıklar vardır. Sistemin çevresi Antibakteriyel silikonla izole edilip Dışarıdan gelebilecek yoğun yağmur toz rüzgar vs gibi etkenler bu sayede engellenmiş olur.

Kilit Mekanizması : Alt ve üst olmak üzere Açılım yerlerinden uygulanır.

Garanti : Sistem ve sistem içerisinde kullanılan tüm ekipmanlar 2 (iki) yıl garantilidir.

Katlanır Boycam Kapı Sistemleri

Boycam sistemi altta kayıt olmadan çalışan modern ve kullanışlı bir sistemdir. Cafe, veranda, restoran vb. mekanlarda çok amaçlı olarak kullanılabilen İsteğe yada kullanım kolaylığına göre kanat açılımları uygulanabilmektedir.

Cam : 10 mm temperli cam kullanılır.

Cam yüksekliği : 4000 mm kadar yapılabilmektedir.

Cam eni : 800_1000 mm olarak uygulama yapılmaktadır.

Profil : Et kalınlığı 10 mm olup elektrostatik toz fırın boya ile istenilen renk elde edilebilmektedir.

Çalışan Akşam : Her kanatta 2 adet tekerlek olup 4 rulmanla yön verebilmektedir ve Gövdesi çeliktir.

Yalıtım : Cam aralarında şeffaf Fitil alt ve üst Profiller arasında 1000’lik kıl fitiller kullanılmaktadır. Sistemin çevresi Antibakteriyel silikonla izole edilip Dışarıdan gelebilecek olan yağmur, toz, rüzgar vs gibi etkenler bu sayede engellenmiş olur.

Kilit : Her kanat birbirinden bağımsız olarak kilitlenebilmektedir.

Garanti : Sistem ve sistem içerisinde kullanılan tüm ekipmanlar 2 (iki) yıl garantilidir.

Dış cephe Kompozit levha İşleri

Dış cephe Kompozit levha İşleri

Kompozit nedir

: Homojen bir yapıya sahip olmayıp, farklı cins malzemelerden meydana gelen elemanlara kompozit elemanlar denir.

Kompozit Panel Renk Kartelası

Kompozit malzeme

Polyesteri mek peroksit ile karıştırdığımızda kompozit malzemenin reçinesi hazırlanmış olur.İçine elyaf yerleştirilerek sertleştirdiğimizde kompozit malzeme meydana gelir

Diyelim ki bardak henüz icat edilmedi.Bardağı icat edip,kompozitten seri olarak üretip satmak istiyoruz.İlk önce bardağın şeklinde üç boyutlu bir cisim yapmanız gerekiyor.Mesela alçıdan oymak suretiyle bu cismi yaptınız.İşte buna bardağın modeli denir.Seri üretim yapmak için bu modeli kullanarak bir kalıp yapıp üretime başlayabiliriz artık.Nasıl mı?Mesela bardağın kendisini de ,kalıbı da kompozitten yapalım Alçıdan daha önce elle hazırlamış olduğumuz bardak modelini üst kısmı aşağıda bakacak şekilde düz bir zeminin üstüne koyalım.Üstüne reçine ve elyafı uygulamak suretiyle kompozit kalıbımızı işleyelim.Kompozit malzeme sertleştikten sonra her ikisini birbirinden ayıralım.Alçı bardak modelini kullanarak ,kompozitten bir bardak kalıbı yapmış olduk. Kompozitten oluşan bu bardak kalıbınının içine,yine aynı mantıkla reçine ve elyaf uygulaması yapalım.Sonra bunları birbirinden ayırdığımızda artık kompozitten bir bardağımız var demektir.Sonuç olarak kompozitten bir ürün yapmak istiyorsak önce kolay işlenebilen bir malzemeden onun bir modelini yapmamız gerekiyor.

Kompozit kalıbını yapmak için gerekli olan model ahşaptan,alçıdan,plastikten, strafordan,betondan,metalden,alüminyumdan,poliüretandan vb.malzemedelerden yapılabilir.

Kompozitte de yapılacak olan objeye göre model üretim yöntemi seçilir.Bazen bir ağaç torna tezgahında işlendiğinde model üretilebildiği gibi,bazen bir heykeltraş tarafından elle de yapılabilir.Bazen bir marangoza da yaptırılabilir.Veya doğal ortamdan herhangi bir obje de hiçbir işlem yapmadan model olarak kullanılabilir.CNC tezgahında da üç boyutlu olarak işlenebilir.

Model kalıp için kullanıldıktan sonra zarar görmemişse elbette başka bir kalıp almak için de kullanılabilir.Model kalıp alınırken zarara uğramışsa tamir edilebilme durumuna bakılır.Eğer tamir edilebiliyorsa kullanılabilir.

Model için böyle bir kural yoktur.İhtiyaca göre bu belirlenir.Duruma göre kalıpla oynanarakistenen görüntü ağlanır.Örneğin RTM Kalıpları çift taraflıdır

Ürünün şekline göre çok parçalı modeller de olabilir.Örneğin bir aslanın kafası ayrı bir model gövdesi ayrı bir model olabilir.Sonra çıkan ürünler birbirleri ile yapıştırılarak bağlanabilir.Model üzerinde ters açılar varsa,kalıp da çok parçalı olabilir.

Kalıp alabilecek kadar sağlam olan modeller bu işler için kullanılabilir.Kalıp alırken modelde erime,yanma,yamulma,kırılma gibi sorunlar çıkmamalıdır.Bazı modelleri, reçine solventten dolayı eritebileceğinden tedbir alınmalıdır.Fiberglasın kendisi de model olarak kullanılabilir.

İlk önce bu modele ait bir kalıp almalıyız.Kalıp yöntemi ürünün şekline,büyüklüğüne,giriftliğine göre belirlenmelidir.Çift tarafı parlak istenebilir.Alınacak ürün sayısına göre de kalıp kalitesi değişebilir.Bir tane alınacak ürün ile bin tane alınacak ürünün kalıbı arasında fark vardır.Ürünün kalınlığına göre de kalıp kalitesi değişir.Bazen kalıbı metalden yapmak gerekebilir.Alınacak ürünün parlaklık ölçüsü de kalıp kalitesini belirlemek için bir krıterdir.

Sanal ortamdaki bu çizimi üç boyutlu olarak modele dönüştürmemiz gerekir.Bilgisayar ortamındaki esasında bir model değil,modelin çizimidir.Bilgisayar ortamındaki üç boyutlu model çizimi CNC tezgahında işlenebilme avantajı getirir sadece.Kalıp için mutlaka gerçek bir modele ihtiyaç vardır.

Ürün kompozit olacaksa model muhakak gerekiyor.Çok özel durumlarda model yapar gibi kompozit işlenerek ürün yapılabilir.Düz ürünlerde bunu yapmak daha kolaydır.Girift şekilli ürünler için ise muhakkak bir model ve kalıba ihtiyaç vardır.Mesela hiçbir hayvan figürünü model ve kalıp olmadan direk olarak üretmek mümkün olmaz.Ama bir havuz düz çeperlerden meydana geldiği için yapılabilir.Fakat ürün üzerinde ufak tefek değişiklikler yapmak mümkündür.Örneğin filin karnına delik açmak gibi.Veya bir kulağı kopuk üretmek gibi.

Ürünün çok parlak olmasını istiyorsak,kalıp da çok parlak olmalı.Dolayısı ile model de.Tek tek her ürünü parlatmak gerçekten de çok zor bir iş.Modeli zımpara ve parlatıcılarla parlak hale getirebiliriz.Zımpara yapılırken kalın kumdan ince kuma doğru zımparalamak gerekir.Kalıp zamanla matlaşırsa parlatıcılarla kalıbı tadilat yapmak gerekir.Çıkan ürünü dışardan akrilik boyalarla boyayarak da parlak gösterebiliriz.Bu şekilde olursa kalıp kalitesinin üst düzey olmasına gerek kalmaz.Jelkot veya boya kalitesi de parlaklığa etki eder.

Modele zarar vermedikten sonra elbette mümkün.Fakat ucuz olması açısından modeller genellikle kalıp alma aşamasında parçalanmaktadır.

Model malzemesi ürün malzemesi ile aynı yapılırsa veya amaca hizmet ediyorsa elbette olabilir.Modelin ürün olarak kullanılacağı bilgisi modelciye bildiilmeli ki modelci ona göre model yapsın.Mümkünse tabii ki…

Model tamamen yapılan objenin özelliklerine göre kısa veya uzun sürede yapılır.Dev bir gemi modeli ile ufacık bir top modeli elbette farklı sürelerde yapılır.Fakat model süresi için genellikle bir ay gibi bir süre ayrılır.Benzer bir modeli tadilat yaparak benzetme bir model durumunda süre kısalabilir.

Model en teknolojik 3dmax programında çizilip cnc cihazlarında işlenerek yapılır.CNC işleme ücretleri ve 3dmax çizimlerin çok pahalı olması sebebi ile henüz ülkemizde yaygınlaşmış bir model yapım tekniği değildir.Küçük parçalar için bazen tercih edilse de büyük objeler için astarı yüzünü geçmektedir.

Elbette herkes model üretebilir.Model karmaşıklaştıkça işi ehline bırakmak kaydı ile.Piyasada sadece bu işi yapan modelciler vardır.MPC Mühendisliğin en büyük avantajı modeli ve kalıbı kndi bünyesind yapmasıdır.

Su ve Çatı İzolasyon işleri

Su ve Çatı İzolasyon işleri

Su Yalıtımı

PVC Membran

Binalarda suya karşı en hassas yüzeyler temeller ve çatılardır. Uygulama detaylarında kullanılan yanlış malzeme zaman içinde, ilk uygulamadan çok daha zor ve pahalı olabilecek onarım ve yenileme gerektirmektedir.

Çağımızdaki teknik gelişmeler doğrultusunda mükemmel denebilecek bir seviyeye ulaşan PVC Su Yalıtım Membranları temelden ara katmanlara ve ara katmanlardan çatıya kadar tek kat olarak uygulanabilen ideal bir su izolasyon sistemidir.

PVC, Poli Vinil Klorid kelimelerinin baş harflerinden oluşmuştur. Uygun ve gerekli katkı maddelerinin yardımıyla oluşturulan, uzun ömürlü, tüm hava koşullarına karşı dayanıklı, sağlam ve geri dönüşümlü, ekolojik bir alaşım olup, bu özellikleri ile çevreye duyarlı tüketiciler tarafından da tercih edilmektedir.

PVC Su Yalıtım Membranları, tüketiciler tarafından tercih edilmesini aşağıdaki özelliklerine borçludur:

Yüksek kalite güvencesi,
Uzun hizmet ömrü,
Zor alev alma özelliği,
Yüksek mekanik dayanım,
Buhar geçirgenlik,
Sıcak hava ile kusursuz ek yeri kaynağı imkanı,
İklimsel şartlara karşı yüksek dayanım,
Bitki köklerine dayanım,
Kolay kullanım ve uygulama olanağı,
Estetik olması (çeşitli renklerde üretim imkanı).

PVC membranlar sıcak hava ile kaynaklanabilme, güneş ışınlarına ve yangına mukavemet gibi özellikleri birleştirir.

PVC (polyvinyl chloride) çatı membranları, 1960’ların başlarında Avrupa’da kullanılan ilk PVC-tabanlı sistemlerle birlikte, termoplastik membranlar tarihinde en eski yere sahiptir.
Polyester donatılı PVC çatı membranları, tarihsel çizgisini güçlendiren uzun süreli dayanıkılığı dışında birçok üstün özelliğe sahiptir ve bu sayede sektörel kullanımında büyük bir artış kaydetmiştir.

Bu özellikler kısaca şu şekilde sıralanabilir:

• Ürünlerin birçok testlerden geçmiş olması,
• Beyaz dahil birçok renklerde üretilebilmesi,
• Delinme, yırtılma ve ezilmeye karşı yüksek dayanım, alev parlaması ve sonrasında gelen yangın yayılmasına karşı mükemmel direnç,
• Çatıda oluşabilecek kirlenmeye karşı kanıtlanmış uzun ömürlülük,
• Düşük ısıda iyi esneklik ve yüksek ısı toleransı.

PVC çatı membranları son derece kullanıcı dostudur ve çeşitli montaj metodlarıyla uygulanır. PVC çatı membranları etkileyici bir estetiğe sahiptir ve montaj sırasında-sonrasında uygulayan kişinin işçiliğine görsel katkı sağlar.

Isı Yalıtımı

Selüloz esaslı bor, doğal lifli yapısı sayesinde çok iyi ses yalıtıcısıdır. Bor’un gürültü azaltma katsayısı NRC 0,70’e çıkabilmektedir.
Bor’un uygulandığı mekânlarda yankılanma, çınlama tamamen engellenmiş olur. Bor tek başına %55 ses yutma kapasitesine sahiptir. Uygulama yekpare olduğu için ses köprüleri oluşmaz. Bor, toplantı salonları, sinemalar, kayıt stüdyoları ve benzeri yüksek düzeyde ses yalıtım yapılması gerekli mekanlarda güvenle uygulanabilir.

ISI YALITIMI
Selüloz esaslı bor’un ısı iletim katsayısı 0,038 W/m.K’dir. Isı iletim katsayısı sıcaklıkla ve yoğunlukla değişmez. Diğer mineral yünlere göre yekpare uygulama sayesinde ısı ve ses köprüleri engellenmiş olur. Isı tutma kapasitesi yüksektir. Ozel bir uygulama makinesi sayesinde
her tür yüzeye ekyersiz uygulama yapılabilir. Doğal fiziksel özellikleri sayesinde binaların nefes almasını sağlayarak binanın ömrünü uzattığı gibi yaşanılan ortamlarda da kanfor sağlar. 30-70 kg/m3 arasında istenilen yoğunlukta uygulama yapma imaknına sahiptir. Uretiminde kullanılan malzemelerin hepsi yerli olduğundan ekonomiktir.

YANGIN YALITIMI
İçerisine eklenen bor bileşikleri sayesinde yangın koruması sağlar. İçerisinde yanıcı kısımlar içerir ancak içeriğine eklenen yangın geciktiriciler sayesinde yanmaz. Yangın kaynağı kalktıktan sonra yanmayı sürdürmez. Yangın yüküne katkısı olmaz yangını geciktirerek insanların binayı terk etmeleri için zaman kazandırır.A2 yanmaz malzemeler sınıfındadır.

• ÇEVRECİDiR
• Kullanılmış kâğıtların geri dönüştürülmesi sayesinde ülke ekonomisine katkı sağladığı gibi, çevreye ve insan sağlığına zarar vermez.Uygulandığı mekanlarda haşere ve böcek barındırmaz. Küflenme ve mantar oluşumunu önler. Özel uygulama makineleri sayesinde her türlü yüzeylere kolayca uygulanabilir.

Mineral yünlerin ısı geçirgenlik derecesi
R-Değerleri Karşılaştırması (50mm)

Her tür bina çatı ve bodrum yalıtımlarında
Siding kaplama altına
Betopan türü kaplama malzemeleri altına
Fabrika çatılarına
Taban tahtası altına
Ses izolasyonu gerektiren bütün mekânlarda
Alçıpan arkasına
Ara bölme duvar arasında ‘
Soğuk hava depolarında
Kısacası Bor, izolasyon gerektiren bütün alan ve yüzeylere rahatlıkla uygulanabilir.

Ses izolasyonu

SES YALITIMI

Selüloz esaslı bor, doğal lifli yapısı sayesinde çok iyi ses yalıtıcısıdır. Bor’un gürültü azaltma katsayısı NRC 0,70’e çıkabilmektedir.
Bor’un uygulandığı mekânlarda yankılanma, çınlama tamamen engellenmiş olur. Bor tek başına %55 ses yutma kapasitesine sahiptir. Uygulama yekpare olduğu için ses köprüleri oluşmaz. Bor, toplantı salonları, sinemalar, kayıt stüdyoları ve benzeri yüksek düzeyde ses yalıtım yapılması gerekli mekanlarda güvenle uygulanabilir.

ISI YALITIMI
Selüloz esaslı bor’un ısı iletim katsayısı 0,038 W/m.K’dir. Isı iletim katsayısı sıcaklıkla ve yoğunlukla değişmez. Diğer mineral yünlere göre yekpare uygulama sayesinde ısı ve ses köprüleri engellenmiş olur. Isı tutma kapasitesi yüksektir. Ozel bir uygulama makinesi sayesinde
her tür yüzeye ekyersiz uygulama yapılabilir. Doğal fiziksel özellikleri sayesinde binaların nefes almasını sağlayarak binanın ömrünü uzattığı gibi yaşanılan ortamlarda da kanfor sağlar. 30-70 kg/m3 arasında istenilen yoğunlukta uygulama yapma imaknına sahiptir. Uretiminde kullanılan malzemelerin hepsi yerli olduğundan ekonomiktir.

YANGIN YALITIMI
İçerisine eklenen bor bileşikleri sayesinde yangın koruması sağlar. İçerisinde yanıcı kısımlar içerir ancak içeriğine eklenen yangın geciktiriciler sayesinde yanmaz. Yangın kaynağı kalktıktan sonra yanmayı sürdürmez. Yangın yüküne katkısı olmaz yangını geciktirerek insanların binayı terk etmeleri için zaman kazandırır.A2 yanmaz malzemeler sınıfındadır.

• ÇEVRECİDiR
• Kullanılmış kâğıtların geri dönüştürülmesi sayesinde ülke ekonomisine katkı sağladığı gibi, çevreye ve insan sağlığına zarar vermez.Uygulandığı mekanlarda haşere ve böcek barındırmaz. Küflenme ve mantar oluşumunu önler. Özel uygulama makineleri sayesinde her türlü yüzeylere kolayca uygulanabilir.

Mineral yünlerin ısı geçirgenlik derecesi
R-Değerleri Karşılaştırması (50mm)

Her tür bina çatı ve bodrum yalıtımlarında
Siding kaplama altına
Betopan türü kaplama malzemeleri altına
Fabrika çatılarına
Taban tahtası altına
Ses izolasyonu gerektiren bütün mekânlarda
Alçıpan arkasına
Ara bölme duvar arasında ‘
Soğuk hava depolarında
Kısacası Bor, izolasyon gerektiren bütün alan ve yüzeylere rahatlıkla uygulanabilir.

Kullanım Alanları
Kabul Edilebilir Ses Basınç Düzeyi dB|A|

Dinlenme Alanları
Tiyatro Salonları
Konferans Salonları
Otel Yatak odaları
Otel Restoranları
25
30
30
35

Sağlık Yapıları
Hastaneler
35

Konutlar
Yatak Odaları (Şehir)
Oturma Odaları (Şehir Dışı)
Oturma Odaları (Şehir Kenarları)
Oturma Odaları (Şehir)
Servis Bölümleri (Mutfak, Banyo)
35
40
45
60
70

Eğitim Yapıları
Dersler, laboratuarlar
Spor Salonu, yemekhane
45
60

Ticari Yapılar
Özel Büro (Uygulamalı)
Genel Büro(Yazı, Hesap böl.)
50
60

Endüstri Yapıları Fabrikalar
Fabrikalar (küçük) (geniş kapsamlı)
70
80

Ses Basınç Düzey db|A|
Ses Kaynağı ve Konumu

140
Kalkış Halinde Jet Uçağı, 25m. mesafede

100
Çok gürültülü fabrikada çelik perçin işlemi 5cm. mesafede

90
Susturucusuz yol kazası 7m. mesafede

80
Çalar Saat zili 1m. mesafede

70
Saatte 50km. hızla giden bir otomobiln kabin içi

65
Daktiloların çalıştığı faal büro ortamı

50
Normal Konuşma 1m. mesafeden

40
Sakin Oturma Odası

35
Geceleyin Sakin Oturma Odası

25
Kırda trafikten uzak sakin bir ortam

15
Yayın stüdyosunda arka plan gürültüsü

ses izolasyonu 2

sesizolasyon

Duvar Panelleri ve Panel Siding

Poliüretan izolasyonlu Duvar Panelleri, cephe kaplamasının yanısıra, bölme duvar ve asma tavan olarak da kullanılır, Düşey veya yatay olarak döşenebilir. Birleşim detayı gizli vidalıdır, paneli taşıyıcı sisteme tespit eden vidalar görünmez.

Dış cephe Mantolama

Dünya üzerindeki birincil enerji kaynaklarının hızla tükenmesi üzerine gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm ülkeler enerji ihtiyaçlarını kontrol altına alma ve enerjiyi etkin kullanma yöntemleri geliştirmişlerdir. Ülkemizde de; başta sanayi ve konut sektörlerinde olmak üzere, enerji tüketimleri her geçen yıl artmaktadır. Konutlarda kullanılan enerjinin büyük bir kısmı ısıtma ve soğutma amaçlı olarak tüketilmektedir. Söz konusu bu enerjinin; etkin kullanılması, ısı yalıtımı ile sağlanabilir.

Bina zarfı, binanın iç ortamını dış ortamdan ayıran yapı elemanlarını kapsar. Duvarlar,kapılar, pencereler, döşeme, tavan ve çatı, bina zarfını oluşturur. Sağlıklı yaşam koşullarının yaratılması, yakıt tüketimlerini azaltarak; kullanıcının düşük yakıt masrafları ile sistemini işletmesinin ve dolayısıyla hava kirliliğinin azaltılmasının sağlanması, binanın iç ve dış etkenlerden korunarak ömrünün uzatılması amacıyla; yapı bileşenleri üzerinden, farklı sıcaklıktaki iki ortam (dış hava – yaşanan mahaller) arasındaki ısı geçişini azaltmak için yapılan işlemlere ısı yalıtımı denir.İşleriiz için fiyat alın.

Mantolama nasıl yapılır

Dış Cephe Isı İzolasyonu

Mantolama Nasıl Yapılır

1- Levha kalınlığına uygun ölçüde subasman profili, ilk kat döşeme seviyesinin 20cm alt kısmına dubel ile tesbit edilir.
2- Yapıştırma harcı levha yüzeyinin tümüne kenarları boyunca sürekli, orta kısımlara noktasal olarak sürülür. Yapıştırıcının levhaların arasına en az %40 oranında temas etmiş olmalıdır.
3- Eğri olmayan çok düzgün cephelerde 10×10 mm ölçülerinde taraklı mala ile uygulama yapılabilir. Yapıştırma harcı levha yüzeyinin tümüne taraklı mala ile sürekli bir şekilde sürülür.
4- Yapıştırma harcı uygulanmış levhalar, subasman profiline oturtularak levhalar arasında boşluk kalmayacak ve binilerin sıkıca birleştirilecek şekilde hafifçe kaydırılıp duvara yapıştırılır.
5- Yapıştırma işleminden 24 saat sonra, yapının yüksekliği ve yüzey özelliklerine göre tarif edilmiş derinlikte ve sayıda dubelleme yapılır.
6- Dubelleme işleminden sonra kapı, pencere ve bina köşelerine, düzgün ve dayanıklı bir köşe oluşturmak için ebatlarına uygun ölçülerde alüminyum veya kendinden fileli köşe profilleri yerleştirilir.
7-8- Köşe profillerinden sonra, ilk kat sıva çelik mala ile uygulanır ve taraklı mala ile homojen bir kalınlık elde edilir.
9- İlk kat sıvayı takiben, alkalilere dayanıklı donatı filesi ilk kat sıvanın üzerine hafifçe gömülerek yatay ve düşey yerleştirilir.
10-11- İlk kat sıvanın hafifçe suyunu atmasından sonra ikinci kat sıva yapılır
12- İkinci kat sıvanın tamamen kurumasını müteakip (en az 24 saat) astar boya uygulaması yapılır.
13- Son kat dış cephe kaplaması olarak silikonlu veya akrilik esaslı boya veya dekoratif kaplama mala veya rulo ile uygulanır.
– Isı, farklı sıcaklıklara sahip ortamlarda daima sıcaktan – soğuğa doğru geçerek bir denge oluşturma eğilimindedir. Yapı elemanlarını meydana getiren malzemeler, söz konusu ısı geçişine, ısı iltkenlik katsayılarına bağlı olarak bir direnç gösterirler. Yani; en genel anlamda ısı yalıtımı, ısı geçişini azaltan bir dirençtir.
Isı yalıtım malzemeleri ise; farklı sıcaklıklardaki ortamlar arasında ısı yalıtımı amacıyla kullanılan, ısı iletkenlik katsayıları 0,065 W/mK’den küçük olan malzemelerdir.

Yapılarda ısı yalıtım amacıyla yaygın olarak, polistren (XPS, EPS), poliüretan gibi sentetik esaslı köpükler ve camyünü, taşyünü gibi mineral lif esaslı ısı yalıtım malzemeleri kullanılmaktadır. Isı yalıtımının bina ve ısıtma sistemi başta olmak üzere, ülke ekonomisi ve çevre gibi çeşitli konularda pek çok olumlu etkisi mevcuttur.
– Ancak; mantolama, binaların dış yalıtımı konusunda en etkin çözüm olarak öne çıkmaktadır.Mantolama uygulamasının, diğer ısı yalıtım uygulamalarına göre avantajlarıda çok fazladır.
– Bina dış cephelerinde neredeyse %50 oranında yüzey teşkil eden ısı köprülerini (kolonlar ve kirişler) ortadan kaldırır. Böylece binalarımızda enerji tasarrufu sağlandığı için daha az enerji ile istenilen konfora ulaşılmasını olanaklı kılar. Bunun doğal sonucu ise hava kirliliğindeki azalma olacaktır.
– Bu sistemin bir diğer avantajı da yapı bileşenlerinin yüzey sıcaklıklarının belirli bir düzeyin altına düşmesi halinde, ortamdaki su buharının yoğunlaşarak yüzeyde veya iç katmanlarda oluşturduğu terleme ve yoğuşmayı (rutubet) ortadan kaldırmasıdır.
– Mantolama sistemi, Binalarımızı atmosferik şartlara karşı koruduğu gibi; farklı hava şartlarında oluşabilecek genleşme ve büzülme gibi yapı bileşenlerinde meydana gelen fiziksel değişimleri önlemektedir. Duvar iç gerilmeleri ve yapı hasarlarının önlenmesiyle binaların daha güvenli ve uzun ömürlü olmasını sağlamaktadır. Dıştan yalıtım yapıya yeterli bir ısı depolama yeteneği sağlar. Bu durum yaz kış binanın iç mekan sıcaklığının dengede tutulmasına yardımcı olur.

1-Isı yalıtımı nedir?

Binalarımız kışın soğur, yazın ise ısınır. Kışın kömür, doğalgaz gibi yakıtlar kullanarak evimizi soğumaması için ısıtır; yazın ise ısınan evimizi klimalarla soğuturuz.

Isı yalıtımı, kışın ısınmak yazın da serinlemek için harcadığımız enerjiyi azaltmak ve daha rahat ortamlarda yaşamak amacıyla binaların dış cephe duvarları, cam ve doğramaları, çatıları, döşemeleri ve tesisatlarında, ısı geçişini azaltan önlemler almaktır.

2- Isı yalıtımının faydaları nelerdir?

Yönetmeliklere uygun yapılacak ısı yalıtımı, ısınma veya serinleme amacıyla yaptığımız harcamalardan ortalama % 50 tasarruf ederek yazın serin kalmaya kışın daha iyi ısınmaya imkan sağlar. Dengeli oda sıcaklıkları yaratarak konforlu ve sağlıklı mekanlar oluşturur. Evlerde küflenme, siyah leke ve mantar oluşmasına neden olan yoğuşmayı (terlemeyi) önler. Isı yalıtımıyla ayrıca yakıt tüketimi ve dolayısıyla atık gazlar azaltılarak çevrenin korunmasına katkıda bulunulur.

3- Isı yalıtımı binanın nerelerine yapılır?

Isı yalıtımı
– Binaların çatı ve duvarlarına
– Toprak temaslı mahallere
– Katları ayıran döşemelere
– Tesisat boruları ve havalandırma kanallarına
– Garaj, depo gibi ısıtılmayan bölümlere bakan duvarlara yapılır.

Ayrıca özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılarak kışın pencerelerden oluşan ısı kayıpları azaltılır, yazın binaya güneş ısısı girişi sınırlanır.

4- Isı yalıtımı nasıl yapılır?

Isı yalıtımı evlerimizin çatı, döşeme ve dışa bakan tüm duvarlarına ısı geçirmeyen malzeme uygulanmasıyla yapılır. Pencerelerde de özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır. Isı yalıtımı binaların içinden veya dışından uygulanabilir. Isı yalıtımının önemli bir unsuru da tesisatların yalıtılmasıdır.

5- Isı yalıtımının maliyeti nedir?

Isı yalıtımının binanın yapım aşamasındaki maliyeti, bina maliyetinin % 2’si ile 5’i arasındadır. İnşaat aşamasında ısı yalıtımı yapılmış bir binada; düşük kapasiteli kazan, klima, küçük radyatör ve tesisat kullanılacağı için yatırım ve işletme maliyeti de azalacaktır. Isı yalıtımı için yapacağınız harcamalar, sağlanan enerji tasarrufu ile 2-5 yıl içinde kendini geri öder.

6- Isı yalıtımı ne kadar sürede yapılır?

Binalarda yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları için gereken süre; yapının ihtiyaçları, büyüklüğü ve yalıtım uygulamasında çalışacak kişi sayısıyla ilişkili olarak belirlenir. Genel olarak ısı yalıtımı uygulamaları, orta büyüklükteki bir bina için 1-4 haftalık zaman zarfında tamamlanır. Dıştan yapılan yalıtım uygulamalarının aşırı soğuk ve yağışlı günlerde yapılamadığı unutulmamalıdır.

7- Isı yalıtımının Türkiye’ye yararları nelerdir?

Hesaplamalar, tüm konutların standart ve yönetmeliklere uygun olarak yalıtılması durumunda, ülkemizin yılda yaklaşık 3 milyar dolar tasarruf yapacağını göstermiştir. Ekonominin canlanması, istihdamın artması, üretim ve uygulama ile birlikte artacak vergi gelirleri diğer önemli faydalar arasındadır.

Bu tasarrufun eğitim, sağlık vb. zorunlu ihtiyaçlarımıza aktarılacağını göz önüne aldığımızda, yalıtımın toplumsal refahımız için de önemli katkılarının olacağı bir gerçektir.

8- Isı yalıtımının dünyaya katkıları nelerdir?

Isı yalıtımı, binaların daha az yakıtla ısıtılmasını sağlayacağından atmosfere yayılan karbondioksit (CO2), kükürt dioksit (SO2) ve diğer gazlar azalır. Böylece atmosferde oluşan sera etkisi, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunulur. Dünyanın ısınması kutuplardaki buzulların erimesine ve iklim değişikliklerine yol açmakta; buna bağlı olarak doğal hayat giderek yok olmaktadır.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

YANLIŞ: Binamız dışarıdan su alıyor, yüzeye sıva veya zift sürerek kalıcı bir
çözüm elde edebiliriz.
DOĞRU: Öncelikle duvarınızda su bulunmasına neden olan etkenlerin araştırılması ve bunlara karşı önlem alınması gerekir. Isı yalıtımı olmamasından kaynaklanan bir durumda, içten veya dıştan ısı yalıtımı yapılarak sorun çözülmeli. Özellikle yağışlı günlerde dışarıdan su sızması söz konusu ise yapınızdaki çatlaklar veya boşluklar, su sızdırmaz malzemeler kullanılarak tamir edilmelidir.

YANLIŞ: Sürülerek uygulanan ısı yalıtım malzemesi vardır.
DOĞRU: Boya ve benzer malzemelerle ısı yalıtımı yapılamaz. Isı yalıtımı, ısı iletkenlik katsayısı düşük, belli bir kalınlığı olan malzemeler ile yapılır. Kalınlık arttıkça ısı yalıtım miktarı artar. Sıva ve boya tabakaları ısı yalıtımı yapmaz.

YANLIŞ: Sıcak bir bölgede yaşıyoruz. Isı yalıtımı yaptırmamıza gerek yok.
DOĞRU: Isı yalıtımı kışın ısınmak, yazın serinlemek için harcadığımız enerji ve yakıttan tasarruf sağlar. Bir binanın soğutulması, ısıtılmasından daha fazla enerji gerektirdiği için sıcak iklim bölgelerinde de mutlaka ısı yalıtımı yapılmalıdır.

YANLIŞ: Binamızın duvarları gaz beton ile örülmüştür. Ayrıca ısı yalıtımı yaptırmamıza gerek yoktur.
DOĞRU: Gaz beton bir yapı malzemesi olup ısı yalıtım malzemesi değildir. Yapı hangi malzemeden yapılmış olursa olsun kolon ve kirişler dahil olmak üzere tüm cepheler, çatı ve taban mutlaka ısı yalıtım malzemeleri ile yalıtılmalı ve pencerelerde özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır.

