Arama:

Aleminyum Küpeşte Ve Korkuluklar

Hem iç hemde dış mekanlarda gerek koruma ,gerekse şık bir görüntü için yaptığımız küpeşte – korkuluk uygulamaları.Özellikle dış mekanlarda hava şartlarına dayanıklılığı ve bakım kolaylığı nedeniyle alüminyum sıklıkla tercih edilmektedir.Küpeştelerde sadece alüminyum profil kulanıldığı gibi, daha şık bir görüntü için ,arzunuz doğrultusunda camda kullanmaktayız.

Cam Balkon nedir?

Cam Balkon nedir?

Cam Balkon Sistemleri Hakkında:
Cam balkon 1981 yılında ilk defa finlandiya’da uygulamaya başlanmıştır. Daha sonra Avrupa kentlerinde yayılmaya başlamış ve 1999 yılında ülkemizde, İstanbul’da da uygulamaları başlamıştır. Finlandiya’da ve Ülkemizde ilk yapılan cam Balkonlar alttan Taşımalı sistem denilen Bilye Tekerlekli sistemdir. Her kam plakasındaki yaklaşık 25-30 kg. yük iki adet bilyenin üzerinde hareket etmektedir. Jantın üzerinde giden otomobil misali.

Bu sistem bütün yükün tabana binmesi ve alttaki rayında alüminyum gibi yumuşak bir malzeme olması nedeniyle ray üzerinde çöküntüler meydana getirmektedir, aynen asfalttaki çöküntü ve tümsekler gibi. Dolayısıyla ray bir müddet sonra iyice deforme oluyor ve sistem kilitleniyor. Ilk çıkan sistem ucuz olması dolayısıyla halen piyasada müşterilere sunulmakta ve olması ve bir çok eksik Yönleri bulunmasına rağmen bu sistem fiyatının dez avantajlarından bahsedilmediği için eskiye göre AZDA olsa talep edilmektedir. ”

Bu sistemi tercih edecek olan Müşterilerimizin bu açıklamayı göz önünde bulundurmasını rica ederiz. ”

Alttan Taşımalı sistemin yukarıda bir kısmını saydığımız eksik ve problemli yönlerinden dolayı satın alan kullanıcılar bir müddet sonra rahatsızlık duymaya ve satın aldıkları yere şikayetleri başlayınca; alttan ve Ustten Taşımalı sistemler ortaya çıkmıştır. Bugün piyasada alttan ve Ustten Taşımalı sistemlerin onlarca değişik modeli vardır. Kullanılan Profilin Ebat ve et kalınlığı, cam bitiş kapağı uygulanıp – uygulanmaması, dış yüzeyde yağmur saçağı bulunması, estetik ve fonksiyonel olması gibi bir takım farklılıklar bulunmaktadır. Çalışma Prensibi olarak alt ve üst taraftaki raylarda yatay olarak hareket eden 4 adet çifttekerden oluşmaktadır. (Birbirinden bağımsız hareket eden toplam 8 adet teker.) Tekerlerin içi kapalı sistem rulman dışları ise polyemid denilen sert plastikle kaplanmaktadır. Yine piyasada bir çok farklı marka ve modelde aksesuarlar bulunmaktadır. Peki son kullanıcı olan siz değerli Müşterilerimiz gerçek kaliteyi nasıl fark edeceksiniz?

Firmanın en az 2-3 Sizlere acizane Tavsiyemiz kullandığı malzemeleri bizzat kendiniz yakından incelemenizdir. De uzun yıllar boyunca kullanacağınız bir üründür Çünkü cam balkon hem maliyetli, hem. Yaptırdığınız cam balkonların hafif bir rüzgarda şıngır şıngır sallanmasını veya cam aralarından giren Rüzgarla ıslık çalmasını istemezsiniz herhalde ….

Sonuç olarak biz, en ucuz cam balkonu yapıyoruz iddiasında değiliz, olamayız!.

Fakat biz Yaptığımız işi; Kullandığımız malzeme ve uyguladığımız işçilikle Orantılı olarak muadillerimiz arasında en uygun fiyata yapma, paranızın ve beklentinizin tam karşılığını vermek iddiasındayız.

Katlanır Cam Balkon Sistemi
Katlanır cam sistemi altta ve üstte kayıt olup estetik ve konforu bir arada sunan modern bir sistemdir. Camların katlanarak aynı noktaya toplanabilme özelliği nedeni ile mevsimsel değişikliklere en iyi şekilde cevap verebilen bir sistemdir. Bu sayede güzel hava şartlarında açık tutularak hiç kapatılmamış gibi, mekanlardan yararlanılması sağlanır.

Katlanır cam sistemi altta ve üstte kayıt olup estetik ve konforu bir arada sunan modern bir sistemdir. Camların katlanarak aynı noktaya toplanabilme özelliği nedeni ile mevsimsel değişikliklere en iyi şekilde cevap verebilen bir sistemdir. Bu sayede güzel hava şartlarında açık tutularak hiç kapatılmamış gibi, mekanlardan yararlanılması sağlanır.

Cam yüksekliği : 2000 mm kadar 8 mm 2000 mm ve üstü 10 mm temperli cam kullanılır.

Cam eni : Kapatılacak yere göre eşit olarak ölçülendirilmektedir.

Profil: Et kalınlığı 3 mm olup elektrostatik toz fırın boyada istenilen renkte boyanmaktadır.

Çalışan aksam : Her kanatta iki rulmanlı dört tekerlek, bulunmaktadır. Teker sistemi paslanmaya karşı pirinçtendir.

Yalıtım : Cam aralarında şeffaf Fitil, profil aralarında, alt ve üst Bazalar arasında 1000’lik kıl fitiller kullanılmaktadır.Profilerin kenarlarında su girmemesi için çıkıntılar () damlacıklar vardır. Sistemin çevresi Antibakteriyel silikonla izole edilip Dışarıdan gelebilecek yoğun yağmur toz rüzgar vs gibi etkenler bu sayede engellenmiş olur.

Kilit Mekanizması : Alt ve üst olmak üzere Açılım yerlerinden uygulanır.

Garanti : Sistem ve sistem içerisinde kullanılan tüm ekipmanlar 2 (iki) yıl garantilidir.

Katlanır Boycam Kapı Sistemleri

Boycam sistemi altta kayıt olmadan çalışan modern ve kullanışlı bir sistemdir. Cafe, veranda, restoran vb. mekanlarda çok amaçlı olarak kullanılabilen İsteğe yada kullanım kolaylığına göre kanat açılımları uygulanabilmektedir.

Cam : 10 mm temperli cam kullanılır.

Cam yüksekliği : 4000 mm kadar yapılabilmektedir.

Cam eni : 800_1000 mm olarak uygulama yapılmaktadır.

Profil : Et kalınlığı 10 mm olup elektrostatik toz fırın boya ile istenilen renk elde edilebilmektedir.

Çalışan Akşam : Her kanatta 2 adet tekerlek olup 4 rulmanla yön verebilmektedir ve Gövdesi çeliktir.

Yalıtım : Cam aralarında şeffaf Fitil alt ve üst Profiller arasında 1000’lik kıl fitiller kullanılmaktadır. Sistemin çevresi Antibakteriyel silikonla izole edilip Dışarıdan gelebilecek olan yağmur, toz, rüzgar vs gibi etkenler bu sayede engellenmiş olur.

Kilit : Her kanat birbirinden bağımsız olarak kilitlenebilmektedir.

Garanti : Sistem ve sistem içerisinde kullanılan tüm ekipmanlar 2 (iki) yıl garantilidir.

Dış cephe Kompozit levha İşleri

Dış cephe Kompozit levha İşleri

Kompozit nedir

: Homojen bir yapıya sahip olmayıp, farklı cins malzemelerden meydana gelen elemanlara kompozit elemanlar denir.

Kompozit Panel Renk Kartelası

Kompozit malzeme

Polyesteri mek peroksit ile karıştırdığımızda kompozit malzemenin reçinesi hazırlanmış olur.İçine elyaf yerleştirilerek sertleştirdiğimizde kompozit malzeme meydana gelir

Diyelim ki bardak henüz icat edilmedi.Bardağı icat edip,kompozitten seri olarak üretip satmak istiyoruz.İlk önce bardağın şeklinde üç boyutlu bir cisim yapmanız gerekiyor.Mesela alçıdan oymak suretiyle bu cismi yaptınız.İşte buna bardağın modeli denir.Seri üretim yapmak için bu modeli kullanarak bir kalıp yapıp üretime başlayabiliriz artık.Nasıl mı?Mesela bardağın kendisini de ,kalıbı da kompozitten yapalım Alçıdan daha önce elle hazırlamış olduğumuz bardak modelini üst kısmı aşağıda bakacak şekilde düz bir zeminin üstüne koyalım.Üstüne reçine ve elyafı uygulamak suretiyle kompozit kalıbımızı işleyelim.Kompozit malzeme sertleştikten sonra her ikisini birbirinden ayıralım.Alçı bardak modelini kullanarak ,kompozitten bir bardak kalıbı yapmış olduk. Kompozitten oluşan bu bardak kalıbınının içine,yine aynı mantıkla reçine ve elyaf uygulaması yapalım.Sonra bunları birbirinden ayırdığımızda artık kompozitten bir bardağımız var demektir.Sonuç olarak kompozitten bir ürün yapmak istiyorsak önce kolay işlenebilen bir malzemeden onun bir modelini yapmamız gerekiyor.

Kompozit kalıbını yapmak için gerekli olan model ahşaptan,alçıdan,plastikten, strafordan,betondan,metalden,alüminyumdan,poliüretandan vb.malzemedelerden yapılabilir.

Kompozitte de yapılacak olan objeye göre model üretim yöntemi seçilir.Bazen bir ağaç torna tezgahında işlendiğinde model üretilebildiği gibi,bazen bir heykeltraş tarafından elle de yapılabilir.Bazen bir marangoza da yaptırılabilir.Veya doğal ortamdan herhangi bir obje de hiçbir işlem yapmadan model olarak kullanılabilir.CNC tezgahında da üç boyutlu olarak işlenebilir.

Model kalıp için kullanıldıktan sonra zarar görmemişse elbette başka bir kalıp almak için de kullanılabilir.Model kalıp alınırken zarara uğramışsa tamir edilebilme durumuna bakılır.Eğer tamir edilebiliyorsa kullanılabilir.

Model için böyle bir kural yoktur.İhtiyaca göre bu belirlenir.Duruma göre kalıpla oynanarakistenen görüntü ağlanır.Örneğin RTM Kalıpları çift taraflıdır

Ürünün şekline göre çok parçalı modeller de olabilir.Örneğin bir aslanın kafası ayrı bir model gövdesi ayrı bir model olabilir.Sonra çıkan ürünler birbirleri ile yapıştırılarak bağlanabilir.Model üzerinde ters açılar varsa,kalıp da çok parçalı olabilir.

Kalıp alabilecek kadar sağlam olan modeller bu işler için kullanılabilir.Kalıp alırken modelde erime,yanma,yamulma,kırılma gibi sorunlar çıkmamalıdır.Bazı modelleri, reçine solventten dolayı eritebileceğinden tedbir alınmalıdır.Fiberglasın kendisi de model olarak kullanılabilir.

İlk önce bu modele ait bir kalıp almalıyız.Kalıp yöntemi ürünün şekline,büyüklüğüne,giriftliğine göre belirlenmelidir.Çift tarafı parlak istenebilir.Alınacak ürün sayısına göre de kalıp kalitesi değişebilir.Bir tane alınacak ürün ile bin tane alınacak ürünün kalıbı arasında fark vardır.Ürünün kalınlığına göre de kalıp kalitesi değişir.Bazen kalıbı metalden yapmak gerekebilir.Alınacak ürünün parlaklık ölçüsü de kalıp kalitesini belirlemek için bir krıterdir.

Sanal ortamdaki bu çizimi üç boyutlu olarak modele dönüştürmemiz gerekir.Bilgisayar ortamındaki esasında bir model değil,modelin çizimidir.Bilgisayar ortamındaki üç boyutlu model çizimi CNC tezgahında işlenebilme avantajı getirir sadece.Kalıp için mutlaka gerçek bir modele ihtiyaç vardır.

Ürün kompozit olacaksa model muhakak gerekiyor.Çok özel durumlarda model yapar gibi kompozit işlenerek ürün yapılabilir.Düz ürünlerde bunu yapmak daha kolaydır.Girift şekilli ürünler için ise muhakkak bir model ve kalıba ihtiyaç vardır.Mesela hiçbir hayvan figürünü model ve kalıp olmadan direk olarak üretmek mümkün olmaz.Ama bir havuz düz çeperlerden meydana geldiği için yapılabilir.Fakat ürün üzerinde ufak tefek değişiklikler yapmak mümkündür.Örneğin filin karnına delik açmak gibi.Veya bir kulağı kopuk üretmek gibi.

Ürünün çok parlak olmasını istiyorsak,kalıp da çok parlak olmalı.Dolayısı ile model de.Tek tek her ürünü parlatmak gerçekten de çok zor bir iş.Modeli zımpara ve parlatıcılarla parlak hale getirebiliriz.Zımpara yapılırken kalın kumdan ince kuma doğru zımparalamak gerekir.Kalıp zamanla matlaşırsa parlatıcılarla kalıbı tadilat yapmak gerekir.Çıkan ürünü dışardan akrilik boyalarla boyayarak da parlak gösterebiliriz.Bu şekilde olursa kalıp kalitesinin üst düzey olmasına gerek kalmaz.Jelkot veya boya kalitesi de parlaklığa etki eder.

Modele zarar vermedikten sonra elbette mümkün.Fakat ucuz olması açısından modeller genellikle kalıp alma aşamasında parçalanmaktadır.

Model malzemesi ürün malzemesi ile aynı yapılırsa veya amaca hizmet ediyorsa elbette olabilir.Modelin ürün olarak kullanılacağı bilgisi modelciye bildiilmeli ki modelci ona göre model yapsın.Mümkünse tabii ki…

Model tamamen yapılan objenin özelliklerine göre kısa veya uzun sürede yapılır.Dev bir gemi modeli ile ufacık bir top modeli elbette farklı sürelerde yapılır.Fakat model süresi için genellikle bir ay gibi bir süre ayrılır.Benzer bir modeli tadilat yaparak benzetme bir model durumunda süre kısalabilir.

Model en teknolojik 3dmax programında çizilip cnc cihazlarında işlenerek yapılır.CNC işleme ücretleri ve 3dmax çizimlerin çok pahalı olması sebebi ile henüz ülkemizde yaygınlaşmış bir model yapım tekniği değildir.Küçük parçalar için bazen tercih edilse de büyük objeler için astarı yüzünü geçmektedir.

Elbette herkes model üretebilir.Model karmaşıklaştıkça işi ehline bırakmak kaydı ile.Piyasada sadece bu işi yapan modelciler vardır.MPC Mühendisliğin en büyük avantajı modeli ve kalıbı kndi bünyesind yapmasıdır.