YANLIŞ: Binamız özellikle kuzey tarafından soğuk alıyor. Sadece kuzey cephesine yalıtım yaptırmamız yeterli olacaktır.
DOĞRU: Sadece tek cephede yapılan yalıtım, ısı köprüleri oluşturur. Yalıtımın yapılmadığı diğer cephelerde problemler devam edecektir. Bu nedenle tüm yapı bileşenlerinde (çatı, duvar, döşeme, çıkma, cam ve doğrama) yalıtım yapılmalıdır.

YANLIŞ: Isı yalıtımını kendi başıma ya da tanıdık ustalar vasıtasıyla uygulayabilirim.
DOĞRU: Binanız mutlaka uzmanlarca incelenmeli ve sorununuzun çözümüne yönelik olarak yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları, konusunda bilgi birikimi olan yalıtım
firmalarınca yapılmalıdır.

YANLIŞ: Dış cepheme cam mozaik, PVC, alüminyum vb. kaplama malzemeleri yaptırırsam ısı yalıtımı yaptırmama gerek kalmaz.
DOĞRU: Kaplama malzemeleri ısı yalıtımı yapmazlar. Bu malzemelerin işlevleri ile ısı yalıtımını karıştırmamak gerekir.

Yapıların uzun yıllar boyunca değerini koruması ancak, yapı iyi tasarlanmışsa, iç ve dış etkenlerden doğru biçimde korunmuşsa gerçekleşebilir. Yapıların iç ve dış etkenlerden doğru biçimde korunması; yalıtım ile sağlanabilir. Yalıtım sistemlerinin esas amacı; yapı bileşenleri ve taşıyıcı sistemi dış etkenlerden koruyarak; kullanım amacına uygun sağlık ve konfor şartlarının yapı içerisinde hüküm sürmesini sağlamaktır. Bina içerisinde konforlu yaşam koşullarının oluşturulması insan sağlığı için ne kadar önemli ise yapının dış etkenlere karşı korunması da; içerisinde yaşadığımız, sağlam ve uzun ömürlü olmasını beklediğimiz yapılar için aynı öneme sahiptir.

1. Binalarda Isı Yalıtımı

Dünya üzerindeki birincil enerji kaynaklarının hızla tükenmesi üzerine gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm ülkeler enerji ihtiyaçlarını kontrol altına alma ve enerjiyi etkin kullanma yöntemleri geliştirmişlerdir.Ülkemizde de; başta sanayi ve konut sektörlerinde olmak üzere, enerji tüketimleri her geçen yıl artmaktadır. Konutlarda kullanılan enerjinin büyük bir kısmı ısıtma ve soğutma amaçlı olarak tüketilmektedir. Söz konusu bu enerjinin; etkin kullanılması, ısı yalıtımı ile sağlanabilir. Bina zarfı, binanın iç ortamını dış ortamdan ayıran yapı elemanlarını kapsar. Duvarlar, pencereler, kapılar, döşeme, tavan ve çatı, bina zarfını oluşturur. Sağlıklı yaşam koşullarının yaratılması, yakıt tüketimlerini azaltarak; kullanıcının düşük yakıt masrafları ile sistemini işletmesinin ve dolayısıyla hava kirliliğinin azaltılmasının sağlanması, binanın iç ve dış etkenlerden korunarak ömrünün uzatılması amacıyla; yapı bileşenleri üzerinden, farklı sıcaklıktaki iki ortam (dış hava – yaşanan mahaller) arasındaki ısı geçişini azaltmak için yapılan işlemlere ısı yalıtımı denir.

1.1. Duvarlar: Enerji verimliliği için ısı kaybeden duvarlara ısı yalıtımı yapılmalıdır. Duvarlarda yalıtım içten (duvarın iç yüzünden) veya dıştan (duvarın dış yüzünden) yapılabilir. Bunun için çeşitli ısı yalıtım malzemeleri ve detayları uygulanabilir.

1.2. Pencereler: Pencerelerde ısı kaybı açısından en önemli özellik, ısı geçirgenlik katsayılarıdır. (U değeri). Binalarda kullanılacak pencerelerin ısı geçirgenlik katsayıları TS 825’e uygun olmalıdır. Pencereler, kış mevsiminde güneşin mahal içerisine girişini arttırmalı, yaz mevsiminde azaltmalıdır. Bunun için pencere sistemlerinde çift camlar, low-e kaplı çift camlar, güneş kontrol kaplamalı camlar ile yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır.

1.3. Tavan/çatı ve döşemeler: Binalarda duvarlar ve pencerelerden sonra en fazla ısı kaybı/kazancı olan bölümler, tavan/çatı ve döşemelerdir. Bu bölümlere de ısı yalıtımı yapılmalıdır. Bunun için çeşitli ısı yalıtım malzemeleri ve detayları uygulanabilir.

Isı yalıtım malzemeleri; ısı kayıp ve kazançlarının azaltılmasında kullanılan sadece minimum kalınlıkta yalıtım sağlamak amacıyla üretilmiş yüksek ısıl dirence sahip özel ürünlerdir. Isı yalıtım malzemelerinin en temel özelliği ısı iletim katsayılarının düşük olmasıdır. Aşağıda binalarda kullanılan ısı yalıtım malzemeleri ve bu malzemelerin ürün standartları verilmiştir.

Binalarda ısı yalıtımı uygulanması ile;

• Çatı, duvar ve döşemelerde tekniğine uygun ısı yalıtımı malzemeleri kullanılması ile ısıtma ve soğutma amaçlı tüketilen yakıt miktarının azalması,
• Hava kirliliği azalması,
• Sağlıklı ve konforlu bir ortam oluşması sonucunda sağlık giderlerinin azalması,
• Yapı bileşenlerinin yoğuşma sonucu korozyona uğraması önlenerek binanın korunması sağlanır.

1-Isı yalıtımı nedir?

Binalarımız kışın soğur, yazın ise ısınır. Kışın kömür, doğalgaz gibi yakıtlar kullanarak evimizi soğumaması için ısıtır; yazın ise ısınan evimizi klimalarla soğuturuz.

Isı yalıtımı, kışın ısınmak yazın da serinlemek için harcadığımız enerjiyi azaltmak ve daha rahat ortamlarda yaşamak amacıyla binaların dış cephe duvarları, cam ve doğramaları, çatıları, döşemeleri ve tesisatlarında, ısı geçişini azaltan önlemler almaktır.

2- Isı yalıtımının faydaları nelerdir?

Yönetmeliklere uygun yapılacak ısı yalıtımı, ısınma veya serinleme amacıyla yaptığımız harcamalardan ortalama % 50 tasarruf ederek yazın serin kalmaya kışın daha iyi ısınmaya imkan sağlar. Dengeli oda sıcaklıkları yaratarak konforlu ve sağlıklı mekanlar oluşturur. Evlerde küflenme, siyah leke ve mantar oluşmasına neden olan yoğuşmayı (terlemeyi) önler. Isı yalıtımıyla ayrıca yakıt tüketimi ve dolayısıyla atık gazlar azaltılarak çevrenin korunmasına katkıda bulunulur.

3- Isı yalıtımı binanın nerelerine yapılır?

Isı yalıtımı
– Binaların çatı ve duvarlarına
– Toprak temaslı mahallere
– Katları ayıran döşemelere
– Tesisat boruları ve havalandırma kanallarına
– Garaj, depo gibi ısıtılmayan bölümlere bakan duvarlara yapılır.

Ayrıca özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılarak kışın pencerelerden oluşan ısı kayıpları azaltılır, yazın binaya güneş ısısı girişi sınırlanır.

4- Isı yalıtımı nasıl yapılır?

Isı yalıtımı evlerimizin çatı, döşeme ve dışa bakan tüm duvarlarına ısı geçirmeyen malzeme uygulanmasıyla yapılır. Pencerelerde de özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır. Isı yalıtımı binaların içinden veya dışından uygulanabilir. Isı yalıtımının önemli bir unsuru da tesisatların yalıtılmasıdır.

5- Isı yalıtımının maliyeti nedir?

Isı yalıtımının binanın yapım aşamasındaki maliyeti, bina maliyetinin % 2’si ile 5’i arasındadır. İnşaat aşamasında ısı yalıtımı yapılmış bir binada; düşük kapasiteli kazan, klima, küçük radyatör ve tesisat kullanılacağı için yatırım ve işletme maliyeti de azalacaktır. Isı yalıtımı için yapacağınız harcamalar, sağlanan enerji tasarrufu ile 2-5 yıl içinde kendini geri öder.

6- Isı yalıtımı ne kadar sürede yapılır?

Binalarda yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları için gereken süre; yapının ihtiyaçları, büyüklüğü ve yalıtım uygulamasında çalışacak kişi sayısıyla ilişkili olarak belirlenir. Genel olarak ısı yalıtımı uygulamaları, orta büyüklükteki bir bina için 1-4 haftalık zaman zarfında tamamlanır. Dıştan yapılan yalıtım uygulamalarının aşırı soğuk ve yağışlı günlerde yapılamadığı unutulmamalıdır.

7- Isı yalıtımının Türkiye’ye yararları nelerdir?

Hesaplamalar, tüm konutların standart ve yönetmeliklere uygun olarak yalıtılması durumunda, ülkemizin yılda yaklaşık 3 milyar dolar tasarruf yapacağını göstermiştir. Ekonominin canlanması, istihdamın artması, üretim ve uygulama ile birlikte artacak vergi gelirleri diğer önemli faydalar arasındadır.

Bu tasarrufun eğitim, sağlık vb. zorunlu ihtiyaçlarımıza aktarılacağını göz önüne aldığımızda, yalıtımın toplumsal refahımız için de önemli katkılarının olacağı bir gerçektir.

8- Isı yalıtımının dünyaya katkıları nelerdir?

Isı yalıtımı, binaların daha az yakıtla ısıtılmasını sağlayacağından atmosfere yayılan karbondioksit (CO2), kükürtdioksit (SO2) ve diğer gazlar azalır. Böylece atmosferde oluşan sera etkisi, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunulur. Dünyanın ısınması kutuplardaki buzulların erimesine ve iklim değişikliklerine yol açmakta; buna bağlı olarak doğal hayat giderek yok olmaktadır.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

YANLIŞ: Binamız dışarıdan su alıyor, yüzeye sıva veya zift sürerek kalıcı bir
çözüm elde edebiliriz.
DOĞRU: Öncelikle duvarınızda su bulunmasına neden olan etkenlerin araştırılması ve bunlara karşı önlem alınması gerekir. Isı yalıtımı olmamasından kaynaklanan bir durumda, içten veya dıştan ısı yalıtımı yapılarak sorun çözülmeli. Özellikle yağışlı günlerde dışarıdan su sızması söz konusu ise yapınızdaki çatlaklar veya boşluklar, su sızdırmaz malzemeler kullanılarak tamir edilmelidir.

YANLIŞ: Sürülerek uygulanan ısı yalıtım malzemesi vardır.
DOĞRU: Boya ve benzer malzemelerle ısı yalıtımı yapılamaz. Isı yalıtımı, ısı iletkenlik katsayısı düşük, belli bir kalınlığı olan malzemeler ile yapılır. Kalınlık arttıkça ısı yalıtım miktarı artar. Sıva ve boya tabakaları ısı yalıtımı yapmaz.

YANLIŞ: Sıcak bir bölgede yaşıyoruz. Isı yalıtımı yaptırmamıza gerek yok.
DOĞRU: Isı yalıtımı kışın ısınmak, yazın serinlemek için harcadığımız enerji ve yakıttan tasarruf sağlar. Bir binanın soğutulması, ısıtılmasından daha fazla enerji gerektirdiği için sıcak iklim bölgelerinde de mutlaka ısı yalıtımı yapılmalıdır.

YANLIŞ: Binamızın duvarları gaz beton ile örülmüştür. Ayrıca ısı yalıtımı yaptırmamıza gerek yoktur.
DOĞRU: Gaz beton bir yapı malzemesi olup ısı yalıtım malzemesi değildir. Yapı hangi malzemeden yapılmış olursa olsun kolon ve kirişler dahil olmak üzere tüm cepheler, çatı ve taban mutlaka ısı yalıtım malzemeleri ile yalıtılmalı ve pencerelerde özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır.

YANLIŞ: Binamız özellikle kuzey tarafından soğuk alıyor. Sadece kuzey cephesine yalıtım yaptırmamız yeterli olacaktır.
DOĞRU: Sadece tek cephede yapılan yalıtım, ısı köprüleri oluşturur. Yalıtımın yapılmadığı diğer cephelerde problemler devam edecektir. Bu nedenle tüm yapı bileşenlerinde (çatı, duvar, döşeme, çıkma, cam ve doğrama) yalıtım yapılmalıdır.

YANLIŞ: Isı yalıtımını kendi başıma ya da tanıdık ustalar vasıtasıyla uygulayabilirim.
DOĞRU: Binanız mutlaka uzmanlarca incelenmeli ve sorununuzun çözümüne yönelik olarak yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları, konusunda bilgi birikimi olan yalıtım
firmalarınca yapılmalıdır. Bu firmalara ayyıldız yapı aracılığı ile ulaşabilirsiniz.

YANLIŞ: Dış cepheme cam mozaik, PVC, alüminyum vb. kaplama malzemeleri yaptırırsam ısı yalıtımı yaptırmama gerek kalmaz.
DOĞRU: Kaplama malzemeleri ısı yalıtımı yapmazlar. Bu malzemelerin işlevleri ile ısı yalıtımını karıştırmamak gerekir.

Duvarlarda Isı Yalıtımı

Duvarlarda yapılacak ısı yalıtımı için malzeme seçimi ve seçilen malzemenin kalınlığı en önemli iki faktördür. Seçilecek olan malzemenin bünyesine kesinlikle su almaması, buhar difüzyon direncinin yüksek oluşu, üzerine doğrudan sıva uygulanabilirliği, basınç ve darbeye karşı dayanımın yüksek olması ve ısı iletim katsayısının çok düşük olması gerekmektedir. Ayrıca, ısı yalıtım kalınlığı seçilirken yoğuşma sorununun önlenmesi için gerekli hesapların mutlaka yapılması gerekir.

Duvarlarda ısı yalıtımı temel prensipleri ise şunlardır.

— Duvarlarda dışardan ısı yalıtım tercih edilmelidir. Böylece hem kagir duvar malzemesinin ısı depolama kapasitesinden yararlanılır hem de ağır kütlenin yüksek sıcaklıkta kalması nedeniyle duvar iç yüzeyi ile birlikte duvar kesiti içinde de yoğuşma riski azalır,

— Kısa sürede ısıtmanın söz konusu olduğu yerlerde içten yalıtım tercih edilmelidir,

— Isı yalıtım malzemesi sudan etkilenmeyecek şekilde kapalı gözenekli ve yeterli basınç dayanımlı olmalıdır.

— Isıtılmayan bodrumların dış duvarlarında ısı yalıtım malzemesi, zeminden itibaren yer altı don seviyesi kadar, ısıtılan bodrumlarda ise temele kadar indirilir,

— Bodrum iç duvarlarında su yalıtımı var ise, ısı yalıtımı bunun üzerine konur. Isı yalıtım malzemesinin dış basınca karşı 1/2 tuğla kalınlıkta bir duvar veya özel koruma levhalarıyla korunmalıdır,

— Isı yalıtım malzemesinin cepheye kaplanması, cepheye dikine istikamette aralıklı tutturulmuşlatalar arasına da yapılabilir. Lata aralıkları yalıtım malzemesi genişliği ile uyumlu olmalıdır. Lataların duvara tutturulmaları, duvara daha önce çimento harcı ile özel yerleştirilmiş takozlarla olabilecği gibi B.A. elemanlara dübel ile de yapılabilir,

— Dış duvarda ısı yalıtım değeri yüksek olan bloklarla duvar örülüp üzerine sıva yapıldığında, döşeme alnı ile kolon ve kiriş yüzeyleri ısı köprüsü oluşturacaktır. Bu bakımdan söz konusu yüzeylerin yalıtılması gerekir. Yapılacak yalıtımın duvarla aynı hizaya gelmesi için de duvar yalıtım kalınlığı kadar dışarıya çıkarılır. Bu çıkmadan dolayı duvarda stabilite sorunu olmaması için duvar kalınlığı çıkma miktarı kadar artırılır,

— Isı yalıtım malzemesi ve kagir malzemenin duvar cephesinde birlikte kullanılmasından dolayı sıva sorunları çıkacaktır. Bunu bertaraf etmek için yalıtım yüzeyleri rabitz tel veya sıva filesi ile kaplanıp üzerine özel çimento esaslı sıva yapılmalıdır,

— Duvar yüzeyinde ıslanma ve yoğuşmanın olduğu nemli iklim bölgelerinde ve özellikle kuzeye bakan cephelerde havalandırmalı duvar yapılmalıdır. Isı yalıtım malzemesinin kalınlığının hesaplanmasında hava tabakası da göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, iç mekandaki su buharı da hava tabakası yoluyla dışarı atılır. Hava sirkülasyonunun sağlanması için tuğla örgüde döşeme ve tavan hizasında bazı düşey derzler boş bırakılır.

Duvarlarda ısı yalıtım uygulamaları üç şekilde olmaktadır. Bunlar, dıştan, ortadan ve içten ısı yalıtımıdır. Aşağıda bu uygulamalar kısaca açıklanmaya çalışılmıştır.

1-Dıştan Isı Yalıtımı

Isı yalıtımı, binayı çevreleyen kabuk yani dış duvarın dış yüzeyine uygulanır. Bina dış kabuğunu ısıl gerilimlerden koruyarak bina ömrünü uzatır ve ısıtma sistemi kapatıldıktan sonra özellikle konutlarda konfor şartlarının devamını sağlar.

Oturulmakta olan binalarda dış duvarlara iç taraftan ısı yalıtımı yapılması daha kolay ve ekonomiktir. Radyatör arkalarına yansıtıcılı ısı yalıtım levhaları konularak yaklaşık %5 yakıt tasarrufu sağlanabilir.

Kolonlar Arası Duvar

Bina taşıyıcı iskeletini oluşturan dış kolon ve kirişlerin arasına duvarların yerleştirilmesi uygulama açısından kolaylık sağlamakla birlikte, önlem alınmaması durumunda fazla ısı köprüsü oluşması nedeniyle yetersiz bir çözümdür.

Havalandırmasız Duvar

Duvar gövdesi veya ısı yalıtımı üzerine boşluk bırakmadan doğrudan dış kaplama uygulaması havalandırmasız duvar olarak tanımlanabilir. Bu durumda geride sızıntı veya yoğuşma suyu uzaklaştırılacak veya kurumasını sağlayacak bir hava boşluğu bulunmaması nedeniyle, en dış katmanın tümüyle su geçirimsiz olması beklenir. Ayrıca, yoğuşmanın oluşmasını da engellemek gerekmektedir.

Isı Yalıtımsız Duvar

Kalınlığı ve katmanları açısından duvarın, su yalıtım özelliklerinin yeterli olmasının yanında taşıyıcı sistemin de aynı düzeyde yeterli olması gerekmektedir. Bu yönden dış kiriş ve kolonlar ısı köprüsü oluşturmakta ve yoğuşmaya neden olmaktadır.

Kiriş Isı Yalıtımlı Duvar

Duvar gövdesi kendisinin ısı yalıtımı açısından yeterli olması durumunda yalnızca taşıyıcı elemanların dış yüzeyine yalıtım uygulamasıyla yetinmek mümkündür. Duvarın kiriş kenarından ısı yalıtımı kadar dışa taşırılmasıyla yapılır. Duvar kaplaması ve taşıyıcı eleman yalıtım malzemesi arasındaki derz üzerinde sıva donatısı kullanılması çatlakların önlenmesi açısından gereklidir.

Tam Isı Yalıtımlı Duvar

Isı köprüleri bu çözüm yoluyla tümüyle giderilir. Aynı zamanda duvar kalınlığı azaltılmış ve ısı depolama kapasitesinden yararlanılmış olur. Diğer taraftan kat kullanım alanı artar.

Havalandırmalı Duvar

Dış kaplamadan sızan yağış suları ile içeriden oluşan su buharının yoğuşması sonucu oluşan suların uzaklaştırılması, duvar içinde sürekli bir boşluk oluşturularak gerçekleştirilebilir. Duvarın tepesinde ve dibinde bırakılacak aralıklar veya delikler su çıkışını ve hava girişini sağlar. Bu boşluk aynı zamanda sıcak bölgelerde gölgeleme işlevini de yüklenebilir. Isı yalıtımı açısından boşluk içinde bir ısı yalıtım katmanı da bulunmalıdır.

Yığma Dış Kaplamalı Duvar

Her kat düzeyinde yatay çelik profiller yardımıyla taşınabilen cephe tuğlası gibi kagir kaplamalar belli aralıklarla plastik veya metal kenetlerle ısı yalıtımının arasından iç duvar örgüsü ile birleştirilebilir. Yine her kattaki en alt ve üst örgü sırasında su boşaltma ve havalandırma amacıyla tuğlalar arasında boş düşey derzler bırakılır.

Izgaralı veya Profilli Levha Kaplama Duvar

Taşıyıcı sistem önüne yerleştirilen bir cephe ızgarası üzerine kaplama yapılabilir veya trapez/ondüle levhalar kaplama olarak kullanılabilir. Isı yalıtımı ızgaranın dikme veya kayıtları arasında yer alır. Böylece cephe kalınlığı ile birlikte ağırlığı da yığma kaplamaya göre azalmış olur.

Dış Kaplamalı Isı Yalıtımlı Duvar

Önceki çözümlerden farklı olarak burada ısı yalıtımı dış kaplamaya bitişik ve hava boşluğunun dış tarafında bulunur. Sıcak bölgelerde boşluktaki havanın kaplama yoluyla ısınmasını engelleyerek serinlemeyi sağlama amaçlanır.

Kolonlar Önü Duvar

Kolonların duvar arasında kalarak ısı köprüsü oluşturmasını önlemek üzere, döşeme kenarı kirişten sonra dışa doğru uzatılarak, duvarlar kolonların önüne yerleştirilebilir. Böylece, yalnızca yatay doğrultuda söz konusu döşeme uzantısının alnı ısı köprüsü durumunda kalır. Buna karşılık duvarlarla geride kalan kolonlar arasında kenetler yardımıyla yanal yükler açısından bağlantı sağlanmalıdır. Ayrıca belli aralıklarla duvarda hareket imkanı sağlayan düşey derzler bırakılmalıdır. Aşağıdaki çözümler ayrıca havalandırmalı olarak da düzenlenebilir.

Isı Yalıtımsız Duvar

Isı köprüsünün alanı cephe üzerinde en aza indirgenmiş olması nedeniyle soğuk bölgeler dışında ek yalıtıma ihtiyaç duyulmayabilir.

Kenar Isı Yalıtımlı Duvar

Döşeme uzantısının alnına ısı yalıtımı yerleştirilmesiyle tüm ısı köprüleri giderilmiş olur. Duvar, daha önce olduğu gibi ısı yalıtım katmanı kalınlığı kadar döşeme kenarından dışa çekilir.

Tam Isı Yalıtımlı Duvar

Yukarıda açıklanan her iki çözümün birleştirilmesiyle yeni bir çözüm elde edilir. Böylece tam duvar kalınlığı azaltılmış hem de ısı köprüleri ortadan kalkmıştır.

2-Dış Duvarlarda Ortadan Isı Yalıtımı

İki masif yapı kabuğu ve bunların arasında yer alan ısı yalıtım katmanının oluşturduğu çift kabuk dış duvar sistemi “ortadan ısı yalıtımlı dış duvar” olarak adlandırılabilir. Ortadan ısı yalıtımlı dış duvarlar iki değişik şekilde uygulanabilir. Bunlar, birbirinden düşey hareketli bir hava katmanıyla ayrılmış iki masif duvar ve ısı yalıtım tabakasından oluşan çift kabuk dış duvar sistemi (havalandırmalı-Soğuk) ve iki masif duvar ve ısı yalıtım tabakasından oluşan, hava boşluğu içermeyen çift kabuk bir duvar sistemidir (Havalandırmasız-Soğuk).

Havalandırmasız dış duvarlarda, sistemi oluşturan tüm malzeme katmanlarına ait nemsel ve ısıl dirençler birbiri arkasından kesintisiz sıralanmaktadır. Bu tür dış duvarlarda rüzgar etkisi altındaki yağmur suyu geçirimli dış kabuk ve derzler yoluyla konstrüksiyona girebilir. Bu su, hem don hasarına ve hem de dış kabuğun iç yüzeyi ile temas halinde olan ısı yalıtım malzemesinin nemlenmesine neden olabilir. Isıl konfor şartları sağlanmış bu duvarlarda soğuk dönemde iç kabuk sıcak, don bölgesinde bulunan dış kabuk ise soğuktur. İç kabuk yavaş, dış kabuk ise hızla soğur. Çiğ noktası ısı yalıtım tabakasının içindedir. Sıcak dönemde ise dış kabuk çok hızla ısınır. Taşıyıcı nitelikteki iç kabuk dış kabuk tarafından korunduğu için yüksek sıcaklıkların etkisi altında değildir. Sıcak dönemde ısı akımına paralel olarak gelişen buhar akımı sonucu, su buharı ısı yalıtım tabakasında yoğuşur, yoğuşma genellikle düzlemseldir. Taşıyıcı duvar yıllık sıcaklık farkı nedeni ile çok az genleşir. Dış kabuk, yüksek ısı genleşmelerinin etkisi altındadır ve iç kabuğun ısı depolama yeteneği yüksektir.

Havalandırmalı sistemde dış kabuk için kullanılacak masif yapı taşlarının don etkisine dayanıklı olması ve su geçirmez (sıkı) nitelik taşıması, buna karşılık iyi bir kılcal emicilik gücüne sahip olması, yani iyi bir nem depolayıcı olması gerekir. Bu malzemeler, buhar kesicilik özelliği de taşıyabilir. Bu durumda, kapalı ortamdan difüzyon yoluyla gelen su buharı hareketli hava katmanına erişir erişmez buradaki hava akımı ile derhal uzaklaştırılacaktır. Havalandırmalı dış duvar sistemi, her yerde kolayca kullanılamayan en hassas ısı yalıtım malzemelerinin (örneğin: son derece düşük yoğunluktaki cam yünü vb) istenilen düzeyde ısı iletkenlik değerleri içinde ve sağlıklı olarak kullanılmasına imkan vermektedir. Burada kullanılacak ısı yalıtım malzemesinin tam anlamıyla buhar geçirgen olmasında hiç bir sakınca yoktur. Ancak, bu sistemde cam köpüğü vb difüzyon direnci yüksek ısı yalıtım malzemeleri kullanılacaksa, bunlar açık derzli olarak uygulanmalı ve iç kabuk iç yüzeyine yakın bir bölgede güçlü bir buhar kesici katman ile birlikte yer almalıdır. Ortadan ısı yalıtımlı ve havalandırmalı dış duvarlarda boşluk tabanında, olasılı yoğuşma ve kabuktan sızabilecek yağmur sularının her iki kabuğa zarar vermeden serbestçe dışarı atılmasını sağlayan bir sızdırmazlık katmanı uygulanmalı ve bu katman, hava giriş delikleri ile optimum düzeyde bağdaştırılmalıdır.

Ortadan ısı yalıtımlı ve havalandırmalı çift kabuk dış duvarlar, yağmur geçişinin önlenmesi ve yapı içindeki su buharının yoğuşmaya neden olmadan dışarı atılması yönünden uygun olan konstrüksiyonlardır. Bu sistem ısı geçirgenlik direnci yüksek, buhar geçirgenlik direnci düşük ısı yalıtım malzemeleri ile kullanılmalıdır. Yapım sırasında, hava giriş ve çıkış deliklerinin bırakılmış olması ve duvar diplerinin su geçirmezlik malzemeler ile donatılması gerekir.

Yağmur etkisi ve difüzyon tekniği açısından problemli olan ortadan ısı yalıtımlı ve havalandırmasız çift kabuk dış duvarlar pratikte çok ancak, bilinçsizce uygulanan bir detaydır. Bu sistemde yeterli performans ancak bir dizi önlem alınarak sağlanabilir. Yağmur ve su buharı etkilerine karşı nem emmeyen kapalı gözenekli sert köpük plak veya su itici nitelikteki yalıtım malzemeleri kullanılmalıdır. Nemsel etkenlere açık dış kabuğun ısı geçirme değerinin hesaplanması ve bunun ısı korunum açısından değerlendirilmesi gerekir.

Yağmur suyu etkilerine karşı duvar diplerine sağlıklı bir sudan arınım sistemi oluşturulmalı ve bu bölgeye su geçirimsiz malzeme uygulanmalıdır. Havalandırmasız duvarların farklı iç ve dış kabuk ve farklı ısı yalıtım malzemesi seçenekleri ile difüzyon kontrolü yapılmalı ve alınan sonuçlara bağlı olarak kullanım açısından bir karara varılmalıdır.

3-İçten Isı Yalıtımı

Duvarların içten yalıtılması, yoğuşma riskinin yüksek olduğu uygulamalar olup yoğuşma kontrolü yapılmalıdır. Isı yalıtımının sıcak tarafına buhar kesici uygulanmalıdır. Buhar kesici tabakanın ek yerlerinde buhar kesici bantlar ile geçirimsizlik sağlanmalı, tespit elemanları ile delinmemelidir. Isı yalıtım malzemesi sürekli olarak uygulanmalı, ısı köprüsü oluşturacak profil vb tespit elemanlarından kaçınılmalıdır. Kat döşemeleri ile birleşimlerde ısı köprüleri elimine edilecek şekilde ısı yalıtımı uygulanmalıdır. Duvar bünyesinde bulunan kolon, kiriş, hatıl vb tüm yapı elemanları dıştan ısı yalıtımı ile kaplanmalıdır. Buhar kesici tabakalar mümkünse tavan ve döşemelere döndürülmelidir. Isı yalıtım malzemesinin sıcak tarafında bulunan tabakaların, buhar difüzyon direnç katsayısı (µ) soğuk tarafta bulunanlardan 5 kat daha yüksek olması durumunda yoğuşma önlenebilir ve buhar kesiciye gerek yoktur. Yalıtım tabakası arkasında hava hareketi önlenmelidir. Kompozit yalıtımlı paneller kullanılıyorsa, tavan ve döşeme ile birleşme noktalarında panel arkalarına sürekli yapıştırıcı harç sürülmelidir. Ayrıca panel üzerinde yer alan priz vb elik çevreleri aynı şekilde kapatılmış olmalıdır. Mutfak ve banyo gibi yüksek buhar üreten hacimlerde yerlerde kaynağa yakın noktada su buharı pasif bir baca veya mekanik havalandırma ile dışarı atılması sağlanmalıdır.

İçten ısı yalıtım uygulamalarında, kat yüksekliğindeki ektrüde polistren (boşluksuz) ısı yalıtım levhaları çimento bazlı yapıştırma harcı ile duvara yapıştırıldıktan sonra ek yerlerine file bant yapıştırılıp üzerine alçı sıva uygulanarak bitirilir. Plastik çivili yalıtım dübelleri ile fiksaj yöntemi, duvar yüzeyinin uygun olmaması veya kat yüksekliğinin 3 m ‘yi aştığı durumlarda kullanılmalıdır. İçten ısı yalıtım uygulamalarında genellikle bir yoğuşma sorunu yaşanır.Bu açıdan, yoğuşma sorununun çözümlenmesi durumunda uygulanmalıdır. Diğer taraftan, dıştan ısı yalıtım uygulamalarına oranla daha ekonomik olup ısıl tutuculuk açısından da dıştan uygulananlara oranla daha düşüktür.

Bodrum ve Temel Perdelerde Isı Yalıtımı

Su yalıtımı tamamlanmış olan perde veya duvara soğuk bitüm yapıştırılarak polistren ısı yalıtım levhaları hem ısı yalıtımı yapar hem de su yalıtım katmanlarını tahriplere karşı korur.

Isıtılan Bodrum

Isıtılan bodrumlarda ise, perde, duvar ve döşemede su ve ısı yalıtımları birlikte bulunur. Özellikle soğuk bölgelerde döşemede ısı yalıtımı büyük yarar sağlar.

Isıtılmayan Bodrum

Isıtılmayan bodrumdaki ısı yalıtımı için en etkili konu, dış duvar yalıtımı ile sürekliliğin sağlanabileceği zemin kat döşemesi üst yüzüdür. Yerden ısıtma imkanı da sağlar. Bu konumdaki yüklere karşı yeterli basınç ve darbe dayanımı olmalıdır. Dış duvardaki yalıtımın en az zemin donma derinliğine kadar indirilmesi gerekir. Isı yalıtımsız bodrumların perde ve döşemelerde yalnızca su yalıtımı yapılır ve drenaj ile desteklenir.

Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri (Mantolama)

— Dışarıdan yapılacak ısı yalıtımı uygulamalarında, ısı yalıtım levhalarının yapıştırılacağı yüzeyler kir, toz, yağ, kabarmış boya, kalkmış sıva gibi tutunmada/yapışmada uygunsuzluk yaratacak zararlı etkenlerden arındırılmış ve yapıştırıcı ile yapışmayı sağlayacak pürüzlülüğe sahip olmalıdır. Eski akrilik esaslı malzeme ile kaplı yüzeylerde çimento esaslı yapıştırıcı ile iyi bir yapışma sağlamak için eski yüzey kazınmalı veya yeni akrilik yüzeylere tutunma sağlayabilecek akrilik esaslı ısı yalıtım plakası yapıştırıcısı kullanılmalıdır.

— Binalarda enerji tasarrufu elde etmek ve binanın özellikle duvar/çatı/zemin ve taşıyıcı sisteminde yoğuşmanın kontrol altına alınması için A1, A2 veya B1 yanıcılık sınıfına uygun ısı yalıtım levhalarının bir sistem bileşeni olarak, sisteme tariflenmiş uygun malzemeler ile (Isı yalıtım levhası, yapıştırıcısı, sıvası, alkali dayanımlı sıva filesi, çeşitli profiller, gerekli ise uygun mekanik sabitleştiriciler ve boya, kaplama malzemeleri ile birlikte) binaların dış cephelerinde gerçekleştirilen yalıtım uygulamalarıdır.

— Yüksek yapılarda; sistem üreticisinin tavsiyesi doğrultusunda genleşme derzleri oluşturulabilir. Polimer katkılı elastik özellikli veya fiber katkılı sıva kullanılmalıdır. Dış cephede tekstür oluşturacak ve solvent içermeyen dekoratif son kat kaplama ile uygulama bitirilir.

— Yalıtım levhaları binili yada düz kenarlı olabilir. Her iki durumda da uygulama esnasında ısı yalıtım levhalarının arasında boşluk kalmamasına, oluşacak boşlukların yalıtım levhasına uygun dolgu köpükleri veya aynı yalıtım levhasından kesilerek elde edilecek uygun kalınlıktaki kamalarla doldurulması gereklidir. Bu şekilde olası kılcal çatlakların ve ısı köprüsü oluşumunun önlenmesi mümkündür.

— İklim şartları göz önüne alınarak, gerekirse dış cephe muhafaza edilerek uygulama yapılmalıdır. Isı yalıtımı yapılması sonrasında sağlıklı sonuçlar alınması için, yapı kabuğunun tamamen kurumuş olmasına dikkat edilmesi gerekir.

— Sıcaklığın yüksek olduğu bölgelerde son kat kaplamanın rengi, duvar kesitindeki sıcaklık dağılımını etkiler. Son kat dekoratif kaplamanın rengi, ısı yalıtım malzemesinin bozulmasına müsaade etmeyecek şekilde, üreticilere danışılarak tespit edilmeli, açık renkler tercih edilmelidir.

— Mineral esaslı malzemeler kuru ve rutubetsiz bir ortamda 0°C’nin üzerinde, kapalı alanda depolanmalı, uygulamalar +5°C’nin altında ve 30°C’nin üzerinde yapılmamalıdır. Özellikle sıcak havalarda, doğrudan güneş ve rüzgar alan cephelerde uygulama yapılmamalıdır. Sıva dayanımını (çatlak ve darbe etkisine karşı) artırmak için, galvanizli paslanmaz çelik tel sıva filesi kullanılmalıdır. Tüm sıva sistemini taşıyacak olan bu donatı sisteminde;
Tel kalınlığı: 1,1 mm
Çelik sınıfı: DIN 17140
Tel yüzey işlemleri: Çinko miktarı 300–400g/m2
Kaplama kalınlığı: 50 µm. olmalıdır.

— Yüksek yapılarda veya geniş yüzeylerde genleşme derzleri oluşturulmalıdır.

— Çimento esaslı, püskürtülerek uygulanabilen, hava sürüklemeli sıva kullanılmalıdır.

— Son kat kaplama olarak çimento veya silikat esaslı boya veya kaplama malzemesi ile bitirilir.

— Uygulama esnasında ısı yalıtım levhalarının arasında boşluk kalmamasına, oluşacak boşlukların yalıtım levhasından kesilerek elde edilecek uygun kalınlıktaki kamalarla doldurulması gereklidir. Bu şekilde olası kılcal çatlakların ve ısı köprüsü oluşumunun önlenmesi mümkündür.

— Mineral esaslı sıva, boya ve/veya kaplama malzemeleri uygulandıktan sonra 2 gün boyunca nemli kalmaları sağlanmalıdır.

Kalıp İçi Uygulama İle Isı Köprülerinin Yalıtımı

Bu tür uygulamalarda özellikle yaz aylarında betonun hızla su kaybetmesini önleyerek sağlıklı priz almasını ve ısı yalıtım malzemesi ile beton arasında çok iyi tutunma oluşmasını sağlar. Bu uygulamalarda; iki yüzü pürüzlü ve kanallı %10 deformasyonda basma dayanımı en az 200kPa olan ısı yalıtım levhaları kullanılır. Beton dökme işleminden önce, XPS ısı yalıtım levhaları birleşimlerinde boşluk kalmayacak şekilde kalıp iç yüzeyine yerleştirilir. Yerleştirme yaparken, geçici bağlantı elemanları ile kalıba bağlanarak, beton dökümü sırasında ısı yalıtım levhalarının yerinden oynaması engellenmelidir. Plastik ayırıcılar ile yalıtım malzemesinin zarar görmeden donatının gerekli beton kalınlığı ile uygulanması için paspayı bırakılır. Hazırlanan yalıtımlı kalıp içerisine beton dökülerek geleneksel sıva katına kadar uygulama tamamlanır. Betonla yalıtım malzemesi arasında ilave bir mekanik tespit gerekmez.

Sonradan Kolon Ve Kiriş Alınlarına Tespit

Kalıp hatalarından meydana gelen süreksizlikler düzeltildikten sonra, kolon, kiriş ve çıkmalar veya lento ölçülerine uyacak şekilde madde 1.2’de verilen ısı yalıtım malzemeleri uygun ölçülere getirilen ısı yalıtım levhaları çimento esaslı yapıştırıcılar ile tüm uygulama yüzeyine taraklama metodu ile yapıştırılır. Yapıştırma işleminden en az 24 saat sonra ısı yalıtım malzemeleri plastik/çelik çivili dübeller ile duvara mekanik olarak tespit edilirek geleneksel sıva katına kadar uygulama tamamlanır. Duvar bloklarının önceden örülmeleri durumunda duvar, kolon-kiriş yüzeyinden madde 1.2’de verilen ısı yalıtım malzemeleri kalınlığı kadar (Yönetmeliklere göre hesaplanan madde 1.2’de verilen ısı yalıtım malzemeleri kalınlığına göre) dışa taşacak şekilde örülmelidir.

Yalıtılmış Yüzeylerin Sıvanması/Son Kat Bitişi

Geleneksel sıva içinde kullanılacak donatının/taşıyıcının seçimi uygulanacak sıva kalınlığına bağlıdır. Cam tülü file taşıyıcılı ince sıvalar (1.5-2.0 cm) veya nokta kaynaklı galvaniz çelik (paslanmaz) donatı telli kalın geleneksel sıvalar (1.5-2.0 cm) uygulanabilir. Sıva filesinin uygulanacak yüzey genişliğine göre doğru uygulanması çatlak oluşma riskinin en aza indirilmesi açısından çok önemlidir. Sıva tipi, kalınlığı ve donatı seçimi esnasında üreticelerin tavsiyelerine uyulmalıdır. Bina çalışması, sıcaklık değişiklikleri vs sonucu çatlakların oluşumunu önlemek için cam tülü sıva filesi (11×11 veya 12×12 mm göz aralığı, min 130 gr/m2 ağırlık) ve galvanizli rabitz teli (16×16 mm göz aralıklı, min. 1 mm çaplı, 10 mm pas payı derinlikli) bütün ısı köprüsü üzerine ve dolgu duvar yüzeylerine 15-20 cm taşacak ve birleşiminde 10 cm bindirme olacak şekilde yerleştirilir.

Cam elyaf donatı fileli sıva uygulamaları

Kolon, kiriş gibi dar betonarme yüzeylerde cam elyaf donatı fileleri uygulanmalıdır. Sıva filesinin uygulanacağı ısı yalıtım malzemesinin yüzeyine sıva aderans köprüsü oluşturmak için ince bir sıva uygulaması yapılır. I.kat ısı yalıtım sıvası yapıldıktan sonra sıva henüz kurumadan sıva filesi sıva yüzeyine iyice gömülür. Ortam sıcaklığına bağlı olarak sıvanın priz alması beklendikten sonra bütün cepheye son kat sıva uygulanır.

Metal donatı fileli sıva uygulamaları

Metal sıva filesi dıştan ısı köprülerinin (betonarme) yalıtımında ve özellikle geniş perde yüzeylerinde kullanılan ısı yalıtım levhaları üzerine uygulanarak, mekanik tespit elemanları ile arka duvar yüzeyine sabitlenip yüzeyine geleneksel sıvaların yapılması şeklinde uygulanır. Metal sıva filesi, ısı yalıtım levhası üzerinden duvar yüzeyine en az 8 adet/m2 gelecek şekilde mekanik olarak sabitlenir. Mekanik bağlantı elemanlarının betonarme duvar içine en az 40-50 mm girecek şekilde tespit edilmesi gerekir.

Balkon Ve Konsol Çıkmalarda Isı Yalıtımı

— Katlar arası döşeme betonu alınları, balkon ve konsol çıkmalar, betonarme döşemelerde kenar bitişlerindeki kirişler dış hava ile temas eden duvar birleşimleri ve özellikle balkonlar çözülmesi en zor ısı yalıtım detaylarını oluşturur. Eğer sandviç duvar yalıtımı yapılıyorsa, ısı yalıtımı, döşeme alınları ve kirişlerin dışından sürekli olarak devam etmelidir. Geniş kirişler duvar içine doğru değil, bina içine doğru çıkıntı yapmalıdır. Böylece sandviç duvar içinde bulunan ısı yalıtımı kiriş altında kesilmeden tüm cephe boyunca devam edecektir.

— İçten ısı yalıtımı yerine dıştan yalıtım tercih edilmelidir. Böylece ısı yalıtımı sürekliliği sağlanacaktır. Eğer döşeme betonu, balkon döşemesi olarak devam ediyorsa, balkon döşemesine kadar dıştan getirilen ısı yalıtımı, balkon döşemesi altına en az 60 cm. döndürülmelidir. Duvarlarda içten ısı yalıtımı yapılıyorsa, döşeme alınları, kiriş vb. yapı elemanları mutlaka dışarıdan ısı yalıtımı yapılarak ısı köprüleri engellenmelidir.

— Kapalı çıkmalarda dış duvar ve döşeme yalıtımı sürekli olmalıdır. Dıştan duvar yalıtımı yapılıyorsa, ısı yalıtımı kiriş ve döşeme altına döndürülerek kesintisiz ısı yalıtımı sağlanmalıdır. İçten duvar yalıtımı yapılıyorsa, döşemede de içten yalıtım yapılarak, ısı yalıtımının sürekliliği sağlanmalıdır.

— Ara kat döşeme betonu ve balkonlarda, tavan ve duvar birleşimlerinde, içten buhar kesici kullanılarak, nemli havanın soğuk yüzeylere ulaşması ve böylece oluşabilecek yoğuşma ve küflenme önlenir.

— Zemin etüdü ve zemindeki su durumunu zemin rutubeti, basınç yapmayan sızma su ve basınçlı su olarak incelendikten sonra kullanılacak ısı ve su yalıtım malzemelerinin seçimi ve dizilişi yapılmalı.

İçerden ve Çift Duvar Arası Isı Yalıtımı

Dış cepheye ısı yalıtımı uygulamalarının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı durumlarda ısı yalıtımı içten uygulanabilir. İçten uygulamalarda; ısı köprülerine karşı önlem alınmalı ve yoğuşma analizi yapılmalıdır.

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

— Duvarların içten yalıtılması, yoğuşma riskinin yüksek olduğu uygulamalardır. Kullanılan ısı yalıtım malzemesinin su buharı difüzyon direnci ve kalınlığına göre TS 825’de verilen yöntemle yoğuşma tahkiki yapılarak, buhar kesicinin sıcak tarafta kullanılıp kullanılmaması kararlaştırılır. Buhar kesicinin ek yerlerinde geçirimsizliği sağlayacak buhar kesici bantlar kullanılmalı ve tespit elemanları ile delinmemelidir.

— Isı yalıtım malzemesi sürekli olarak uygulanmalı, ısı köprüsü oluşturacak profil vb. tespit elemanlarından kaçınılmalıdır.

— Kat döşemeleri ile birleşimlerde ısı köprülerini yok edecek şekilde ısı yalıtımı uygulanmalıdır. Duvar bünyesinde bulunan kolon, kiriş hatıl vb. tüm ısı köprüleri öncelikle dış yüzeyden, zorunluluk durumunda tavan-döşeme iç yüzeyine min. 50 cm dönülerek yalıtılmalıdır. Buhar kesici tabakalar mümkünse tavan ve döşemelere döndürülmelidir.

— Mutfak ve banyo gibi yüksek buhar üretilen hacimli yerlerde kaynağa yakın noktada su buharının pasif bir baca veya mekanik havalandırma ile dışarı atılması sağlanmalıdır.

Toprakaltı Dış Duvarlarda Ve Temel Uygulamalarında Yalıtım

Su İle Doğrudan Temas Eden Isı Yalıtım Uygulamaları

Isı yalıtım levhaları; zemin altında kullanılan hacimlerin ısı yalıtımında ve/veya su yalıtım örtülerinin toprak dolgunun yapılması sırasında mekanik etkilere karşı koruma amaçlı olarak kullanılabilir. Toprak altı dış duvarlarda en az yoğunluğu 30kg/m3 olan, %10 deformasyonda basma mukavemeti 300kPa olan, iki yüzü zırhlı, kenarları binili ve difüzyonla su emmesi %3’ün altında olan Ekstrüde Polistiren Köpük (XPS) levhalar kullanılır 2. Toprak altı dış duvarların yüzeyi düzeltilip su yalıtımı yapıldıktan sonra, ısı yalıtım levhaları yapıştırılarak veya serbest olarak temel duvarı üzerine şaşırtmalı olarak ek yerlerinde derz oluşmayacak şekilde yerleştirilir. Isı yalıtım levhalarının su yalıtım örtülerinin üzerine uygulanmasında solvent içermeyen soğuk bitüm esaslı yapıştırıcı veya çift tarafı yapışkanlı bitümlü örtüler kullanılır. Yapıştırma işlemi geçici olarak yalıtım levhalarının tespit edilmesi işlevini görmektedir.

Solvent içermeyen bitüm esaslı yapıştırıcı noktasal olarak (en az 2kg/m2 sarfiyat ile 3) yalıtım levhası üzerine sürülür veya levha başına en az 5 adet 100x150mm ebatlarında hazırlanmış çift tarafı yapışkan bitümlü örtünün yapıştırılması ve dışa bakan taraftaki polietilen film katmanın kaldırılarak, su yalıtımı yapılmış duvar üzerine, ısı yalıtım levhaları şaşırtmalı olarak yerleştirilir. Isı yalıtımının yapıştırılmasından kısa bir süre sonra kademeli olarak toprak dolgu yapılır ve yalıtım levhalarının toprak basıncı ile duvara montajı sağlanır. Eğer kademeli toprak dolgu işlemi yapılmayacak ise ısı yalıtım levhalarının dış tarafına baskı duvarı örülür. Bu detayda, su yalıtım örtüsünün korunması ve delinmemesi gerekir. Bu nedenle ısı yalıtım levhalarının montajında dübel kullanılmaz.

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

— Toprak altı dış duvarlara yapılan uygulamalarda amaç su yalıtım katmanını koruyarak ısı yalıtımı sağlamak olduğundan, uygulama aşamasında su yalıtım membranın zarar görmesi engellenmelidir.

— Isı Yalıtım katmanının kalınlığı; toprak altı dış duvara sahip hacmin kullanma amacına bağlı olarak TS 825 standartında verilen esaslara göre belirlenmelidir.

— Kullanılacak ısı yalıtım levhaları bini profilli olmalıdır.

— Isı yalıtım levhaları toprak altı dış duvarı üzerine şaşırtmalı olarak ek yerlerinde derz oluşmayacak şekilde yerleştirilmelidir.

— Isı yalıtım malzemeleri duvar üzerine solvent içermeyen soğuk bitümlü yapıştırıcılarla noktasal yapıştırılmalı ve yapıştırma işleminden kısa süre sonra toprak dolgu yapılmalıdır. Toprak dolgu kademeli olarak sıkıştırılmalıdır.

— Yalıtım levhaları iki yüzü kendinden yapışkanlı bitümlü örtülerle de toprak altı dış duvara uygulanabilir.

— Su basman seviyesinde ısı yalıtımının bittiği seviyede, su yalıtım sisteminin arkasına su almayı ve levhaların ayrılmasını engelleyici bitiş detayı uygulanmalıdır.

— Drenaj sisteminin pozitif su basıncını engelleyecek şekilde tesis edilmesi gerekir.

— Dolgu zeminin sıkıştırılması esnasında yalıtım levhalarının kaymasını önlemelidir. Bu amaçla yalıtım levhaları sağlam ve sabit bir düzlem üzerine oturtulmalıdır.

— Su yalıtım membranları üzerine yapılan ısı yalıtım uygulamalarında su yalıtım örtüsünün delinmemesi önemlidir. Dolayısıyla ısı yalıtımı katmanları su yalıtım membranları üzerine dübel kullanılarak uygulanmamalıdır.

Pencerelerde Isı Yalıtımı

Pencereler ve kapılar iyi yalıtılmamışlarsa, evimizdeki ısının dörtte birinin kaybına neden olabilirler.

Isı kayıplarının belli başlı nedenleri:

— Pencere ile duvar arasındaki boşluklar

— İyi kapanmayan kanatlarla pencere arasındaki boşluklar

— Tek camlı pencereler

Pencereler ile dışa açılan kapılarda hava kaçaklarını saptamak için, yanan bir mumu pencere ve kapıların yakınında dolaştırınız. Mum alevi titreşiyorsa, orada hava kaçağı var demektir.

Evinizdeki pencerelerdeki ısı kayıplarını azaltmak için:

— Pencerelerin duvar ile birleştiği yerlerdeki boşluklar silikon ve benzeri sızdırmaz malzeme ile kapatılmalıdır. Bu sızdırmazlığın, binanın yapımı aşamasında özel fitillerle sağlanması gerekmekle birlikte, yine de bazı durumlarda sızmalar olabilir.

— İyi kapanmayan kanatların çevresine bir yanı yapışkan sünger şeritler yada özel plastik fitiller çekilerek hava kaçakları önlenmelidir. Tam kapanmanın sürekli olarak sağlanması için, yapım aşamasında kalite belgesi olan ürünlerin seçilmesinde yarar vardır. Pencerelerde tek cam yerine çift cam kullanılmalıdır. Isı kayıpları, çift camlı pencerelerde tek cama göre yarı yarıya azdır.

Bir pencereden istenilen nitelikleri şöyle sıralayabiliriz.

— Ucuz olmalı

— Dayanıklı ve uzun ömürlü olmalı

— Renk değiştirmemeli bakım istememeli

— Isıyı iletmemeli enerji tasarrufu sağlamalı

— Sesi taşımamalı absorbe etmeli konfor sağlamalı

— Kullanım kolaylığı sağlamalı

— Sağlıklı ortam oluşturmalı

— Estetik olmalı güzel görünmeli

— Mimari şekli temizlik için uygun olmalı.

Pencerelerin imalatında ilk olarak kullanılan malzeme doğal olarak ahşaptır, daha sonra sanayinin gelişmesi sırasıyla demir alüminyum sert PVC ve kompozit malzemeleri pencere imalatında kullanmaya yönelmiştir. Bunlardan ahşap alüminyum ve PVC dünyada pencere imalatında kullanılan malzemelerin %95’inden yüksek bir kısmını oluşturmaktadır.

Avrupa ülkelerinde sert PVC büyük bir oranla başı çekmektedir. Tüm gelişmiş ülkelerde göze çarpan husus şudur. Fiyat fiyat olarak en pahalı durumdaki alüminyum iş yeri ofis ve kamu binalarında özellikle giydirme cephe çatı şıklığı ve özel-dizayn pencerelerin, mimariye uygun olarak yapılmasında kullanılır. Alüminyum’ın konutlarda kullanımı yok. Denecek kadar azdır. Eskiyen pencerelerin yenilenmesi işinde önceleri kullanılan alüminyum bu pazarı daha çok PVC ve ahşap kompozit malzemelere bırakmıştır.

Alüminyum – Ahşap – PVC Pencere Sistemleri “K” KatsayısıI Değerleri

(Çift Camlı) Basit Alüminyum Pencere Sistemi K = 5.6 W/m2 K
(Çift Camlı) Contalı Ahşap Pencere Sistemi K = 3.0 W/m2 K
(Çit Camlı) PVC Pencere Sistemi K = 2.6 W/m2 K

Doğrama Malzemelerinin Isı Yalıtım Değerleri (DIN 4108)

Ahşap 0.12 k.cal/m2 h0C
Plastik 0.13 k.cal/m2 h0C
Demir 50 k.cal/m2 h0C
Alüminyum 175 k.cal/m2 h0C

Ev alırken çatıya dikkat!

Almak ya da kiralamak istediğiniz ev çatı katı olmasa dahi sızıntı, küf ve koku ara katları da etkileyeceğinden çatıyı mutlaka gözden geçirin. Eski ya da yeni olması, kullanılan malzemeler ve tahliye borularının durumu size genel bir bilgi verecektir.

Baktığınız kadar koklayın!

Sahip olmayı ya da oturmayı düşündüğünüz evi gezerken öncelikle koklayın. Küf ve rutubet kokusu evin su yalıtımı ile ilgili ciddi bir ipucudur.

Dokunarak bakın!

Ev seçerken tavanları, pencere kenarlarını hem gözle hem elle kontrol edin. Rutubetten kaynaklanan kabarmalar gözle olmasa da elle belli olacaktır. Bu arada boyadaki sararma sızıntıya işarettir.

Bodrumu ihmal etmeyin.

Evinizin bodrumunu belli periyodlarda ziyaret edin. Perde duvar, kiriş ya da kolonlarda nemden kaynaklanan siyah lekeler ya da pamukçuklar su yalıtım problemini gösterir.

Faturalarınızı kontrol edin.

Oturduğunuz evin ya da oturmayı düşündüğünüz evin faturalarını gözden geçirip başka faturalarla kıyaslayın. Sapmalar evinizde çeşitli kullanım hatalarına ve yalıtım gerekliliklerine işaret eder.

Marka görmek iyidir.

Evlerin pencere ve kapılarında kullanılan ürünler üzerinde marka arayın. Marka çoğu zaman kalite ve satış sonrası hizmet anlamı taşır.

Tesisatınıza bir göz atın.

Tesisat yalıtımı enerji kayıp veya kazançları dışında, hattı oluşturan boruların terleme sebebiyle korozyona uğramasını ve ileride daha büyük bir soruna yol açmasını önler.

Yangına karşı

Evinizde yangın merdiveni ve merdivene bakan pencereler olmalı. Ama birde genel kullanılan malzemeleri kontrol edin. Yanıcı ve zehirleyici özelliği olan ürünlere dikkat!

Gürültüye dikkat!

Evinizde pencereler kapalıyken çevre gürültüsü içeri giriyor mu? Alt, üst ve yan dairelerden konuşma ve ayak sesleri duyuluyor mu? Makine dairesinden gürültü geliyor mu? Birine bile cevabınız evet ise yalıtımsız bir binadasınız.

Joomla SEF URLs by ArtioHİZMETLERİMİZ
GENEL TADİLAT
Ofis Tamir ve Tadilat
Ev tamir ve Tadilat
İç cephe ve Dış cephe tadilat
Dış cephe Mantolama
Isı ve su izolasyonu
Aleminyum Doğrama
Kapı ve Pencere
Dış cephe Kompozit
Balkon Kapama ve katlanır Cam
Küpeşte ve Korkuluklar
Bahce ve Peyzaj
Fayans ve Seramik
Çatı Onarım İzolasyon
Su ve Tesisat
Eletirik ve Tesisat
Ferforje Demir
Boya Badana
Havuz Bakım Onarım
Granit ve mermer
Alcı Sıva
Zemin Kaplama
Mutfak ve Banyo Aksesuarları
Kartonpiyer
Kale Çelik Kapılar
Çatı sistemleri
Söve
Banyo Dolapları
Duşakabin
Mutfak Dolapları
Alcıpan Bölme Duvar
Alçıpan Asma Tavan
Aleminyum Asma Tavan
Banyo Asma Tavan
Demontable Bölme Duvar
Akustik Asma Tavan
Lamel Asma tavan
Laminat Parke
Metal Asma Tavan
Taşyünü Asma Tavan
Çalışma SistemimizÜCRETSİZ KEŞİF İÇİN ARAYIN

TAMİR TADİLAT
Ofis Tamir ve Tadilat ustası
Ev tamir ve Tadilat ustası
Alcı Sıva ustası
Aleminyum Doğrama ustası
Bahce ve Peyzaj ustası
Cam Balkon Katlanır Cam Ustası
Banyo Dolap ustası
Boya Badana ustası
Çatı ustası
Demontable Bölme Duvar ustası
Dış cephe Mantolama ustası
Dış cephe Kompozit levha ustası
Duşa kabin ustası
Eletirikçi ustası
Alçıpan Asma Tavan ustası
Fayans ve Seramik ustası
Ferforje Demir ustası
Küpeşte ve Korkuluk ustası
Aleminyum Asma Tavan ustası
Banyo Asma Tavan ustası
Granit ve mermer ustası
Akustik Asma Tavan ustası
Havuz Bakım Onarım ustası
İç cephe ustası
Alcıpan Bölme Duvar ustası
Isı ve su izolasyonu ustası
Çelik Kapı ustası
Kapı ve Pencere ustası
Dış cephe ustası
Kartonpiyer ustası
Lamel Asma tavan ustası
Laminat Parke ustası
Metal Asma Tavan ustası
Mutfak Dolap ustası
Mutfak ve Banyo Aksesuar ustası
Söve ustası
Tesisat ustası
Taşyünü Asma Tavan ustası
Zemin Kaplama ustası

Yapı Market fuarında bizde orada idik……..

Bu yıl ilk düzenlenen yapı market tedarikcileri fuarı büyük bir katılımla gerçekleşti. Fuarda gerek ustalar gerekse imalatcı firmalarla görüşme imkanına sahip olduk. USTALAR.COM standı ziyaretcilerden büyük bir ilgi topladı. Ziyaretci ve Katılımlar USTALAR.COM için çok olumlu değerlendirmeler yaptı. Bu projenin devam etmesi için telkinlerde bulundular.

Hurda Plastik

Plastikler doğada hazır bulunmaz, doğadaki elementlere insan tarafından müdahale edilmesi ile elde edilir. Elde edilmesi belli bir sıcaklık ve basınç altında, katalizör kullanılarak monomerlerin reaksiyona sokulması ile olur. Plastik ilk üretildiğinde toz, reçine veya granül halde olabilir. Genelde plastikler petrol rafinerilerinde kullanılan ham petrolün işlenmesi sonucu arta kalan malzemelerden elde edilir. Yapılan araştırmalara göre dünyadaki petrolün sadece % 4 lük bir kısmı plastik üretimi için kullanılmaktadır. Kalıba dökme, haddeleme ya da herhangi baska bir teknikle kolayca biçimlendirilebilen çok çesitli yapay malzemelerin ortak adi. Plastik sözcügü, “biçimlendirme” anlamindaki Yunanca plastikos sözcügünden gelir. Bazen kauçuk ve benzeri öbür dogal ürünler plastik tanimina sokulmakla birlikte, modern tanimlama da plastiklerin disinda tutulur. Reçineler ile plastikler arasindaki ayrimi yapmak da zordur. Yapay malzemelerin çogu hem reçine, hem de plastik olarak adlandirilabilir. Eskiden reçine sözcügü, kaplama maddelerinin bilesimlerindeki dogal ürünlerin yerine geçebilen ürünler için, plastik sözcügü de üretim sirasinda bir kaliplama isleminden geçen malzemeler için kullanilmistir. Plastiklerin büyük bölümünün en önemli özelligi, isitildiklarinda erimeden yumusamalari ve yumusak haldeyken mekanik yollarla kolayca biçimlendirilebilmeleri, sogutulduklarinda ise yeniden sertlesmeleridir. Bu özellik plastiklerin molekül yapisindan kaynaklanir.

Hurda Kullanıcısı

Hurda, Hurdacı ve Hurda Kullanıcısının Buluştuğu yer

Tabii kaynakların sınırsız olmadığı, dikkatlice kullanılmadığı takdirde bir gün bu kaynakların tükeneceği şüphesizdir. Kaynak israfını önlemenin yanında, hayat standartlarını yükseltme çabaları ve ortaya çıkan enerji krizi ile bu gerçeği gören gelişmiş ülkeler atıkların geri kazınılması ve tekrar kullanılması için yöntemler aramış ve geliştirmişlerdir.Kalkınma çabasında olan ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya bulunan gelişmekte olan ülkelerin de tabii kaynaklarından uzun vadede ve maksimum bir şekilde faydalanabilmeleri için atık israfına son vermeleri, ekonomik değeri olan maddeleri geri kazanma ve tekrar kullanma yöntemlerini araştırmaları gerekmektedir.  Demir, çelik, bakır, kurşun, kağıt, plastik, kauçuk, cam gibi maddelerin geri kazanılması ve tekrar kullanılması, tabii kaynaklarımızın tükenmesini önleyeceği gibi ülke ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ithal edilen hurda malzemeye ödenen döviz miktarını da azaltacak, kullanılan enerjiden büyük ölçüde tasarruf edilecektir. En az yukarıda sayılanlar kadar önemli olan diğer bir husus da uzaklaştırılacak katı atık miktarlarındaki büyük azalma ve dolayısıyla çevre kirliliğinin önemli ölçüde önlenmesidir. Özellikle katı atıkları düzenli bir şekilde bertaraf edebilmek için yeterli alan bulunmayan ülkeler için katı atık miktarının ve hacminin azalması büyük bir avantajdır.  

Dekorasyonda halının önemi, halı seçimi ve halıda renk

Temel doğruları bildiğiniz takdirde halıyla mekanı dekore etme kolaylaşır. Halınızın zarif bir arka plan öğesi mi yoksa mekanın dikkat merkezi mi olmasını istersiniz? Bu aslında işe başlamanın ilk adımı olacaktır. Eğer tercihiniz zarif bir arka plandan yanaysa, o zaman doğal renk gruplarından yana bir tercih yapmanız yeterlidir. Toprak tonları, bej ve griler bu isteğinize uygun seçimler olacaktır.

      Eğer halınızın dikkat çekmesini ya da mekanda baskın ve belli bir etki yaratmasını istiyorsanız, o zaman da nefti yeşil ya da hoş bir bordo gibi göze çarpan renkler işinize yarayacaktır. Mobilyalarınız ister eski ister yeni olsunlar, renk seçiminizde önemli rol oynar. Eğer mobilyalarınız koyu renkteyse, örneğin siyah deri, kahve süet, koyu meşe ya da kiraz ağacındansa, mobilyanızın kendini çok daha güzel göstermesi adına daha açık renkleri tercih etmeniz yerinde olacaktır.

      Eğer koyu renkte bir halıyı koyu bir mobilya takımıyla kullanırsanız, bu pek doğru olmaz. Çünkü herhangi bir görsel tezatlık sergilemeyecektir. Söz konusu kontrastı oluşturmak için açık renkli mobilya takımları koyu renkteki bir halıyla daha uyumludur. Aynı şekilde halının rengi de ortadan koyuya değişen tonlarda seçilmelidir.

      Yaşam stiliniz de seçimizdeki diğer önemli bir unsurdur. Örneğin çocuklarınız ya da evde beslediğiniz hayvanlarınızın olması tüm bu dekorasyon kararlarınızı yakından etkileyecektir. Çocuklu ve evcil hayvan besliyorsanız muhtemelen açık renkli halılardan uzak durmayı tercih edeceksinizdir. Bu yaşam koşullarıyla, halınızın temizliği kesinlikle zorlaşacaktır. Buna rağmen hala açık renkli halı kullanmakta ısrar ediyor ya da kullanmak zorundaysanız, o zaman daha karmaşık desenli bir halı ya da berber bukleli halıları tercih etmeniz yerinde olacaktır.