Kapı ve Pencereler

FIRATPEN S-80 SERİSİ

Profil cidar kalınlıkları 3 mm (±0.3) ve 2.7 (±0.3) toleranslar içinde üretilir.
3 mm’den 40 mm kalınlığa kadar cam uygulanabilir.
3’lü cam uygulaması ile 47 desibele kadar ses yalıtımı sağlar.
Özel tasarım EPDM Contalar, kesin sızdırmazlık sağlar. Güneş ışınlarından dış etkenlerden etkilenmez, deforme olmaz.
Profil yüzeyindeki 15º ve 35º’lik iki eğim, suyun tahliyesini çabuklaştırır.
Yağmur sonrası herhangi bir su sızıntısı yapmaz.
Özel tasarlanmış su kanalı, dışa doğru 9º’lik eğimi ve su toplama haznesi sayesinde su ve nem rahatlıkla dışarı atılır.
Su tahliye kanallarında dış cidar ile iç cidar arasındaki yükseklik farkından dolayı, tahliye edilen yağmur suyunun, rüzgarın etkisi ile içeri girmesi engellenir. Ayrıca destek sacı bölümüne temas etmeyen bu kanallar, havalandırmayı da sağlar.
Menteşe vidası, doğrudan menteşe destek sacına atıldığından, zaman içerisinde kanadın sarkma riskini azaltır.
15º eğimli cam çıtaları; yüzeyinde toz ve küçük partiküllerin tutulmasını engeller. Cam yüzeye baskı yaparak, camı daha iyi tutmasını sağlar.
Profilin altındaki tırnaklar; rahatlıkla takılıp sökülmeyi sağlar, doğramanın montajı esnasında teraziye almayı kolaylaştırır ve ısı transferini azaltır. Ayrıca her türlü detay profillerle uyumlu olarak çalışır.
Profiller; özel tasarlanmış, çift oluklu ve galvanizli tek tip takviye saçları ile güçlendirildiğinden, dış yüklere karşı mukavemeti maksimumdur.
Tek cam, 20 mm çift cam, 24 mm çift cam ve 32 mm üçlü cam çıtaları olmak üzere 4 adet cam çıtası ile değişik cam kalınlıkları için zengin çözümler sunar. Ayrıca diğer tüm çıtaların uygulanması da mümkün olmaktadır.

Tüm ana profillerde, kilitli kapılar dahil en az 5 odacıklı olduğundan mükemmel ısı yalıtımı sağlar.

FIRATPEN S-75 SERİSİ

Profil cidar kalınlıkları 3 mm (±0.3) ve 2.7 (±0.3) toleranslar içinde üretilir.
3 mm’den 40 mm kalınlığa kadar cam uygulanabilir.
3’lü cam uygulaması ile 46 desibele kadar ses yalıtımı sağlar.
Özel tasarım EPDM Contalar, kesin sızdırmazlık sağlar. Güneş ışınlarından dış etkenlerden etkilenmez, deforme olmaz.
Profil yüzeyindeki 15º ve 35º’lik iki eğim, suyun tahliyesini çabuklaştırır.
Yağmur sonrası herhangi bir su sızıntısı yapmaz.
Özel tasarlanmış su kanalı, dışa doğru 9º’lik eğimi ve su toplama haznesi sayesinde su ve nem rahatlıkla dışarı atılır.
Su tahliye kanallarında dış cidar ile iç cidar arasındaki yükseklik farkından dolayı, tahliye edilen yağmur suyunun, rüzgarın etkisi ile içeri girmesi engellenir. Ayrıca destek sacı bölümüne temas etmeyen bu kanallar, havalandırmayı da sağlar.
Menteşe vidası, doğrudan menteşe destek sacına atıldığından, zaman içerisinde kanadın sarkma riskini azaltır.
15º eğimli cam çıtaları; yüzeyinde toz ve küçük partiküllerin tutulmasını engeller. Cam yüzeye baskı yaparak, camı daha iyi tutmasını sağlar.
Profilin altındaki tırnaklar; rahatlıkla takılıp sökülmeyi sağlar, doğramanın montajı esnasında teraziye almayı kolaylaştırır ve ısı transferini azaltır. Ayrıca her türlü detay profillerle uyumlu olarak çalışır.
Profiller; özel tasarlanmış, çift oluklu ve galvanizli tek tip takviye saçları ile güçlendirildiğinden, dış yüklere karşı mukavemeti maksimumdur.
Tek cam, 20 mm çift cam, 24 mm çift cam ve 32 mm üçlü cam çıtaları olmak üzere 4 adet cam çıtası ile değişik cam kalınlıkları için zengin çözümler sunar. Ayrıca diğer tüm çıtaların uygulanması da mümkün olmaktadır.
Tüm ana profillerde, kilitli kapılar dahil en az 5 odacıklı olduğundan mükemmel ısı yalıtımı sağlar.

FIRATPEN S-70 SERİSİ

32 mm kalınlığa kadar cam uygulanabilir.
3’lü cam uygulaması ile 45 desibele kadar ses yalıtımı sağlar.
Özel tasarım EPDM Contalar, kesin sızdırmazlık sağlar. Güneş ışınlarından dış etkenlerden etkilenmez, deforme olmaz.
Profil yüzeyindeki 15º ve 40º’lik iki eğim, suyun tahliyesini çabuklaştırır.
Özel tasarlanmış su kanalı, dışa doğru 4º’lik eğimi ve su toplama haznesi sayesinde su ve nem rahatlıkla dışarı atılır.
Su tahliye kanallarında dış cidar ile iç cidar arasındaki yükseklik farkından dolayı, tahliye edilen yağmur suyunun, rüzgarın etkisi ile içeri girmesi engellenir. Ayrıca destek sacı bölümüne temas etmeyen bu kanallar, havalandırmayı da sağlar.
isteğe uygun olarak menteşe vidası, doğrudan menteşe destek sacına atıldığından, zaman içerisinde kanadın sarkma riskini azaltır.
8º eğimli cam çıtaları; yüzeyinde toz ve küçük partiküllerin tutulmasını engeller. Cam yüzeye baskı yaparak, camı daha iyi tutmasını sağlar.
Profilin altındaki tırnaklar; rahatlıkla takılıp sökülmeyi sağlar, doğramanın montajı esnasında teraziye almayı kolaylaştırır ve ısı transferini azaltır. Ayrıca her türlü detay profillerle uyumlu olarak çalışır.
Profiller; özel tasarlanmış, çift oluklu ve galvanizli tek tip takviye saçları ile güçlendirildiğinden, dış yüklere karşı mukavemeti maksimumdur.
Tek cam, çift cam ve 32 mm cam çıtaları olmak üzere 4 adet cam çıtası ile değişik cam kalınlıkları için zengin çözümler sunar.
Tüm ana profillerde, kilitli kapılar dahil en az 4 odacıklı olduğundan mükemmel ısı yalıtımı sağlar.

FIRATPEN SÜRME SERİSİ

70 mm profil genişliği 2.7 mm et kalınlığı ile 32 db’ e varan ses yalıtımı sağlar.
2′ li ray sistemi sayesinde çok büyük açıklıklarda geniş hacim ve rahat kullanım sağlar.
Sürme kapı ve pencerelerde kullanılan özel fırça ve EPDM Conta sistemleri sayesinde, 0.38 m3/hcm hava geçirgenliği ve 2000 Pa basınca kadar rüzgar direnci sağlanır.
70 mm Profil genişliği ile tüm detay profilleri kullanmaya müsait olduğundan her türlü mimari çözüme ulaşmak mümkündür.
Kasa Profili üzerinde kendinden kanal kapaması mevcut olduğundan ekstra bir kanal kapama işlemine ihtiyaç duyulmaz, estetik görüntü oluşması sağlanır.
Sahip olduğu iki çıta profili ile tek ve çift cam uygulamasına uyumludur.
45º eğimli cam çıtaları; yüzeyinde toz ve küçük partiküllerin tutulmasını engeller.
Cam yüzeyine baskı yaparak, camı daha iyi tutmasını sağlar.
Standart sürme ispanyolet kullanımına uygun olduğundan tam güvenlik sağlar.
Kanat kapama profili yardımı ile inter blok oluşumunu sağlar, toz ve kirin içeri girmesi engellenir.
İstendiğinde sürme sineklik sistemi uygulama kolaylığına sahiptir.
Tek tip destek sacını (universal pencere destek sacı) kullanma kolaylığı sağlar.
Profiller, galvenizlenmiş takviye sacları ile güçlendirildiğinden dış yüklere karşı mukavemeti arttırır.

FIRATPEN PANJUR SERİSİ

18’lik (180 mm) kutu ölçüsü ile farklı yükseklikteki panjurlara çözüm getirmektedir.
35’lik lamel profili hem sarma boyunu arttırmakta, hem de daha dekoratif
görüntü elde edilmektedir.
Tek parça panjur sistemleri için 120 cm genişliğine ve 220 cm yüksekliğine kadar
tüm kapı ve pencerelerde uygulanma kolaylığı getirir.
Sahip olduğu orta kayıt ray profili, iki veya daha fazla bölmeli panjur oluşlturma
şansı vermektedir.
Kenar ray profili ölçüleri, tüm kapı ve pencere sistemlerimizle uyumludur.
iç kutu kapağı sökülebilir olduğundan, montaj halinde bile sisteme müdahele
etme kolaylığı vardır.
Üretiminde pvc pencere profili formülü kullanıldığından, dış koşullara doğal şartlara ve
güneş ışığına karşı dayanım performansı mükemmeldir.
Panjur’un doğramaya bağlantısı nipel vidalar (boncuklu vida) ile geçme sistem yapılabileceği gibi,
vidalama metodu ile sabit sistemde yapılabilmektedir.
Panjur’un metal bağlantı parçaları hariç geride kalan tüm PVC parçalar tek bir üretim merkezi olarak
tarafımızdan üretildiğinden, tek bir tedarik merkezinden temini mümkün olmaktadır. isteğe bağlı olarak manuel (kordonlu), elektrikli ve uzaktan kumandalı olarak üretilebilmektedir.

FIRATPEN EPDM CONTA

EPDM, Conta malzemesinin ana özelliğidir. Fiziksel etkenlere karşı koymada, ısıda yaşlanmaya vediğer laboratuvar testlerinde hiçbir malzeme EPDM Contanın yerini tutamaz.
Çatlamalar, EPDM Conta üzerinde oluşmaz. Bu özelliğinden dolayı tüm otomobil endüstrisinde EPDM Conta kullanılır.
Gerdirme, burkulma, sıkıştırma gibi nedenlerden dolayı deforme oranı diğer contalara oranla, EPDM Contada minimumdur. Bu oran Avrupa şartnamelerinde geçerlidir.
Sürtünmelerden dolayı meydana gelen aşınmalarda EPDM Conta diğerlerine oranla daha fazla dayanım göstermektedir.
Birim ağırlığının sabitliğini, kesit ölçülerinde uygulanan kontrollü ve sıkı toleransları, piyasadaki hiçbir contada bulmak mümkün değildir.
Conta üretim hattındaki her aşama bilgisayar ile kontrol edilmektedir. Kauçuk conta üretim hattında tüm ürünler silikon banyosundan geçirilerek paketlenir.
Paketlemeler otomatik olarak yapıldığından conta bobinleri dış etkenlerden korunmaktadır.

Su ve Çatı İzolasyon işleri

Su ve Çatı İzolasyon işleri

Su Yalıtımı

PVC Membran

Binalarda suya karşı en hassas yüzeyler temeller ve çatılardır. Uygulama detaylarında kullanılan yanlış malzeme zaman içinde, ilk uygulamadan çok daha zor ve pahalı olabilecek onarım ve yenileme gerektirmektedir.

Çağımızdaki teknik gelişmeler doğrultusunda mükemmel denebilecek bir seviyeye ulaşan PVC Su Yalıtım Membranları temelden ara katmanlara ve ara katmanlardan çatıya kadar tek kat olarak uygulanabilen ideal bir su izolasyon sistemidir.

PVC, Poli Vinil Klorid kelimelerinin baş harflerinden oluşmuştur. Uygun ve gerekli katkı maddelerinin yardımıyla oluşturulan, uzun ömürlü, tüm hava koşullarına karşı dayanıklı, sağlam ve geri dönüşümlü, ekolojik bir alaşım olup, bu özellikleri ile çevreye duyarlı tüketiciler tarafından da tercih edilmektedir.

PVC Su Yalıtım Membranları, tüketiciler tarafından tercih edilmesini aşağıdaki özelliklerine borçludur:

Yüksek kalite güvencesi,
Uzun hizmet ömrü,
Zor alev alma özelliği,
Yüksek mekanik dayanım,
Buhar geçirgenlik,
Sıcak hava ile kusursuz ek yeri kaynağı imkanı,
İklimsel şartlara karşı yüksek dayanım,
Bitki köklerine dayanım,
Kolay kullanım ve uygulama olanağı,
Estetik olması (çeşitli renklerde üretim imkanı).

PVC membranlar sıcak hava ile kaynaklanabilme, güneş ışınlarına ve yangına mukavemet gibi özellikleri birleştirir.

PVC (polyvinyl chloride) çatı membranları, 1960’ların başlarında Avrupa’da kullanılan ilk PVC-tabanlı sistemlerle birlikte, termoplastik membranlar tarihinde en eski yere sahiptir.
Polyester donatılı PVC çatı membranları, tarihsel çizgisini güçlendiren uzun süreli dayanıkılığı dışında birçok üstün özelliğe sahiptir ve bu sayede sektörel kullanımında büyük bir artış kaydetmiştir.

Bu özellikler kısaca şu şekilde sıralanabilir:

• Ürünlerin birçok testlerden geçmiş olması,
• Beyaz dahil birçok renklerde üretilebilmesi,
• Delinme, yırtılma ve ezilmeye karşı yüksek dayanım, alev parlaması ve sonrasında gelen yangın yayılmasına karşı mükemmel direnç,
• Çatıda oluşabilecek kirlenmeye karşı kanıtlanmış uzun ömürlülük,
• Düşük ısıda iyi esneklik ve yüksek ısı toleransı.

PVC çatı membranları son derece kullanıcı dostudur ve çeşitli montaj metodlarıyla uygulanır. PVC çatı membranları etkileyici bir estetiğe sahiptir ve montaj sırasında-sonrasında uygulayan kişinin işçiliğine görsel katkı sağlar.

Isı Yalıtımı

Selüloz esaslı bor, doğal lifli yapısı sayesinde çok iyi ses yalıtıcısıdır. Bor’un gürültü azaltma katsayısı NRC 0,70’e çıkabilmektedir.
Bor’un uygulandığı mekânlarda yankılanma, çınlama tamamen engellenmiş olur. Bor tek başına %55 ses yutma kapasitesine sahiptir. Uygulama yekpare olduğu için ses köprüleri oluşmaz. Bor, toplantı salonları, sinemalar, kayıt stüdyoları ve benzeri yüksek düzeyde ses yalıtım yapılması gerekli mekanlarda güvenle uygulanabilir.

ISI YALITIMI
Selüloz esaslı bor’un ısı iletim katsayısı 0,038 W/m.K’dir. Isı iletim katsayısı sıcaklıkla ve yoğunlukla değişmez. Diğer mineral yünlere göre yekpare uygulama sayesinde ısı ve ses köprüleri engellenmiş olur. Isı tutma kapasitesi yüksektir. Ozel bir uygulama makinesi sayesinde
her tür yüzeye ekyersiz uygulama yapılabilir. Doğal fiziksel özellikleri sayesinde binaların nefes almasını sağlayarak binanın ömrünü uzattığı gibi yaşanılan ortamlarda da kanfor sağlar. 30-70 kg/m3 arasında istenilen yoğunlukta uygulama yapma imaknına sahiptir. Uretiminde kullanılan malzemelerin hepsi yerli olduğundan ekonomiktir.

YANGIN YALITIMI
İçerisine eklenen bor bileşikleri sayesinde yangın koruması sağlar. İçerisinde yanıcı kısımlar içerir ancak içeriğine eklenen yangın geciktiriciler sayesinde yanmaz. Yangın kaynağı kalktıktan sonra yanmayı sürdürmez. Yangın yüküne katkısı olmaz yangını geciktirerek insanların binayı terk etmeleri için zaman kazandırır.A2 yanmaz malzemeler sınıfındadır.

• ÇEVRECİDiR
• Kullanılmış kâğıtların geri dönüştürülmesi sayesinde ülke ekonomisine katkı sağladığı gibi, çevreye ve insan sağlığına zarar vermez.Uygulandığı mekanlarda haşere ve böcek barındırmaz. Küflenme ve mantar oluşumunu önler. Özel uygulama makineleri sayesinde her türlü yüzeylere kolayca uygulanabilir.

Mineral yünlerin ısı geçirgenlik derecesi
R-Değerleri Karşılaştırması (50mm)

Her tür bina çatı ve bodrum yalıtımlarında
Siding kaplama altına
Betopan türü kaplama malzemeleri altına
Fabrika çatılarına
Taban tahtası altına
Ses izolasyonu gerektiren bütün mekânlarda
Alçıpan arkasına
Ara bölme duvar arasında ‘
Soğuk hava depolarında
Kısacası Bor, izolasyon gerektiren bütün alan ve yüzeylere rahatlıkla uygulanabilir.

Ses izolasyonu

SES YALITIMI

Selüloz esaslı bor, doğal lifli yapısı sayesinde çok iyi ses yalıtıcısıdır. Bor’un gürültü azaltma katsayısı NRC 0,70’e çıkabilmektedir.
Bor’un uygulandığı mekânlarda yankılanma, çınlama tamamen engellenmiş olur. Bor tek başına %55 ses yutma kapasitesine sahiptir. Uygulama yekpare olduğu için ses köprüleri oluşmaz. Bor, toplantı salonları, sinemalar, kayıt stüdyoları ve benzeri yüksek düzeyde ses yalıtım yapılması gerekli mekanlarda güvenle uygulanabilir.

ISI YALITIMI
Selüloz esaslı bor’un ısı iletim katsayısı 0,038 W/m.K’dir. Isı iletim katsayısı sıcaklıkla ve yoğunlukla değişmez. Diğer mineral yünlere göre yekpare uygulama sayesinde ısı ve ses köprüleri engellenmiş olur. Isı tutma kapasitesi yüksektir. Ozel bir uygulama makinesi sayesinde
her tür yüzeye ekyersiz uygulama yapılabilir. Doğal fiziksel özellikleri sayesinde binaların nefes almasını sağlayarak binanın ömrünü uzattığı gibi yaşanılan ortamlarda da kanfor sağlar. 30-70 kg/m3 arasında istenilen yoğunlukta uygulama yapma imaknına sahiptir. Uretiminde kullanılan malzemelerin hepsi yerli olduğundan ekonomiktir.

YANGIN YALITIMI
İçerisine eklenen bor bileşikleri sayesinde yangın koruması sağlar. İçerisinde yanıcı kısımlar içerir ancak içeriğine eklenen yangın geciktiriciler sayesinde yanmaz. Yangın kaynağı kalktıktan sonra yanmayı sürdürmez. Yangın yüküne katkısı olmaz yangını geciktirerek insanların binayı terk etmeleri için zaman kazandırır.A2 yanmaz malzemeler sınıfındadır.

• ÇEVRECİDiR
• Kullanılmış kâğıtların geri dönüştürülmesi sayesinde ülke ekonomisine katkı sağladığı gibi, çevreye ve insan sağlığına zarar vermez.Uygulandığı mekanlarda haşere ve böcek barındırmaz. Küflenme ve mantar oluşumunu önler. Özel uygulama makineleri sayesinde her türlü yüzeylere kolayca uygulanabilir.

Mineral yünlerin ısı geçirgenlik derecesi
R-Değerleri Karşılaştırması (50mm)

Her tür bina çatı ve bodrum yalıtımlarında
Siding kaplama altına
Betopan türü kaplama malzemeleri altına
Fabrika çatılarına
Taban tahtası altına
Ses izolasyonu gerektiren bütün mekânlarda
Alçıpan arkasına
Ara bölme duvar arasında ‘
Soğuk hava depolarında
Kısacası Bor, izolasyon gerektiren bütün alan ve yüzeylere rahatlıkla uygulanabilir.

Kullanım Alanları
Kabul Edilebilir Ses Basınç Düzeyi dB|A|

Dinlenme Alanları
Tiyatro Salonları
Konferans Salonları
Otel Yatak odaları
Otel Restoranları
25
30
30
35

Sağlık Yapıları
Hastaneler
35

Konutlar
Yatak Odaları (Şehir)
Oturma Odaları (Şehir Dışı)
Oturma Odaları (Şehir Kenarları)
Oturma Odaları (Şehir)
Servis Bölümleri (Mutfak, Banyo)
35
40
45
60
70

Eğitim Yapıları
Dersler, laboratuarlar
Spor Salonu, yemekhane
45
60

Ticari Yapılar
Özel Büro (Uygulamalı)
Genel Büro(Yazı, Hesap böl.)
50
60

Endüstri Yapıları Fabrikalar
Fabrikalar (küçük) (geniş kapsamlı)
70
80

Ses Basınç Düzey db|A|
Ses Kaynağı ve Konumu

140
Kalkış Halinde Jet Uçağı, 25m. mesafede

100
Çok gürültülü fabrikada çelik perçin işlemi 5cm. mesafede

90
Susturucusuz yol kazası 7m. mesafede

80
Çalar Saat zili 1m. mesafede

70
Saatte 50km. hızla giden bir otomobiln kabin içi

65
Daktiloların çalıştığı faal büro ortamı

50
Normal Konuşma 1m. mesafeden

40
Sakin Oturma Odası

35
Geceleyin Sakin Oturma Odası

25
Kırda trafikten uzak sakin bir ortam

15
Yayın stüdyosunda arka plan gürültüsü

ses izolasyonu 2

sesizolasyon

Duvar Panelleri ve Panel Siding

Poliüretan izolasyonlu Duvar Panelleri, cephe kaplamasının yanısıra, bölme duvar ve asma tavan olarak da kullanılır, Düşey veya yatay olarak döşenebilir. Birleşim detayı gizli vidalıdır, paneli taşıyıcı sisteme tespit eden vidalar görünmez.

Dış cephe Mantolama

Dünya üzerindeki birincil enerji kaynaklarının hızla tükenmesi üzerine gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm ülkeler enerji ihtiyaçlarını kontrol altına alma ve enerjiyi etkin kullanma yöntemleri geliştirmişlerdir. Ülkemizde de; başta sanayi ve konut sektörlerinde olmak üzere, enerji tüketimleri her geçen yıl artmaktadır. Konutlarda kullanılan enerjinin büyük bir kısmı ısıtma ve soğutma amaçlı olarak tüketilmektedir. Söz konusu bu enerjinin; etkin kullanılması, ısı yalıtımı ile sağlanabilir.

Bina zarfı, binanın iç ortamını dış ortamdan ayıran yapı elemanlarını kapsar. Duvarlar,kapılar, pencereler, döşeme, tavan ve çatı, bina zarfını oluşturur. Sağlıklı yaşam koşullarının yaratılması, yakıt tüketimlerini azaltarak; kullanıcının düşük yakıt masrafları ile sistemini işletmesinin ve dolayısıyla hava kirliliğinin azaltılmasının sağlanması, binanın iç ve dış etkenlerden korunarak ömrünün uzatılması amacıyla; yapı bileşenleri üzerinden, farklı sıcaklıktaki iki ortam (dış hava – yaşanan mahaller) arasındaki ısı geçişini azaltmak için yapılan işlemlere ısı yalıtımı denir.İşleriiz için fiyat alın.

Mantolama nasıl yapılır

Dış Cephe Isı İzolasyonu

Mantolama Nasıl Yapılır

1- Levha kalınlığına uygun ölçüde subasman profili, ilk kat döşeme seviyesinin 20cm alt kısmına dubel ile tesbit edilir.
2- Yapıştırma harcı levha yüzeyinin tümüne kenarları boyunca sürekli, orta kısımlara noktasal olarak sürülür. Yapıştırıcının levhaların arasına en az %40 oranında temas etmiş olmalıdır.
3- Eğri olmayan çok düzgün cephelerde 10×10 mm ölçülerinde taraklı mala ile uygulama yapılabilir. Yapıştırma harcı levha yüzeyinin tümüne taraklı mala ile sürekli bir şekilde sürülür.
4- Yapıştırma harcı uygulanmış levhalar, subasman profiline oturtularak levhalar arasında boşluk kalmayacak ve binilerin sıkıca birleştirilecek şekilde hafifçe kaydırılıp duvara yapıştırılır.
5- Yapıştırma işleminden 24 saat sonra, yapının yüksekliği ve yüzey özelliklerine göre tarif edilmiş derinlikte ve sayıda dubelleme yapılır.
6- Dubelleme işleminden sonra kapı, pencere ve bina köşelerine, düzgün ve dayanıklı bir köşe oluşturmak için ebatlarına uygun ölçülerde alüminyum veya kendinden fileli köşe profilleri yerleştirilir.
7-8- Köşe profillerinden sonra, ilk kat sıva çelik mala ile uygulanır ve taraklı mala ile homojen bir kalınlık elde edilir.
9- İlk kat sıvayı takiben, alkalilere dayanıklı donatı filesi ilk kat sıvanın üzerine hafifçe gömülerek yatay ve düşey yerleştirilir.
10-11- İlk kat sıvanın hafifçe suyunu atmasından sonra ikinci kat sıva yapılır
12- İkinci kat sıvanın tamamen kurumasını müteakip (en az 24 saat) astar boya uygulaması yapılır.
13- Son kat dış cephe kaplaması olarak silikonlu veya akrilik esaslı boya veya dekoratif kaplama mala veya rulo ile uygulanır.
– Isı, farklı sıcaklıklara sahip ortamlarda daima sıcaktan – soğuğa doğru geçerek bir denge oluşturma eğilimindedir. Yapı elemanlarını meydana getiren malzemeler, söz konusu ısı geçişine, ısı iltkenlik katsayılarına bağlı olarak bir direnç gösterirler. Yani; en genel anlamda ısı yalıtımı, ısı geçişini azaltan bir dirençtir.
Isı yalıtım malzemeleri ise; farklı sıcaklıklardaki ortamlar arasında ısı yalıtımı amacıyla kullanılan, ısı iletkenlik katsayıları 0,065 W/mK’den küçük olan malzemelerdir.

Yapılarda ısı yalıtım amacıyla yaygın olarak, polistren (XPS, EPS), poliüretan gibi sentetik esaslı köpükler ve camyünü, taşyünü gibi mineral lif esaslı ısı yalıtım malzemeleri kullanılmaktadır. Isı yalıtımının bina ve ısıtma sistemi başta olmak üzere, ülke ekonomisi ve çevre gibi çeşitli konularda pek çok olumlu etkisi mevcuttur.
– Ancak; mantolama, binaların dış yalıtımı konusunda en etkin çözüm olarak öne çıkmaktadır.Mantolama uygulamasının, diğer ısı yalıtım uygulamalarına göre avantajlarıda çok fazladır.
– Bina dış cephelerinde neredeyse %50 oranında yüzey teşkil eden ısı köprülerini (kolonlar ve kirişler) ortadan kaldırır. Böylece binalarımızda enerji tasarrufu sağlandığı için daha az enerji ile istenilen konfora ulaşılmasını olanaklı kılar. Bunun doğal sonucu ise hava kirliliğindeki azalma olacaktır.
– Bu sistemin bir diğer avantajı da yapı bileşenlerinin yüzey sıcaklıklarının belirli bir düzeyin altına düşmesi halinde, ortamdaki su buharının yoğunlaşarak yüzeyde veya iç katmanlarda oluşturduğu terleme ve yoğuşmayı (rutubet) ortadan kaldırmasıdır.
– Mantolama sistemi, Binalarımızı atmosferik şartlara karşı koruduğu gibi; farklı hava şartlarında oluşabilecek genleşme ve büzülme gibi yapı bileşenlerinde meydana gelen fiziksel değişimleri önlemektedir. Duvar iç gerilmeleri ve yapı hasarlarının önlenmesiyle binaların daha güvenli ve uzun ömürlü olmasını sağlamaktadır. Dıştan yalıtım yapıya yeterli bir ısı depolama yeteneği sağlar. Bu durum yaz kış binanın iç mekan sıcaklığının dengede tutulmasına yardımcı olur.

1-Isı yalıtımı nedir?

Binalarımız kışın soğur, yazın ise ısınır. Kışın kömür, doğalgaz gibi yakıtlar kullanarak evimizi soğumaması için ısıtır; yazın ise ısınan evimizi klimalarla soğuturuz.

Isı yalıtımı, kışın ısınmak yazın da serinlemek için harcadığımız enerjiyi azaltmak ve daha rahat ortamlarda yaşamak amacıyla binaların dış cephe duvarları, cam ve doğramaları, çatıları, döşemeleri ve tesisatlarında, ısı geçişini azaltan önlemler almaktır.

2- Isı yalıtımının faydaları nelerdir?

Yönetmeliklere uygun yapılacak ısı yalıtımı, ısınma veya serinleme amacıyla yaptığımız harcamalardan ortalama % 50 tasarruf ederek yazın serin kalmaya kışın daha iyi ısınmaya imkan sağlar. Dengeli oda sıcaklıkları yaratarak konforlu ve sağlıklı mekanlar oluşturur. Evlerde küflenme, siyah leke ve mantar oluşmasına neden olan yoğuşmayı (terlemeyi) önler. Isı yalıtımıyla ayrıca yakıt tüketimi ve dolayısıyla atık gazlar azaltılarak çevrenin korunmasına katkıda bulunulur.