      Bazı durumlarda, halı renginizi ev ya da odada bulunan bir başka dekoratif nokta ya da cisme dayanarak da seçmek isteyebilirsiniz. Bu dekoratif obje pencere süsü, mobilya üzerinde yer alan kumaş ya da bir yatak örtüsü olabilir. Buna rağmen bir şeyi akıldan çıkarmayın; eğer halınızın rengini evdeki demirbaş olmayan, bir diğer deyişle süreklilik taşımayan başka bir objeye dayandırırsanız, ileride mekan genelinde uyum ve düzenleme yapmakta zorlanabileceğiniz bir halı rengine bağlı kalarak idare etmek zorunda kalabilirsiniz. Halı bir tür yatırım aracıdır. Halı yatak örtüsü ya da diğer elden çıkarılabilir objeler kadar kolay ve hızla değiştirilebilecek ya da ikame edilebilecek bir öğe değildir.

      Halılar aynı zamanda mekana belli ölçüde sıcaklık katarken aşırı sıcak ve soğuklara karşı izolatör görevi yapar.

      Ayrıca halı genelde dekorasyonun temelini oluşturduğundan ve mekanda oldukça geniş alanları kapladığından, genel renk ve kumaş düzenlemesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Halı bir mekanda sadelik, rahatlık, yumuşaklık ve yaşanabilirlik sağlayabilir ve o ortamı kişiselleştirmenin en kolay yollarından biri olabilir. Tercihe göre doğal bir renk seçimi ile arka plan yaratılabileceği gibi canlı bir odak noktası da yaratılabilir. Böylelikle, yaşam tarzınız ve evinize en uygun halıyı bulmak için nasıl yaşadığınızı ve evin genelinde nasıl bir his yaratmak istediğinizi etraflıca bir düşünün.

Halı alırken nelere dikkat edilmeli?
Halı Alırken Dikkat Edilecekler       Bir halı mekanın genel görünümünde oldukça büyük bir etkiye sahiptir. Bu noktada sizin için en doğru halıyı seçerken bazı noktaları göz önünde bulundurmanız yararlı olacaktır. Halı satın alırken bu önemli noktaları bir ölçüde değerlendirmeniz makul ve uzun vadede işinize yarayacak bir halı seçmenizi kolaylaştıracaktır.

      Halı satın alırken oldukça fazla seçeneğiniz bulunur. Aynı şekilde size sunulan oldukça fazla fiyat aralığı mevcuttur. Aslında tüm bu seçeneklerin varlığı ilk bakışta karar vermenizi zorlaştırabilir. Ancak bazı önemli noktalar istediğiniz mekanda muhteşem bir görüntü oluşturmanıza yardımcı olacaktır. Öncelikle var olan halı stillerini ve bunları hangi oda ya da odalarda kullanacağınız konusunu etraflıca değerlendirmeniz gerekecektir. Örneğin odanız geleneksel mi yoksa modern çizgilere mi sahip? Yoksa antikalarla dolu bir odanız mı var?

Klasik mi modern mi?
      Eğer odanız güzel antikalarla doluysa, o zaman klasik bir el halısı kullanmanız uygun olacaktır. Halı seçimindeki önemli faktörlerden biri de halının yerleştirileceği alan ve etrafında bulunan renklerdir. Renk odadaki havayı doğrudan etkiler. Örneğin açık renkler mekanda olduğundan daha geniş bir hava yaratacaktır. Seçilen renkler koyulaştıkça oda daha küçük ama daha sıcak bir görünüm sergiler. Çoğunlukla halıların bakımlar diğer zemin kaplamalarına nazaran çok daha ekonomiktir.

Akustik özellikler
      Halılar aynı zamanda bazı akustik değerlere de sahiptir, çünkü sesleri emer ve böylelikle ev veya ofisinizdeki ortamın kalitesini arttırır. Günümüzde artan taşıt ve ağır iş makinelerinden ötürü adeta gürültü kirliliği yaşadığımızı, buna ek olarak iç mekanlarda telefon, faks, bilgisayar ve klimalardan kaynaklanan sesleri de göz önünde bulundurursak, halının bu akustik özelliklerinin zemin kaplaması seçerken ne denli önemli rol oynadığını rahatlıkla anlayabiliriz.

Havın şekli
      Bir halının değeri de havının yüksekliğine bağlı olarak, bukle ya da kesik havlı olarak gereken kurulum yöntemiyle saptanır. Halının kalitesi arttıkça odada sıcak ve samimi bir hava yaratan izolasyon özelliklerinin sağladığı enerji tasarrufu de artar. Kaygan olan diğer sert zemin ve linolyum kaplamalara karşın, halı hem kaymaz özellikler sunarken aynı zamanda amortisör özelliği gösterir.

      Kısa havlı halılar özellikle tekerlikli koltuklar için oldukça uygun bir yüzey hazırlar. Bunun yanında fiziksel rahatsızlarından ötürü koltuk değneği ya da baston kullananlar için de oldukça güvenli ve kaymayan düz bir zemin sunar. Halıda birçok insana çekici gelen onun genel görünüm, renk ve estetik özellikleridir. Seçim yapmakta zorlanacağınız çok büyük bir renk, desen, model ve şekil çeşitliliği bulunur.

Halının stili
      Hangi stili seçeceğiniz büyük ölçüde odanın boyutları ve genel dekoruna göre değişecektir. Bu açıdan halıyı ister odanın en dikkat çeken öğesi veya odanın genel görünümü içinde uyum sergileyen ve fazla göze çarpmayan bir türde seçebilirsiniz. Bu tamamıyla size kalmış bir seçim olmakla birlikte unutulmaması gereken önemli bir nokta vardır; o da bir odanın genel görünümünü baskın, yanlış seçilmiş renkteki ve mekanın genel görünümüyle oldukça uyumsuz olan bir halıdan daha hızlı yok edebilecek bir şey olmadığıdır.

Dayanıklılık
      Dayanıklılık halının görünümü için çok önemlidir. Eski görünmeye başlaması ve yenisiyle ikame edilmesinden önce ne kadar hoyratça ya da düzgün kullanıldığı önemlidir. Leke tutacak mı, kirlenmeye karşı dirençli mi ya da küflenmeyen yapıda mı? Renkleri soluyor mu? Veya halı yanmaz yapıda mı? Yeni bir halı satın alırken satış görevlisine halıya ilişkin tüm bu soruları mutlaka sorun.

      Düşünülmesi gereken diğer nokta ise seçtiğiniz halının ne kadar süre ilk günkü şeklini koruyacak olmasıdır. Birkaç yıl içerisinde renklerin solduğunu göz önünde bulundurursanız, özellikle duvardan duvara halınızın rengiyle yeni döşenecek halınızın renklerini birbirine uydurmanız bu açıdan da zor olacaktır.

Fiyat
      Fiyat da önemli bir diğer konudur. Öncelikle halının size ne kadara mal olacağını öğrenin. Halı için altlık kullanmanız gerekecek mi? Ek yerlerine yönelik sorun yaşanacak mı? Halının döşeme ücreti ne olacak? Satın aldığınız halının bakımına ilişkin tüm bu ayrıntıları öğrenin. Ayrıca örneğin halınız zarar gördüğünde ve tamir edilmesi gerektiğinde tüm bu harcamaların maliyetinin ne olacağını sormaktan kaçınmayın.

Karşılaştırma
      Bu nedenle eğer daha sonra aynı halıyla diğer odaları döşemek istiyorsanız, bu işlemi bir seferde birçok odaya yapmanız ilerleyen zamanda sorun yaşamamanız adına doğru bir karar olacaktır. Son olarak, halı alırken bu denli çok seçeneğin olduğu bir alanda tek bir marka ya da firmaya bağlı kalmayın. Birden fazla firmanın ürünlerini inceleyerek seçim yapmanız tüm ürünlerin avantaj ve dezavantajlarını rahatlıkla değerlendirmeniz açısından faydalı olacak ve size en uygun halıyı seçmeniz konusunda daha geniş bir bakış açısına sahip olmanızı sağlayacaktır.

Halının Kalitesi Nasıl Anlaşılır?
      Kullanılacak zemine uygun kalitede halı almak çok önemlidir ve bunu seçerken halının performansını anlayabilmek adına ürün tanıtım broşüründeki bilgilerden yararlanmak işin püf noktasıdır. Bu broşürlerde verilen değerlere ve halının serileceği zeminin kullanım yoğunluğuna göre uygun halıya karar vermek mümkündür. Broşürlerde genellikle ürünün yoğun kullanıma dayanıklılığı 5 üzerinden değerlendirilir. Yoğun kullanıma dayanıklı yerlerde 5-4 arası değerlerdeki halılar, kullanımın daha az olduğu yerlerde ise 3-2 arası değerlerdeki halılar tercih edilmelidir. Halının yumuşaklık durumu, aşınmaya direnci, kırışma yoğunluğu ve keçesi gibi faktörler, halının kalitesini belirleyen kriterlerdir.

Halı Çeşitleri, Halının Dokusu Halı Dokusu
      Halının dokusu, kullanıldığı odanın karakterini belirler. Ciddi tarzda, kesik havlı kadife Saksony veya sıcak bir görünüş katan Berber bukle bir halının tercihi farklı atmosferlerin yaratılmasını sağlar. Seçilen halının rengi kuşkusuz sizin hayat tarzınızı ve kişiliğinizi ifade edecektir. Halının ömrünün uzun olmasını ve performansını etkileyen faktörleri bilmek halı kullanmak isteyenler için önemlidir.

Elyaf Çeşitleri
      Polypropylen: Günümüz halı pazarındaki halılar içinde lekeye en dayanıklı halı elyafı olefindir. Bu elyafların rengi, lifin üretim aşamasında verilir, elyaf sonradan boyanmaz. Buna “solüsyon boyama” denir. Hem iç, hem dış mekanlarda bu elyaftan üretilen halılar tercih edilir, çünkü bu elyaf neme, küfe, lekeye ve statik elektriğe dayanıklıdır. Fakat bu elyaflar naylona göre daha çabuk yatar. Polypropylen Berber bukle halılarda kullanılır.

      Naylon: Bu elyaf, olefinden daha güçlüdür, ama lekelere olan dayanıklılığı daha azdır. Dayanıklılığı yüksek olduğu için naylon en popüler elyaftır.

      Polyester: Naylon ve polypropylende kullanılan hammaddeye benzer bir plastikten polyester üretilir. PET polyester, geri-dönüşüm kutularına atılmış plastikten üretilir. Polypropylen elyafındaki yatma problemine polyesterde de rastlanır. Polyester her zaman solüsyon boyama yöntemiyle boyanmaz ve olefin elyafı kadar da lekeye dayanıklı değildir. Polyester elyafının fiyatı naylondan daha ucuzdur.

      Yün: Bu elyaf diğerleri arasında en pahalı olanıdır ve bu yüzden sadece lüks halılarda ve parça halılarda kullanılır. Yün elyaf, yoğun halılarda kullanıldığı ve yumuşaklık hissi yarattığı için beğeni kazanmıştır. Yün elyaflı halı alırken, halının yoğun olduğundan emin olun.

      Pamuk: Pamuk elyafı yumuşaktır, ama yatmaya ve lekelere dayanıklı değildir. Pamuk elyaf nemi emdiği için zor temizlenir.

      Akrilik: Bu elyaf, yünün yumuşaklığını daha ucuza sağlar. Neme ve küfe dayanıklıdır. Aşınmadığı için banyo paspasları için uygun bir elyaftır.

Hav Ağırlığı
      Hav ağırlığı, m2’ye düşen elyafın ağırlığı ile ölçülür. Elyafın sıklığı direkt olarak halının kalıcılığını ve performansını etkiler. Hav ağırlığı fazla olan halı daha dayanıklıdır ve daha pahalıdır. Hav ağırlığını üründe olduğundan fazla söyleyen satıcılara dikkat etmek gerekir.

Büküm
      Halının bir metre uzunlukta birimindeki elyafların ipliklerin birbirine bükülebilme sayısı hesaplanır. Bu sayının çok oluşu halının da kaliteli olduğunu gösterir. Yüksek büküm sayısına sahip halılar düzleşmeye ve ezilmeye dayanıklıdırlar. İpliklerin sabitlenme işlemi ipliklerin birbirlerinden ayrılmamasını garantiye alır ve halıya dayanıklılık katar. Sıkı ve çok sayıda yapılan bükümler halının ezilme ve düzleşmeye karşı dayanıklılığını arttırır.

Yoğunluk
      Halı elyaflarının ilmek sıklığı, halının yoğunluğunu belirler. Halıda ne kadar çok iplik kullanılırsa halının yoğunluğu ve yüz ağırlığı o kadar artar. Yoğunluğu fazla halılar aşınmaya ve düzleşmeye daha dayanıklıdır. Halının yoğunluğunun fazla olması, görünüşünün de daha iyi olmasını sağlar, ayrıca daha rahat yürünen bir zemin oluşturur.

Halı Altlığı
      Halı altlığı, halının alt bölümünde vatka görevi görür. Halı altlığının kullanımı, halının yalıtım özelliklerini arttırır, halının yürümeden aşınmasını azaltır, güzel görünümünün korunmasını uzatır ve rahatlık sağlar. Halı altlığının farklı kalınlıkları vardır. Halı altlığı hem iş yerlerinde hem de evlerde kullanılır. Halı keçesi, üretan, Hint keneviri, sentetik elyaf ve kauçuktan yapılır.

Halıda Renk Seçimi
Halının Renginin Seçilmesi       Halıdaki renk tercihiniz oldukça kişisel bir seçimdir. Neredeyse her renk, desen ve ebatta mevcut olan, birbirinden farklı mekanlara değişik seçenekler sunan halı tasarımları arasından dilediğiniz atmosferi yakalamak için kendinize en uygun olanı seçmek mümkündür.

      Halı satın alırken özellikle önerilen; oda içinde bulunan mobilya ve perdelerin rengini de göz önünde bulundurarak bir seçim yapılmasıdır. Ayrıca odanın büyüklüğü, güneş alıp almaması gibi özelliklerde halı rengi seçiminde dikkat edilmesi gereken noktalar arasındadır.

      Güneş ışığı almayan odalarda sıcak tonlar kullanılarak sıcak bir atmosfer yaratılırken, yeşil ve mavi tonlar da yatıştırıcı bir etki yaratırlar. Açık renkler odayı daha geniş gösterirken, koyu tonlar samimi bir atmosfer sağlar. Yoğun trafiğe maruz kalan giriş bölgelerinde ise koyu tonlar seçilerek halının leke ve kirleri saklaması sağlanabilir.

      Renk seçimi, odalarda farklı etkiler yaratmak için yapılır. Bu etkiler ferahlık, sıcaklık ve soğukluktur. Ayrıca halıda seçilen renk, zemini ne kadar vurgulamak istediğinizle de alakalıdır. Evinizin zeminini dekorasyon içinde ön plana çıkarmak istemiyorsanız, halınızı nötr renkli ve desensiz seçebilirsiniz. Bu sayede evinizin mobilyalarını ön plana almış olursunuz. Eğer mobilyalarınızın yeterince göz alıcı olmadığını ve dikkati zemine çekmek gerektiğini düşünüyorsanız; halınız açık renkli ve desenli olmalıdır.

Sıcak ve Soğuk Renklerin Tercihi
      Odalarda istenen ortamın sağlanmasında kuşkusuz renklerin etkisi büyüktür. Odayı daha sıcak yapmak için sarı, portakal rengi veya kırmızı gibi renkler seçilmelidir. Odayı daha soğuk yapmak için ise mavi veya yeşil gibi renkler tercih edilebilir. Odadaki mobilyalar da halının renginin seçiminde önemlidir. Ahşap tonları bazı renklerle asla uyum sağlamaz, ama uyum sağladığı renkler de vardır. Bundan dolayı halı almaya giderken halıların renklerini mutlaka mobilyanızın rengiyle mukayese edin.

Açık ve Koyu Tonların Tercihi
      Açık renkler ferahlatıcı etki verirler. Bej, Krem gibi açık renklerin kullanımı odayı olduğundan çok daha büyük ve ferah gösterecektir.

      Koyu renklerin etkisi ise rahatlatıcı ve sıcaktır. Açık renklerin ışığı yansıtma özelliği odaları daha aydınlık yaparken koyu renklerin ışığı emme özelliği odaya daha karanlık bir görünüm verecektir. Büyük bir halı evde her zaman daha koyu görünür… Zemin büyük bir alandır. Büyük bir zemini kaplayan halı, rengi yoğunlaştırır. Bu nedenle aynı halının küçük örneği ile büyük hali arasında koyuluk farkı mutlaka olur.

Kaynak: halionline.net – asyahali.com – kelebekhali.com

Bilişim Şirketi Kurmak İsteyenlere 3 : Ustalardan Tavsiyeler

Uzun bir aradan sonra bilişim şirketi kurmak isteyenlere yazı dizisi devam ediyor. Serinin ilk iki makalesine şuradan ve şuradan ulaşabilirsiniz.

Bu yazıda size, dün epeyce sohbet etme imkanı bulduğum Şamil Yıldırım’ın -ki kendisi çok uluslu şirketlerde üst düzey görevlerde bulunmuş ve şu anda Türkiye’nin önde gelen birkaç yazılım firmasının sahibi- aktardığı tavsiyeleri ileteceğim. Hem de unutmamak için burayada not düşeyim istedim. Şamil Bey, gerçekten ilk cümlesinden itibaren kendisine inanılmaz saygı duymaya başladığım ve rol model almayı istediğim bir insan. Ayrıca deneyimlerini paylaşmayı oldukça seviyor. Sanırım bu yazı kendisini sevindirecektir.

Tavsiyeleri maddeler halinde sıralayacağım. Yanlız belirteyim belli bir gidişat yok. Sorularınız olursa bana iletebilirsiniz.

Ustalardan Tavsiyeler

I) Genel

  • Gerek iş hayatında gerekse normal yaşamda aklınızı kullanın. Çoğu insan (eğer dikkatli düşünürseniz siz bile) günlük hayatta monoton bir karar alma mekanizması işletiyor. Yani olaylara alışkanlıklarla yaklaşıyor. Oysa bunun yerine olaylara aklınızla yaklaşırsanız, farklı açılardan bakıp muhakeme yeteneğinizi kullanırsanız (örneğin, şöyle yapsak ne olur? böyle yapınca ne kadar zararım ne kadar karım olur gibi) her zaman başarılı olursunuz. Ayrıca iş hayatında yükselmenin birinci kuralı budur.
  • Eğer biryerlerde çalışıyorsanız, ilk önceliğiniz kesinlikle çalıştığınız yerin çıkarlarını gözetmek olmalı. Mesai zamanlarınızı sadece bu yere adayın. Profesyonel olmak bunu gerektirir. Projeleriniz varsa onlarla akşam eve gidince ya da hafta sonları da uğraşabilirsiniz. Kimse size bunun kolay olacağını söylemedi. Ama etik olanı budur.
  • Bir konuda uzmanlaşın. Birçok konuda az birşeyler bilmek yerine sadece bir tek konuda kendinizi uzmanlaştırın.
  • Düzenli olun, sizin ve kadronuzun her hareketi bir takvime bağlı olsun.
  • Önünüzde çok uzun zaman dilimlerini kapsayan planlarınız olsun.
  • İçinde bulunduğunuz adımı tamamlamadan bir diğerine atlamayın.
  • Kuracağınız şirket bir konuda uzman olsun. Devir uzmanlık devri. Eğer başka iş kollarına veya başka hedef kitlelerede hitap etmek istiyorsanız bunu başka şirketlerin çatısında yapın.
  • Şirketinizin kurumsal kimlik çalışmalarını olabildiğince sağlam gerçekleştirin.

II) Proje Yönetimi

  • Projelerinizi ürünleştirin.
  • Ürün geliştirmek için, ilk önce kafanızda bir proje belirleyin. Bunun için girmek istediğiniz sektörü araşırın, ihtiyaçları belirleyin.
  • Hedef sektörde swot analizleri yapın. Güçlü olduğunuz konuları, rakiplerinizin durumlarını, ürünlerini, pazarın durumunu inceleyin.
  • Ürünün özelliklerini belirlemek için, çok iyi bir analiz süreci geçirmelisiniz. 
  • Ürünün geliştirilmesi için hedef sektörden en az 3 farklı şirketle anlaşın. Bunlar pilot kullanıcılar olacaklar. Bu şirketlerle para ile çalışın. Eğer bedavaya yaparsanız size gerekli özeni göstermezler. (Şamil Bey, eğer imkanınız varsa en az 7 şirketle çalışılması gerektiğini söylüyor.) Birden fazla pilot yerle anlaşmanın nedeni, her yerin ihtiyaçlarının farklı olabilmesidir. Eğer tek bir yerle anlaşıp ürünü geliştirmeye başlarsanız, tamamlanmış ürünün hedef kitlenin diğer unsurarına uymadığını görüp çuvallayabilirsiniz ve bütün emekleriniz boşuna gider.
  • Bu şekilde ürünün geliştirilmesi belli bir noktaya geldiğinde, geliştirmeyi durdurup başka yerlerden (örneğin üniversitelerden, yurtdışındaki örneklerden vs) kaynaklar alarak ve pilot şirketlerin sayısını artırarak geliştirme sürecine devam etmelisiniz.
  • Bu arada proje geliştirme süreçlerine bağlı kalarak, ürününüzü olabildiğince profesyonelce hazırlamalısınız.
  • Bu yolu izlememizin nedeni, projeyi pazardaki diğer oyuncuların ürünlerinin önüne geçirmeyi istememiz ve ortaya çıkacak ürünün olabildiğince ayakları yere basan, esnek ve sağlam olmasını istememizdir. Projenin özelliklerini belirlerken kendinize sormanız gereken en önemli soru; insanlar neden benim ürünümü tercih etsin? olamalıdır. Bunun için sebepler yaratmalı, rakiplerden daha yaratıcı olmalısınız.
  • Ürün optimum performansla çalışmalı ve kullanımı olabildiğince kolay olmalıdır.
  • Son olarak ürünün testini mümkün mertebe çok sayıda kişiyle gerçekleştirmelisiniz.
  • Ürünün geliştirilmesini bu şekilde bilimsel ve profesyonel bir yoldan gerçekleştirirseniz hedef kitlenizin size güveni oldukça artacaktır.

III) Pazarlama

  • Yukarıdaki süreçleri tamamlamadan kesinlikle pazarlama evresine geçmeyin.
  • Pazarın durumuna ve rakip ürünlere göre bir fiyat belirleyin. Bu evre çok önemli. Fiyatı dengesiz belirlerseniz (özellikle yeni kurulmuş bir şirket için) rekabette pek bir şansınız kalmaz.
  • Ürünle ilgili bir web sitesi hazırlayın
  • İnternetten veya ticaret odalarından hedef kitlenizin bir dökümünü (email adresleri, telefonlar, adresler vs) çıkartın.
  • İlk önce bütün hedef kitlenize, ürünü tanıtıcı bir e-bülten gönderin. Bu e-bülten olabildiğince kısa ve çarpıcı olmalı. Ayrıca linklerde ürünle ilgili hazırladığınız web sitesine yönlenmeli.
  • 1 gün bekledikten sonra elinizdeki listedeki yerlerden randevular alın.
  • Sabah en geç 8.30 da şirkette toplanın, ufak bir toplantı yapın ve herkes müşterilere dağılsın.
  • Günde en az 3 veya 4 yerle görüşmeye çalışın.
  • İçerisinde katalog, broşür vs olan olabilidiğince dikkat çekici ve yaratıcı bir teklif dosyanız olsun. Görüşmelerde yanınızda bir laptop (netbook olsa daha şık olur) ve mümkünse bir projeksiyon cihazı götürün.
  • Müşteriye gittiğinizde öncelikle karşınızdakine ürünü neden alması gerektiğini 3 maddeyle açıklayın. Daha fazlası aklıda kalmaz. Bu maddeleri müşterinin ihtiyaçlarına göre hazırlanması uygun olacaktır.

Bunlara olabildiğince uymak önemli. Eğer işinizde profesyonel olursanız her zaman tercih edilen siz olursunuz.

Aklımda kalanlar bunlar olmuş. Unuttuklarımı eklemeye çalışacağım. Sizde görüşlerinizi bildirirseniz oldukça yararlı olacaktır.

Dünya’nın önde gelen Yapı Marketleri İstanbul’da…

Türkiye pazarıyla yakından ilgilenen dünya yapı market markaları

16-19 Eylül  2010 tarihleri arasında İstanbul’da CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan Yapı Market Tedarikçileri Fuarı’nda Türk ürünleri ile tanışarak ileriye dönük önemli satın alma bağlantıları yapacaklar.

 

 Ev tekstilinden banyo malzemelerine, mobilyadan el aletlerine, bahçe aksesuarlarından zemin malzemelerine, boya, izolasyon malzemelerinden, dekorasyon ve aydınlatma ürünlerine kadar, kısaca yapı market raflarında yer alan tüm ürünleri kapsayan fuarı,Türkiye’de bulunan Uluslararası Yapı Market ve yerel Yapı market satın almacılarının yanı sıra Home Depot (2300 mağazası ile ABD, Meksika,Kanada), Mr. Bricolage (760 mağazası ile Fransa, Belçika, Sırbistan, Romanya, Bulgaristan, Mauritus, Andora, İspanya,Fas,Tunus,Cezayir, İtalya),Biltema (70 mağazasıyla İskandinav ülkelerinde İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya), mağazalarının satın almacıları ziyaret edecek. Ortadoğu’nun dev yapı market markalarından Saco (27 mağazası ile Suudi Arabasitan), Kuzey Afrika’nın önde gelen marketi Bricoma (4 mağazasıyla Fas) fuara geliyor.

Dünyanın her yerinde dev perakende mağazaları işletme ve satın alma operasyonlarına sahip bu ciddi firmaların satın alma yetkilileri, 2010 Yapı Market Tedarikçileri fuarına stand alarak katılan Türk imalatçı, ihracatçı firmaların yetkilileri, sorumlu müdürleri ile fuar alanında ve Buyers Lounge’da, karşılıklı işbirliği görüşmeleri yapacaklar. Ayrıca, Avusturyalı Baumax, Fransız Leroy Merlin, ve Türk Tekzen satın alma görüşmeleri yapmak üzere, kendilerine özel görüşme lounge’u kuruyorlar. Ve daha bir çok dünya markasının satın almacıları ile görüşmeler devam ediyor.Bunun yanında Türkiye’de bulunan yerel ve uluslararası gıda market satın almacıları da ev gereçleri ve yapı ürünleri reyonlarına ürün bakmak üzere fuarı ziyaret edecekler.

Praktiker ve Baumax Türkiye satın almacıları ile kısa zamanda bize bildirecekleri Praktiker yabancı ülke mağazaları ile Baumax yabancı ülke satın almacıları ürün tanımak ve tedarikçi ile tanışmak için ziyaretçi olarak fuara geliyorlar. Baumax görüşmelerini kendi özel lounge’unda, Praktiker satın almacıları ise görüşmelerini Media Force Buyers Lounge da yapacaklar.

Detaylı Bilgi İçin: www.yapimarkettedarikfuari.com

YAPI MARKET TEDARİKÇİLERİ FUARINA DAVET

80 bini aşkın ürün çeşidiyle perakendenin yükselen trendi olan yapı marketlerin ulaştığı son noktayı

  Yapı Market Tedarikçilerinin Fuarı ortaya koyuyor…

  Türkiye’de hızla yayılan yapı market zincirlerinin, şimdilik yılda bir kez bir fuar çatısı altında ürün inceleme ve satınalma platformu oluyor. Küçük yapı marketlerin, yeni ortak satınalma oluşumlarının ve binlerce nalbur perakendecisinin ziyaretine de açık olacak fuar, tedarikçilere yeni müşteriler ve müşteri grupları yaratan bir büyük organizasyon olacak.

  Tabloid formattaki Tedarik Gazetesi’nin öncülüğünde, Nalburiye Dergisinin 21 yıllık tecrübesiyle, Medya Fors tarafından organize edilecek Yapı Market Tedarikçilerinin Fuarı, 16-19 Eylül 2010 tarihleri arasında İstanbul’da CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. “Yeni bir pazar yeri” konsepti sunan fuar tedarikçilere yapı market raflarında ve reyonlarında yer almak için önemli fırsatlar sunacak.

   Buradaki amaç zaten bildikleri ürünleri satınalmacılara tanıtmaktan çok, yeni ürün, promosyon ve merchandise odaklı bir katılımla “gövde gösterisi” yaparken, mamul farklılaştırılmasına konu olan ürünlerin uygulama kolaylıkları ve sahaları konusunda fikir yaratmaktır… ilişki sadakatini pekiştirmektir, genelde sizlerin  gittiği müşterilerinizi  (satın almacıları) yılda bir kez de olsa böylesi spesifik bir fuar çatısı altında kendi ortamınızda ağırlama ve motive etme imkanıdır, satış şartlarını değerlendirme ve senelik sipariş programını gözden geçirme imkanıdır… Burada önemli bir nüans yaratıyoruz.

   Ayrıca  küçük yapı marketlerin, yeni ortak satınalma oluşumlarının, bizim gurubumuzun amiral gemisi olan Nalburiye dergisinin ulaştığı tüm nalburların ziyaretine de açık olacak ve sizlere yeni müşteriler ve veya müşteri gurupları yaratacak bir büyük organizasyondan bahsediyoruz… Dağıtım kanalının top yekün hazır ve nazır olacağı “yeni bir Pazar Yeri” konseptinden bahsediyoruz…

onine davetiye için   tıklayın >>,

Otomobil Bakımda Püf Noktalar …

OTOMOBİL İLE İLGİLİ YAŞANABİLECEK OLASI PROBLEMLER VE ÇÖZÜMLERİ DERLENMİŞTİR.

SOĞUTMA SUYUNUN DEĞİŞTİRİLMESİ

Radyatörün düzenli olarak temizlenmesi araç bakımının can alıcı bölümlerinden biridir.

Aracınızın soğutma sistemi, motorun ürettiği fazla ısıdan aracınızı korur ve motorun doğru sıcaklık aralığında çalışmasını sağlar. Soğutma sistemini pas, tortu ve kirleticilerden korumak radyatörün ve motorun en iyi çalışma koşularında kalmasına yardım edecektir.

Radyatörü her iki yılda bir temizlemelisiniz.

İHTİYACINIZ OLANLAR
• Antifriz (4-8 litre)
• Damıtılmış Su (4-8 litre) Drenaj kabı ya da kovası
• Püskürtme ağızlı bahçe hortumu
• Bir çift çalışma eldiveni (tercihen su geçirmez)
• Yumuşak kıllı naylon fırça
• Bir kova dolusu sabunlu su
• Koruyucu gözlük

Sıcak radyatör kapağını asla açmayın!

ADIM 1 – BAŞLAMADAN ÖNCE
İlk olarak ve her şeyden önce motorun soğuk olduğundan emin olun.
Isınmış bir motor, radyatörde yüksek basınç altında ve sıcak olan bir soğutma suyu demektir – ve radyatör kapağını açtığınızda muhtemelen fışkırma yapacaktır.

ADIM 2 – RADYATÖRÜ TEMİZLEYİN
Motor kapağını kaldırın ve kazara kapanmasını önlemek için güvenli bir şekilde açık kalmasını sağlayın. Naylon fırça ve sabunlu suyu kullanarak radyatör ızgarasında toplanan ölü böcekleri ve parçaları yavaşça fırçalayarak temizleyin. Fırçalamayı radyatör plakaları doğrultusunda yaptığınızdan emin olun. Metal narin olduğundan tersi yönde fırçalandığında kolaylıkla eğilebilir. Bu şekilde temizlendikten sonra, tüm parçaların yok edilmesi için ızgaranın üzerine hortumdan yavaş bir hızda çıkacak şekilde su püskürtün.

Sadece iki yılda bir radyatörü temizlemeniz zorunlu olsa da, radyatör ızgarasının yaklaşık her 20.000 km.de bir temizlenmesi iyi olacaktır.

ADIM 3 – BOŞALTMA KABINI YERLEŞTİRİN
Soğutma suyunun doğru bir şekilde boşaltılması çok önemlidir. Soğutma suyu çok zehirlidir ancak çocuklara ve hayvanlara çekici gelecek derecede tatlı bir kokuya sahiptir. Sıvının boşaltılması sırasında araç başıboş bırakılmamalı ve boşaltılan su öylece yere akıtılmamalıdır. Kullanacağınız kabın mutfakta da kullanılmadığından emin olun- tek kullanımlık bir kap en idealidir. Kabı aracın altına kaydırın ve radyatörün tahliye valfini (çekvalf olarak da bilinir) ortalayacak şekilde yerleştirin.