3- Isı yalıtımı binanın nerelerine yapılır?

Isı yalıtımı
– Binaların çatı ve duvarlarına
– Toprak temaslı mahallere
– Katları ayıran döşemelere
– Tesisat boruları ve havalandırma kanallarına
– Garaj, depo gibi ısıtılmayan bölümlere bakan duvarlara yapılır.

Ayrıca özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılarak kışın pencerelerden oluşan ısı kayıpları azaltılır, yazın binaya güneş ısısı girişi sınırlanır.

4- Isı yalıtımı nasıl yapılır?

Isı yalıtımı evlerimizin çatı, döşeme ve dışa bakan tüm duvarlarına ısı geçirmeyen malzeme uygulanmasıyla yapılır. Pencerelerde de özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır. Isı yalıtımı binaların içinden veya dışından uygulanabilir. Isı yalıtımının önemli bir unsuru da tesisatların yalıtılmasıdır.

5- Isı yalıtımının maliyeti nedir?

Isı yalıtımının binanın yapım aşamasındaki maliyeti, bina maliyetinin % 2’si ile 5’i arasındadır. İnşaat aşamasında ısı yalıtımı yapılmış bir binada; düşük kapasiteli kazan, klima, küçük radyatör ve tesisat kullanılacağı için yatırım ve işletme maliyeti de azalacaktır. Isı yalıtımı için yapacağınız harcamalar, sağlanan enerji tasarrufu ile 2-5 yıl içinde kendini geri öder.

6- Isı yalıtımı ne kadar sürede yapılır?

Binalarda yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları için gereken süre; yapının ihtiyaçları, büyüklüğü ve yalıtım uygulamasında çalışacak kişi sayısıyla ilişkili olarak belirlenir. Genel olarak ısı yalıtımı uygulamaları, orta büyüklükteki bir bina için 1-4 haftalık zaman zarfında tamamlanır. Dıştan yapılan yalıtım uygulamalarının aşırı soğuk ve yağışlı günlerde yapılamadığı unutulmamalıdır.

7- Isı yalıtımının Türkiye’ye yararları nelerdir?

Hesaplamalar, tüm konutların standart ve yönetmeliklere uygun olarak yalıtılması durumunda, ülkemizin yılda yaklaşık 3 milyar dolar tasarruf yapacağını göstermiştir. Ekonominin canlanması, istihdamın artması, üretim ve uygulama ile birlikte artacak vergi gelirleri diğer önemli faydalar arasındadır.

Bu tasarrufun eğitim, sağlık vb. zorunlu ihtiyaçlarımıza aktarılacağını göz önüne aldığımızda, yalıtımın toplumsal refahımız için de önemli katkılarının olacağı bir gerçektir.

8- Isı yalıtımının dünyaya katkıları nelerdir?

Isı yalıtımı, binaların daha az yakıtla ısıtılmasını sağlayacağından atmosfere yayılan karbondioksit (CO2), kükürt dioksit (SO2) ve diğer gazlar azalır. Böylece atmosferde oluşan sera etkisi, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunulur. Dünyanın ısınması kutuplardaki buzulların erimesine ve iklim değişikliklerine yol açmakta; buna bağlı olarak doğal hayat giderek yok olmaktadır.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

YANLIŞ: Binamız dışarıdan su alıyor, yüzeye sıva veya zift sürerek kalıcı bir
çözüm elde edebiliriz.
DOĞRU: Öncelikle duvarınızda su bulunmasına neden olan etkenlerin araştırılması ve bunlara karşı önlem alınması gerekir. Isı yalıtımı olmamasından kaynaklanan bir durumda, içten veya dıştan ısı yalıtımı yapılarak sorun çözülmeli. Özellikle yağışlı günlerde dışarıdan su sızması söz konusu ise yapınızdaki çatlaklar veya boşluklar, su sızdırmaz malzemeler kullanılarak tamir edilmelidir.

YANLIŞ: Sürülerek uygulanan ısı yalıtım malzemesi vardır.
DOĞRU: Boya ve benzer malzemelerle ısı yalıtımı yapılamaz. Isı yalıtımı, ısı iletkenlik katsayısı düşük, belli bir kalınlığı olan malzemeler ile yapılır. Kalınlık arttıkça ısı yalıtım miktarı artar. Sıva ve boya tabakaları ısı yalıtımı yapmaz.

YANLIŞ: Sıcak bir bölgede yaşıyoruz. Isı yalıtımı yaptırmamıza gerek yok.
DOĞRU: Isı yalıtımı kışın ısınmak, yazın serinlemek için harcadığımız enerji ve yakıttan tasarruf sağlar. Bir binanın soğutulması, ısıtılmasından daha fazla enerji gerektirdiği için sıcak iklim bölgelerinde de mutlaka ısı yalıtımı yapılmalıdır.

YANLIŞ: Binamızın duvarları gaz beton ile örülmüştür. Ayrıca ısı yalıtımı yaptırmamıza gerek yoktur.
DOĞRU: Gaz beton bir yapı malzemesi olup ısı yalıtım malzemesi değildir. Yapı hangi malzemeden yapılmış olursa olsun kolon ve kirişler dahil olmak üzere tüm cepheler, çatı ve taban mutlaka ısı yalıtım malzemeleri ile yalıtılmalı ve pencerelerde özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır.

YANLIŞ: Binamız özellikle kuzey tarafından soğuk alıyor. Sadece kuzey cephesine yalıtım yaptırmamız yeterli olacaktır.
DOĞRU: Sadece tek cephede yapılan yalıtım, ısı köprüleri oluşturur. Yalıtımın yapılmadığı diğer cephelerde problemler devam edecektir. Bu nedenle tüm yapı bileşenlerinde (çatı, duvar, döşeme, çıkma, cam ve doğrama) yalıtım yapılmalıdır.

YANLIŞ: Isı yalıtımını kendi başıma ya da tanıdık ustalar vasıtasıyla uygulayabilirim.
DOĞRU: Binanız mutlaka uzmanlarca incelenmeli ve sorununuzun çözümüne yönelik olarak yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları, konusunda bilgi birikimi olan yalıtım
firmalarınca yapılmalıdır.

YANLIŞ: Dış cepheme cam mozaik, PVC, alüminyum vb. kaplama malzemeleri yaptırırsam ısı yalıtımı yaptırmama gerek kalmaz.
DOĞRU: Kaplama malzemeleri ısı yalıtımı yapmazlar. Bu malzemelerin işlevleri ile ısı yalıtımını karıştırmamak gerekir.

Yapıların uzun yıllar boyunca değerini koruması ancak, yapı iyi tasarlanmışsa, iç ve dış etkenlerden doğru biçimde korunmuşsa gerçekleşebilir. Yapıların iç ve dış etkenlerden doğru biçimde korunması; yalıtım ile sağlanabilir. Yalıtım sistemlerinin esas amacı; yapı bileşenleri ve taşıyıcı sistemi dış etkenlerden koruyarak; kullanım amacına uygun sağlık ve konfor şartlarının yapı içerisinde hüküm sürmesini sağlamaktır. Bina içerisinde konforlu yaşam koşullarının oluşturulması insan sağlığı için ne kadar önemli ise yapının dış etkenlere karşı korunması da; içerisinde yaşadığımız, sağlam ve uzun ömürlü olmasını beklediğimiz yapılar için aynı öneme sahiptir.

1. Binalarda Isı Yalıtımı

Dünya üzerindeki birincil enerji kaynaklarının hızla tükenmesi üzerine gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm ülkeler enerji ihtiyaçlarını kontrol altına alma ve enerjiyi etkin kullanma yöntemleri geliştirmişlerdir.Ülkemizde de; başta sanayi ve konut sektörlerinde olmak üzere, enerji tüketimleri her geçen yıl artmaktadır. Konutlarda kullanılan enerjinin büyük bir kısmı ısıtma ve soğutma amaçlı olarak tüketilmektedir. Söz konusu bu enerjinin; etkin kullanılması, ısı yalıtımı ile sağlanabilir. Bina zarfı, binanın iç ortamını dış ortamdan ayıran yapı elemanlarını kapsar. Duvarlar, pencereler, kapılar, döşeme, tavan ve çatı, bina zarfını oluşturur. Sağlıklı yaşam koşullarının yaratılması, yakıt tüketimlerini azaltarak; kullanıcının düşük yakıt masrafları ile sistemini işletmesinin ve dolayısıyla hava kirliliğinin azaltılmasının sağlanması, binanın iç ve dış etkenlerden korunarak ömrünün uzatılması amacıyla; yapı bileşenleri üzerinden, farklı sıcaklıktaki iki ortam (dış hava – yaşanan mahaller) arasındaki ısı geçişini azaltmak için yapılan işlemlere ısı yalıtımı denir.

1.1. Duvarlar: Enerji verimliliği için ısı kaybeden duvarlara ısı yalıtımı yapılmalıdır. Duvarlarda yalıtım içten (duvarın iç yüzünden) veya dıştan (duvarın dış yüzünden) yapılabilir. Bunun için çeşitli ısı yalıtım malzemeleri ve detayları uygulanabilir.

1.2. Pencereler: Pencerelerde ısı kaybı açısından en önemli özellik, ısı geçirgenlik katsayılarıdır. (U değeri). Binalarda kullanılacak pencerelerin ısı geçirgenlik katsayıları TS 825’e uygun olmalıdır. Pencereler, kış mevsiminde güneşin mahal içerisine girişini arttırmalı, yaz mevsiminde azaltmalıdır. Bunun için pencere sistemlerinde çift camlar, low-e kaplı çift camlar, güneş kontrol kaplamalı camlar ile yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır.

1.3. Tavan/çatı ve döşemeler: Binalarda duvarlar ve pencerelerden sonra en fazla ısı kaybı/kazancı olan bölümler, tavan/çatı ve döşemelerdir. Bu bölümlere de ısı yalıtımı yapılmalıdır. Bunun için çeşitli ısı yalıtım malzemeleri ve detayları uygulanabilir.

Isı yalıtım malzemeleri; ısı kayıp ve kazançlarının azaltılmasında kullanılan sadece minimum kalınlıkta yalıtım sağlamak amacıyla üretilmiş yüksek ısıl dirence sahip özel ürünlerdir. Isı yalıtım malzemelerinin en temel özelliği ısı iletim katsayılarının düşük olmasıdır. Aşağıda binalarda kullanılan ısı yalıtım malzemeleri ve bu malzemelerin ürün standartları verilmiştir.

Binalarda ısı yalıtımı uygulanması ile;

• Çatı, duvar ve döşemelerde tekniğine uygun ısı yalıtımı malzemeleri kullanılması ile ısıtma ve soğutma amaçlı tüketilen yakıt miktarının azalması,
• Hava kirliliği azalması,
• Sağlıklı ve konforlu bir ortam oluşması sonucunda sağlık giderlerinin azalması,
• Yapı bileşenlerinin yoğuşma sonucu korozyona uğraması önlenerek binanın korunması sağlanır.

1-Isı yalıtımı nedir?

Binalarımız kışın soğur, yazın ise ısınır. Kışın kömür, doğalgaz gibi yakıtlar kullanarak evimizi soğumaması için ısıtır; yazın ise ısınan evimizi klimalarla soğuturuz.

Isı yalıtımı, kışın ısınmak yazın da serinlemek için harcadığımız enerjiyi azaltmak ve daha rahat ortamlarda yaşamak amacıyla binaların dış cephe duvarları, cam ve doğramaları, çatıları, döşemeleri ve tesisatlarında, ısı geçişini azaltan önlemler almaktır.

2- Isı yalıtımının faydaları nelerdir?

Yönetmeliklere uygun yapılacak ısı yalıtımı, ısınma veya serinleme amacıyla yaptığımız harcamalardan ortalama % 50 tasarruf ederek yazın serin kalmaya kışın daha iyi ısınmaya imkan sağlar. Dengeli oda sıcaklıkları yaratarak konforlu ve sağlıklı mekanlar oluşturur. Evlerde küflenme, siyah leke ve mantar oluşmasına neden olan yoğuşmayı (terlemeyi) önler. Isı yalıtımıyla ayrıca yakıt tüketimi ve dolayısıyla atık gazlar azaltılarak çevrenin korunmasına katkıda bulunulur.

3- Isı yalıtımı binanın nerelerine yapılır?

Isı yalıtımı
– Binaların çatı ve duvarlarına
– Toprak temaslı mahallere
– Katları ayıran döşemelere
– Tesisat boruları ve havalandırma kanallarına
– Garaj, depo gibi ısıtılmayan bölümlere bakan duvarlara yapılır.

Ayrıca özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılarak kışın pencerelerden oluşan ısı kayıpları azaltılır, yazın binaya güneş ısısı girişi sınırlanır.

4- Isı yalıtımı nasıl yapılır?

Isı yalıtımı evlerimizin çatı, döşeme ve dışa bakan tüm duvarlarına ısı geçirmeyen malzeme uygulanmasıyla yapılır. Pencerelerde de özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır. Isı yalıtımı binaların içinden veya dışından uygulanabilir. Isı yalıtımının önemli bir unsuru da tesisatların yalıtılmasıdır.

5- Isı yalıtımının maliyeti nedir?

Isı yalıtımının binanın yapım aşamasındaki maliyeti, bina maliyetinin % 2’si ile 5’i arasındadır. İnşaat aşamasında ısı yalıtımı yapılmış bir binada; düşük kapasiteli kazan, klima, küçük radyatör ve tesisat kullanılacağı için yatırım ve işletme maliyeti de azalacaktır. Isı yalıtımı için yapacağınız harcamalar, sağlanan enerji tasarrufu ile 2-5 yıl içinde kendini geri öder.

6- Isı yalıtımı ne kadar sürede yapılır?

Binalarda yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları için gereken süre; yapının ihtiyaçları, büyüklüğü ve yalıtım uygulamasında çalışacak kişi sayısıyla ilişkili olarak belirlenir. Genel olarak ısı yalıtımı uygulamaları, orta büyüklükteki bir bina için 1-4 haftalık zaman zarfında tamamlanır. Dıştan yapılan yalıtım uygulamalarının aşırı soğuk ve yağışlı günlerde yapılamadığı unutulmamalıdır.

7- Isı yalıtımının Türkiye’ye yararları nelerdir?

Hesaplamalar, tüm konutların standart ve yönetmeliklere uygun olarak yalıtılması durumunda, ülkemizin yılda yaklaşık 3 milyar dolar tasarruf yapacağını göstermiştir. Ekonominin canlanması, istihdamın artması, üretim ve uygulama ile birlikte artacak vergi gelirleri diğer önemli faydalar arasındadır.

Bu tasarrufun eğitim, sağlık vb. zorunlu ihtiyaçlarımıza aktarılacağını göz önüne aldığımızda, yalıtımın toplumsal refahımız için de önemli katkılarının olacağı bir gerçektir.

8- Isı yalıtımının dünyaya katkıları nelerdir?

Isı yalıtımı, binaların daha az yakıtla ısıtılmasını sağlayacağından atmosfere yayılan karbondioksit (CO2), kükürtdioksit (SO2) ve diğer gazlar azalır. Böylece atmosferde oluşan sera etkisi, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunulur. Dünyanın ısınması kutuplardaki buzulların erimesine ve iklim değişikliklerine yol açmakta; buna bağlı olarak doğal hayat giderek yok olmaktadır.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

YANLIŞ: Binamız dışarıdan su alıyor, yüzeye sıva veya zift sürerek kalıcı bir
çözüm elde edebiliriz.
DOĞRU: Öncelikle duvarınızda su bulunmasına neden olan etkenlerin araştırılması ve bunlara karşı önlem alınması gerekir. Isı yalıtımı olmamasından kaynaklanan bir durumda, içten veya dıştan ısı yalıtımı yapılarak sorun çözülmeli. Özellikle yağışlı günlerde dışarıdan su sızması söz konusu ise yapınızdaki çatlaklar veya boşluklar, su sızdırmaz malzemeler kullanılarak tamir edilmelidir.

YANLIŞ: Sürülerek uygulanan ısı yalıtım malzemesi vardır.
DOĞRU: Boya ve benzer malzemelerle ısı yalıtımı yapılamaz. Isı yalıtımı, ısı iletkenlik katsayısı düşük, belli bir kalınlığı olan malzemeler ile yapılır. Kalınlık arttıkça ısı yalıtım miktarı artar. Sıva ve boya tabakaları ısı yalıtımı yapmaz.

YANLIŞ: Sıcak bir bölgede yaşıyoruz. Isı yalıtımı yaptırmamıza gerek yok.
DOĞRU: Isı yalıtımı kışın ısınmak, yazın serinlemek için harcadığımız enerji ve yakıttan tasarruf sağlar. Bir binanın soğutulması, ısıtılmasından daha fazla enerji gerektirdiği için sıcak iklim bölgelerinde de mutlaka ısı yalıtımı yapılmalıdır.

YANLIŞ: Binamızın duvarları gaz beton ile örülmüştür. Ayrıca ısı yalıtımı yaptırmamıza gerek yoktur.
DOĞRU: Gaz beton bir yapı malzemesi olup ısı yalıtım malzemesi değildir. Yapı hangi malzemeden yapılmış olursa olsun kolon ve kirişler dahil olmak üzere tüm cepheler, çatı ve taban mutlaka ısı yalıtım malzemeleri ile yalıtılmalı ve pencerelerde özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır.

YANLIŞ: Binamız özellikle kuzey tarafından soğuk alıyor. Sadece kuzey cephesine yalıtım yaptırmamız yeterli olacaktır.
DOĞRU: Sadece tek cephede yapılan yalıtım, ısı köprüleri oluşturur. Yalıtımın yapılmadığı diğer cephelerde problemler devam edecektir. Bu nedenle tüm yapı bileşenlerinde (çatı, duvar, döşeme, çıkma, cam ve doğrama) yalıtım yapılmalıdır.

YANLIŞ: Isı yalıtımını kendi başıma ya da tanıdık ustalar vasıtasıyla uygulayabilirim.
DOĞRU: Binanız mutlaka uzmanlarca incelenmeli ve sorununuzun çözümüne yönelik olarak yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları, konusunda bilgi birikimi olan yalıtım
firmalarınca yapılmalıdır. Bu firmalara ayyıldız yapı aracılığı ile ulaşabilirsiniz.

YANLIŞ: Dış cepheme cam mozaik, PVC, alüminyum vb. kaplama malzemeleri yaptırırsam ısı yalıtımı yaptırmama gerek kalmaz.
DOĞRU: Kaplama malzemeleri ısı yalıtımı yapmazlar. Bu malzemelerin işlevleri ile ısı yalıtımını karıştırmamak gerekir.

Duvarlarda Isı Yalıtımı

Duvarlarda yapılacak ısı yalıtımı için malzeme seçimi ve seçilen malzemenin kalınlığı en önemli iki faktördür. Seçilecek olan malzemenin bünyesine kesinlikle su almaması, buhar difüzyon direncinin yüksek oluşu, üzerine doğrudan sıva uygulanabilirliği, basınç ve darbeye karşı dayanımın yüksek olması ve ısı iletim katsayısının çok düşük olması gerekmektedir. Ayrıca, ısı yalıtım kalınlığı seçilirken yoğuşma sorununun önlenmesi için gerekli hesapların mutlaka yapılması gerekir.

Duvarlarda ısı yalıtımı temel prensipleri ise şunlardır.

— Duvarlarda dışardan ısı yalıtım tercih edilmelidir. Böylece hem kagir duvar malzemesinin ısı depolama kapasitesinden yararlanılır hem de ağır kütlenin yüksek sıcaklıkta kalması nedeniyle duvar iç yüzeyi ile birlikte duvar kesiti içinde de yoğuşma riski azalır,

— Kısa sürede ısıtmanın söz konusu olduğu yerlerde içten yalıtım tercih edilmelidir,

— Isı yalıtım malzemesi sudan etkilenmeyecek şekilde kapalı gözenekli ve yeterli basınç dayanımlı olmalıdır.

— Isıtılmayan bodrumların dış duvarlarında ısı yalıtım malzemesi, zeminden itibaren yer altı don seviyesi kadar, ısıtılan bodrumlarda ise temele kadar indirilir,

— Bodrum iç duvarlarında su yalıtımı var ise, ısı yalıtımı bunun üzerine konur. Isı yalıtım malzemesinin dış basınca karşı 1/2 tuğla kalınlıkta bir duvar veya özel koruma levhalarıyla korunmalıdır,

— Isı yalıtım malzemesinin cepheye kaplanması, cepheye dikine istikamette aralıklı tutturulmuşlatalar arasına da yapılabilir. Lata aralıkları yalıtım malzemesi genişliği ile uyumlu olmalıdır. Lataların duvara tutturulmaları, duvara daha önce çimento harcı ile özel yerleştirilmiş takozlarla olabilecği gibi B.A. elemanlara dübel ile de yapılabilir,

— Dış duvarda ısı yalıtım değeri yüksek olan bloklarla duvar örülüp üzerine sıva yapıldığında, döşeme alnı ile kolon ve kiriş yüzeyleri ısı köprüsü oluşturacaktır. Bu bakımdan söz konusu yüzeylerin yalıtılması gerekir. Yapılacak yalıtımın duvarla aynı hizaya gelmesi için de duvar yalıtım kalınlığı kadar dışarıya çıkarılır. Bu çıkmadan dolayı duvarda stabilite sorunu olmaması için duvar kalınlığı çıkma miktarı kadar artırılır,

— Isı yalıtım malzemesi ve kagir malzemenin duvar cephesinde birlikte kullanılmasından dolayı sıva sorunları çıkacaktır. Bunu bertaraf etmek için yalıtım yüzeyleri rabitz tel veya sıva filesi ile kaplanıp üzerine özel çimento esaslı sıva yapılmalıdır,

— Duvar yüzeyinde ıslanma ve yoğuşmanın olduğu nemli iklim bölgelerinde ve özellikle kuzeye bakan cephelerde havalandırmalı duvar yapılmalıdır. Isı yalıtım malzemesinin kalınlığının hesaplanmasında hava tabakası da göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, iç mekandaki su buharı da hava tabakası yoluyla dışarı atılır. Hava sirkülasyonunun sağlanması için tuğla örgüde döşeme ve tavan hizasında bazı düşey derzler boş bırakılır.

Duvarlarda ısı yalıtım uygulamaları üç şekilde olmaktadır. Bunlar, dıştan, ortadan ve içten ısı yalıtımıdır. Aşağıda bu uygulamalar kısaca açıklanmaya çalışılmıştır.

1-Dıştan Isı Yalıtımı

Isı yalıtımı, binayı çevreleyen kabuk yani dış duvarın dış yüzeyine uygulanır. Bina dış kabuğunu ısıl gerilimlerden koruyarak bina ömrünü uzatır ve ısıtma sistemi kapatıldıktan sonra özellikle konutlarda konfor şartlarının devamını sağlar.

Oturulmakta olan binalarda dış duvarlara iç taraftan ısı yalıtımı yapılması daha kolay ve ekonomiktir. Radyatör arkalarına yansıtıcılı ısı yalıtım levhaları konularak yaklaşık %5 yakıt tasarrufu sağlanabilir.

Kolonlar Arası Duvar

Bina taşıyıcı iskeletini oluşturan dış kolon ve kirişlerin arasına duvarların yerleştirilmesi uygulama açısından kolaylık sağlamakla birlikte, önlem alınmaması durumunda fazla ısı köprüsü oluşması nedeniyle yetersiz bir çözümdür.

Havalandırmasız Duvar

Duvar gövdesi veya ısı yalıtımı üzerine boşluk bırakmadan doğrudan dış kaplama uygulaması havalandırmasız duvar olarak tanımlanabilir. Bu durumda geride sızıntı veya yoğuşma suyu uzaklaştırılacak veya kurumasını sağlayacak bir hava boşluğu bulunmaması nedeniyle, en dış katmanın tümüyle su geçirimsiz olması beklenir. Ayrıca, yoğuşmanın oluşmasını da engellemek gerekmektedir.

Isı Yalıtımsız Duvar

Kalınlığı ve katmanları açısından duvarın, su yalıtım özelliklerinin yeterli olmasının yanında taşıyıcı sistemin de aynı düzeyde yeterli olması gerekmektedir. Bu yönden dış kiriş ve kolonlar ısı köprüsü oluşturmakta ve yoğuşmaya neden olmaktadır.

Kiriş Isı Yalıtımlı Duvar

Duvar gövdesi kendisinin ısı yalıtımı açısından yeterli olması durumunda yalnızca taşıyıcı elemanların dış yüzeyine yalıtım uygulamasıyla yetinmek mümkündür. Duvarın kiriş kenarından ısı yalıtımı kadar dışa taşırılmasıyla yapılır. Duvar kaplaması ve taşıyıcı eleman yalıtım malzemesi arasındaki derz üzerinde sıva donatısı kullanılması çatlakların önlenmesi açısından gereklidir.

Tam Isı Yalıtımlı Duvar

Isı köprüleri bu çözüm yoluyla tümüyle giderilir. Aynı zamanda duvar kalınlığı azaltılmış ve ısı depolama kapasitesinden yararlanılmış olur. Diğer taraftan kat kullanım alanı artar.

Havalandırmalı Duvar

Dış kaplamadan sızan yağış suları ile içeriden oluşan su buharının yoğuşması sonucu oluşan suların uzaklaştırılması, duvar içinde sürekli bir boşluk oluşturularak gerçekleştirilebilir. Duvarın tepesinde ve dibinde bırakılacak aralıklar veya delikler su çıkışını ve hava girişini sağlar. Bu boşluk aynı zamanda sıcak bölgelerde gölgeleme işlevini de yüklenebilir. Isı yalıtımı açısından boşluk içinde bir ısı yalıtım katmanı da bulunmalıdır.

Yığma Dış Kaplamalı Duvar

Her kat düzeyinde yatay çelik profiller yardımıyla taşınabilen cephe tuğlası gibi kagir kaplamalar belli aralıklarla plastik veya metal kenetlerle ısı yalıtımının arasından iç duvar örgüsü ile birleştirilebilir. Yine her kattaki en alt ve üst örgü sırasında su boşaltma ve havalandırma amacıyla tuğlalar arasında boş düşey derzler bırakılır.

Izgaralı veya Profilli Levha Kaplama Duvar

Taşıyıcı sistem önüne yerleştirilen bir cephe ızgarası üzerine kaplama yapılabilir veya trapez/ondüle levhalar kaplama olarak kullanılabilir. Isı yalıtımı ızgaranın dikme veya kayıtları arasında yer alır. Böylece cephe kalınlığı ile birlikte ağırlığı da yığma kaplamaya göre azalmış olur.

Dış Kaplamalı Isı Yalıtımlı Duvar

Önceki çözümlerden farklı olarak burada ısı yalıtımı dış kaplamaya bitişik ve hava boşluğunun dış tarafında bulunur. Sıcak bölgelerde boşluktaki havanın kaplama yoluyla ısınmasını engelleyerek serinlemeyi sağlama amaçlanır.

Kolonlar Önü Duvar

Kolonların duvar arasında kalarak ısı köprüsü oluşturmasını önlemek üzere, döşeme kenarı kirişten sonra dışa doğru uzatılarak, duvarlar kolonların önüne yerleştirilebilir. Böylece, yalnızca yatay doğrultuda söz konusu döşeme uzantısının alnı ısı köprüsü durumunda kalır. Buna karşılık duvarlarla geride kalan kolonlar arasında kenetler yardımıyla yanal yükler açısından bağlantı sağlanmalıdır. Ayrıca belli aralıklarla duvarda hareket imkanı sağlayan düşey derzler bırakılmalıdır. Aşağıdaki çözümler ayrıca havalandırmalı olarak da düzenlenebilir.

Isı Yalıtımsız Duvar

Isı köprüsünün alanı cephe üzerinde en aza indirgenmiş olması nedeniyle soğuk bölgeler dışında ek yalıtıma ihtiyaç duyulmayabilir.

Kenar Isı Yalıtımlı Duvar

Döşeme uzantısının alnına ısı yalıtımı yerleştirilmesiyle tüm ısı köprüleri giderilmiş olur. Duvar, daha önce olduğu gibi ısı yalıtım katmanı kalınlığı kadar döşeme kenarından dışa çekilir.

Tam Isı Yalıtımlı Duvar

Yukarıda açıklanan her iki çözümün birleştirilmesiyle yeni bir çözüm elde edilir. Böylece tam duvar kalınlığı azaltılmış hem de ısı köprüleri ortadan kalkmıştır.

2-Dış Duvarlarda Ortadan Isı Yalıtımı

İki masif yapı kabuğu ve bunların arasında yer alan ısı yalıtım katmanının oluşturduğu çift kabuk dış duvar sistemi “ortadan ısı yalıtımlı dış duvar” olarak adlandırılabilir. Ortadan ısı yalıtımlı dış duvarlar iki değişik şekilde uygulanabilir. Bunlar, birbirinden düşey hareketli bir hava katmanıyla ayrılmış iki masif duvar ve ısı yalıtım tabakasından oluşan çift kabuk dış duvar sistemi (havalandırmalı-Soğuk) ve iki masif duvar ve ısı yalıtım tabakasından oluşan, hava boşluğu içermeyen çift kabuk bir duvar sistemidir (Havalandırmasız-Soğuk).