ADIM 4 – RADYATÖR KAPAĞINI KONTROL EDİN
Radyatör kapağı, motoru soğuk tutması için radyatör içindeki soğutma suyunu kapalı ve basınç altında tutar. Soğutma suyunun basıncı motor tipine göre değişir ve basınç derecelendirmesi kapağın üzerinde gösterilmiştir.

Radyatör kapağı; geniş ve düz metal üst taraf ile alt taraftaki daha küçük kauçuk conta arasında gerilmiş bir bobin yayı içerir. Yay ile kauçuk conta arasındaki gerginlik kapağın basıncı tutmasını sağlar. Yani bu ikisini sıkıştırmak kolaylaşmışsa kapak yıpranmış demektir ve değiştirilmelidir. Kapağı değiştirmenizi gerektiren bir diğer işaret kauçuk contanın paslanmış ya da kurumuş olmasıdır. Genelde kapak en az iki yılda bir değiştirilmelidir, böylece bu değiştirme işleminin radyatörü temizlerken sizin rutinlerinizden birisi olmasını sağlayabilirsiniz. Unutmayın; farklı basınç derecelendirmeleri için farklı kapaklar mevcuttur. Aracınızın özelliklerine uygun derecelendirme bilgisini not edin.

ADIM 5 – KELEPÇE VE BORULARI KONTROL EDİN
Bir sonraki adım radyatörün boru ve kelepçelerini kontrol etmektir. Biri radyatörün üstünde biri altında olmak üzere iki boru mevcuttur. Boruların değiştirilmesi için radyatördeki suyun boşaltılması gerekir. Bu nedenle motoru temizlemeden önce onları kontrol etmeniz iyi olacaktır. Bu yolla, eğer boruların çatlak ya da sızdırıyor olduğu ile ilgili işaretler bulursanız veya kelepçeleriniz paslanmışsa, radyatörü yeniden doldurmadan önce onları değiştirebilirsiniz. Boruların yumuşamış olması, değiştirilmeleri için önemli bir göstergedir.

ADIM 6 – ESKİ SOĞUTMA SUYUNU BOŞALTIN
Radyatörün tahliye valfinin (çekvalf), kolayca açılabilir olması için bir kolu olmalıdır. Çekvalfi çevirerek açın (soğutma suyu zehirli olduğundan çalışma eldivenlerinizi giyin) ve sıvının aracın altına yerleştirdiğiniz kaba akmasını sağlayın. Tüm suyu boşalttıktan sonra çekvalfi değiştirin ve eski soğutma suyunu yanınızda bulundurduğunuz kapanabilir başka bir kaba koyun. Sonra boşaltılan soğutma suyunu toplamak için kullandığınız kabı tekrar valfin altına koyun.

ADIM 7 – RADYATÖRÜ TEMİZ SU İLE DURULAYIN
Şimdi asıl durulamayı yapmak için hazırsınız! Bahçe hortumunuzu alın, püskürtme ağzını radyatörün doldurma ağzına koyun ve dolana kadar su ile doldurun. Valfi açın ve içerdeki suyu valfin altındaki kaba akıtın. Su temiz olarak akana kadar işlemi tekrarlayın ve durulama işleminde kullanılan tüm suyun, eski soğutma suyunda olduğu gibi, kapanabilir kaplara koyulduğundan emin olun. Bu noktada gerekirse yıpranmış boru ve kelepçeleri değiştirmelisiniz.

ADIM 8 – SOĞUTMA SUYU EKLEYİN
İdeal bir soğutma suyu karışımı %50 antifriz ve %50 sudan oluşur. Musluk suyunda yer alan ve suyun işini doğru olarak yapmamasını sağlayan mineraller soğutucu karışımının özelliğini bozabileceğinden, formülde damıtılmış su kullanılmalıdır. Çoğu radyatör yaklaşık iki galon sıvı tutabilir. Bu nedenle kullanacağınız sıvı miktarına karar vermeniz zor olmayacaktır.

ADIM 9 – SOĞUTMA sistemİNİN HAVASINI BOŞALTIN
Son olarak soğutma sisteminde yerleşmiş olabilen hava boşluklarını almak gerekli olacaktır. Radyatör kapağı açıkken motoru çalıştırın (basınç oluşumunu engellemek için) ve yaklaşık 10 dakika çalışır durumda bırakın. Sonra kaloriferi sıcak konumuna getirerek açın. Bu, soğutma suyunun devir-daimini sağlayacak ve sıkışan havayı dağıtacaktır. Hava dışarı bırakıldıktan sonra biraz daha soğutma suyu ekleyin ancak dikkatli olun; radyatörden serbest bırakılan hava kabarcık şeklinde çıkabilir ve çok sıcak olabilir.

Sonra kapağı takın ve taşan suyu bir bezle silin.

KARBON TEMİZLEME (CARBON CLEAN)

Karbon Birikimi Nedir ve Nasıl Oluşur?
Karbon birikimi içten yanmalı benzinli ve dizel motorlarda bir HC bileşiği olan yakıtın yanma odasında hava ile yakılması sonucunda meydana gelen kurum adını verdiğimiz karbon depozitlerinin birikmesi ile zaman içinde supap yüzeylerinde, piston yüzeylerinde, yanma odası çeperlerinde ve segmanlar etrafında oluşur. Bu birikimler motorun hava emme kapasitesinde azalma meydana getirir. Hava emme kapasitesi azalan bir motorun volümetrik verimi düşer.

Karbon Birikimi Araçlarda Ne Gibi Problemler Yaratır?
• Silindir kompresyonlarının düşmesi
• Motor gücünde azalma
• Fazla yakıt tüketimi
• Egzoz emisyonlarında artış
• Bozuk rölanti
• Hızlanma kabiliyetinde azalma
• Soğuk havalarda zor çalışma
• Motorun silkeleyerek çalışması

Karbon Temizleme Nedir?
Karbon temizleme içten yanmalı 4 zamanlı benzin ve dizel motorlarda yakıt besleme sistemleri ile supap yüzeyleri, piston yüzeyleri, yanma odası çeperlerini motordan herhangi bir parça sökmeden temizleyen bir sistemdir.

Karbon Temizliğinin Yararları Nelerdir?
• Çok kirli motorlarda %15 e kadar sağlanan yakıt tasarrufu, ortalama olarak %3-5 civarındadır.
• Zararlı egzoz emisyonlarının azalması, benzin motorlarında %40 ın üzerinde, dizel motorlarda ise %75 e ulaşan değerlerde tespit edilmiştir. Partikül emisyonlarında azalma ortalama %30 un üzerindedir.
• Motor performansı artar. Dizel motorlarda gücün genelde %10-bazı ölçümlerde %30-artması normal sonuçtur. Benzinli motorlarda temizleme işleminden önce görülen ilk çalıştırma zorluğu, tekleme, düşük devirde sert çalışma ve benzeri şikayetler ortadan kalkar.
• Karbon temizleme işlemi düzenli olarak (her 25.000 km.de bir) yapıldığında motorun ömrü uzar.
• Parça değiştirilmesine gerek kalmadan bu tür harcamalar önemli ölçüde azalır.
• Bakım ve işçilik masrafları ve süresi azalır. Yakıt enjeksiyon sisteminin dizel motorlarda bakımı bir günü, hatta daha fazla zamanı alabilir. Tüm motorlarda Karbon temizleme işlemi en fazla bir saat sürer.

Karbon Temizleme Niye Etkindir?
Günümüz benzin ve dizel motorlarının kalbi yakıt püskürtme sistemidir. Enjektörler, yakıtı çok ince bir sprey halinde ve konik biçimde püskürtürler. Zamanla ısı, yakıt kirliliği ve kullanım sonucu sistem kirlenmektedir. Enjektörlerin yakıt püskürtme deliklerinin 0,5 mm veya daha küçük çapta olduğunu düşünürsek en ufak kirlenmede tıkanmaları doğaldır. Ayrıca dizel veya benzin motorlarında yanma hücrelerinin, pistonların, valf ve yuvalarının, kısaca yanma dolayısıyla zor şartlarda çalışan parçaların kirlenmeye açık olduğu unutulmamalıdır. “Karbon Temizleme” işlemi yakıt sistemini temizleyerek motoru yenilemekte, ayrıca yanma yüzeylerini yumuşak karbon birikimlerinden arındırmaktadır.

FAR AMPULÜ NASIL DEĞİŞTİRİLİR?

Ön ve arka farlarınızın ampulü aniden yanabilir. Bu durumda trafik güvenliği açısından büyük önem taşıyan lambaların yanmadığından trafik cezası ödemek zorunda kalabilirsiniz.

Ayrıca uzun yolda ve gece yolculuk ediyorsanız, görüş açınız azalabilir.

Bu sebeple trafikte zor durumda kalmamak için otomobilinizin bagajında mutlaka yedek bir ampul bulundurun. Bozuk ampulü değiştirmek sadece 3-5 dakikanızı alır. Bunun için bir yedek ampül ve bir tornavida gereklidir.

Değiştirme işlemi sırasında;
• Far ampulünün fişi çekilir.
• Far ampulünün lastiği çıkarılır.
• Yanan ampül çıkarılır. Aracınızda bulunan yedek ampülle değiştirilir. Ampulü taktıktan sonra yine sırasıyla lastik ve fiş takılır.

TRİGER KAYIŞINA DİKKAT!

Üreticilerin motor teknolojilerine yönelik yatırımları her geçen gün daha da artıyor. Daha küçük hacimli ünitelerden yüksek güç alınıyor, yakıt tüketimi değerleri azalıyor daha da önemlisi kullanım maliyetleri geriye çekiliyor.

Peki gittikçe hassaslaşan bu ünitenin zayıf yönleri yok mu? İşte bu tartışmanın baş rolünü hiç kuşkusuz triger kayışı oynuyor. Motorun çalışması için emme ve egzoz supaplarının belirli zamanlarda açılıp kapanması gerekiyor. Bunu sağlayan parça da eksantrik (kam) mili. Ancak eksantrik milinin bu işi yapabilmesi için dönme hareketini gerçekleştirmesi şart.

İşte bu noktada devreye triger kayışı ya da zinciri giriyor. Marş motorunun volan yoluyla krank milini çevirmeye başlamasıyla, eksantrik mili de bu iki parça arasındaki bağlantıyı sağlayan kayış ya da zincir sayesinde dönmeye başlıyor. Bu nedenle pek çok araç sahibi önem vermese de aslında bu kayış ya da zincir hayati bir sorumluluk üstleniyor.

Otomobil üreticileri geçmiş yıllarda krank miliyle eksantrik mili arasındaki bağlantıyı zincirle sağlıyorlardı. Hatta bu parçanın sağlam olmasından ötürü hala pek çok üretici tarafından tercih ediliyor. Tek handikapsa zincirin sesli çalışması ve dönemsel olarak gerginliğinin ayarlanma gereksinimine ihtiyaç duyması. Triger kayışıysa hem ekonomik oluşu hem de sessiz motor yaratma peşindeki üreticilerin ihtiyaçlarına cevap vermesinden ötürü tercih ediliyor. Aslında triger kayışı çabuk aşınan veya kolay kopabilen bir parça değil. İçeriğinde cam elyafı bulunan lastik kayış çok ince olmasına rağmen yaklaşık 2 ton ağırlık taşıyabiliyor. Bu onun sağlamlığını vurgulamak açısından önemli. Ayrıca yağlama gerektirmemesi, hafif olması triger kayışının önemli avantajları. Ama bu avantajlarına karşın triger kayışının ufak bir kusuru bulunuyor. Hiç bir tıkırtı veya ses oluşturmadan ansızın kopabilmesi.

Triger kayışı kopacağı ana kadar sorunsuzca görevini yere getiriyor. Fakat iflası kısa sürede gerçekleşiyor ve onarılması güç hazarlar yaratıyor. Triger kayışı da fren balatası veya lastikler gibi aşınan bir parça. Kayış döndüğü yuvayla sürekli sürtünme halinde olduğu için zaman içinde aşınıyor ve gevşeyebiliyor. Triger kayışının motora zarar vermesi için kopması değil tek bir dişli bile atlaması yeterli olabiliyor. Yeteri kadar gergin olmayan kayış, hiçbir işaret vermeden üç dört diş birden atlıyor. Bunun neticesinde silindir boşluğundan çıkması gereken supaplar orada kalıyor ve pistonlar supaplara çarparak eğilmelerine sebep oluyor. Sonuçsa motor kabininden gelen büyük bir patlama sesi ve yolda kalan bir otomobil…

Sonuçta motor kullanılmaz hale gelebiliyor. Kullanılmaz hale gelen motor için tek çareyse rektifiye… Supap ve pistonların biri birlerine çarpmasının sebebi sadece triger kayışının kopması değil. Aynı zamanda triger kayışının gergi rulmanı da önemli bir parça. Bu rulman bozulduğunda, yani dağıldığında, triger kayışı boşa çıkıyor ve eksantrik mili görevini yapamıyor. Bunun için triger kayışı kontrol edilirken ya da değiştirilirken kesinlikle gergi rulmanı da kontrol edilmeli ve gerekiyorsa değiştirilmeli.

Üreticiler gün geçtikçe triger kayışına yeni yeni görevler de ekliyorlar. Örneğin su pompası da triger kayışına bağlanıyor. Bu da triger kayışının daha uzun üretilmesini gerektiriyor. Triger kayışı daha uzun olunca daha çok parçaya temas ediyor. Bu da gevşeme ve aşınma süresini kısaltıyor. Teknolojideki büyük gelişmelere rağmen, günümüzde hala triger kayışının gerginliği ve aşınma durumunu belirten bir uyarı sistemi bulunmuyor. Sadece gözle yapılacak bazı kontroller belirgin problemleri hemen görmenizi ve tedbir almanızı sağlayabilir.

Triger kayışı nasıl kontrol edilir?
Triger kayışının üretici firmanın belirlediği ölçüde gergin olması gerekiyor. Ayrıca kayışın aşınmamış olmasına da dikkat etmek gerekiyor. Kontrol için öncelikle kapağı çıkarmak gerekiyor.

Bunun için motorun iki kez çalıştırılıp stop edilmesi şart. Eksantrik milineyse kesinlikle dokunulmamalı. Kontrol esnasında triger kayışının yanlarında ve sırtında yırtık olup olmadığına bakın. Ayrıca kayışın üstünde yağ olup olmadığını, dişlerde eksilme olup olmadığını mutlaka dikkat edin.

SU KAÇAKLARI

Silindir kapağında
• Kapak saplamaları gevşektir.
• Saplamaların paslı, kirli olması, kapağın sıkılmasına mani olmaktadır.
• Kapak yüzünün düzgün olmaması, contanın iyi sıkılmamasına sebep olmaktadır.
• Motorda suyun donması yahut aşırı ısınması kapağı çatlatmıştır.
• Üstten supaplı motorlarda muhtemelen egzoz supabı yuvası çatlamış, su silindire ve kartere sızmaktadır.

Silindir gövdesinde su kaçağı
• Silindir blokunda saplama yüzleri kapağın sıkılmasına mani olacak şekilde arızalı veya kirlidir.
• Blok yüzü contanın düzgün sıkışmasına mani olacak şekilde eğilmiştir.
• Motorda suyun donmasından ve aşırı ısınmasından silindir bloku çatlamıştır.
• L tipi motorlarda egzoz supap yuvası çatlamış olduğundan silindire ve kartere su sızmaktadır.
• Silindir kapak cıvatası çok uzun olduğundun silindir bloku çatlamıştır.
• Silindir su gömleği üzerindeki genleşme veya boru tapaları sızdırmaktadır.

Silindir kapak contasındasın kaçağı
• Conta kirlenmiş, yıpranmış yahut kırılmıştır.
• Silindir kapak cıvatalarının gevşek olması sebebiyle kapak contası gevşektir.
• Kapakla silindir bloku arasında contasının sıkılmasına mani bir sebep vardır.

Su devridaim pompasında su kaçağı
• Pompa gevşektir.
• Kapak contası bozuktur.
• Pompanın hortumlara olan irtibatı iyi değildir.
• Pompa gövdesi eğilmiş, bağlantı üzeri kirlenmiştir,
• Conta yıpranmıştır.
• Pompa keçesi yanlış takılmıştır.
• Pompa mili eğilmiştir.
• Pompanın yatak burçları yahut milin yatak yerleri aşınmıştır.

Radyatörde su kaçağı
• Donma yahut paslanma radyatörün kaçırmasına sebep olmuştur.
• Radyatör araca gerektiği şekilde bağlanmadığı için delinmiştir.
• Vantilatör radyatöre vurmaktadır.
• Boşaltma tapası veya musluk kaçırıyor.
• Radyatör üst bölmesindeki yön verme plakası çok eğilmiş olduğundan suyu taşırma borusundan dışarı akıtmaktadır.

Hortumlarda su kaçağı
• Hortum kelepçeleri gevşektir.
• Hortumlar yerlerine iyi geçirilmemiştir.
• Hortum boydan boya çürümüştür.

KOPAN VANTİLATÖR KAYIŞININ DEĞİŞTİRİLMESİ

Vantilatör kayışı 10 bin kilometrede bir kontrol edilmesi gereken parçalar arasında yer alır. Otomobilinizle giderken hararet aniden yükselirse ve şarj lambası yanarsa, bu vantilatör kayışının koptuğu anlamına gelir. Bu nedenle kayışın üzerinde çatlak görürseniz kopmasını beklemeden mutlaka değiştirmelisiniz. Otomobilinizde mutlaka bir yedek vantilatör kayışı bulundurmanız, uzun yolculuklara çıkarken sizin menfaatinizedir. Vantilatör kayışınız koptuğunda, bir anahtar ve tornavida yardımıyla kendiniz takabilir ve yola devam edebilirsiniz.

Vantilatör kayışı ne işe yarar?
Vantilatör kayışı, motor krank mili kasnağından aldığı hareketi, su pompası, alternatör ve kompresör gibi sistemlere ileterek, bu sistemlerin çalışmasını sağlar. Düzenli bir iletişimi sağlamak için kayış gerginliğinin iyi olması gerekir. Kayış gerginliği 1.5 cm esneyecek şekilde ayarlanmalıdır.

Esnek olursa ne olur?
Kayış fazla esnek olursa, motordan hareket alan su pompası, alternatör ve kompresör gibi parçalar motor devrine göre daha yavaş dönecekleri için yetersiz kalırlar. Bunun sonucunda motor hararet yapar ve şarj sistemi çalışmaz.

Gergin olursa ne olur?
Kayış fazla gergin olursa, motordan hareket alan su pompası, alternatör ve kompresör gibi parçaların yatak burçlarında aşınmalar meydana gelir.

Vantilatör kayışı nasıl değiştirilir?
Vantilatör kayışını değiştirmek için yeni vantilatör kayışı, vidayı gevşetmek üzere gerekli anahtar ve bir tornavida yeterlidir. Kayışı değiştirmeden önce, eğer otomobilinizin motoru sıcak ise bir süre soğumasını bekleyin. Motor yeterince soğuduktan sonra yeni vantilatör kayışını otomobilinizin markasına göre alternatör (şarj dinamosu) üzerinde bulunan cıvataları gevşetmek üzere gereken anahtarı ve tornavidayı alarak işe başlayabilirsiniz.

İlk önce cıvataları gevşetin
İlk yapmanız gereken alternatör gerdirme cıvatalarını anahtarla gevşetmek. Vidanın bulunduğu yer kızaklı olduğundan bir tornavida yardımıyla alternatörü yerinden oynatabilirsiniz. Bu hareket sonucu alternatör yerinden oynar ve kolaylıkla vantilatör kayışını takabilirsiniz. Vantilatör kayışını elinizle kasnaklara yerleştirdikten sonra tornavida yardımıyla tamamen oturtabilirsiniz.

Gerginliğini iyi kontrol edin
Bu işlemden sonra alternatörü eski konumuna getirip, kayışın gerginliğini kontrol edip, alternatör tespit cıvatasını sıktığınızda vantilatör kayışı takma işlemi tamamlanmış oluyor. Böylece yolda kalmaktan kurtulmuş olursunuz. Daha sonra bir servise uğrayıp vantilatör kayışının ideal biçimde takılıp takılmadığını kontrol ettirin.

YAĞ VE YAĞLAMA SİSTEMİ ARIZALARI

Taşıtlarda kendinden beklenen bazı görevleri yerine getirmesi için yağlar kullanılır. Motorların yağ haznesine konurlar buradan bir pompa yardımı ile krank ve piston kolu yatakları, kam mili ve tertibatına, eğer varsa kompresör ve türbin mili yataklarına gönderilir. Pompalandıkları yerde yerlerde yağlama görevini tamamladıktan sonra kartere geri dönerler. Otomotiv sektörünün taleplerini karşılamak için belli miktarda katıklar içerebilir.

Başlıca yağ ve yağlama sistemi arızaları şu şekildedir:

Yağ Basınç kontrol süpabı yağ kaçırıyor:
• Basınç kontrol supabının basınç ayarı düşüktür. (Yağ pompası üzerinde).
• Basınç kontrol supabının yayı zayıflamış yahut kırılmıştır.
• Supap yuvası aşınmış yahut eğilmiştir.
• Plancır tip supabın yüzleri aşınmıştır.
• Plancır tip supap açık olarak sıkışmıştır.
• Bilya tip supap bozulmuştur.
• Pompanın tahliye borusu yahut kanalında kaçak vardır.

Motorda Yağ Kaçağı
1- Yağ karterinde boşalma tapası gevşek yahut tapa contası bozuktur.

2- Yağ karterinde çatlak yahut delik vardır.

3- Karter contası şu sebeplerden kaçırmaktadır:
• Vidalar gevşektir.
• Conta bozulmuştur.
• Conta yerine iyi oturmamıştır.
• Karterin flanş kısmı eğilmiştir.

4- Eksantrik mili dişlileri kapak contası aşağıdaki sebeplerden kaçırmaktadır:
• Cıvatalar gevşektir.
• Conta bozulmuştur.
• Conta yerine iyi oturmamıştır.
• Kapağın flanş kısmı eğilmiştir.
• Kapağın bağlandığı motor kısmı kaçırmaktadır.

5- Anamil ön keçesi aşağıdaki sebeplerden kaçırmaktadır:
• Yağ keçesi yıpranmıştır.
• Keçe yanlış takılmıştır.
• Anamil muylusu ve pule yatak kısımları oyulmuştur.
• Pule veya damper gevşemiştir.
• Keçe yahut kapak merkezden kaçmıştır.
• Yağın kartere dönüş kanalı tıkanmıştır.

6- Arka anamil keçesi aşağıdaki sebeplerden kaçırmaktadır:
• Keçe yıpranmıştır.
• Kullanılan keçe yerine uygun tipte değildir.
• Arka yatak aşıntısı büyümüştür.
• Anamil muylusunda oyuklar meydana gelmiştir.

7- Yağın kartere dönüş kanalı tıkanmıştır.

8- Eksantrik milin arka kısmındaki tapa yeteri kadar sıkı olmadığından, yerine iyi yerleştirilmediğinden, yuvasının bozulmuş veya eksantrik mil boyuna boşluğunun çoğalmasından yağ kaçırmaktadır.

9- Yağ donanımı dış bağlantılarının herhangi biri kaçırmaktadır.

10- Yağ filtresi kaçırmaktadır.

11- Distribütör yuvası kaçırmaktadır.

12- Supap kapağı; bağlantı cıvatalarının gevşek olmasından, contasının bozuk veya yerine iyi takılmamış olmasından veya kenarlarının eğilmiş olmasından yağ kaçırmaktadır. (L tipi motorlarda).

13-Külbütör kapağı cıvatalarının gevşek oluşundan, contanın kopuk oluşundan yahut contanım yerine iyi oturmamasından veya kapak ağzının eğilmiş olmasından kaçırmaktadır.

14- Yağ pompası dışarıda olan pompalarda pompa bağlantı cıvataları gevşemiş yahut contası bozulmuştur.

15- Karter havalandırma tertibatının bozulması yahut borusunun tıkanması karterde basıncın yükselmesine sebep olduğu için yağ kaçağı olmaktadır.

16- Yağ basınç kontrol supabı motorun dış tarafına yerleştirilmişse cıvataları gevşektir, yahut contası bozuktur.

Fazla Yağ Sarfiyatı

• Dışta yağ kaçağı vardır.
• Piston segmanları aşınmış olduğundan yağ kaçırmaktadır.
• Motor çalışırken egzoz borusundan mavi duman çıkıyorsa bu, umumiyetle Segmanların yağ kaçırdığına işarettir. Bazen sekmanlar yuvalarına mumlaşma sebebiyle sıkışabilir. Böyle hallerde depoya uygun solvent (eritici) koymak suretiyle sekmanlar motor açılmadan serbest hale getirilebilir.
• Piston ve silindirler aşınmıştır.
• Silindir gövdesi kapak cıvatalarının sıkılmasıyla çarpılmıştır.
• Emme supabının kayıtları ve supap sapları arasındaki boşluk, silindire yağ kaçıracak kadar büyümüştür.
• Vakum pompası diyaframı delinmiş olduğundan, karterden emme manifolduna yağ emilmektedir.
• Ana ve biyel yataklarının fazla aşınmış olması, fazla miktarda yağın silindir duvarlarına sıçramasına sebep olmaktadır.
• Yağ basınç kontrol supabının arızalı veya tıkanmış oluşu sebebiyle yağlama yağının basıncı çok yükselmiştir.
• Piston pimleri basınçlı olarak yağlanıyorsa pimin gevşek olması silindire yağ geçişini çoğaltmaktadır.
• Motorda çok ince yağ kullanılmıştır. Yahut soğukta uygun kalınlıkta olan yağın kalitesi iyi olmadığı için, motor ısındığı zaman çok incelmektedir. Bu sebeple motorun yağ sarfiyatı yükselir.

Düşük Yağ Basıncı

• Basınç göstergesi yanlış göstermektedir.
• Basınç göstergesine gelen borunun deliği daralmıştır. (Motorda).
• Yağ sulanmıştır. Yahut istenilenden ince yağ kullanılmaktadır.
• Pompada yağ basınç kontrol supabının basınç ayarı çok düşüktür.
• Basınç kontrol supabının yayı zayıftır.
• Yağ pompasının elemanları aşınmıştır.
• Yağ pompasının eleman yuvası ve kapağı aşınmıştır.
• Yağ pompasının gövdesi yahut kapağı gevşektir.
• Yağ pompasının contası bozulmuş, yanlış takılmış, yahut çok incedir.
• Pompa emme borusunda hava kaçağı vardır. (Karterde yağ seviyesi düşüktür).
• Yağ pompası yüzücü süzgeçte hava kaçağı vardır.
• Pompa emme borusu veya süzgeci suyla, mumlaşmayla ve donma sebebiyle, tıkanmıştır.
• Yağ boşaltma borusunda kaçak vardır.

Yüksek yağ basıncı
• Basınç göstergesi arızalıdır.
• Kullanılan yağ çok kirlidir.
• Basınç kontrol supabının basınç ayarı yüksektir.
• Basınç kontrol supabının yayı çok serttir.
• Plancır tip tahliye supabının kanalı tıkalıdır.
• Plancır tip tahliye supabında mumlaşma yüzünden, yahut plancırın yerine sıkışık durumda olmasından tutukluk vardır.
• Pompanın yağ basma kanalında tıkanıklık vardır.

HAVA FİLTRESİ NEDİR? BAKIMI NASIL YAPILIR?

Performans filtrenin normal filtreden farkı nedir?
Normal filtreler kağıt, performans filtreler ise pamuk veya sünger bazlıdır. Pamuktan yapılan filtrelerin özel bir yağ sayesinde uzun ömürlü olmaları ve hava geçirgenliği, tozu filtre etme kapasiteleri arttırılmıştır.

Böylelikle yakıtın daha fazla temiz hava ile karışımının sağlanarak, (motorun daha rahat hava almasıyla) motor gücünü artırması ve benzin tasarrufunu ortaya çıkarmasını tek bir yerden değil her açıdan motora taze hava girmesini sağlayarak (açık filtre için) mümkün kılmıştır.

Kağıt bazlı standart filtre ise daha az hava geçirir. Gözenekleri çabuk dolar. Kısa sürede tıkanınca performansın düşmesine, fazla benzin sarfiyatına neden olur. Sıkça yenilenmesi gerekir.

Bir performans filtrenin, standart filtreye oranla daha fazla hava akışı sağlayabildiği görülür.

Günümüzde motorlar elektronik işletim sistemleriyle donatılmış durumda. Yani en basit sekliyle motorun belirli devirlerde belirli zaman aralıklarında alacağı ve dışarı atacağı hava miktarı bu chip teknolojisiyle sağlanıyor. Direkt filtre uygulamasında bu sistem motora fazla hava girişini desteklemezse, otomobilin yapılan uygulamaya duyarsız kalabileceği gibi arıza yapması riski akla geliyor. Aslında bu tip filtreleri uygulayacağınız arabaya göre üretilmiş olanını alıyorsunuz ama yine de riski göze almamak ve arabanızın motor + performansına yapacağınız her türlü değişiklik için yetkili servise veya bu işleri gerçekten bilen ve uygulayan bir firmaya başvurmak yerinde olacaktır.

Bazı Ayrıntılar;

Bir araca direkt performans hava filtresi takılınca az da olsa benzin sarfiyatı azalıyor ve yine az da olsa performansta artışı hissedilebiliyor. Ama her şeyden önce çıkardığı ses tabii ki çok güzel. Sanki bir GSi-GTi tipi otomobil kullanıyormuş hissi veriyor. Zaten olay seste bitiyor. Yani bu filtre motorun rahat hava almasını sağlayarak motoru rahatlatıyor ama gücü max.%5 etkiliyor ( en çok 3 veya 4 hp).

Bu da 0-100 ivmelenmeye bir katkı sağlamaz. Bu bağlamda performans filtre sihirbaz değil. Ancak benzin tasarrufu konusunda çok işe yarıyor. Sesi taban gaz yapınca alıyorsunuz. Bu durumda sesi duymamaya çalışarak (yani taban gaz yapmadan) benzin tasarrufunuza ve sürüş güvenliğinize müthiş katkıda bulunmanızı sağlıyor.Bu ses bir tür uyarıcı niteliği taşıyor. Yan koltuğunuzda oturan bir kişinin sizi uyarması gibi bir şey.

Filtre, motor kaputunun altındaki sıcak havayı emerse performansı düşürür. Alttan sıcaklığa dayanıklı akordeon baca havalandırma borusuyla serin ve taze hava girişini sağlayıp bu sorunu çözebilirsiniz. Böylece karşıdan gelen hava direkt filtre ile buluşur. (Filtrenin çıkaracağı sesi azaltmaması için, borunun ağzının filtreye çok yaklaşmaması gerekli)

Dezavantajı ise ortamdaki tozu havayla birlikte getirmesi ve arabanın yol tutuşunu (yüksek hızlarda kaputun altına fazla hava sokarak) bozabilmesi.

Açık hava filtresine alternatif olarak arabanın orijinalinde kullanılan normal filtre ile aynı boyutlardaki kutu içi performans hava filtresi kullanılabilir. Bu da benzin tasarrufu ve performans sağlar. Daha uzun ömürlüdür. Fakat sesi unutun. Sıcak havayı emen bir açık filtre ile mukayese edersek tabii ki kutu içi performans filtre (hatta standart filtre bile) daha iyidir.

Sözün özü: Şimdi mevsim yaz. Ses isteyene açık filtre, performans isteyene kutu içi performans filtre. Kutu içi filtre performansta her zaman bir adım önde.

20 dakika otomobili kullanıp bir kenara çekin, kaputu açın. Kaput altında ne kadar sıcak bir havanın bulunduğunu hissedeceksiniz. Filtre, sıcak havayı emerse performansı düşürür demiştik. Bizce en iyisi yine kutu içine dönmek. Kutu içi performans hava filtresi sessiz olacak ancak, daha iyi performans verecek ve daha uzun ömürlü olacaktır.İkide birde temizlik de gerektirmeyecektir.

Sonuç olarak performans filtre, sıkça hava filtresi değiştirme maliyetinden kurtaran ve çok güzel ses veren max. +%5 hp lik basit bir modifikasyon için iyi bir çözüm. Filtrenin suyla temasından kaçınmak (ancak marka ve modele göre sudan etkilenmeyen de var, etkilenen de var) ve temizlik için basınçlı hava uygulamamaya dikkat edilmesi gerekiyor.

Filtrenin temizliğini satılan temizlik kitlerinden alıp yapabilirsiniz. Bu arada açık filtre çabuk kirleniyor. Kutu içi ya da açık filtrenin temizliği birbirinin aynı. Temizlik kitinden 2 parça çıkıyor. Birisi temizleyici; deterjan görevi gören sıvı sprey, öteki yağ (sprey veya damlatma tipinde).