Havalandırmasız dış duvarlarda, sistemi oluşturan tüm malzeme katmanlarına ait nemsel ve ısıl dirençler birbiri arkasından kesintisiz sıralanmaktadır. Bu tür dış duvarlarda rüzgar etkisi altındaki yağmur suyu geçirimli dış kabuk ve derzler yoluyla konstrüksiyona girebilir. Bu su, hem don hasarına ve hem de dış kabuğun iç yüzeyi ile temas halinde olan ısı yalıtım malzemesinin nemlenmesine neden olabilir. Isıl konfor şartları sağlanmış bu duvarlarda soğuk dönemde iç kabuk sıcak, don bölgesinde bulunan dış kabuk ise soğuktur. İç kabuk yavaş, dış kabuk ise hızla soğur. Çiğ noktası ısı yalıtım tabakasının içindedir. Sıcak dönemde ise dış kabuk çok hızla ısınır. Taşıyıcı nitelikteki iç kabuk dış kabuk tarafından korunduğu için yüksek sıcaklıkların etkisi altında değildir. Sıcak dönemde ısı akımına paralel olarak gelişen buhar akımı sonucu, su buharı ısı yalıtım tabakasında yoğuşur, yoğuşma genellikle düzlemseldir. Taşıyıcı duvar yıllık sıcaklık farkı nedeni ile çok az genleşir. Dış kabuk, yüksek ısı genleşmelerinin etkisi altındadır ve iç kabuğun ısı depolama yeteneği yüksektir.

Havalandırmalı sistemde dış kabuk için kullanılacak masif yapı taşlarının don etkisine dayanıklı olması ve su geçirmez (sıkı) nitelik taşıması, buna karşılık iyi bir kılcal emicilik gücüne sahip olması, yani iyi bir nem depolayıcı olması gerekir. Bu malzemeler, buhar kesicilik özelliği de taşıyabilir. Bu durumda, kapalı ortamdan difüzyon yoluyla gelen su buharı hareketli hava katmanına erişir erişmez buradaki hava akımı ile derhal uzaklaştırılacaktır. Havalandırmalı dış duvar sistemi, her yerde kolayca kullanılamayan en hassas ısı yalıtım malzemelerinin (örneğin: son derece düşük yoğunluktaki cam yünü vb) istenilen düzeyde ısı iletkenlik değerleri içinde ve sağlıklı olarak kullanılmasına imkan vermektedir. Burada kullanılacak ısı yalıtım malzemesinin tam anlamıyla buhar geçirgen olmasında hiç bir sakınca yoktur. Ancak, bu sistemde cam köpüğü vb difüzyon direnci yüksek ısı yalıtım malzemeleri kullanılacaksa, bunlar açık derzli olarak uygulanmalı ve iç kabuk iç yüzeyine yakın bir bölgede güçlü bir buhar kesici katman ile birlikte yer almalıdır. Ortadan ısı yalıtımlı ve havalandırmalı dış duvarlarda boşluk tabanında, olasılı yoğuşma ve kabuktan sızabilecek yağmur sularının her iki kabuğa zarar vermeden serbestçe dışarı atılmasını sağlayan bir sızdırmazlık katmanı uygulanmalı ve bu katman, hava giriş delikleri ile optimum düzeyde bağdaştırılmalıdır.

Ortadan ısı yalıtımlı ve havalandırmalı çift kabuk dış duvarlar, yağmur geçişinin önlenmesi ve yapı içindeki su buharının yoğuşmaya neden olmadan dışarı atılması yönünden uygun olan konstrüksiyonlardır. Bu sistem ısı geçirgenlik direnci yüksek, buhar geçirgenlik direnci düşük ısı yalıtım malzemeleri ile kullanılmalıdır. Yapım sırasında, hava giriş ve çıkış deliklerinin bırakılmış olması ve duvar diplerinin su geçirmezlik malzemeler ile donatılması gerekir.

Yağmur etkisi ve difüzyon tekniği açısından problemli olan ortadan ısı yalıtımlı ve havalandırmasız çift kabuk dış duvarlar pratikte çok ancak, bilinçsizce uygulanan bir detaydır. Bu sistemde yeterli performans ancak bir dizi önlem alınarak sağlanabilir. Yağmur ve su buharı etkilerine karşı nem emmeyen kapalı gözenekli sert köpük plak veya su itici nitelikteki yalıtım malzemeleri kullanılmalıdır. Nemsel etkenlere açık dış kabuğun ısı geçirme değerinin hesaplanması ve bunun ısı korunum açısından değerlendirilmesi gerekir.

Yağmur suyu etkilerine karşı duvar diplerine sağlıklı bir sudan arınım sistemi oluşturulmalı ve bu bölgeye su geçirimsiz malzeme uygulanmalıdır. Havalandırmasız duvarların farklı iç ve dış kabuk ve farklı ısı yalıtım malzemesi seçenekleri ile difüzyon kontrolü yapılmalı ve alınan sonuçlara bağlı olarak kullanım açısından bir karara varılmalıdır.

3-İçten Isı Yalıtımı

Duvarların içten yalıtılması, yoğuşma riskinin yüksek olduğu uygulamalar olup yoğuşma kontrolü yapılmalıdır. Isı yalıtımının sıcak tarafına buhar kesici uygulanmalıdır. Buhar kesici tabakanın ek yerlerinde buhar kesici bantlar ile geçirimsizlik sağlanmalı, tespit elemanları ile delinmemelidir. Isı yalıtım malzemesi sürekli olarak uygulanmalı, ısı köprüsü oluşturacak profil vb tespit elemanlarından kaçınılmalıdır. Kat döşemeleri ile birleşimlerde ısı köprüleri elimine edilecek şekilde ısı yalıtımı uygulanmalıdır. Duvar bünyesinde bulunan kolon, kiriş, hatıl vb tüm yapı elemanları dıştan ısı yalıtımı ile kaplanmalıdır. Buhar kesici tabakalar mümkünse tavan ve döşemelere döndürülmelidir. Isı yalıtım malzemesinin sıcak tarafında bulunan tabakaların, buhar difüzyon direnç katsayısı (µ) soğuk tarafta bulunanlardan 5 kat daha yüksek olması durumunda yoğuşma önlenebilir ve buhar kesiciye gerek yoktur. Yalıtım tabakası arkasında hava hareketi önlenmelidir. Kompozit yalıtımlı paneller kullanılıyorsa, tavan ve döşeme ile birleşme noktalarında panel arkalarına sürekli yapıştırıcı harç sürülmelidir. Ayrıca panel üzerinde yer alan priz vb elik çevreleri aynı şekilde kapatılmış olmalıdır. Mutfak ve banyo gibi yüksek buhar üreten hacimlerde yerlerde kaynağa yakın noktada su buharı pasif bir baca veya mekanik havalandırma ile dışarı atılması sağlanmalıdır.

İçten ısı yalıtım uygulamalarında, kat yüksekliğindeki ektrüde polistren (boşluksuz) ısı yalıtım levhaları çimento bazlı yapıştırma harcı ile duvara yapıştırıldıktan sonra ek yerlerine file bant yapıştırılıp üzerine alçı sıva uygulanarak bitirilir. Plastik çivili yalıtım dübelleri ile fiksaj yöntemi, duvar yüzeyinin uygun olmaması veya kat yüksekliğinin 3 m ‘yi aştığı durumlarda kullanılmalıdır. İçten ısı yalıtım uygulamalarında genellikle bir yoğuşma sorunu yaşanır.Bu açıdan, yoğuşma sorununun çözümlenmesi durumunda uygulanmalıdır. Diğer taraftan, dıştan ısı yalıtım uygulamalarına oranla daha ekonomik olup ısıl tutuculuk açısından da dıştan uygulananlara oranla daha düşüktür.

Bodrum ve Temel Perdelerde Isı Yalıtımı

Su yalıtımı tamamlanmış olan perde veya duvara soğuk bitüm yapıştırılarak polistren ısı yalıtım levhaları hem ısı yalıtımı yapar hem de su yalıtım katmanlarını tahriplere karşı korur.

Isıtılan Bodrum

Isıtılan bodrumlarda ise, perde, duvar ve döşemede su ve ısı yalıtımları birlikte bulunur. Özellikle soğuk bölgelerde döşemede ısı yalıtımı büyük yarar sağlar.

Isıtılmayan Bodrum

Isıtılmayan bodrumdaki ısı yalıtımı için en etkili konu, dış duvar yalıtımı ile sürekliliğin sağlanabileceği zemin kat döşemesi üst yüzüdür. Yerden ısıtma imkanı da sağlar. Bu konumdaki yüklere karşı yeterli basınç ve darbe dayanımı olmalıdır. Dış duvardaki yalıtımın en az zemin donma derinliğine kadar indirilmesi gerekir. Isı yalıtımsız bodrumların perde ve döşemelerde yalnızca su yalıtımı yapılır ve drenaj ile desteklenir.

Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri (Mantolama)

— Dışarıdan yapılacak ısı yalıtımı uygulamalarında, ısı yalıtım levhalarının yapıştırılacağı yüzeyler kir, toz, yağ, kabarmış boya, kalkmış sıva gibi tutunmada/yapışmada uygunsuzluk yaratacak zararlı etkenlerden arındırılmış ve yapıştırıcı ile yapışmayı sağlayacak pürüzlülüğe sahip olmalıdır. Eski akrilik esaslı malzeme ile kaplı yüzeylerde çimento esaslı yapıştırıcı ile iyi bir yapışma sağlamak için eski yüzey kazınmalı veya yeni akrilik yüzeylere tutunma sağlayabilecek akrilik esaslı ısı yalıtım plakası yapıştırıcısı kullanılmalıdır.

— Binalarda enerji tasarrufu elde etmek ve binanın özellikle duvar/çatı/zemin ve taşıyıcı sisteminde yoğuşmanın kontrol altına alınması için A1, A2 veya B1 yanıcılık sınıfına uygun ısı yalıtım levhalarının bir sistem bileşeni olarak, sisteme tariflenmiş uygun malzemeler ile (Isı yalıtım levhası, yapıştırıcısı, sıvası, alkali dayanımlı sıva filesi, çeşitli profiller, gerekli ise uygun mekanik sabitleştiriciler ve boya, kaplama malzemeleri ile birlikte) binaların dış cephelerinde gerçekleştirilen yalıtım uygulamalarıdır.

— Yüksek yapılarda; sistem üreticisinin tavsiyesi doğrultusunda genleşme derzleri oluşturulabilir. Polimer katkılı elastik özellikli veya fiber katkılı sıva kullanılmalıdır. Dış cephede tekstür oluşturacak ve solvent içermeyen dekoratif son kat kaplama ile uygulama bitirilir.

— Yalıtım levhaları binili yada düz kenarlı olabilir. Her iki durumda da uygulama esnasında ısı yalıtım levhalarının arasında boşluk kalmamasına, oluşacak boşlukların yalıtım levhasına uygun dolgu köpükleri veya aynı yalıtım levhasından kesilerek elde edilecek uygun kalınlıktaki kamalarla doldurulması gereklidir. Bu şekilde olası kılcal çatlakların ve ısı köprüsü oluşumunun önlenmesi mümkündür.

— İklim şartları göz önüne alınarak, gerekirse dış cephe muhafaza edilerek uygulama yapılmalıdır. Isı yalıtımı yapılması sonrasında sağlıklı sonuçlar alınması için, yapı kabuğunun tamamen kurumuş olmasına dikkat edilmesi gerekir.

— Sıcaklığın yüksek olduğu bölgelerde son kat kaplamanın rengi, duvar kesitindeki sıcaklık dağılımını etkiler. Son kat dekoratif kaplamanın rengi, ısı yalıtım malzemesinin bozulmasına müsaade etmeyecek şekilde, üreticilere danışılarak tespit edilmeli, açık renkler tercih edilmelidir.

— Mineral esaslı malzemeler kuru ve rutubetsiz bir ortamda 0°C’nin üzerinde, kapalı alanda depolanmalı, uygulamalar +5°C’nin altında ve 30°C’nin üzerinde yapılmamalıdır. Özellikle sıcak havalarda, doğrudan güneş ve rüzgar alan cephelerde uygulama yapılmamalıdır. Sıva dayanımını (çatlak ve darbe etkisine karşı) artırmak için, galvanizli paslanmaz çelik tel sıva filesi kullanılmalıdır. Tüm sıva sistemini taşıyacak olan bu donatı sisteminde;
Tel kalınlığı: 1,1 mm
Çelik sınıfı: DIN 17140
Tel yüzey işlemleri: Çinko miktarı 300–400g/m2
Kaplama kalınlığı: 50 µm. olmalıdır.

— Yüksek yapılarda veya geniş yüzeylerde genleşme derzleri oluşturulmalıdır.

— Çimento esaslı, püskürtülerek uygulanabilen, hava sürüklemeli sıva kullanılmalıdır.

— Son kat kaplama olarak çimento veya silikat esaslı boya veya kaplama malzemesi ile bitirilir.

— Uygulama esnasında ısı yalıtım levhalarının arasında boşluk kalmamasına, oluşacak boşlukların yalıtım levhasından kesilerek elde edilecek uygun kalınlıktaki kamalarla doldurulması gereklidir. Bu şekilde olası kılcal çatlakların ve ısı köprüsü oluşumunun önlenmesi mümkündür.

— Mineral esaslı sıva, boya ve/veya kaplama malzemeleri uygulandıktan sonra 2 gün boyunca nemli kalmaları sağlanmalıdır.

Kalıp İçi Uygulama İle Isı Köprülerinin Yalıtımı

Bu tür uygulamalarda özellikle yaz aylarında betonun hızla su kaybetmesini önleyerek sağlıklı priz almasını ve ısı yalıtım malzemesi ile beton arasında çok iyi tutunma oluşmasını sağlar. Bu uygulamalarda; iki yüzü pürüzlü ve kanallı %10 deformasyonda basma dayanımı en az 200kPa olan ısı yalıtım levhaları kullanılır. Beton dökme işleminden önce, XPS ısı yalıtım levhaları birleşimlerinde boşluk kalmayacak şekilde kalıp iç yüzeyine yerleştirilir. Yerleştirme yaparken, geçici bağlantı elemanları ile kalıba bağlanarak, beton dökümü sırasında ısı yalıtım levhalarının yerinden oynaması engellenmelidir. Plastik ayırıcılar ile yalıtım malzemesinin zarar görmeden donatının gerekli beton kalınlığı ile uygulanması için paspayı bırakılır. Hazırlanan yalıtımlı kalıp içerisine beton dökülerek geleneksel sıva katına kadar uygulama tamamlanır. Betonla yalıtım malzemesi arasında ilave bir mekanik tespit gerekmez.

Sonradan Kolon Ve Kiriş Alınlarına Tespit

Kalıp hatalarından meydana gelen süreksizlikler düzeltildikten sonra, kolon, kiriş ve çıkmalar veya lento ölçülerine uyacak şekilde madde 1.2’de verilen ısı yalıtım malzemeleri uygun ölçülere getirilen ısı yalıtım levhaları çimento esaslı yapıştırıcılar ile tüm uygulama yüzeyine taraklama metodu ile yapıştırılır. Yapıştırma işleminden en az 24 saat sonra ısı yalıtım malzemeleri plastik/çelik çivili dübeller ile duvara mekanik olarak tespit edilirek geleneksel sıva katına kadar uygulama tamamlanır. Duvar bloklarının önceden örülmeleri durumunda duvar, kolon-kiriş yüzeyinden madde 1.2’de verilen ısı yalıtım malzemeleri kalınlığı kadar (Yönetmeliklere göre hesaplanan madde 1.2’de verilen ısı yalıtım malzemeleri kalınlığına göre) dışa taşacak şekilde örülmelidir.

Yalıtılmış Yüzeylerin Sıvanması/Son Kat Bitişi

Geleneksel sıva içinde kullanılacak donatının/taşıyıcının seçimi uygulanacak sıva kalınlığına bağlıdır. Cam tülü file taşıyıcılı ince sıvalar (1.5-2.0 cm) veya nokta kaynaklı galvaniz çelik (paslanmaz) donatı telli kalın geleneksel sıvalar (1.5-2.0 cm) uygulanabilir. Sıva filesinin uygulanacak yüzey genişliğine göre doğru uygulanması çatlak oluşma riskinin en aza indirilmesi açısından çok önemlidir. Sıva tipi, kalınlığı ve donatı seçimi esnasında üreticelerin tavsiyelerine uyulmalıdır. Bina çalışması, sıcaklık değişiklikleri vs sonucu çatlakların oluşumunu önlemek için cam tülü sıva filesi (11×11 veya 12×12 mm göz aralığı, min 130 gr/m2 ağırlık) ve galvanizli rabitz teli (16×16 mm göz aralıklı, min. 1 mm çaplı, 10 mm pas payı derinlikli) bütün ısı köprüsü üzerine ve dolgu duvar yüzeylerine 15-20 cm taşacak ve birleşiminde 10 cm bindirme olacak şekilde yerleştirilir.

Cam elyaf donatı fileli sıva uygulamaları

Kolon, kiriş gibi dar betonarme yüzeylerde cam elyaf donatı fileleri uygulanmalıdır. Sıva filesinin uygulanacağı ısı yalıtım malzemesinin yüzeyine sıva aderans köprüsü oluşturmak için ince bir sıva uygulaması yapılır. I.kat ısı yalıtım sıvası yapıldıktan sonra sıva henüz kurumadan sıva filesi sıva yüzeyine iyice gömülür. Ortam sıcaklığına bağlı olarak sıvanın priz alması beklendikten sonra bütün cepheye son kat sıva uygulanır.

Metal donatı fileli sıva uygulamaları

Metal sıva filesi dıştan ısı köprülerinin (betonarme) yalıtımında ve özellikle geniş perde yüzeylerinde kullanılan ısı yalıtım levhaları üzerine uygulanarak, mekanik tespit elemanları ile arka duvar yüzeyine sabitlenip yüzeyine geleneksel sıvaların yapılması şeklinde uygulanır. Metal sıva filesi, ısı yalıtım levhası üzerinden duvar yüzeyine en az 8 adet/m2 gelecek şekilde mekanik olarak sabitlenir. Mekanik bağlantı elemanlarının betonarme duvar içine en az 40-50 mm girecek şekilde tespit edilmesi gerekir.

Balkon Ve Konsol Çıkmalarda Isı Yalıtımı

— Katlar arası döşeme betonu alınları, balkon ve konsol çıkmalar, betonarme döşemelerde kenar bitişlerindeki kirişler dış hava ile temas eden duvar birleşimleri ve özellikle balkonlar çözülmesi en zor ısı yalıtım detaylarını oluşturur. Eğer sandviç duvar yalıtımı yapılıyorsa, ısı yalıtımı, döşeme alınları ve kirişlerin dışından sürekli olarak devam etmelidir. Geniş kirişler duvar içine doğru değil, bina içine doğru çıkıntı yapmalıdır. Böylece sandviç duvar içinde bulunan ısı yalıtımı kiriş altında kesilmeden tüm cephe boyunca devam edecektir.

— İçten ısı yalıtımı yerine dıştan yalıtım tercih edilmelidir. Böylece ısı yalıtımı sürekliliği sağlanacaktır. Eğer döşeme betonu, balkon döşemesi olarak devam ediyorsa, balkon döşemesine kadar dıştan getirilen ısı yalıtımı, balkon döşemesi altına en az 60 cm. döndürülmelidir. Duvarlarda içten ısı yalıtımı yapılıyorsa, döşeme alınları, kiriş vb. yapı elemanları mutlaka dışarıdan ısı yalıtımı yapılarak ısı köprüleri engellenmelidir.

— Kapalı çıkmalarda dış duvar ve döşeme yalıtımı sürekli olmalıdır. Dıştan duvar yalıtımı yapılıyorsa, ısı yalıtımı kiriş ve döşeme altına döndürülerek kesintisiz ısı yalıtımı sağlanmalıdır. İçten duvar yalıtımı yapılıyorsa, döşemede de içten yalıtım yapılarak, ısı yalıtımının sürekliliği sağlanmalıdır.

— Ara kat döşeme betonu ve balkonlarda, tavan ve duvar birleşimlerinde, içten buhar kesici kullanılarak, nemli havanın soğuk yüzeylere ulaşması ve böylece oluşabilecek yoğuşma ve küflenme önlenir.

— Zemin etüdü ve zemindeki su durumunu zemin rutubeti, basınç yapmayan sızma su ve basınçlı su olarak incelendikten sonra kullanılacak ısı ve su yalıtım malzemelerinin seçimi ve dizilişi yapılmalı.

İçerden ve Çift Duvar Arası Isı Yalıtımı

Dış cepheye ısı yalıtımı uygulamalarının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı durumlarda ısı yalıtımı içten uygulanabilir. İçten uygulamalarda; ısı köprülerine karşı önlem alınmalı ve yoğuşma analizi yapılmalıdır.

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

— Duvarların içten yalıtılması, yoğuşma riskinin yüksek olduğu uygulamalardır. Kullanılan ısı yalıtım malzemesinin su buharı difüzyon direnci ve kalınlığına göre TS 825’de verilen yöntemle yoğuşma tahkiki yapılarak, buhar kesicinin sıcak tarafta kullanılıp kullanılmaması kararlaştırılır. Buhar kesicinin ek yerlerinde geçirimsizliği sağlayacak buhar kesici bantlar kullanılmalı ve tespit elemanları ile delinmemelidir.

— Isı yalıtım malzemesi sürekli olarak uygulanmalı, ısı köprüsü oluşturacak profil vb. tespit elemanlarından kaçınılmalıdır.

— Kat döşemeleri ile birleşimlerde ısı köprülerini yok edecek şekilde ısı yalıtımı uygulanmalıdır. Duvar bünyesinde bulunan kolon, kiriş hatıl vb. tüm ısı köprüleri öncelikle dış yüzeyden, zorunluluk durumunda tavan-döşeme iç yüzeyine min. 50 cm dönülerek yalıtılmalıdır. Buhar kesici tabakalar mümkünse tavan ve döşemelere döndürülmelidir.

— Mutfak ve banyo gibi yüksek buhar üretilen hacimli yerlerde kaynağa yakın noktada su buharının pasif bir baca veya mekanik havalandırma ile dışarı atılması sağlanmalıdır.

Toprakaltı Dış Duvarlarda Ve Temel Uygulamalarında Yalıtım

Su İle Doğrudan Temas Eden Isı Yalıtım Uygulamaları

Isı yalıtım levhaları; zemin altında kullanılan hacimlerin ısı yalıtımında ve/veya su yalıtım örtülerinin toprak dolgunun yapılması sırasında mekanik etkilere karşı koruma amaçlı olarak kullanılabilir. Toprak altı dış duvarlarda en az yoğunluğu 30kg/m3 olan, %10 deformasyonda basma mukavemeti 300kPa olan, iki yüzü zırhlı, kenarları binili ve difüzyonla su emmesi %3’ün altında olan Ekstrüde Polistiren Köpük (XPS) levhalar kullanılır 2. Toprak altı dış duvarların yüzeyi düzeltilip su yalıtımı yapıldıktan sonra, ısı yalıtım levhaları yapıştırılarak veya serbest olarak temel duvarı üzerine şaşırtmalı olarak ek yerlerinde derz oluşmayacak şekilde yerleştirilir. Isı yalıtım levhalarının su yalıtım örtülerinin üzerine uygulanmasında solvent içermeyen soğuk bitüm esaslı yapıştırıcı veya çift tarafı yapışkanlı bitümlü örtüler kullanılır. Yapıştırma işlemi geçici olarak yalıtım levhalarının tespit edilmesi işlevini görmektedir.

Solvent içermeyen bitüm esaslı yapıştırıcı noktasal olarak (en az 2kg/m2 sarfiyat ile 3) yalıtım levhası üzerine sürülür veya levha başına en az 5 adet 100x150mm ebatlarında hazırlanmış çift tarafı yapışkan bitümlü örtünün yapıştırılması ve dışa bakan taraftaki polietilen film katmanın kaldırılarak, su yalıtımı yapılmış duvar üzerine, ısı yalıtım levhaları şaşırtmalı olarak yerleştirilir. Isı yalıtımının yapıştırılmasından kısa bir süre sonra kademeli olarak toprak dolgu yapılır ve yalıtım levhalarının toprak basıncı ile duvara montajı sağlanır. Eğer kademeli toprak dolgu işlemi yapılmayacak ise ısı yalıtım levhalarının dış tarafına baskı duvarı örülür. Bu detayda, su yalıtım örtüsünün korunması ve delinmemesi gerekir. Bu nedenle ısı yalıtım levhalarının montajında dübel kullanılmaz.

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

— Toprak altı dış duvarlara yapılan uygulamalarda amaç su yalıtım katmanını koruyarak ısı yalıtımı sağlamak olduğundan, uygulama aşamasında su yalıtım membranın zarar görmesi engellenmelidir.

— Isı Yalıtım katmanının kalınlığı; toprak altı dış duvara sahip hacmin kullanma amacına bağlı olarak TS 825 standartında verilen esaslara göre belirlenmelidir.

— Kullanılacak ısı yalıtım levhaları bini profilli olmalıdır.

— Isı yalıtım levhaları toprak altı dış duvarı üzerine şaşırtmalı olarak ek yerlerinde derz oluşmayacak şekilde yerleştirilmelidir.

— Isı yalıtım malzemeleri duvar üzerine solvent içermeyen soğuk bitümlü yapıştırıcılarla noktasal yapıştırılmalı ve yapıştırma işleminden kısa süre sonra toprak dolgu yapılmalıdır. Toprak dolgu kademeli olarak sıkıştırılmalıdır.

— Yalıtım levhaları iki yüzü kendinden yapışkanlı bitümlü örtülerle de toprak altı dış duvara uygulanabilir.

— Su basman seviyesinde ısı yalıtımının bittiği seviyede, su yalıtım sisteminin arkasına su almayı ve levhaların ayrılmasını engelleyici bitiş detayı uygulanmalıdır.

— Drenaj sisteminin pozitif su basıncını engelleyecek şekilde tesis edilmesi gerekir.

— Dolgu zeminin sıkıştırılması esnasında yalıtım levhalarının kaymasını önlemelidir. Bu amaçla yalıtım levhaları sağlam ve sabit bir düzlem üzerine oturtulmalıdır.

— Su yalıtım membranları üzerine yapılan ısı yalıtım uygulamalarında su yalıtım örtüsünün delinmemesi önemlidir. Dolayısıyla ısı yalıtımı katmanları su yalıtım membranları üzerine dübel kullanılarak uygulanmamalıdır.

Pencerelerde Isı Yalıtımı

Pencereler ve kapılar iyi yalıtılmamışlarsa, evimizdeki ısının dörtte birinin kaybına neden olabilirler.

Isı kayıplarının belli başlı nedenleri:

— Pencere ile duvar arasındaki boşluklar

— İyi kapanmayan kanatlarla pencere arasındaki boşluklar

— Tek camlı pencereler

Pencereler ile dışa açılan kapılarda hava kaçaklarını saptamak için, yanan bir mumu pencere ve kapıların yakınında dolaştırınız. Mum alevi titreşiyorsa, orada hava kaçağı var demektir.

Evinizdeki pencerelerdeki ısı kayıplarını azaltmak için:

— Pencerelerin duvar ile birleştiği yerlerdeki boşluklar silikon ve benzeri sızdırmaz malzeme ile kapatılmalıdır. Bu sızdırmazlığın, binanın yapımı aşamasında özel fitillerle sağlanması gerekmekle birlikte, yine de bazı durumlarda sızmalar olabilir.

— İyi kapanmayan kanatların çevresine bir yanı yapışkan sünger şeritler yada özel plastik fitiller çekilerek hava kaçakları önlenmelidir. Tam kapanmanın sürekli olarak sağlanması için, yapım aşamasında kalite belgesi olan ürünlerin seçilmesinde yarar vardır. Pencerelerde tek cam yerine çift cam kullanılmalıdır. Isı kayıpları, çift camlı pencerelerde tek cama göre yarı yarıya azdır.

Bir pencereden istenilen nitelikleri şöyle sıralayabiliriz.

— Ucuz olmalı

— Dayanıklı ve uzun ömürlü olmalı

— Renk değiştirmemeli bakım istememeli

— Isıyı iletmemeli enerji tasarrufu sağlamalı

— Sesi taşımamalı absorbe etmeli konfor sağlamalı

— Kullanım kolaylığı sağlamalı

— Sağlıklı ortam oluşturmalı

— Estetik olmalı güzel görünmeli

— Mimari şekli temizlik için uygun olmalı.

Pencerelerin imalatında ilk olarak kullanılan malzeme doğal olarak ahşaptır, daha sonra sanayinin gelişmesi sırasıyla demir alüminyum sert PVC ve kompozit malzemeleri pencere imalatında kullanmaya yönelmiştir. Bunlardan ahşap alüminyum ve PVC dünyada pencere imalatında kullanılan malzemelerin %95’inden yüksek bir kısmını oluşturmaktadır.

Avrupa ülkelerinde sert PVC büyük bir oranla başı çekmektedir. Tüm gelişmiş ülkelerde göze çarpan husus şudur. Fiyat fiyat olarak en pahalı durumdaki alüminyum iş yeri ofis ve kamu binalarında özellikle giydirme cephe çatı şıklığı ve özel-dizayn pencerelerin, mimariye uygun olarak yapılmasında kullanılır. Alüminyum’ın konutlarda kullanımı yok. Denecek kadar azdır. Eskiyen pencerelerin yenilenmesi işinde önceleri kullanılan alüminyum bu pazarı daha çok PVC ve ahşap kompozit malzemelere bırakmıştır.