Performans Hava Filtrelerinin Temizlik Safhaları

• Filtrenizi Temizleyici Spreyle iyice ıslatın. Pisliğin aktığını göreceksiniz (5 dakika içinde)
• 15 dakika bekleyin, sonra soğuk su ile durulayın. (Sakın sıcak su kullanmayın.) Durulama işlemini yaparken, suyu temiz yüzeyden kirli yüzeye doğru kullanın. Yani koni şeklindeki filtreye suyu içeriden dışarıya doğru verin. Musluk altında yapın, daha kolay oluyor ama suyun kireçli (klorlu) olmamasına ve basınçlı akmamasına dikkat edin.
• Doğal kurumaya bırakın. Bırakın oda sıcaklığında kendi başına kurusun. Fön makinası kalorifer-soba gibi ısı kaynakları kullanmayın yoksa filtreye veda edersiniz.
• İyice kuruduktan sonra ki bu yaz mevsiminde 1 gece sürer, yağlama spreyi ile filtrenin her tarafı yağ rengini (K&N=mat-kırmızı, GREEN=yeşil) alana kadar yağlayın. Hepsi bu kadar basit. Veya ben uğraşamam diyorsanız satın aldığınız yerde muhtemelen ücret karşılığı bu hizmet veriliyordur.

Hava filtresini zamanında değiştirin!
Hava filtresinin görevi, her türlü hava şartında motoru sıkıştırmadan gerekli olan havayı iletmek ve nefes aldırmaktır. Hava filtresinin aracın fazla yakıt tüketmesinde direkt etkisi vardır.

Tıkanmış bir hava filtresi aracın maksimum beygir gücüne ulaşmasını engellediği gibi aracın fazla yakıt tüketmesine de neden olur. Motorda güç kaybına neden olur

Motorda basit bir yedek parçaymış gibi görünen hava filtresi kirlendiğinde, motora kirli hava girmesine neden olur. Motora kirli hava girdiği için oksijen miktarı yetersiz kalır ve silindirlerin içindeki yanma kalitesi de azalır.

Yakıtın tamamını yakacak düzeyde oksijen olmadığından silindirlerin içindeki ateşleme sonucunda oluşan patlama ve yanma yetersiz kalır. Bu da motor motorun maksimum torka ulaşmasını engeller ve motorda güç kaybına neden olur.

Yakıtınız israf olur
Otomobilinizin hava filtresi kirlenmişse, ne kadar gaza yüklenirseniz yüklenin, motora yeteri kadar oksijen girmediğinden, yakıtın çoğu yanmadan egzoztan çıkar. Yani bir anlamda yakıtınızı sokağa dökmüş olursunuz.

Motorun ömrü azalır
Sürekli kalitesiz hava filtresi kullanmak da motorun ömrünü azaltır. Motorun ideal çalışması için iyi bir hava filtresi aracılığıyla motorlardaki silindirlere kaliteli hava girmesi, kaliteli yakıt kullanılması ve hava-yakıt karışımının iyi olması gereklidir.

Hava filtresi ne zaman değiştirilir?
Hava filtresi normal koşullarda 10 bin kilometrede bir yapılan periyodik bakımlarda değiştirilir. Ancak tozun, toprağın bol olduğu Türkiye’de 5 bin km’de bir hava filtresini değiştirmek gerekir.

REZİSTANS ARIZASI

Kış aylarında sürücüler, arka camda oluşan buğu yüzünden sık sık görüş problemiyle karşılaşırlar. Buğuyu yok etmenin tek yolu rezistansı çalıştırmaktır. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı kopan ince rezistans telleri, sürücülerin başını ağrıtır. Oysa bu tellerin tamiri, piyasada satılan gümüş sırlı boyalarla birkaç dakika içinde yapılabiliyor.

Buğu yapar
Her ne kadar yaz aylarında varlığını unutacak bile olsanız, arka cam rezistansı arızalandığında tamiratını siz yapabilirsiniz. Çok ince ve hassas bir yapıya sahip olan rezistans telleri, ya otomobilin camı silinirken ya da otomobil stationwagon ise yükleme sırasında kopar. Isınarak arka camdaki buğuyu yok eden birbirine paralel bağlı bu ince ve hassas yapılı rezistans telleri koptuklarında kendilerini buğu yaparak belli eder. Sağlam olanlar ise görevlerini sürdürmeye devam eder.

Tamiri 5 dakika
Çoğu kullanıcı, kopan rezistans telini tamir ettirmeye üşenir. Basit bir tel için servise gitmek zahmetli bir iş gibi görünür. Ancak teller kopmaya devam edince arka cam tamamıyla buğu yapar ve asıl sorunlar da o zaman başlar. Servise gitmek için bütün tellerin kopmasını beklemek yanlış olur. Gümüş sırlı iletken boyalar sayesinde, otomobilinizin rezistansını 5 dakikada tamir edebilirsiniz. Üstelik tek başınıza.

Rezistans nasıl onarılır?

• Tamir için ilk olarak, tellerden hangisinin kopuk olduğunu tespit etmek gerekir. Bunu anlamak için, rezistans çalıştırılır. Çalışan tellerin üzerindeki buğu çözülürken, kopuk tellerin olduğu bölgede buğu kalacaktır. Buğunun kaldığı bölgede telin üzerindeki kopuk kolaylıkla bulunabilir.
• Gümüş sırlı iletken boyayı kopuk telin üzerine sürmeden önce yüzeyi temizlemek gerekir. Bunun için yüzeyi nemli bir bezle ve diğer tellere zarar vermemek için fazla bastırmadan silmelisiniz.
• Temizlenen zemin kuruduktan sonra, gümüş sırlı iletken boyanın dışarı taşmaması için kutunun içinde bulunan ve ortasında rezistans telinin kalınlığı kadar boşluk olan özel karton, zemin üzerine konulur. Daha sonra, gümüş sırlı iletken boya o boşluğa sürülerek, kopuk iki telin ucu birleştirilir. Eğer kutunun içerisinden, özel delikli karton çıkmamışsa, kopuk kısmın her iki tarafı da bantlanarak boyanın dışarı taşması önlenebilir.
• Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, gümüş sırlı boyaların kullanılmadan önce iyice çalkalanması gerektiği. Boya uygulandıktan sonra, kuruması için 5-6 saat beklemek yeterli. Bu süre zarfında rezistansın çalıştırılmaması gerekir. Ancak bu kadar beklemek istemiyorsanız, bir saç kurutma makinesini boyanın üzerine tutarak daha çabuk kurumasını sağlayabilirsiniz.

Dikkat
Gümüş sırlı boya, sadece arka cam rezistansındaki kopuklukları giderebiliyor. Rezistansın ana bağlantı yerlerindeki hasarlarda ve ön camla yan dikiz aynalarındaki ısıtıcılı camlarda bulunan rezistans arızalarında kullanılmaz.

YAKIT DONANIMI VE ARIZA ARAMA

Yakıt sisteminin görevi yeterli bir hava ve yakıt karışımını motora sağlamaktır. Hava-yakıt karışımı motorun üzerindeki yükü karşılamak için belli bir oranda olmalıdır.

Sistemin ana parçaları: yakıt deposu, yakıt kapağı, emisyon kontrolleri, yakıt borusu, yakıt filtresi, karbüratör , emme manifoldu ve depodaki yakıt miktarını gösteren yakıt göstergesi.

Motor Yakıtı
Motor yakıtı hidrojen ve karbondan yapılmıştır. Karışım mevcut oksijenle yanıp içindeki ısı enerjisini mekanik enerjiye çevirmektedir. Sıvı yakıtlar içten yanmalı motorlar için idealdir çünkü ekonomik olarak üretildikleri gibi yüksek ısı değerlerine sahiptirler kolayca nakledilip saklanabilirler. En yaygın örnekleri benzin , gazyağı ve dizel yakıtıdır.

Benzinin bir çok avantajları vardır ve buji ateşlemeli içten yanmalı motorlarda en yaygın kullanılan yakıttır. Dizel yakıt benzinden sonra ikinci sıradadır. Benzin kadar ucuza maledilmesine rağmen kullanımı dizel motorlarla sınırlıdır.

Oktan Nedir?
Benzinin patlamaya karşı olan direncine oktan denir. Asfalt tabanlı ham petrolden üretilen benzin parafin tabanlılardan daha az vuruntu yapar. Bütün benzinler bu iki türün karışımından elde edilir. Eğer karışımları kontrol edilmezse kaliteleri değişir.

Oktan dereceleri 50-110 arasında değişir. 50 derece üçüncü sınıf yakıtlarda 110 ise uçak yakıtlarındaki değerdir. Aldığınız benzin 50 oktan ise yandıkça patlayacak ve pistonlara çekiçle vuruyormuşçasına bir sarsıntı ile kuvvet uygulanacaktır. İdeal kuvvet pistonları eşit ve düzenli bir şekilde iten kuvvettir. Benzinin oktan derecesi yakıt olmayan kimyasallarla arttırılabilir. Bu iş için en iyi kimyasal yakıta eklenen tetra-etil kurşun karışımıdır.

Tetra-etil kurşun benzine tümüyle karışıp tamamıyla buharlaşan bir sıvıdır. Etilen dibromid tetra-etil kurşunun bujilerde ve supaplarda kurşun oksit birikintiler oluşturmasını engeller. Son zamanlarda ise kurşunlu benzinler gittikçe yerini kurşunsuz benzine bırakmış ve yeni üretilen tüm araçlarda katalitik konverter standart ekipman haline gelmiştir.

Yakıt Deposu
Bütün modern yakıt sistemleri yakıtı bir pompa ile beslerler. Böylece benzin deposu genelde aracın arkasında bulunmaktadır. Deponun giriş ve çıkış boruları vardır. Çıkış borusu genelde deponun üzerinde veya yan tarafında bulunur. Borunun ucu deponun alt yüzeyinden 1 cm kadar yukarıda tasarlanmıştır, böylece depoda oluşabilecek veya satın alınan benzindeki tortular direk karbüratöre gönderilmemiş olur.

Yakıt Filtresi
Karbüratör ve enjeksiyon sistemlerinde birçok jetler ve küçük kanallar bulunduğu için temiz yakıt aracınız için çok önemlidir. Temizliğin garantilenmesi için yakıt hattı üzerine yakıt filtresi konulmuştur. Yakıt filtresi benzin deposu ile karbüratör arasında bulunmalıdır. Kirli parçalar akaryakıt tankerlerinde, benzin istasyonu tanklarında oluşan pastan kaynaklanır. Su ise yakıt tanklarında yoğunlaşan buhardan oluşur.

Yakıt Pompası
Yakıt pompasının üç görevi vardır: motora çalışması için gerekli olan yakıtı sağlamak, yakıtın kaynamasını engellemek için karbüratör ve pompa arasında yeterli basınç sağlamak, ve buhar kilitlemesini engellemek. Aşırı basınç karbüratör şamandıra iğnesini yerinden çıkarıp taşma kısmında çok benzin dolmasına sebep olur. Sonucunda ise aracınız çok yakıt tüketir. Yakıt pompaları mekanik ve elektronik olmak üzere iki türlüdür.

Hava Filtresi
Hava filtreleri içeri alınan havadaki toz ve diğer zerreciklerin karbüratörün içine girmesini engeller. Binlerce metreküp havanın silindirlerden geçtiğini düşünürseniz aracınızın hava filtresinin önemini anlarsınız.

Yakıt Boruları
Yakıt boruları bütün yakıt sisteminin parçalarını birleştiren çelik veya bakırdan imal edilmiştir. Yakıt boruları, egzoz boruları, susturucular ve manifolddan uzak olmalıdır, bu şekilde aşırı sıcaktan dolayı boğulmanın önüne geçilmiş olur. Motora, gövdeye, titreşimin az olduğu başka kısımlara iliştirilebilirler, böylece keskin kenarların sebep olacağı aşınmanın önüne geçilmiş olur.

Arıza Arama
Sökülen bujide ıslaklık görülmediyse yakıt donanımı kontrol edilmelidir. Yakıt donanımının çabuk kontrolünü yapabilmek için karbüratör hava filtresi sökülerek karbüratörün üstünden içine bakılır. Bu anda gaz pedalına basılır. Basılma anında karbüratör içindeki fıskiyelerden benzin fışkırıp fışkırmadığına dikkat edilir.

Benzin fışkırıyorsa kapış pompası çalışıyor ve karbüratörde benzin var demektir. Bundan sonra jikle kelebeğinin durumu kontrol edilir. Motor soğukken jiklenin kapalı olması lazımdır. Değilse motoru çalıştırmak için elle karbüratörün ağzı kapatılabilir ve kontak açık olduğu halde marşa basılır. Ancak motor çalışır çalışmaz karbüratörün ağzını kısmen açmalıdır. Aksi halde aşırı zengin karışımdan motor boğulur ve durur.

Gaza basıldığında karbüratörde benzin görülmüyorsa, yakıt pompasından karbüratöre giden borunun ucu sökülür ve marşa basılır. Motor dönerken pompanın tazyikle benzini fışkırtması gerekir. Bu hal görülürse borunun karbüratör bağlantısı sökülür, boruya ve karbüratör benzin giriş deliğine hava tutulur.

Pompa yakıt püskürtmüyorsa, pompanın giriş borusu sökülür. Ve boru ucundan üflenerek depoda kaynama sesi gelip gelmediği dinlenir. Ses geliyorsa boru açık, pompa arızalıdır. Pompa filtresi sökülür, içindeki pislikler ve süzgeçler temizlenir, mümkünse yenileriyle değiştirilir.

Depodan gelen boru pompaya bağlıyken tekrar marşa basılır. Yakıt gelmiyorsa pompa yenisiyle değiştirilir. Varsa yeni diyafram takılır.

KLİMA ARIZASI VE BAKIMI

Klimanız soğutmuyorsa, gazı bitmiş olabilir. Gazın bitme nedeni ise, gaz borularındaki bir çatlaktan gaz kaçağı olmasıdır. Bu gibi durumlarda, gaz kaçağının tespit edilmesi, daha sonra da gazın tamamlanması gerekir.

Klima radyatöründe arıza olması, radyatör pervanelerinden birinin arızalanması da klimanın düzgün çalışmasını engeller. Radyatör üzerinde birikmiş toz, ölü böcekler, yapraklar da klimadan verim almayı engeller. Soğutmadan azami verimin alınması için periyodik kontroller sırasında bu tür birikimleri temizlemek gerekir.

Klimanın düzenli çalışması için, kompresör tahrik kayışının gerginliğinin ayda bir kez serviste kontrol edilmesi gerekir. Yetkili servislerde, tahrik kayışının gerginliğini kontrol etmek için aşağı doğru bastırılıyor. Kayış normalden fazla gevşekse, klima yeterince soğutmaz.

Arıza nasıl tespit edilir?
Klimanız arızalıysa veya yeterince soğutmuyorsa mutlaka bir servise ya da klima tamirhanesine gitmelisiniz. Serviste klima arızası şöyle kontrol ediliyor:

• Klima gaz borularında gaz kaçağı olup olmadığı kontrol ediliyor. Gaz kaçağı varsa, kaynağı tespit edilir.
• Gaz kaçağı yoksa, klima radyatörünün üzerinde pisliklere ve radyatörün korozyon nedeniyle tıkanıp tıkanmadığına bakılır.
• Radyatörde sorun yoksa, radyatör pervaneleri kontrol edilir.

Gaz kaçağı veya diğer arızalar tamir edildikten sonra, özel bir cihazla klimanın gazı tamamlanıyor. Böylece otomobilinizdeki sorunsuz klimanızla bunaltıcı sıcaklarda serin serin seyahat edebileceksiniz.

Klimayı çalıştırırken nelere dikkat etmeli?

• Otomobilin motoru çalıştırılmadan ve motor ısıtılmadan kesinlikle klima açılmamalı.
• Isınmış havanın hızla dışarı çıkabilmesi için camlar kısa bir süre açık tutulmalı.
• Klima çalıştığı zaman kalorifer düğmesi soğuk konumunda olmalı.
• Motor çalıştıktan sonra klima önce düşük devirde, istenilirse daha sonra yüksek devirde çalıştırılmalı.
• Klima açıldığında havanın sürücü ve yolculara direkt gitmemesine dikkat edilmeli. Üflemeler tabana ve camlara verilmeli.

İdeal klima bakımı nasıl olur?

• Klimanın verimli çalışmasını sağlamak için belirli periyotlarla kontrol ettirilmeli.
• En az 6 ayda bir soğutma gazı kontrol edilmeli.
• Klimada arıza olduğunda yetkili olmayan kişi ve kuruluşlara kontrol ettirilmemeli. Yetkili servislere götürülmeli.
• Klimada hangi gaz kullanılıyorsa, gaz yenilendiğinde de aynı gazı kullanılmalı. Sistem elemanlarıyla uyumlu olmayan gazlar kullanılmamalı.
• Kış olsa bile klima donanımının sürekli olarak randımanlı çalışmasını sağlamak için ayda bir kez en az 10 dakika klimayı çalıştırmalı.

KAVRAMA ARIZASI VE BAKIMI

• Kavrama Kaçırıyor

Kayma ve kaçırma sonucu oluşan büyük sürtünme kuvvetleri aşırı ısınmalara yol açar. Aşırı ısınma aşınmayı hızlandırır; balatanın yanmasına sebep olur. Volanın ve baskı plakasının yüzeyleri çabuk aşınır, çizilir, çatlar, yüzeylerde derin çukurluklar oluşabilir. Baskı plakasında meydana gelen ısı yayların gerilimlerini zayıflatarak bozulmalarına yol açar.

PASLANMA VE ÇÜRÜMEYE KARŞI OTOMOBİLİNİZİN BAKIMI

Atmosferden gelen atıklar, çamur, tuz vb durumlarda aracınızda oluşan pas araçlara zarar veren en önemli unsurlardan biridir. Araçların dış yüzeyleri boya ile bir nebze korunsada açık olarak duran metaller paslanma riski ile karşı karşıyadır. Kaput, bagaj, kapı içleri, yürüyen aksam gibi yerlerde karşınıza çıkabilecek paslanma sorunu rutubet, toz, toprak gibi etkenlerle baş göstermektedir.

Üretici firmalar genellikle çevre kirlilikleri, çamur, atmosferik atıklar gibi sebeplerle oluşan paslanmaları garanti kapsamı dışında tutmaktadır. Paslanmaya karşı yapabileceğiniz ilk müdahele aracınız yeniyken araç bakım merkelerinin uyguladığı Pas Önleme Sistemlerini aracınıza uygulatmaktır.Aracın taban sacının yalıtımı sık sık kontrol edilmelidir, yalıtım kabarmışsa paslanma tehlikesi baş göstermiş demektir.

AKÜ NEDİR? BAKIMI NASIL YAPILIR?

Kimyasal anlamda enerji depolayan ve gerektiğinde bu kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren cihazlara Akü denir.

Aküler yapı olarak birbirine benzerlik göstermelerinin yanı sıra bir grup elektro kimyasal hücreden oluşmaktadırlar. Bu hücrelerin her birinde bir pozitif, bir negatif elektrot ve bir ayıraç mevcuttur.

Akü Deşarj edilirken iki elektrotun içinde bulunan farklı materyaller arasında elektro kimyasal bir değişim meydana gelir. Çok basit anlamda, negatif elektrottaki madde oksijenle tepkimeye girerek elektronlarını serbest bırakır, yani daha negatif bir konuma gelir. (Anot reaksiyonu). Aynı zamanda pozitif elektrottaki madde azalır ve elektrot daha da pozitifleşir (Katot reaksiyonu) Elektronlar pozitif ve negatif kutupları birleştiren bir dış devre aracılığıyla elektrotlar arasında dolaşır. Elektronlar pozitif ve negatif elektrotlar arasında hareket ederken farlar, marş motoru gibi bir dış devreyi de faaliyete geçirir. Enerjiyi depolamak için farklı materyaller kullanılabilir ve aküler genellikle o akünün yapısında aktif olarak kullanılan nikel/kadmiyum – nikel/demir – lityum/demir gibi materyalle tanımlanırlar. Diğer akülerse elektrotlarda bulunan diğer tıp materyallerle ve kullanılan elektrolit tipine göre adlandırılırlar. En yaygın olanları kurşun asit aküleridir.Kullanılan aktif materyal, hücrelerin voltajını belirler ve hücrelerin sayısı da akünün toplam voltajını belirler. Bir kurşun asit akünün 2 V. civarında nominal voltajı vardır. Bir çok araba aküsü bu tip 6 hücreden oluşmaktadır. Bu yüzden 12 V. lik bir voltaja sahiptirler. Geleneksel açık aküler elektrolit ile doldurulabilir.Bakım gerektirmeyen aküler doldurulamaz Yeniden bileşim aküleri doldurma gerektirmez, çünkü aküde bulunan hidrojen ve oksijen gazları birleşerek suya dönüşürler.

• Su seviyesi hiç bir zaman plaka seviyesinin altına düşmemelidir.
• Yaz aylarında su daha sık azalacağından kontrolleri sıklaştırmakta fayda vardır.
• Akü kısa devreden korunmalı, üzerlerinde metal bir şey unutulmamalı.
• Ani sıcaklık, soğuk ve ateş tehlikelidir. Patlama olabilir.
• Sarsıntılardan etkilenmemeli, sabitlenme yapılmalı.
• Akü gözlerindeki tapaların havalandırma delikleri açık olmalı.
• Kutup başları, oksitten korunmaları için gres veya vazelin ile kaplanmalıdır.
• Yağ ve yakıtın bulaşmamasına dikkat edilmeli.
• Akü bağlanırken önce pozitif (+), sonra negatif (-) ucu takılır. Sökerken ise bu işlemin tersi yapılmalıdır.
• Su ilave edilirken akü üzerinde bulunan seviyelere dikkat ediniz.
• Dolu (asidi veya suyu olan) aküyü şarjsız bırakmamaya özen gösteriniz.
• Şarj olurken çıkardığı gazlar insan sağlığı için tehlikelidir.

Ambalajında kullanıma hazır halde bir akü satın aldığınızda akünün uzunca bir zamandan beri yattığını düşünüp akünüzün amperinin en fazla % 10’uyla şarj etmeniz faydalı olacaktır. Eğer asidi konmamış bir akü satın almışsanız, akü yeni yani sıfırsa ilk defaya mahsus sadece özgül ağırlığı 1.285 olan saf sülfürik asit konur. Plakaların üzerini 10-15 mm geçinceye kadar asit doldurulduktan sonra akü en az iki saat dinlendirilir, bu süre akünüzün ömrünü arttıracaktır. Bu işlemden sonra bir kaç günde bir akü gözleri açılarak su (elektrolit) seviyesi kontrol edilmeli seviye düşmüşse sadece saf su ilave edilmelidir. artık bundan sonra asit konmaz.

Soğuk havalarda akülere neler olduğu konusunda bir çok yanlış kanı mevcuttur. İnsanlar genellikle aküler düşük ısılarda, soğuk havalarda kapasitelerini kaybetmezler diye düşünürler. Ama bu genellikle yanlıştır, kaybederler. Hem de enerji sağlama yetenekleri azalır. Derece düştükçe aküdeki kimyasal reaksiyon yavaşlar. -10C° den sonra her derece ısı düşüşünde kimyasal reaksiyon süresi ikiye katlanır. Bu yağın soğuk havadaki özelliğiyle kıyaslanabilir. Derece düştükçe yağ akışkanlığını gittikçe yitirir. Kimyasal terminolojide kurşun plakaların içinde durduğu asit , kurşun plakalara doğru kurşun sülfat olmak için içindeki sülfiri harekete geçirir ve bu hareket tekrarlanır, işte belirtilen bu hareket soğuk havalarda oldukça yavaşlar. Soğuk havada rezistans yükseldiğinden, aküden alınan akımın voltajı düşer. Akünün gücü ısı ile temas halinde olduğu zaman azalır (aküler fonksiyonlarını en iyi + 10C° ile +30C° arasında gösterirler) Akünün gücünde aşırı ısıdan dolayı meydana gelen azalma, aküyü soğuk havada kullanmadan anlaşılmaz. Bunun sebebi akünün yüksek ısıda kullanıldığında ortaya çıkan aşınmadır. SORUN, kimyasal reaksiyonun yüksek derecelerde daha hızlanmasıdır. Akü daha çabuk enerji üretir, bu da elektrotlardaki aşınmanın artması demektir. Buna ilaveten gaz oranı yükselir. Su buharlaşır ve aşınmayı daha da hızlandıran asit daha çok yoğunlaşır. Isı sorunu, sadece aracın sıcak iklimde kullanılmasında ortaya çıkmaz. Eğer akü bir ısı kaynağının yanına veya sıcak bir bölüme konulursa akünün ömrü belirgin bir şekilde kısalır. Bu sebepten ötürü, akü sıcak bir ortamda kullanılacağı zaman ısıdan korumak için levhalar kullanılır.Bir kurşun asit aküsü dışardan bir güç kaynağıyla şarj edildiğinde deşarj süresi oluştuğu gibi, elektrotlar zıt yöne giderler. Bunun oluşması için dış güç kaynağının aküden daha çok enerji üretmesi gerekmektedir. Her kurşun asit ünitesi takriben 2V üretir. Bu da şarjın amacına göre 10V luk bir araba aküsü için her üniteye 2.2-2.4 V ya da toplam 13.2-14.4 V verilmesi anlamına gelir. Bir marş aküsü genellikle aracın kendi jeneratörü tarafında şarj edilir. Fakat hepimizin de bildiği gibi akü herhangi bir nedenle boşalmış olabilir. Yani bir akünün doldurma cihazına ihtiyaç duyduğu an gelmiştir.Aküyü şarj etmek için güvenilir bir şarj cihazı gereklidir ve bu cihaz mutlaka voltaj regülatorü olmalıdır. Bizim genelde uyguladığımızın tersine şarj süreci oldukça karmaşıktır. Bununla birlikte biz sadece aküyü şarj ederken çıkabilecek pratik sorunlarla ilgileniyoruz. Güvenlik açısından kimse piyasada bulunan basit destekleme şarj cihazlarını kullanmamaktadır.

Aşırı yükleme akünün belirtilen noktanın üzerinde şarj edilmesi ile ortaya çıkan yaygın bir hatadır. Geleneksel akülerde aşırı yükleme hidrojen ve oksijenin birikmesine ve uçup gitmesine sebep olur. Bu gazlar patlayıcı oksi-hidrojen karışımı halini alırlar. Bu yüzden bu işlem daima iyi havalandırılmış yerlerde yapılmalıdır. Aküde gaz oluşurken, dereceyi düşüren ve yoğunluğu arttıran elektrolitten su buharlaşır. Açıkta kalan elektrotlar hasar vermeye meyillidir. Aşırı yüklemede meydana gelen su kaybını tamamlamak için akülere arıtılmış su konulur. Aşırı yüklemeden meydana gelen bu etki genellikle gözle görülmez ve akünün ömrünün kısalması ile sonuçlanır.

• Aracınızın su tahliye delik ve kanallarının açık olmasına dikkat etmeniz,
• Aracınızın alt kısmını periyodik biçimde yıkatmanız,
• Aracınızı yıkadıktan sonra Kapı altları, çamurluk içleri, çamurluk kenarları, bagaj olukları, motor bölümü, marşpiye profillerinin içleri, taşıyıcı sistem profil içleri ile kapı direkleri gibi hassas bölümleri iyice temizlendiğinden ve kuruduğundan emin olmanız,
•Aracınızın kaportasında paslanmaya yol açabilecek küçük vurukları, çizikleri dış etkenlere karşı korumasız hale getirecek pasta cila yerine rötuşlayarak gidermeniz,
• Aracınızı fırça yerine süngerle yıkamanız ve oluşması muhtemel ince çizikleri engellemeniz,

aracınızın paslanmasını engelleyecek önlemlerdir.

Kavramadaki kaçırma özellikle yokuşlarda araca gaz verilirken hızlanamama, çekişte zayıflık yada ilk hareket sırasında duran aracı yerinden güçlükle kaldırma şeklinde kendisini gösterebilir.

Debriyaj çeşitli sebeplerden kaçırabilir. Pedal ayarının yanlış yapılması, baskı bilyesinin ayırma parmakları ile temasta kalmasına yol açar ve debriyaj pedalı tam bırakıldığı halde dahi kavrama kısmen çözülmüş olarak kalacağından kaçırma yapar. Çünkü baskı yaylarının bir kısım kuvvetleri alınmış yani; baskı kuvveti azalmıştır.

Çubukların bağlantılarındaki tutukluklar,geri getirme yaylarının kırık oluşu pedalın geri gelmesine kısmen engel olabilir ve bu nedenle kavrama tam kavraşma konumunu kazanamaz. Bu durumda ayarların yeniden ve doğru olarak yapılması gerekir.

Balatalı disk aşınmış, baskı yayları ile diyafram yaylar zayıflamış,balata yağlanmış veya ayırma parmakları yanlış ayarlanmış ise debriyaj kaçırır. Bu gibi hallerde disk veya baskı düzeninin komple değiştirilmesi gerekir.

• Kavrama ani tutuyor ve ses yapıyor

Önce çubuk bağlantıları kontrol edilmeli tutukluk yapıp yapmadığı anlaşılmalıdır.T utukluk yapma durumunda çubuklar ani boşalarak kavramanın ani kavraşmasına ve aracın sıçramasına sebebiyet verebilir. Motor bağlantılarının kırık olması da aynı sonucu doğurur.

Kavrama balatasının greslenmesi, balata yüzeylerinin cam gibi parlaması veya balatanın bulunduğu sac yastıklar üzerinde gevşemiş olması ani tutmaya ve sese yol açar. Bu durumda diskin değiştirilmesi gerekir. Balatanın bulunduğu mil üzerinde tutukluk yapmasıda aynı sonucu doğurur; milin frezeleri temizlenerek yağlanmalı ve tutukluklar giderilmelidir.

Motorun indirilip bindirilmesinden sonra ses yapıyorsa kavrama muhafazasının ekseni kaçıktır veya bağlantılar çarpık olabilir. Sebep ne olursa olsun eksen kaçıklıkları giderilmelidir.

• Ayırma durumunda disk dönmeye devam ediyor veya tutukluk yapıyor

Bu arıza kavrama tutmaya devam ederken balatalı disk pedal basıldığı halde volandan veya baskı plakasından tam ayrılmıyor demektir. Bu nedenle balatalı disk volan ile baskı plakasına sürtünmeye devam eder. Bu gibi hallerde vitesin sessiz değiştirilemediğinden,dişli seslerinden şikayet edilir.

Böyle bir şikayet sırasında ilk kontrol edilecek kısım pedal çubuk ayarıdır. Pedal boşluğu fazla ise pedalın tam sonuna kadar basılması halinde bile tam çözülme sağlanamaz. Eğer pedalın çubuk ayarı arızayı gideremezse kavramanın iç yapısına bakmak gerekir. Kavramanın iç arızaları balatalı diskin baskı plakasının çarpıklığından veya balatadaki gevşeklikten ileri gelir. Balata gevşemesinin başlıca nedeni debriyajın kötü kullanılmasıdır.

DİKKAT

Özellikle genç sürücüler kalkış sırasında tekerleklere patinaj yaptırma heveslerine kapılırlar. Bu heveslerin debriyaj balatasını sıyıracağını unutmamak gerekir. Patinajlı ani kalkışlar en azından debriyajın ve lastiklerin ömrünü azaltırlar.

Ayırma parmaklarının ayarı da bozuk olabilir ve kavramanın tam ayırmasına engel olabilir. Ayrıca balatalı diskin göbeği debriyaj mili üzerinde tutukluk yapabilir.Mil frezelerinin temizlenip yağlanması arızayı giderir. Ancak frezeler sıyırmış ve deforme olmuşsa mili değiştirmek gerekir.

Motor bağlantı kulağının kopması,debriyaj pedalına basılırken motorun bulunduğu yerden hareketine,yer değiştirmesine;kaymasına yol açtığı için de kavrama tutukluğuna sebebiyet verebilir. Bağlantı kulağı yenileştirilmek suretiyle arıza giderilebilir.

• Kavrama kavraşmış durumda iken ses yapıyor

Sebebi tespit etmek için sesin kavramanın kavraşmış konumda mı yoksa ayırmış durumda mı geldiğine dikkat etmek gerekir. Pedala basılırken mi yoksa pedal bırakıldığı zaman mı sesin geldiğini saptamak zorunludur. Örneğin pedala basıldığı zaman ses kesiliyorsa sesler transmisyondan geliyor demektir. Ayrıca volanın göbeğinde bulunan ve prizdirekt milinin ön ucuna yataklık eden burcun aşınmış olması,yada yağsız kalması,kurumuş olması da sese yol açabilir. Bu tür sesler daha çok yatak sesleridir ve şüphesiz vites kutusundaki yataklardan gelir.

Debriyaj pedalının çalıştırılması sırasında yani pedala basıldığı ve pedal bırakıldığı sıralarda ses geliyorsa bağlantılar kurumuş kirlenmiştir. Sesler tamamen mekanizmanın mekaniği sürtünmelerinden kaynaklanır. Temizlenip yağlanmalıdırlar. Kavramanın kavraşmış konumunda sesler gelirse balatalı diskin frezeli göbeğindeki milin frezeleri üzerinde gevşeklik yapmasından kaynaklanır.

Balatalı diskin damper yayları zayıflar veya kırılmış olurlarsa ses yapmaları mümkündür.Bu durumda balatalı diskin değiştirilmesi gerekir. Motor ile transmisyon eksenleri arasındaki kaçıklık balatalı diskin prizdirekt mili üzerinde ileri geri hareket etmesine neden olur. Eksenlerdeki kaçıklıklar düzeltilerek giderilmelidir.

Debriyaj ayırdığı zaman duyulan sesler baskı bilyasının aşınmasından, yağsız kalmasından,tutukluk yapmasından ileri gelebilir. Bu durumda bulunan baskı bilyası debriyaj pedalına basıldığı zaman çalışmaya başlarken tiz sürtünme sesleri çıkartır; buna ötme denir.

Baskı bilyasının ötmesi halinde ya değiştirilmeli yada yağlanmalıdır.Kavrama ayırma parmakları düzgün ayırmazlarsa pedala basılınca balatalı diskin göbeğine sürtünebilirler. Parmaklar yeniden ve istenilen değerde ayarlanmalıdır.Volan göbeğinde bulunan prizdirekt klavuz yatağı aşınmış yada yağsız kalmışsa araç viteste ve debriyaj ayırırken ve hatta araç dururken yüksek perdeden inleme sesi yapar. Bu şartlar altında prizdirekt mili (klavuz yatak üzerinde yataklanmıştır) durmuştur ve fakat yatak ve krank mili dönmektedir.Sesin kesilmesi için yatak yağlanmalı yada değiştirilmelidir.

Diyafram tipi kavramada zayıflamış bulunan geri getirme yayları kavrama ayırırken ve motor rölantide çalışırken çıtırtı şeklinde ses yapar. Kavramayı sökmeden yayları değiştirerek sesi gideririz.

BUJİ BAKIMI VE TEMİZLİĞİ

Ateşleme enerjisini yanma odasına taşıyarak elektrotların arasında oluşan elektrik atlaması ile sıkışmış hava yakıt karışımını ateşleyen Bujilerin maksimum araçların 10 bin kilometre bakımında temizlenmesi, kullanım şartlarına göre 15 bin – 30 bin kilometre arası değiştirilmesi gerekmektedir.

Bujilerin ömrünü etkileyen unsurlar kötü yakıt ve motor sistemi ayarları olabilir. Genellikle araçların yaptığı teklemeler, artış gösteren yakıt sarfiyatı, geç hızlanma bujiden kaynaklanan sorunlar olabildiğinden bujilerin bakımı ve temiliği önemlidir.

Bujinizin bakıma veya temizliğe ihtiyacı olduğunu nasıl anlarsınız;

Bujilerde ki tırnak aralığı kontrol edilmeli, ayar bozuksa fabrika verilerine göre ayarlanmalıdır,
Bujiler söküldüğünde yağ birikintisi varsa yanma odasına fazla yakıt giriyor demektir,
Bujinin izolatör ucu, elektrotları ve gövdesinde kurum varsa karbüratör veya enjeksiyon ayarında bozukluk var demektir,
Buji elektrotları kaynamışsa ve üzerinde yabancı maddeler toplanmışsa, zamansız ateşleme sonucunda aşırı yükleme olmuş demektir,

Bujiler alınan darbe sonucu hasar görmüşse,

Buji değişimi veya temizliği sırasında dikkat edilecek hususlar;

• Buji söküldüğünde silindirlere yabancı madde, toz, pislik gitesini önlemek için biraz gevetilip etrafının temizlenmesi,
• Buji çok sıkı takılmış ise dişlilere gelecek şekilde yağlanması ve silindir kafasına zarar vermeden bujilerin sökülmesi,
• Bujileri takarken bujinin ve motorun birbirine temas eden yüzeylerinin temizliği,
• Gevşek takılan bujiler silindir kompresyon basınçlarını düşürdüklerinden motorun çekişini düşürür ve yakıt sarfiyatını arttırır,
• Bujilerin önce elle sonra yeni bujiler için 90 derece eski bujiler için 30 dereceyle anahtarla sıkılması gerekmektedir. Konik yüzeyli bujilerde anahtarla sıkma derecesi 15dir.
• Buji kablolarını temizlik esnasında kontrol ediniz, Buji kablolarında çatlak, yanma, sürtünmeden dolayı aşınma ve üzerinde yağ olmamasına özen gösteriniz,
• Buji kablolarınının birbirine temas etmemesine ve gereğinden uzun olmamasına dikkat ediniz,
• Aracınızın orjinal buji markasını kullanmaya devam etmeye özen gösteriniz.

ARAÇ NASIL YIKANMALIDIR?

Araç temizliği denilince aklımıza ilk gelen olay aracın yıkanmasıdır.Tepeden tırnağa yıkanan bir araç temizliğin en büyük parçasıdır evet ama acaba aracımızı düzgün yıkıyormuyuz?

Öncelikle araç yıkanması için geçerli bazı maddeleri size bir kez daha hatırlatarak konumuza başlayalım;

• Aracınızı güneş ışığında yıkamayınız,
• Aracınızı yıkamak için sabah erken saatleri yada öğleden sonra serin olmasını bekleyin,
• Aracınızı yıkarken sabun olarak bulaşık deterjanı kullanmaktan sakının,
• Aracınızı ılık su ile yıkayın,
• Aracınızı yıkarken yumuşak bir bez kullanın,
• Aracı sık sık suyla ıslatın,
• Aracın tamamını bir seferde yıkamaktan, fırçalamaktan sakının. Aracın üstü, önü, arkası ve yanları olarak ayırdığınız bölgeleri sırasıyla yıkayın,
• Aracınızın cilasını ihmal etmeyin, Oto Şampuan ve bakım ürünlerinin sıkça kullanıldığı Amerika’da araç sahiplerinin yaklaşık %3 ‘ü araçlarını yıkarken kullandıkları sert kimyasal maddeler sahip bulaşık deterjanı gibi otomotiv yıkamak için geliştirilmemiş sabunlarla araçlarına zarar vermekte.

Araçların yılda 2 sefer cilalanması aracın dış yüzey koruması için tavsiye edilirken sürücülerin % 48 ‘i bu tavsiyeye uymamakta.

Gelelim aracımızı nasıl yıkayacağımıza;

Öncelikli olarak aracı yıkamadan evvel tekerlek ve jantları yıkamaya, çamurlarını akıtmaya dikkat etmeliyiz. Bu şekilde aracımızın gövdesini ve boyasını tekerlek ve jantlardan çıkabilecek çamur gibi zarara sebebyet verebilecek maddelerden sakınmış oluruz. Beyaz şerite veya üzerinde beyaz yazıya sahip olmayan lastiklerimizi sert bir fırça ile temizleyebiliriz. Jantımızın tipine göre yumuşak veya sert bir fırçayla jantlarımızı temizledikten sonra gövdeyi yıkamaya başlayabiliriz.

Aracınız için oto şampuanı kullanabileceğiniz gibi boyayı koruyan özel katkılardanda kullanabilirsiniz. Aracın tepesinden yıkamaya başladığınızda size tavsiye edilen yıkama biçimi yıkadığınız alanın işini bir seferde bitirmek, yani hem sabunlamayı hem durulamayı peş peşe yapmak. Tepeyi yıkadıktan sonra aracın yıkayacağınız bölümleri ön, yanlar ve arka olmalı, en az ayda 1 sefer kapı içlerini temizlemelisiniz. Durulama esnasında suyu yukarıdan aracın tüm yüzeyine dağılacak şekilde durulanacak alana tatbik etmelisiniz.

Aracınızı duruladıktan ve yumuşak bir bezle kuruladıktan sonra dilerseniz aracınıza cila yapabilirsiniz. Cila için dikkat etmeniz gereken en büyük husus aracın yüzeyindeki yabancı maddelerden aracınızı kurtarmanız. Bunun için gelişmiş bir araç temizlik ürünü kullanabilirsiniz. Cilayı nasıl kullanmanız gerektiği cilanın üzerindeki kutuda açıklanmıştır, bu uyarıları dikkate alarak aracınızın cilasını yapabilirsiniz. Cila yaparken dikkat edeceğiniz hususlardan en önemlileri güneş ışınlarından aracınızı sakınmanız ve aracınızın temiz olduğundan emin olmanızdır.

ARACINIZIN ÜNİTELERİNDE YER ALAN SIVILAR NE İŞE YARAR?
NE KADAR ZAMANDA BİR DEĞİŞTİRİLMELİDİR?

Araçların çalışma unsurlarında önemli görevleri olan yağ, antifriz, gaz, asit ve su gibi araç bünyesinde bulunan sıvılar kaputun altında kendilerine ait haznelere sahipler. Eksildiği zaman tamamlanan yada bakımı yapılan bu sıvıların bakım zaman aralıkları değişkenlik göstermektedir. Araç ve sürücüsü için hayati önem arz eden bu sıvıların kullanma kılavuzu yada talimatnamesine göre belirtilen bakımlarının yapılması gerekmektedir.

Bahsi geçen kılavuzda depoların litre hacimlerinden hangi sıvının doldurulması gerektiğine, sıvıların kalitesinden işlevine pek çok bilgi sunulmaktadır.

Aracımızın ünitelerinde yer alan belli başlı sıvılar:

• Motor yağı

Motor yağı, motorun tüm hareketli aksamı üzerinde film şeklinde ince bir tabaka oluşturarak sürtünme ve aşınmayı azaltır, bu da tekerleklere daha fazla güç aktarıldığı anlamına gelir. Motor yağı içerdiği deterjanlar vasıtası ile motoru temizlemeye yardımcı olur, pasa karşı korur ve aynı zamanda silindirlerin çevresindeki aşırı sıcağın bir bölümünü kartere indirmeye yardımcı olur. Yağın kullanma kılavuzuna göre bakımı yapılır.

Motor yağları hakkında merak ettiğiniz herşey.

Şanzıman yağı
40.000 ile 60.000 kilometrede yada 2 yılda bir değiştirilmesi önerilen şanzıman yağının tavsiye edilen bakım / değişim oranları araçların el kitabında mevcuttur.

Otomatik şanzıman bakımı.

Direksiyon hidroliği
Hidrolik direksiyon sistemlerinde kullanılan hidrolik yağı çoğunlukla sorun çıkarmayan sıvıların başından gelir. Her ne kadar sızıntı olasılığı düşük olsada periyodik bakımlarda servis tarafından kontrol edilmeli ve eksikse tamamlanmalıdır.

Fren Hidroliği
Özellikle havanın uzun süreli sıcak olduğu yerlerde eskiyen hidrolik yağı kaynama yapabileceğinden ortalama 1.5 yılda bir kez değiştirilmesi gerekmektedir. Sızıntı bile olmasa zamanla fren pistonları ile balataların sıkışması sonucu oluşturduğu boşluğa dolduğundan kendi kendine azalır.

Klima gazı
Uzman ve bilgili kişiler haricinde açılmaması gereken ve motor kaput kilidinin arka kısmında bulunan alüminyum borular üzerindeki kapaklardan dolumu yapılan klima gazı kesinlikle yetkili servis tarafından ve uzman kişilerce doldurulmalıdır. Yılda 1 kere kontrolü gereken klima gazının 2 yılda 1 değiştirilmesi öngörülmektedir.

Antifriz
Radyatörün paslanması ve soğuk havalarda suyun donmasını engellemek için radyatör suyuna ilave edilen antifriz yılda 1 sefer kontrol edilmeli ve gerekiyorsa değiştirilmelidir.

Cam Suyu
Deterjan katkılı suyun konması camların temizliği açısından daha olumlu olduğundan saf su yerine katkılı su kullanılması tavsiye edilen Cam Suyu bittikçe eklenerek doldurulmalıdır.

POLEN FİLTRESİ BAKIMI

Yaz bitti, araç içi havalandırma filtrelerinizi temizledinizmi?

Sıcak yaz aylarının yerini yavaş yavaş serin sonbahara bırakmaya başladığı şu günlerde yazın aracınızın havalandırma sistemini etkilemiş polen, spor, toz, toprak ve sanayi dumanı gibi sistemin çalışmasını aksatacak pislik ve tortulardan kurtularak araç kabininin ısıtma, soğutma, havalandırma sisteminin bakımını yapabilirsiniz. Araç kabini hava kanallarının filtresini sık sık temizlemeli ve belli aralıklarla değiştirmelisiniz. Polen alerjisi gibi alerjileri olan kişiler ile araç içinde sirküle eden havanın temizliği açısından bu filtrenin temizliği önem arz etmektedir.

Aracınız 2000 model veya daha yeni ise aracınız büyük ihtimalle kabin hava filtresi ile donatılmıştır, sürücülerin pek çoğu kabin hava filtresinin varlığından veya araçlarında olup olmadığından bile bihaber olduğundan bakımı aksatılan bu filtre ile tam temizlenemeyen havayı araç içinde solumak durumunda kalabilirler.

Aracınızın donanımında kabin hava filtresi olup olmadığını aracınızın el kitabından öğrenebilirsiniz. Temizlenmeyen filtreler araç içersinde kokuya yol açabileceği gibi oluşabilecek tıkanıklarla aracın ısıtma/soğutma sistemine zarar verebilir.

OTOMATİK ŞANZIMAN BAKIMI

Otomatik Şanzıman Nedir, Nasıl Çalışır, Bakımı Nasıl Yapılır?

Tork konvektörü, debriyaj, servo, hidrolik sistemi, solenoid, sübap ve vites kademeleri gibi unsurları içinde barındıran alüminyum muhafazaya sahip şanzıman türüdür. Otomatik şanzımanın en büyük özelliklerinden biri üretici firmaların en uygun hızlanma ve tork devirlerini hesaba katarak ayarladıkları vites değişim süreleri ile kullanıcı hatasından oluşabilecek sorunların en aza indirgenmesi ve aracın yakıt ekonomisine katkıda bulunması sağlanır. Her ne kadar otomatik vitesler manual viteslere göre araçların performansını olumsuz yönde etkiliyor olarak bilinsede geliştirilen yeni teknolojilere sahip araçların sahip olduğu otomatik vites seçenekler her geçen gün performans açısındanda daha iyiyi sürücüsüne sunmaya başlamıştır.

Manuel şanzımanlar motordaki gücü tekerleklere taşırken debriyaja ihtiyaç duyarken otomatik şanzıman bu işi tork dönüşümü yapan yağ içerikli bir sistem aracılığıyla halledilir. Yarı otomatik şanzımanlı araçlarda ise vites değişimi debriyaj olmadan manuel olarak yapılabilmektedir, bu araçlarda ise kavrama elektronik veya vakum sistemi ile kontrol edilmektedir. Otomobilinizin her parçası gibi Otomatik şanzımanda bakıma gereksinim duyar. Aracın ve şanzımanın tipine göre yapılması gereken bakım süreleri aracın el kitabında bulunabilir. Genel olarak uygulanan bakım her 40.000 kilometrede yada 2 yılda bir şanzıman yağının ve filtresinin değiştirilmesidir. Özellikle römork bağlı, hızlı duruş kalkış yapan, dağ bayır inip çıkan sürücüler şanzıman yağının kontrolünü aksatmamalıdırlar. Şanzıman yağı değişimi aslında kendinizin bile yapabileceği, çok fazla teknik bilgi ve ustalık gerektirmeyen bir işlemdir, eğer aracınızla ilgilenmeyi seviyorsanız yağ değişimi sırasında eğlenebileceğinizi bile söylemek mümkün. Bunun için yapmanız gereken aracınızın bakımını yapan servisde ki ustadan bu işin nasıl yapıldığını uygulamalı olarak görmeniz.

KLİMA BAKIMI

Klima sisteminin sorunsuz çalışmasının yolu, bakımlarının zamanında yapılmasından geçiyor. Sistemdeki gaz kaçaklarının zamanında farkedilmesiyse klimanın ömrünü uzatıyor ve onarım maliyetlerini düşürüyor.

Soğutma gazır en az 6 ayda bir kontrol edilmeli, klima bakımı ve kontrolu yetkili serviste yaptırılmalı, gaz yenilenmesinde öncesinde kullanılan gaz kullanılmaya devam edilmeli, uyumsuz gaz kullanılmamalı. Klimanın randımanlı olması için kış dahil ayda 1 en az 10-15 dk klima çalıştırılmalıdır çünkü kış mevsimi boyunca unutulan klima, yaz geldiğinde sürücülerin otomobilde en çok ihtiyaç duyduğu donanımların başında gelir. Ancak kış boyunca ihmal edilmiş, bakımı yapılmamış klima sistemi, sürekli kullanılmaya başladığında sorun çıkartabilir.

Klimadan gelen havanın sürücü ve yolculara doğrudan temas etmemesi için üflemelerin camlara ve tabana verilmesine dikkat etmenin yanı sıra otomobilin motoru çalıştırılmadan ve motor ısıtılmadan kesinlikle klima açılmamasına, ısınmış havanın hızla dışarı çıkabilmesi için camların bir süre açık tutulmasına, kalorifer düğmesinin soğuk konumunda olmasına, motor çalıştıktan sonra klimanın önce düşük devirde, daha sonra istendiği takdirde yüksek devirde çalıştırılmasına dikkat edilmelidir.

Klima sisteminin sağlıklı çalışabilmesi için yılda üç kez kontrol edilmesi öneriliyor. Klima radyatörünün taş, çarpma gibi darbelerden etkiIenip içindeki gazın boşalması sıkça karşılaşılan arızalar olarak dikkat çekiyor. Uzun süre gazsız kalan ya da eksik gazla çalışan klima görevini yeterince yapmadığı gibi, hasarın daha da büyümesine ve onarım maliyetlerinin yükselmesine yol açıyor.

Kış aylarında uzun süre çalıştırılmayan klima sisteminde gaz oturması ya da gaz sızması da sık karşılaşılan sorunlar arasında gösteriliyor. Hiç çalışmayan klimaIarda sorun büyük ölçüde elektrik arızasından kaynaklanırken, çalıştığı halde yeterince soğutamayan klimalarda bunun nedeni çoğunlukla evaparatörde toz birikmesinden kaynaklanıyor.Ülkemiz yol koşulları genelde tozlu olduğundan, varsa polen filtresinin zamanında değişitirilmemesi, klima sisteminin içindeki soğutmanın gerçekleştiği evaparatörde toz birikmesine neden oluyor. Soğuyan hava, biriken tozun tıkadığı klima borularından rahat geçemediğinden, yeterince soğuma gerçekleşmiyor.

Klima sisteminde soğutmamın oluştuğu nemli bir bölge olan evaparatöre toz zerreciklerinin sızması, zamanla bakterilerin oluşmasına da neden oluyor. Biriken bakteriler, bünyesi alerjiye karşı hassas olan sürücüleri rahatsız ediyor. Evaparatörde biriken bakterileri yok etmek üzere, bu iş için geliştirilmiş antibakteriyel sprey kullanılması öneriliyor. Klima dezenfektasyon spreyi; çimIenme, bakteri, mantar ve küfü önlediği gibi mikro organizmaların yol açabileceği sorunları da çözüyor. Klimalarda RI2 ve R 134a olmak üzere iki tip gaz kullanılıyor. Ozon tabakasına zarar veren R 12 gazının 1995 yılından bu yana Avrupa’da satılan otomobillerde kullanılması yasaklanmış durumda.Bunun yerine, ozon tabakasına zararsız R 134a klima gazı kulIanılıyor. Eski model otomobil klimalarında, kompresörde büyük arızaya yol açtığından yeni tip gazın kullanılması mümkün değil. Ozon tabakasına zarar vermeyen gazın kullanılabilmesi için, klima kompresörünün değiştirilmesi gerekiyor. Ancak yüksek maliyeti yüzünden bu işlem fazla tercih edilmiyor. Otomobilde hangi tip klima gazının kullanılacağıysa, klima kompresörünün üzerinde belirtiliyor.Klima kompresöründe kullanılan yağın da klima gazının niteliğine uygun olması gerekiyor. Yanlış yağ seçimi de kompresörde arızalara neden olabiliyor.

LASTİĞİNİZİN ÖMRÜNÜ ARTTIRIN!

Hava Basıncı
Uygun olmayan hava basıncı ileride tamiri mümkün olmayacak hasarların yanısıra, lastiğin düzensiz ve erken aşınmasına sebep olur. Hava basıncı lastik soğukken ölçülmeli ve mutlaka araç üreticilerinin belirlediği hava basıncı değerlerine uyulmalıdır.

Rot Ayarı
Aracınızın mekanik ve süspansiyon sistemlerindeki aksaklıklar nedeni ile direksiyon ve araç yönü aynı olmayabilir. Ön düzen bozukluğu sadece lastiklerinizde ekonomik kayba neden olmakla kalmaz aynı zamanda aracınızın süspansiyon ve döner aksamına da zarar vererek zaman içerisinde yüksek mekanik tamir ve bakım masraflarına yol açar.

Balans Ayarı
Jant ve lastiğinizin uygun olarak eşlenmemesi hızlı sürüş esnasında zıplama, vuruntu, salgı, yalpa gibi konforsuzluklar hissetmenize neden olacaktır.

Rotasyon (Yer Değiştirme)
Lastiklerinizin, araçta takılı oldukları her değişik pozisyonda değişik aşınma hareketlerine maruz kaldıklarıdan, periyodik olarak yerlerinin değiştirilmesi ömürlerini artıracaktır.

Diş Derinliği

Sırt bölgesi lastiğinizin yola basan kısmıdır. Lastik eskidikçe çekiş azalır. Zamanla lastiğiniz üzerindeki desen aşınarak kullanılmaz seviyeye gelir. Diş derinliği 1.6mm nin altına inmiş lastikleri kullanmak, can ve mal emniyeti bakımından tehlikeli oldugu gibi, bir çok ülkede kanunen de yasaktır.

Yük Miktarı ve Yükleme Biçimi
Araç üreticisinin belirlediği, araç taşıma kapasitesi (istiap hatti) üzerinde yüklemeler; lastiğin çabuk ısınmasına ; yanak,omuz ve topuk bölgelerinde arıza vermesine ve hızlı aşınmasına sebep olur. Dengesiz yüklemeler de lastik ömrü üzerinde olumsuz etki yapar.

Fren Ayarı
Fren sistemlerinizi araç üreticisinin tavsiye ettiği aralıklarla kontrol ettiriniz. Ayarsız frenler,lastiklerde düzensiz ve hızlı aşınmalarına neden olur. Ani ve sert frenlemelerde kuvvet dağılımı lastiğe göre farklı olacağından, blok tipi aşınma olması ihtimali artar.

Araç Kullanım Şartlarına Uygun Lastik Seçimi
Araç el kitabında belirtilen ebat ve kat muadilindeki lastikler kullanılmalıdır. Araç Hızı Araç kullanım hızı arttıkça lastiğin sıcaklığını yükselmesi sebebiyle sırt kauçuğu normale göre daha çok aşınma gösterir.

Lastik Eşlemeleri
Aracın tüm lastiklerinin aynı ebat ve yapıda olması gerekir. Aynı aks üzerinde farklı yapı, desen ve aşınmada lastik takılması halinde araç performansı olumsuz etkilendiği gibi lastik düzensiz ve hızlı aşınır.

Yol ve İklim Şartları
Düzgün olmayan yol yüzeylerinde ve sıcak yaz aylarında lastik normale göre daha çok aşınma gösterir.

Lastik Performansı ve Ömürleri
Bu faktörlere ilave olarak araç kullanıcısının sürüş ve fren kullanım alışkanlıkları ile aracın bakım seviyesi gibi diğer faktörlere de bağlı olarak değişiklikler gösterebilir.

Kısa Kısa
Bozuk satıhlarda yüksek hız yapmayın,
• Uzun yola çıkarken ve araç yüklüyken hava basıncını 2 PSI artırın,
• Stepne lastiğinizin basıncını da düzenli olarak kontrol edin,
• Kışın diş derinliğinin 3 mm den az olması çekişi olumsuz etkiler,
• Çivili kış lastiği kullanımı özellikle buzlu ve karlı zeminlerde üstün çekiş ve tutunma sağlamakla birlikte; kuru zeminde tam tersi etki yapar,
• Aracınızı uzun süre kullanmayacaksanız, aracınızı takoza alın,
• Lastiğinizi parlatmak için petrol ürünleri içeren deterjan veya cilalar kullanmayın. Su ve fırça kullanılarak yapılacak temizlik lastikteki kimyasalların koruyucu bir film tabakası oluşturmasına yardımcı olur,
• Aynı aks üzerindeki lastiklerdeki farklı hava basınçları, aracın düşük hava basınçlı lastik tarafına doğru çekmesine neden olur,
• Lastiğinizi kaldırım kenarlarına ve sivri yüzeylere çarpmaktan kaçının,
• Diş derinliği 1.6 mm ye düşen lastikleri mutlaka değiştirin,
• Karlı ve buzlu yollarda lastiğinizin hava basıncını 2-3 psi artırın. Bu şekilde karda ve buzda daha iyi bir çekiş elde edersiniz,Kullanmadığınız lastikleri şişirilmiş olarak depolamayın,
• Subap kapaklarını kapalı tutun,
• Kış şartlarında lastiklerinizin durumu ne kadar iyi olursa olsun; ani hızlanma ve ani frenden kaçının, daima aracınızı viteste sürün, mevcut lastik izlerini takip edin, önünüzdeki araçla her zamankinden daha uzun mesafe bırakıp, önce vites küçültüp, sonra kısa aralıklarla pompalayarak fren yapın,
• Lastiklerinizin havasını her zaman lastik soğuk iken tamamlayın,
• Kış lastikleri kullanımına karar verildiğinde tüm lastiklerin değiştirilmesi tavsiye edilir. En azından çeker akstaki lastikler değiştirilmelidir. Araç üreticisi firma farklı bir öneride bulunmadığı sürece, araçta kullanılan lastiklerin tümü aynı ebatta olmalıdır.

OTOMOBİLİNİZİN BAKIMLARI

Otomobilinizin tatil dönüşü bakımı

Uzun yolcular sonrasında aracınızın belli başı parçalarının bakım görmesi veya değiştirilmesi gerekir.Bu tür bakımlar sürüş güvenliği açısından büyük önem taşırken aracınızın ömrü içinde çok önemlidir.

Frenler: Otomobilde güvenli sürüşün en önemli faktörlerinden biri olan fren bakımında dikkat edilmesi gereken koşullar şunlardır.Hidrolik seviyesi depo ağzından 1,5 santimetre aşağı seviyesi olarak baz alınmalıdır. Eğer bu seviye altında bir görünüm var ise depo ağzından itibaren olan 1,5 santimetre aşağısına kadar hidrolik ilavesi yapınız. Ayrıca Frenlerde yolculuk öncesine göre bir değişiklik hissediliyorsa kesinlikle servise gidilmesi gereklidir.

Motor Yağı : Tatile çıkmadan önce motor yağını kontrol etmiş olsanız bile, tatil sonrası mutlaka aracınızla ilgili olarak motorunuzdaki yağı kontrol etmenizde yarar var . bu nedenle yağ eskimiş yada değiştirme zamanı gelmiş olabilir. Motor yağını kontrolünü şu şekilde yapabilirsiniz. Motoru çalışma ısısına getirene kadar çalıştırın yada 5 km bir yol kat ettikten sonra düz bir zemin de aracınızı stop edin sonra 1-2 dakika bekleyin. İlk olarak yağ çubuğunu çıkarın ve iyice temizleyin. Yağ çubuğunu yerine tekrar takın ve çıkartın yağ seviye çubuğu üzerinde yağın olduğu en üst seviyeye dikkat edin çubuğun en alt ve en üst seviye ortasında olmasına özen gösterin. Eğer alt bir seviyede ise yağ ilave edebilirsiniz.

Hava Filtresi : Az benzinle çok kilometre yapmak için hava filtresinin temiz olması gerekmektedir. Hava filtresi Ülkemizin yollarının tozlu ve çamurlu olmasından dolayı uzun yolculuklar sonrasında mutlaka temizlenmesi veya eskimişse yenisiyle değiştirilmesi gerekir. Hava filtresinin değiştirilmesi zamana bağlı değildir. Buna göre hava filtresi haftada bir yada ayda bir yada yolun durumuna bağlı olarak 10000 kilometrede bir değiştirilir.

Yıkama : Tatil süresince genellikle otomobillerin temizliklerine gerekli olan önem gösterilmez. Isınmış Asfalttan kopan parçalar mıcırlar ve öndeki araçtan gelen çamurlar aracınızın kaportasına yapışır. Özellikle tabana yapışan bu tip parçalar aracınızın paslanmasını hızlandırır. Bu nedenden dolayı aracınızın kapsamlı bir temizliğe ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.

Otomobilinizin uzun yol bakımı

Bu unsurların başında lastikleriniz kontrol etmeniz geliyor. Uzun yola çıkacağınız için yedek lastiğinizide kontrol etmeniz yolda karşılaşabileceğiniz aksiliklere karşı hazır olmanızda etkili olur. Lastik kontrolünde dikkat edecekleriniz lastiğinizin havası ve diş derinlikleridir.

Aracınızı yetkili servisine götürerek Rot-Balans ayarlarını, frenlerini, motor yağını, elektrik aksamını ve radyatörde bulunan antifiriz miktarını kontrol ettirin. Aracın silecek lastikleri kontrolü ile silecek suyunun tamamlanması alacağınız önlemlerden bir diğeri.

Otomobilinize bahar bakımı

Otomobiller, baharla birlikte bakıma ihtiyaç duyarlar. Çeşitli firmalar tarafından uygulanan temizlik ve bakım sistemleriyle, otomobilinizi hem bahara hazırlayabilir, hem de ilk günkü haline kavuşturabilirsiniz.

Yağmuruyla, çamuruyla, güneşiyle, tozuyla, toprağıyla her mevsim sonrasında otomobile baştan aşağı bir makyaj yaptırmak gerekmektedir. Yaz ve Kış yaklaşırken otomobil sahiplerinin yapması gereken öncelikli işlerden biri de otomobile bakım yaptırmaktır. Kışın yağmurda, çamurda her türlü kötü hava koşullarında, Yazın, güneş altında ve toz, toprakta kullanılan otomobillerin bakıma ihtiyacı vardır.İnatçı lekeleri çıkartabilirsiniz.Kış mevsiminde otomobilin altında biriken tortu ve çamurlar, otomobilin yüzeyinde meydana gelen çizikler, bir süre sonra otomobilde paslanmalara yol açar.

Otomobillerin koltuklarında, döşemelerinde ve diğer yüzeylerinde de zamanla lekeler oluşur. Otomobilinizin iç ve dış yüzeyinde oluşan inatçı lekeleri çıkarmak için oto marketlerde satılan temizlik ürünlerini kullanabilirsiniz.Sadece temizlikle yetinmeyip, otomobilinizi dış etkenlere karşı koruma altına almak istiyorsanız, otomobilinizi koruma sistemleriyle donatmanız gerekiyor.

Otomobilin üzerinde fabrika çıkışında bulunan şeffaf koruyucu tabakanın yok olmasıyla birlikte, otomobilin boya yüzeyi çevre şartlarına karşı tamamen korumasız kalıyor.Güneş boyanın en büyük düşmanı. Otomobilin yüzeyinde zamanla donuk ve lekeli bir görüntü oluşuyor. Uzaktan bakıldığında pürüzsüz gibi görünse de, yakından incelendiğinde boya yüzeyindeki çukurlar ve tümseklerden oluşan engebeli yüzey görülüyor. Güneşin tehlikeli ultraviyole ışınları da boya yüzeyi için ayrı bir tehlike kaynağı oluşturuyor. Ultraviyole ışınları boya yüzeyine yapışan ve mercek görevini üstlenen yabancı maddelerin yardımıyla yüzeyi yakıyor ve bozulmasına yol açıyor.

Fırçayla yapılan yıkama boyayı çiziyor. Otomobillerin yüzeyi için bir başka tehlikeyi ise bilinçsizce yapılan temizlik ve bakım hizmetleri oluşturuyor. Otomobilleri güzelleştirmek için uygulanan pasta – cila işlemi gerçekte boya yüzeyi için oldukça tehlikeli bir uygulama. Otomobilin dış yüzeyine uygulanan pasta işlemişse, yüzey üzerinde dairesel çizikler ve aşınmalar meydana geliyor. Piyasada bulunan ve amatör kullanıma yönelik cilalar ise boya yüzeyinin çok kısa bir süre parlamasını sağlıyor. Bu da parlatma işleminin sık sık tekrarlanmasına yol açıyor. Fırça ve kova kullanarak yapılan oto yıkama ise boya yüzeyini çiziyor. Otomobil fırçayla yıkandığında yüzey üzerinde bulunan kirler, çiziklerin içine yerleşiyor.

Otomobilinizin yaz bakımı

Birkaç küçük bakımla güvenli ve keyifli yolculuk yapmak mümkün.

Motor yağı:
Otomobilin motor yağ seviyesi ve yağın durumu mutlaka kontrol edilmeli. Yağ çubuğundaki yağ seviyesi, minimum ile maksimum çizgisi arasında bulunmalı. Eğer seviye minimum çizgisinin altındaysa, motorun üstündeki yağ kapağından, gerekli miktarda motor yağı ilave edilmeli.

Lastikler:
Uzun yolda otomobil yüksek hızlara çıkacağı ve daha yüklü olacağı için lastik basınçlarının fabrikanın önerdiği düzeye çıkarılması gerekir. Birçok otomobilin sürücü kapısında ya da bagajda lastiklere hangi yükte ne kadar hava basılacağı belirtilmiştir. Eğer aracınızda bu bilgiye ulaşamıyorsanız, normal basınçtan 2-4 psi fazla basınç uygulayın.

Fren sistemi:
Fren hidroliğinin seviyesi de minimum ile maksimum arasında olmalı. Eğer seviye minimumu gösteriyorsa, aynı marka hidrolik sıvısıyla takviye yapılmalı. Ayrıca balataların da kontrol edilmesinde fayda var. Çünkü tatil yolculuklarında otomobiller normaldan daha yüklü olduğu için, frenlere daha çok yük biner. Kampanalı sistemlerde arka balataların durumunu anlamak için otomobilin el frenini çekip yokuş aşağı bırakabilirsiniz. Eğer otomobil hareket ederse balataların değiştirilmesi uygun olur.

Hava filtresi:
Hava filtreleri tozlu yollarda daha çabuk kirlenir. Yola çıkmadan önce, hava filtrelerinin kontrol edilip kirliyse mutlaka değiştirilmesi gerekir. Kirli hava filtresi motor performansını düşürmekle kalmaz, aynı zamanda yakıt tüketimini yüzde 15 oranında artırır.

Kayışlar:
Alternatörü, motordan aldığı tahrikle çalıştıran V kayışının gerginliği kontrol edilmelidir. Kayışın orta kısmına parmakla sıkıca bastırıldığıda V kayışı 1.5 santimden fazla ensiyorsa değiştirilmesi gerekir.

Aracınız tatile hazır, ya siz?

Uzun tatil yolculuklarında otomobil kullanmak daha fazla dikkat ister. Yolculuk öncesi yediklerinizin yağlı ve ağır olmamasına dikkat edin. Çay ve kahve içerdiği uyarıcı maddeler nedeniyle tavsiye edilir. Bolca sıvı gıdalar almak yararlı olur. Otomobile bindiğinizde, önce doğru oturma ve sürüş pozisyonunu bulun, aksi taktirde sırt ve boyun ağrısı çekmeniz kaçılınmazdır. Bagajı yüklerken ağır yükleri arka koltuğa yakın, hafif yükleri de tampona yakın koyun. Böylece ağırlık merkezi otomobilin ortasına yaklaşır. Konvoydayken sollama yapmak için acele etmeyin. Araç yüklü olduğu için sollama mesafesi uzayacaktır. En azından iki saatte bir mola verin. Her molada tuvalete gidin ve kan dolaşımını düzenleyecek egzersizler yapın. Özellikle kol ve bacak kaslarınızı çalıştıracak eklemlerinizi açacak hareketler yapın.

Otomobilinizin kış bakımı

V Kayışına dikkat
Yaz aylarında genişleyen V kayışı,özelliğini kaybeder. Kayışı germeniz mümkünse gererek kullanın, aksi takdirde kayışı değiştirmek gerekir. Çünkü gevşek kayış şarjı etkiler, vantilatörün devir daimini yavaşlatır. Dolayısıyla otomobilin sağlıklı çalışmasını etkiler.

Antifrizi mutlaka ölçtürün
Radyatör sistemindeki suyun donmaması için antifiriz kullanılmalıdır. Soğutma sistemini korozyona karşı korumak için yaz-kış kullanılması gereken antifriz, kışın soğutma sisteminin donmasını önler.

Hava filtresine bakın
Kış mevsimi önceden hava filtresini kontrol etmek,temizlemek veya kullanılmayacak durumdaysa değiştirmek gerekir.

Fıskıyeleri ayarlayın
Camı temizlemeye yarayan fıskiyeler sudaki kireç nedeniyle zamanla tıkanabilir. Fıskıyelerin uçlarını bir iğne yardımı ile açabilirsiniz.

Silecekleri kontrol edin
Ön cam sileceklerinin kış ayarlarının zorlu koşullarında iyi performans göstermesi için aşınmışsa değiştirilmesi gerekir. Yazın bunaltıcı sıcaklarında silecekler çabuk aşınmış olabilir.. Silecekleriniz aşınmışsa,kendinizden kolayca değiştirebilirsiniz. Böylece yağmurlu ve karlı havalarda görüşünüz önemli ölçüde artar.

Lastiklerin dış deliklerini kontrol edin
Otomobilin yola tutunmasını sağlayan lastiklerin ideal diş derinliğinin 3 mm olması gerekir. Eğer kışın karlı yollarda kaymak istemiyorsanız, mutlaka lastiklerinizi kontrol ettirin.

Elektrik sistemini gözden geçirin
Kışın havadaki nem ortamının artmasıyla, buji kabloları ve distribütör kapağındaki çatlaktan nem girip otomobil çalışmayabilir. Onun için elektrik sistemini kontrol edin.

Periyodik bakıma rağmen yağa sık sık bakın
Periyodik bakımların dışında kışa girmeden önce motor yağının mutlaka kontrol edilmesi gerekir. Uzun süre kullanılan yağ,motoru koruma özelliğini kaybeder.

Silecek suyunu ihmal etmeyin
Alkol içermeyen uygun bir cam silecek sıvısı,cam yıkama sistemini sıfır dereceye kadar,donmaktan koruyabilir. Buzlu havalarda camınızı temizlemek istiyorsanız dikkat.

Kışın rezistansa ihtiyacınız daha fazla
Arka camdaki buharlaşmayı önleyen rezistansın kontrol edilmesi, eğer herhangi bir problem varsa onarılması veya değiştirilmesi gerekir.

Üşümemek için kalorifere baktırın
Kış mevsimi öncesinde kalorifer ve klima bakımının mutlaka yapılması gerekir. Klimalı otomobillerde polen filtresi değiştirilir. Kalorifer hortumları kontrol edilir.

GÜNLÜK

• Sabah otomobilinize binmeden önce lastiklerin havasını kontrol edin.

• Otomobilinizi park ettiğiniz yerde yağ veya sıvı izlerinin olup olmadığını kontrol edin.

• Kışın; sileceklerinizin cama yapışıp yapışmadığını kontrol edin.

• Kontağı çevirdikten sonra göstergede bulunan ikaz lambalarını kontrol edin.

• Yola çıkmadan önce ışıklandırmalarınızı kontrol edin. (farlar, sinyaller, fren lambaları vs.)

HAFTALIK

• Sıvı seviyelerini gözle kontrol edin. (radyatör genleşme kabı üzerindeki max işareti, silecek sıvısı)

• Motor yağının seviyesini kontrol edin.

• Hidrolik yağ seviyesini kontrol edin.

• Otomobilinizi ağaç altına park ettiyseniz, motor kaputunu, havalandırma mazgallarını kontrol edin , yaprak ve yabancı maddelerden arındırarak gerekirse su tahliye deliklerini temizleyin.

• Silecek lastiklerini ıslak bir bez ile temizleyin.

AYLIK

• Boya üzerindeki çizik veya taş yaralarını kontrol edin.

• Emniyet kemerlerinin nemli ve sabunlu bir bez aracılığı ile tozunu alın.

• Yıkama esnasında özellikle jantları balata tozundan ve yabancı maddelerden arındırın.

• Otomobiliniz üzerinde olabilecek sanayi artıkları, kuş pisliği veya ağaçlardan dökülen reçine türü yapışkan vb. çevre etkenlerinden temizleyin.

• Yaptığınız km’ye göre lastiklerinizi detaylı kontrol edin.

• Otomobilinizin iç temizliğini yapın, deri döşemeniz var ise kullanım kitabında belirtildiği gibi temizliğini yapın.

• Otomobilinizi yıkamadan yıkamaya aküsünü ve kapı yağlarını kontrol edin.

Parke bakımı ve temizliği

Parkelerin uzun ömürlü olması birazda sizlerin parkelere karşı temizlik özeninizle olur. Parkelere yapılacak düzenli temizlik parkelerin daha uzun ömürlü olmasını sağlar. Peki, ama parkelerdeki temizliği nasıl yapmalıyım?

Zemin döşemesi evde en çabuk giderebilecek bölgelerdendir. Çünkü evde kullanılan ve basılan bölgedir. Ve günün kirliliğini üzerinde taşır, Tos, pislik gibi mikropsu şeyleri hemen alabilen bunu sizlere yansıtabilen bölgedir. Ve bu yüzden temizliği çok önemlidir. İlk olarak parke temizliğinde yerleri silmek için kullanılan yer sil gibi temizlik malzemeleri bulunması gerekir ve bu tür temizlik malzemeleriyle iki günde bir bu parkeler silinmesi gerekir.
Ve Parkelerin temizliğinde alkol gibi benzeri maddelerle kesinlikle kullanılmaz. Bu parkelerin ömrünü büyük ölçüde etkiler.

Parke bakımında bir dikkat edilmesi gereken unsurlardan bir tanesi de döşemenin üzerine koyacağınız kesici, delici eşyalardır. Bu tür eşyalar parkelere büyük ölçüde zarar verebilir.

Doğalgaz cihazlarının verimli kullanılması için öneriler

Doğalgaz cihazlarının verimli kullanılması için öneriler
Doğalgaz Cihazlarının Verimli Kullanılması için Öneriler Doğalgaz ile çalışan cihazlar, işletme(çalıştırma) maliyetlerini azaltırlar. Çünkü doğalgaz diğer yakıtlara oranla en ucuz ve verimli yakıttır. Bununla birlikte doğalgazın verimli kullanılabilmesi için bazı kurallara uymak gerekir. Ev ısıtması, sıcak su eldesi ve pişirmede doğalgazın verimli kullanılabilmesi için verebileceğimiz öneriler şunlardır:
Ev Isıtması:
1. Çatı izolasyonunuz yetersiz ise izolasyonunuzu uygun bir şekilde yaptırınız. Çatınızdaki ısı kaybınız %20 civarındadır. Bu şekilde ısıtma maliyetinizi azaltabilirsiniz.
2. Sistemlerinize ısı ayarlı termostat monte ettirdiğinizde veya ısı ayarlı termostatı bulunan cihazlar kullandığınızda gaz tüketiminiz optimize olacaktır.
3. Kapı ve pencerelerinizi yeniden yaptırırken izoleli malzemeler tercih ediniz. Konutlardaki tüm ısı kaybının %15’i pencere ve kapılardan olmaktadır. Mevcut izolesiz kapı ve pencerelerinizin kenarlarındaki boşlukları pencere süngeri ile kaplayınız.
4. Doğalgaz sobası kullanıyorsanız, soba filtrenizi cihazı kullanmaya başladığınız mevsime girdikten sonra her ay kontrol ediniz, gerekiyorsa değiştiriniz.
5. Verimli kullanma oda konforu 19 derecedir. Oda termostatı olduğunda 1 derece düşer ve yakıt tüketiminde %6 tasarruf sağlanır.
6. Termostatınızı, bir günden fazla evden uzak kalacaksanız, kapatınız.
7. Sıcaklığın içeride kalması için geceleri perdelerinizin örtülü olması büyük enerji tasarrufu sağlar. Pencerelerinizden güneş çekildiği zaman perdelerinizi kapatınız.
8. Soğuk havalarda sıcaklığı içeride tutmak için duvar veya pencere klimalarının dış havayla temas eden bölgelerini engelleyiniz. Tüm ısı kayıplarının %10’u yeniden ısıtılmak zorunda olan hava hareketlerinden dolayı gerçekleşir. Fakat bacalı veya bacasız tipte doğalgaz cihazlarının bulunduğu ortamlarda bulunması zorunlu olan 100 cm2 net geçişli havalandırma menfezini kesinlikle kapatmayınız.
9. Radyatörleri mobilya ve benzeri eşyalar veya perdeler ile engellemeyiniz, kapatmayınız. Radyatörler örtülürse %15 yakıt tüketimi artar.
10. Doğalgaz tüketim cihazı satın almak istediğinizde verimi yüksek olanı tercih ediniz.
11. Pişirme ocağını ısınma amaçlı kullanmayınız.
12. Bulunduğunuz ortamın konfor şartlarına uygun olarak ısınma cihazını ayarlayınız.
13. Bacalı cihazları dolapların içerisine yerleştirmeyiniz. Bu durum cihazların ortamdan yanma havası almasını engeller ve yanma verimi düşer.
Sıcak Su:
1.Sıcak Su Termostatınızı 50°C’ye ayarlayınız. Aşırı sıcak su sadece fazla enerji tüketmez aynı zamanda insan cildi için yanık tehlikesi oluşturacağı için sağlıksızdır.
2.Su ısıtma kontrol vanasını “pilot” konumuna getiriniz, eğer evden bir hafta veya daha fazla uzak kalacaksanız kapatınız.
3.Elle bulaşık yıkarken soğuk su ile durulama yapınız, bulaşık makinesinde yıkama yapıyorsanız makineyi tam dolu olarak çalıştırınız.
4.Sıva üstünden döşenmiş sıcak su borularının yalıtımını yapınız.
5.Yeni bir su ısıtıcısı alırken enerji verimi yüksek modelini tercih ediniz.
Ocak veya Fırının Verimli Kullanılması
1. Eğer pişirme tarifinde belirtilmiyorsa fırınınıza ön ısıtma yapmayınız.
2. Fırın kapağını yemek pişirirken açmayınız.
3. Üst yakıcı alevini tencere veya tavanızın boyutu kadar açınız.
4. Pişirme başladıktan sonra yavaş yavaş kaynatınız.
5. Zaman ve sıcaklık talimatlarına uyarak pişiriniz.
6. Kullanılmayan ocak brülörlerini (gözlerini) kapatınız.
7. Pişirme esnasında yemek kaplarını kapalı tutunuz.
8. Pişirme ocağını ısınma amaçlı kullanmayınız.
Doğalgazın Güvenli Kullanımı
İGDAŞ, 1992’den beri İstanbul’a doğalgazı güvenli ve yüksek kaliteli olarak sunmayı ilke edinmiştir. Bu ilke çerçevesinde İGDAŞ, abonelerini tüm iletişim kanallarını kullanarak sürekli bilgilendirmektedir. Aşağıda doğalga zın güvenli kullanılmasına ilişkin öneriler bulacaksınız: . Evinizde Ağır Bir Gaz Kokusu Duyarsanız Ne Yapmalısınız? Aslında kokusuz bir gaz olan doğalgaz, doğalgaz kaçağı olması durumunda kolayca anlaşılabilmesi için çürük sarımsak kokusuyla kokulandırmıştır. Benzer bir koku duyduğunuzda;

•Kapı ve pencereyi açıp, ortamı havalandırınız.
•Ana vanayı kapatınız.
•Çakmak – kibrit yakmayınız.
•Elektrik ekipmanlarını açmayınız, kapamayınız veya fişten çekmeyiniz.
•Kapı zilini kullanmayınız ve kullandırmayınız.
•Kıvılcım çıkarabileceği için telefonunuzu kullanmayınız.
•Gaz kokusu olan mekanı herkesin boşaltmasını sağlayınız.
•Komşunuzdan veya en yakın bir yerden İGDAŞ 187 Doğalgaz Acil Hattını arayınız.
•187’ye ulaşamazsanız itfaiyeyi arayınız.
•Koku bodrumdan geliyorsa bodruma girmeyiniz.
•Arızayı kendiniz gidermeye çalışmayınız.
•Eğer gaz cihazınızın yakınında hafif bir gaz kokusu hissederseniz pilot ateşiniz arızalı demektir. Cihazınızı onarım için servisine gösteriniz.
Binaların Dışında Gaz Kokusu Duyarsanız Ne Yapmalısınız?

•Binaların dışında gaz kokusu algıladığınızda hemen 187 nolu DOĞALGAZ ACİL telefonunu arayarak ihbar yapınız. Bu mekandaki insanları uyarınız, Aşırı bir gaz kaçağı varsa o bölgenin elektriğini kestiriniz, Kordon altına alınmasını ve trafiğin durdurularak bölgenin güvenlik altına alınmasını sağlayınız. Gaz kokusu bina dışında olsa dahi, gaz kaçağı çevredeki yakın binalarda ve özellikle de bodrum katlarında olabilir. Bu durumda kesinlikle bodruma girmeyip 187 acil müdahale ekibini uyarınız. İhbar verilirken dikkat edilecek hususlar şunlardır:
•Adınız, soyadınız ve telefon numaranız Gaz kokusu alınan bölgenin adresi ve tarifi Gaz kokusunun yoğunluğu (az, çok, aşırı … vb.) İGDAŞ Acil Müdahale Ekibi geldiğinde kendilerine yardım ediniz. Apartman boşluğunda Gaz Kokusu Duyarsanız Ne Yapmalısınız?
•Ortamı havalandırmak için bina giriş kapısı ile aydınlığa açılan tüm pencereleri açınız Bina girişindeki ana doğalgaz giriş vanasını kapatınız Sigara içmeyiniz ve kibrit, çakmak ve ateş yakmayınız.
•Elektrikli cihazlarınızı çalıştırmayınız, çalışır durumda olanları kapatmayınız.
•Elektrik düğmelerini ve kapı zillerini kullanmayınız.
•Asansör ve benzeri cihazları çalıştırmayınız.
•Gaz kaçağının olduğu binada telefonları kullanmayınız.
•İGDAŞ 187 Doğalgaz Acil Hattına haber veriniz.
•Apartman yöneticisine haber veriniz.
•Genel Güvenlik Önerileri Yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı maddeleri doğalgaz yakıcı cihazlarınızdan, sayaçlarınızdan ve tesisatınızdan uzak tutunuz.
•Elektrik tesisat ve cihazları ile telefon ve kızgın su borularının doğalgaz tesisat ve cihazlarına olan mesafesi en az 30 cm olmalıdır.
•Bu nedenle elektrikli alet ve kabloları asla doğalgaz tesisatına asmayınız ve sarmayınız.
•Doğalgaz tesisat borularının aktif inşaat malzemeleri ile temasına engel olunuz.
•Tesisatınızı korozyona karşı koruyunuz.
•Binanızın ana kapama vanasının yerini öğrenerek ani bir müdahale durumunda yapacaklarınızı tasarlayınız.
•Doğalgaz tesisatını kendi amacı dışında ( elektrik, topraklama hattı vb.) kullanmak kesinlikle tehlikeli ve yasaktır.
•Doğalgaz tesisatı borularını taşıyıcı yapı elemanı olarak kesinlikle kullanmayınız. Doğalgaz tesisatı borularını dolap veya asma tavan içinde bırakmayınız. …..Gaz Dağıtım şirketi tarafından mühürlenmiş vanalar , sayaçlar ve regülatörler yalnızca Gaz Dağıtım şirketi yetkilileri tarafından açılabilir.
•Doğalgaz tesisatınızda veya cihazınızda yapmak istediğiniz tadilatları yeterlilik almış firmalara yaptırmanız zorunludur.
•Ehliyetsiz ve yeterliliği olmayan firmalara kesinlikle tadilat yaptırmayınız. Doğalgaz cihazlarınızın bakımlarını yetkili servislerine yaptırınız.
•Gaz veya ısı üreten cihazlarınızın yanına veya aynı odaya benzin solventler, cila sprey boyalar, spreyli böcek ilaçları ve benzer basınçlı kutular gibi patlayıcı ürünler koymayınız.
•Bu tip uçucu ve patlayıcı ürünleri gaz cihazlarının yanından uzak tutmakla birlikte çocukların ulaşamayacağı kapalı bir yerde muhafaza ediniz.
•Çocuklara gazın nasıl koktuğunu ve bu kokuyu duyduğunda yapması gerekenleri öğretiniz. Çocuklara ateşle oynamamalarını, doğalgaz cihazlarını kurcalamamalarını ve bunlara tutuşabilir maddelerle yaklaşmamalarını öğütleyiniz.
•Doğalgaz Cihazlarıyla İlgili Güvenlik Önerileri Cihazlarınızın verimli ve güvenilir çalışmasını istiyorsanız imalatçının kullanma klavuzuna ve İGDAŞ’ın talimatlarına uyunuz.
•Düzgün monte edilmemiş veya bakımı iyi yapılmamış cihazlar zehirli bir gaz olan karbonmonoksit üretirler.

Doğalgaz cihazlarında karbonmonoksit gazına sebep olan durumların bazıları şunlardır: Cihazın yakıcı bölümlerinde özel sargının iyi yapılmamış olması veya toz olması.

•Bacaların tıkanması.
•Temiz hava girişinin engellenmesi.
•Karbonmonoksit her ne kadar renksiz, tatsız kokusuz olsa da karbonmonoksiti solumak, bulantıya, baygınlığa, soğuk algınlığına ve benzer semptomlara neden olur.
•Aşırı oranda karbonmonoksite maruz kalmak ölüme neden olur.
•Eğer doğalgaz cihazınızın iyi çalışmadığından şüpheleniyorsanız yetkili servis elemanları tarafından bakımını yaptırınız.
•Pişirme ocakları ve bacalı doğalgaz cihazları 12 m3 den daha küçük hacimlere yerleştirilemezler.
•Bu tip cihazların bulundukları mahalden en az 100 cm2 net geçişli atmosfere açılan havalandırma menfezleri bulunmalıdır.
•Bu menfezler sürekli açık kalmalıdır.
•Menfezin cihaz karşısındaki duvar veya pencereden açılmasına özen gösterilmelidir. Ayrıca konulacakları hacimlerin büyüklüğü ne olursa olsun bacalı cihazlar açık balkon, yatak odası, banyo, WC gibi yerlere konulmadığı gibi banyo, WC ve yatak odalarından duman boruları geçirilerek baca bağlantısı yapılamaz.
•Bacalı cihazların bulunduğu bölümde iyi çekiş yapan bir baca bulunmalı ve cihaz mutlaka bu bacaya bağlanmalıdır.
•Atık gaz boruları kapı ve pencere gibi yapı elemanlarından en az 20 cm uzakta olacak şekilde yerleştirilmelidir.
•Gaz cihazlarının ısınan dış yüzeyleri ile kullanılan eşyalar arasındaki açıklık en az 50 cm olmalıdır. özarı bacalı ( hermetik ) gaz cihazlarının bacaları mutlaka atmosfere açık, hava sirkülasyonu olan yerlere bağlanmalıdır .
•Bacalı cihazlar yanma için gerekli olan havayı bulundukları ortamdan almaktadırlar.
•Estetik kaygılar nedeniyle bu cihazların bir dolap içine alınmaları yanma için ihtiyaç duyacağı taze havayı engellemektedir ve yanma kalitesini düşürmektedir.
•Su Isıtıcılarına Yönelik Güvenlik Önerileri Su ısıtıcısını yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı maddelerin konulduğu yerlere monte etmeyiniz.
•Su sıcaklığını düşük tutmak haşlanma kazalarından insanı korur. Çocuklar, özürlüler ve yaşlı insanlar genelde haşlanmadan kaynaklanan yaralanmaların iyileşmesinde zayıf ve dirençsizirler. Su sıcaklığının 50°C’nin üzerinde olması ciddi yanıklara ve haşlanmaya hatta ölümlere sebep olabilir. Sıcaklığı ayarlamadan önce su ısıtıcısı kullanım talimatnamesini mutlaka okuyunuz.
•Çatı İzolasyonu Güvenliği Çatı izolasyonu enerji faturalarının düşük gelmesine yardımcı olur. Ancak doğru izolasyon yapılmadığı takdirde yangın çıkma tehlikesi mevcuttur.
•Dolayısıyla yalıtım yapmayı düşünüyor veya halihazırda yapmışsanız şu güvenlik önlemlerine dikkat ediniz. Yalıtımı; fırınlar, su ısıtıcıları, fan motorları, kapı zili transformatörleri, bacalar ve gaz yakıcı cihazlar ve benzeri ısı kaynaklarından uzak tutunuz.
•Bu tip ısı kaynaklarının çevresine yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı olmayan yalıtımlar monte ediniz. Yalıtımı mümkün olduğunca çıplak ve tüplü tellerden uzak tutunuz.
•Çatı veya saçak borularını kapatmayınız.
•Çatınızı periyodik olarak yalıtımın bozulması ihtimaline karşı kontrol ediniz.
•Doğalgaz Yangınlarında Alınacak Önlemler Hemen söndürülmesi gereken diğer birçok yangın çeşidinden farklı olarak; gaz yangınlarının söndürülmesinde uygulanacak genel kural önce gaz akışını kesmek, sonra söndürmektir.
•Bu nedenle, gaz yangınını derhal söndürmeye kalkışmamalı, gaz akışı kesilene kadar yanmasına izin verilmelidir.
•Bu arada, gaz kesilerek yangın söndürülünceye kadar, yakındaki yanabilir maddelerin, yanan gazdan yayılan ısıyı absorbe ederek tutuşmasını önlemek için mümkünse uzaklaştırılması veya çevresi su ile soğutularak korunması gerekmektedir.
•Eğer akan gazı kesecek vanayı kapamak için, yangının söndürülmesi mutlaka gerekiyorsa, çok kısa bir sürede gaz alevleri söndürülerek vana kapatılmalıdır.
•Gaz alevleri karbondioksitli ya da diğer tip söndürücülerle söndürüldüğünde, yanmamış gaz akmaya devam ederse, çok büyük bir olasılıkla, havayla patlayıcı bir karışım yaparak herhangi bir tutuşma kaynağına eriştiğinde patlamaya neden olur.
•Bu patlama ise gazın yanmasından dolayı oluşabilecek zarardan çok daha fazla bir zarar meydana getirebilir.
•Bu nedenle öncelikle gaz akışının kesilmesine büyük önem gösterilmelidir.
•Baca Yangınlarının Önlenmesinde Doğalgazın Önemi Doğalgaz temiz bir yakıt olduğu için yanmasından dolayı bacalarda is veya kurum oluşturmaz.
•Ancak yeni doğalgaz kullanıcıları, kullandıkları eski yakıtlardan dolayı bacalarda birikmiş olan kurum ve isleri temizlettirirlerse daha verimli ısınırlar.
Baca temizliğinin yaptırılması konusunda, müşterilere gönderilen tüm doğalgaz faturalarının ön yüzünde uyarılar bulunmaktadır.
Bacaların temizliği ve standartlara uygunluğu hem tam yanma ile yakıt tasarrufu sağlar, hem de baca yangını çıkma ihtimalini ortadan kaldırır.
Baca yangınlarının toplam yangınlar içindeki payı küçümsenemeyecek kadar fazladır. Doğalgazın yaygınlaşmaya başlamasıyla baca yangınlarının oranı düşmeye başlamıştır.
1991 yılında baca yangınlarının toplam yangınlar içindeki payı %30 iken, 1999 yılında bu oran %10’a inmiştir.
Baca temizliği ihmal edilmemeli, yılda bir kez İtfaiye Müdürlüğü ile irtibata geçilerek baca temizliği yaptırılmalıdır. Deprem Güvenlik Önerileri Deprem öncesinde Doğalgaz tesisatınızın ana kapama vanası yerini öğreniniz.
Kombinizin ve su ısıtıcınızın duvara veya yere sallanmayacak şekilde monte edilmesine dikkat ediniz. Deprem sonrasında Doğalgaz ana kesme vanasını veya diğer vanaları hemen kapatınız.
Doğalgaz yakıcı cihazlarınızı, su ısıtıcılarınızı, duman bacalarını, havalandırma menfezlerini kontrol ediniz.
Gaz sızıntısının tamamıyla giderildiğinden emin olmadan elektrik düğmelerini açıksa kapatmayınız, kapalıysa açmayınız.
Telefonu kullanmayınız, ateş ve kıvılcım üreten aletleri yakmayınız veya açmayınız.
Binalarda Isı Yalıtımı Yoluyla Isınma Veriminin Arttırılması Bilindiği gibi binalar; pencereler, dış duvarlar, merdiven, ev duvarları, tavanlar, ısıtılmayan hacimler üzerindeki döşemeler, zemine oturan döşemeler ve açık geçitler üzerindeki döşemelerden ısı kaybetmekte ve bu yüzden binaların yakıt faturası yüksek gelmektedir.
Alınacak ısı yalıtımı önlemleriyle halen tüketilen yakıt miktarından Almanya’daki gibi yüzde 50, Amerika’daki gibi yüzde 60, İsveç’teki gibi yüzde 73 tasarruf yapmak mümkün olabilecektir.
Nasıl ki bir cihaz alırken satıcıdan cihaz ile ilgili “Garanti ve Kalite Belgesi” isteniyorsa, artık İstanbullular bir bina alırken veya kiralarken o binada ısı yalıtımı projesinin uygulanıp uygulanmadığını ve yıllık yakıt tüketimini soracak ve yakıt tüketimi az binaları tercih edeceklerdir.
Uygun yalıtım ile aşağıdaki oranlarda enerji tasarrufu sağlanabilir.
Çatı Yalıtımı % 20 Dış duvar yalıtımı %15 Pencere-kapı yalıtımı % 15 Sızdırmazlık önlemleri % 10 Toplam enerjinin %40’ı konutlarda tüketilmektedir.
Konutların enerji giderleri; ısıtma, sıcak su, aydınlatma, pişirme,çamaşır yıkama vs. tüketimlerdir.
Oransal olarak kullanılan enerjinin; % 81’i konutun ısıtılmasında, % 11’i banyo ve mutfakta, % 8’i elektrikli aletlerde harcanmaktadır.
Çatı yalıtımıyla, çatı katı tavanlarında nemlenme ve yoğuşma önlenmekte, binanın ömrü uzamakta ve çatı katında daha konforlu bir ortam oluşmaktadır.
Binaların dış duvarları ısı yalıtımlı ise çatlak, kabarma, pullanma, nemlenme ve yoğuşma olmaz, binanın ömrü uzar.
Isı yalıtımı önlemleri, binanın toplam inşaat maliyetinin en fazla %3’ünü bulmasına rağmen, yıllık yakıt tüketiminde en az yüzde 50 tasarruf sağlayarak İstanbulluların bütçesine önemli katkılarda bulunacak ve çevre de temiz kalacaktır.
Enerjide tasarruf, en az enerjiden en çok fayda temini ile mümkün olur.
En az enerji ile sağlanan konfor şartlarının arzulanan pratik konfor sınırlarına kolayca erişmesi aşağıdaki bireysel önlemlerle mümkündür.
Kışın en soğuk günlerinde evin iç sıcaklığını en çok 20°C konfor sıcaklığına ayarlayınız.
Konfor sıcaklığından sonra 1°C iç sıcaklık artışı %5 civarında bir enerji kaybına neden olmaktadır.
Odalarda, masa, sandalye ve yataklarınızı dış duvarlardan uzak tutunuz.
Güney cephesindeki pencerelerden gündüzleri güneş girmesini sağlayınız. Geceleri bu pencereleri panjur, perde ve rüzgarlık ile kapatınız.
Gece, gündüz ısınan evleri % 50 – 55 nemlendiriniz. 18°C ısınan bir odanın nemlendirilmesi ile hissedeceğiniz pratik konfor sıcaklığı 20°C’nin üstünde olacaktır.
Nemli hava sıcaklığı daha iyi tutacak, buharlaşma azalacağından vücudunuz daha az ısı kaybedecektir. Radyatörlerin üstlerini ve önlerini estetik amaçla kapatmayınız, mobilya, perde ve eşyalarla engellemeyiniz.
Bu durumda ısı odanıza homojen bir şekilde dağılamaz. Radyatör ile duvar arasında boşluk bırakınız.
Eğer inşaat aşamasında duvarlara yalıtım yapılmamışsa radyatör arkası yalıtımını prefabrik folyo kaplı polietilen levhalarla kolayca yapabilirsiniz.
Bu durumda ısının odaya yayılmadan önce dışarıya çıkmasını önlemiş olacaksınız. Kullanmadığınız ev bölümlerinin (oda, kiler, antre ve merdiven) radyatörlerini kapatınız.

——————————————————————————–