Alüminyum – Ahşap – PVC Pencere Sistemleri “K” KatsayısıI Değerleri

(Çift Camlı) Basit Alüminyum Pencere Sistemi K = 5.6 W/m2 K
(Çift Camlı) Contalı Ahşap Pencere Sistemi K = 3.0 W/m2 K
(Çit Camlı) PVC Pencere Sistemi K = 2.6 W/m2 K

Doğrama Malzemelerinin Isı Yalıtım Değerleri (DIN 4108)

Ahşap 0.12 k.cal/m2 h0C
Plastik 0.13 k.cal/m2 h0C
Demir 50 k.cal/m2 h0C
Alüminyum 175 k.cal/m2 h0C

Ev alırken çatıya dikkat!

Almak ya da kiralamak istediğiniz ev çatı katı olmasa dahi sızıntı, küf ve koku ara katları da etkileyeceğinden çatıyı mutlaka gözden geçirin. Eski ya da yeni olması, kullanılan malzemeler ve tahliye borularının durumu size genel bir bilgi verecektir.

Baktığınız kadar koklayın!

Sahip olmayı ya da oturmayı düşündüğünüz evi gezerken öncelikle koklayın. Küf ve rutubet kokusu evin su yalıtımı ile ilgili ciddi bir ipucudur.

Dokunarak bakın!

Ev seçerken tavanları, pencere kenarlarını hem gözle hem elle kontrol edin. Rutubetten kaynaklanan kabarmalar gözle olmasa da elle belli olacaktır. Bu arada boyadaki sararma sızıntıya işarettir.

Bodrumu ihmal etmeyin.

Evinizin bodrumunu belli periyodlarda ziyaret edin. Perde duvar, kiriş ya da kolonlarda nemden kaynaklanan siyah lekeler ya da pamukçuklar su yalıtım problemini gösterir.

Faturalarınızı kontrol edin.

Oturduğunuz evin ya da oturmayı düşündüğünüz evin faturalarını gözden geçirip başka faturalarla kıyaslayın. Sapmalar evinizde çeşitli kullanım hatalarına ve yalıtım gerekliliklerine işaret eder.

Marka görmek iyidir.

Evlerin pencere ve kapılarında kullanılan ürünler üzerinde marka arayın. Marka çoğu zaman kalite ve satış sonrası hizmet anlamı taşır.

Tesisatınıza bir göz atın.

Tesisat yalıtımı enerji kayıp veya kazançları dışında, hattı oluşturan boruların terleme sebebiyle korozyona uğramasını ve ileride daha büyük bir soruna yol açmasını önler.

Yangına karşı

Evinizde yangın merdiveni ve merdivene bakan pencereler olmalı. Ama birde genel kullanılan malzemeleri kontrol edin. Yanıcı ve zehirleyici özelliği olan ürünlere dikkat!

Gürültüye dikkat!

Evinizde pencereler kapalıyken çevre gürültüsü içeri giriyor mu? Alt, üst ve yan dairelerden konuşma ve ayak sesleri duyuluyor mu? Makine dairesinden gürültü geliyor mu? Birine bile cevabınız evet ise yalıtımsız bir binadasınız.

Joomla SEF URLs by ArtioHİZMETLERİMİZ
GENEL TADİLAT
Ofis Tamir ve Tadilat
Ev tamir ve Tadilat
İç cephe ve Dış cephe tadilat
Dış cephe Mantolama
Isı ve su izolasyonu
Aleminyum Doğrama
Kapı ve Pencere
Dış cephe Kompozit
Balkon Kapama ve katlanır Cam
Küpeşte ve Korkuluklar
Bahce ve Peyzaj
Fayans ve Seramik
Çatı Onarım İzolasyon
Su ve Tesisat
Eletirik ve Tesisat
Ferforje Demir
Boya Badana
Havuz Bakım Onarım
Granit ve mermer
Alcı Sıva
Zemin Kaplama
Mutfak ve Banyo Aksesuarları
Kartonpiyer
Kale Çelik Kapılar
Çatı sistemleri
Söve
Banyo Dolapları
Duşakabin
Mutfak Dolapları
Alcıpan Bölme Duvar
Alçıpan Asma Tavan
Aleminyum Asma Tavan
Banyo Asma Tavan
Demontable Bölme Duvar
Akustik Asma Tavan
Lamel Asma tavan
Laminat Parke
Metal Asma Tavan
Taşyünü Asma Tavan
Çalışma SistemimizÜCRETSİZ KEŞİF İÇİN ARAYIN

TAMİR TADİLAT
Ofis Tamir ve Tadilat ustası
Ev tamir ve Tadilat ustası
Alcı Sıva ustası
Aleminyum Doğrama ustası
Bahce ve Peyzaj ustası
Cam Balkon Katlanır Cam Ustası
Banyo Dolap ustası
Boya Badana ustası
Çatı ustası
Demontable Bölme Duvar ustası
Dış cephe Mantolama ustası
Dış cephe Kompozit levha ustası
Duşa kabin ustası
Eletirikçi ustası
Alçıpan Asma Tavan ustası
Fayans ve Seramik ustası
Ferforje Demir ustası
Küpeşte ve Korkuluk ustası
Aleminyum Asma Tavan ustası
Banyo Asma Tavan ustası
Granit ve mermer ustası
Akustik Asma Tavan ustası
Havuz Bakım Onarım ustası
İç cephe ustası
Alcıpan Bölme Duvar ustası
Isı ve su izolasyonu ustası
Çelik Kapı ustası
Kapı ve Pencere ustası
Dış cephe ustası
Kartonpiyer ustası
Lamel Asma tavan ustası
Laminat Parke ustası
Metal Asma Tavan ustası
Mutfak Dolap ustası
Mutfak ve Banyo Aksesuar ustası
Söve ustası
Tesisat ustası
Taşyünü Asma Tavan ustası
Zemin Kaplama ustası

İç cephe ve Dış cephe Boya işleri

İç cephe ve Dış cephe Boya işleri
İç cephe ve Dış cephe Boya işleri

Tavsiye edilen renkler: Açık Leylak – Lila
Kimimiz gücü ve güzelliği bir arada isteriz, geniş mekanlara özenle yerleştirilmiş büyük mobilyalar, kişiliğimizin parçası şık aksesuarlar. Daha ilk bakışta sizi anlatan bu mekanlarda, akseuarların kalitesini ve şıklığını, mobilyalarınızın baskın görüntüsünü ortaya çıkaracak doğru bir tamamlayıcıya ihtiyacınız vardır. Bunu gerçekleştirmek için duvarlarınızdan daha iyi bir seçenek düşünülebilir mi? Tüm ayrıntısına özen gösterdiğiniz ev veya ofisinizin duvarlarınzda tercih edeceğiniz açık leylak ve lila tonları mutlak bir bütünlük sağlayacak, dekorasyonu görsel bir şölene çevirecektir.

Tavsiye edilen renkler: Bej-i Pembe – Gülpembe
Hepimiz hissetmişizdir..Nerede olursak olalım, bir an önce evimize gitmeyi, ayaklarımızı uzatıp bir oh demeyi ve huzur bulmayı sık sık düşlemişizdir.Evet evlerimiz bizim doğal meditasyon alanlarımızdır.Şehrin yoğun temposundan uzaklaştığımız, dinginliği ve sukuneti yaşadığımız özel alanlarımızdır.

Evinizin her odasında ama özellikle mümkün olduğunca sessiz odalarının duvarlarında tercih edeceğiniz beji pembe ve gülpembe size gerçek bir yenilenme sağlayacak huzurlu tonlarıyla sizi sarmalayacaklardır.

Boya Nedir

Eşyaya renk vermek, süslemek, dış etkilerden korumak için, eşyanın içine katılan ya da üstüne sürülen renkli maddelere verilen ad.

İnsanlar, çok eski zamanlardan beri, yaptıkları türlü şeyleri, giydiklerini, oturdukları evleri, vücutlarını daha güzel gösterebilmek için, türlü renklerle bezenmişlerdir. Son yıllarda rastlanan ve ilkel insanların yaptıkları anlaşılan çeşitli duvar resimlerinde, çanak ve çömleklerde boyalara rastlanmıştır.
Tarih açısından baktığımızda, Mısır medeniyetinde çeşitli boyaların bilindiğini görürüz. Mısırlıların çeşitli mumyalarını boyalı kumaş şeritlerine sardıkları görülmüştür. Fenikeliler de, çeşitli boyaları bulmuşlardır. Bu arada, Fenikeliler tarafından en çok kullanılan boya olarak, bir kabuklu böcek çeşidinin salgısından elde edilen mor renk, dikkati çeker.

Uzak Doğudaki bazı bitkilerden elde edilen çivit boyası da, insan topluluklarının kullandığı en eski boyalardan biridir.

Plastik boyada günümüzün favorilerindedir.Zamanla yerini subazlı boyayada bırakabilir…

Ama en ucuz olanlardandır.

Çocuk odaları için su bazlı boya tercih edilmeli.

Çocuk odalarında genelde kız ise pembe, erkekse mavi kullanılır ancak çocukların çoğu mavi bir odada huzursuz olur. Ayrıca dış dünyayı fark etmeye başlayan bebekler için gözü yorucu, çok canlı ve koyu renklerden uzak durulmalıdır. Çocuk odaları içinse Kalecolor, insan ve çevre sağlığına zararı olmayan su bazlı, kokusuz boyaları tavsiye ediyor. Renk olarak ise dış dünyayı fark etmeye başlayan bebekler için gözü yorucu, çok canlı ve koyu renklerden uzak durulmasını öneriyor. Mantar üremesi özellikle uzun vakit geçirilen, uyunan odalarda insan sağlığı için ciddi bir tehdit. Solunduğunda ciğerlerde bir mantar hastalığı olan Aspergillosis’e yol açıyor. iç cephe boyası seçerken içerdiği küf ve yosun önleyici maddeler sayesinde özellikle küf-mantar oluşumunu önleyerekastımlılar için rahatlama sağlıyor. Fotokatalik yapısıyla Kalia, ışık ile aktive olarak, hava ile duvar yüzeyine taşınan sigara dumanı, kalorifer izi gibi zararlı madde ve kokuları parçalayarak yok ediyor. Böylelikle oda havasını temizliyor ve duvarların uzun süre temiz kalmasını sağlıyor, silinebiliyor ve leke tutmuyor.

Boyanın parlaklık derecesi önemli.

Renk seçiminde uygulama yapılacak boyanın parlaklığının, dokusunun, zeminin emiciliğinin ve ışığın renk üzerindeki etkisinin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Dekorasyona ve ortamdaki ışık düzeyine göre seçilen parlaklık derecesi, daha şık ve keyifli mekanlar yaratılmasını sağlıyor. Bu amaçla seçilecek farklı parlaklık derecelerindeki iç cephe ürünleri için ortak bir renk skalası bulunuyor. secileçek iç cephe kartelasındaki renkleri duvarlara taşıyan yöntemi hayata geçirerek bir ilke imza attı. Kartelada çıkartma şeklinde uygulanmış renkler uygulama yapılmak istenen duvarlara yapıştırılıyor ve ışığın renk üzerindeki etkisini görebiliyor. Böylelikle hayal edilen evi yaratmak artık iyi bir usta ile çok daha kolaydır.

Kauçuk katkılı S2 sınıfı esnekliğe sahip NanoLight

Dış cephe mantolama işlerinde kesinlikle çığır açıp,daha sağlıklı işler çıkartması açısından iyi bir ürün.Türkiye yapı sektörünün lider markalarından Kalekim, Türkiye’de bir ilk olan kauçuk katkılı S2 sınıfı esnekliğe sahip NanoLight’ı üretti.
NanoLight, standart yapıştırıcılardan yaklaşık %40 daha az kullanılır. Böylelikle 15 kg’lık ambalajı ile 25 kg’lık ambalajın yaptığı işi yapar. İçeriğindeki nano teknolojik hammaddeler sayesinde yüksek yapıştırma performansına sahip NanoLight, geri dönüştürülmüş kauçuk dolgular ile yapıştırma harcından beklenenin ötesinde bir esneklik ve hafiflik sunar.

NanoLight hafif olması ve kulplu ambalajı sayesinde ustaya taşıma kolaylığı, tüketim açısından da avantaj sağlar. Ayrıca içeriğindeki geri dönüştürülmüş kauçuk dolgular ile Kalekim’ in geliştirdiği çevre dostu ürünler arasında yer alır.

Dış cephe mantolama işlerinde kesinlikle çığır açıp,daha sağlıklı işler çıkartması açısından iyi bir ürün.

Filli Boya’nın 2009 ve sonraki yakın dönem için belirlemiş olduğu renklerden oluşan 2009 renk koleksiyonu farklı temalar ve trendlerin değerlendirilmesiyle ortaya çıkmış bir koleksiyondur. 15 yeni renk tonu olmak üzere; toplam 54 renk ile en sevdiğiniz mekanlarınızı hayallerinizin de ötesinde farklılaştırmanız mümkün..

Filli Boya 2009 yılında evlerinizin duvarlarını benzeri daha önce sunulmamış çeşitlilikte renklerle baştan yaratıyor. Arayıp da bulamadığınız huzur veren toprak tonları ile arada kalmış açık tonlar ya da mekanınıza modern bir hava kazandıracak capcanlı tonlar duvarlarınızda hayat bulacak. Gelin şimdi Filli Boya’nın 5 farklı konseptte sizlere sunduğu yeni renklerini tanıyalım…

Tavsiye edilen renkler: Buğday – Ihlamur – Bal Buğu – Vanilya
Evimize davet ettiğimiz misafirlerimize ‘’Lütfen kendini evinde hisset’’ deriz ve bunu canı gönülden arzu ederiz. Siz de evinizde dostlarınız ile vakit geçirmekten hoşlanan ve özellikle salon, oturma odası gibi evin toplanma mekanlarında sıkça konuk ağırlayanlardansanız duvarlarınızda tercih edeceğiniz renkler sıcak ve doğal olmalıdır. Rahat ve samimi bir ambiyans yaratmak için balbuğunun sıcaklığını, vanilyanın yumuşaklığını tercih edebilirsiniz.

Tavsiye edilen renkler: Lületaşı – Kumru – Bademi – Kırık Beyaz
Benim için en güzeli sade ve doğal olandır diyorsanız, yaşadığınız mekanlarda kusursuz bir uyum ve gözü yormayan geçişler istiyorsanız toprak ve tonları sizin için biçilmiş kaftankoyu ve doygun renklerdeki halı, perde veya koltuk kaplamalarıyla birlikte duvarlarınızda toprak tonlarını kullandığınızda, hem gözünüze hem ruhunuza hitap eden kusursuz ve şık bir uyuma imza atacaksınız.

Tavsiye edilen renkler: Çağla – Limoni Yeşil – Yeşil Bej
Hep yapacak bir şeyleriniz vardır, hep katılacağınız bir davet, hep aklınızda yeni fikirler yeni projeler…Kabına sığmayanlardansınız, sizi anlatmak için bir renk tercih edin dense aklınıza ilk gelecek renktir yeşil….Doğanın muhteşem enerjisidir yeşil, sürekli değişimin devinimin rengidir…Bırakın yaratıcılığınız ve enerjiniz yeşilin tüm tonlarında hayat bulsun.Gözalıcı renklerle boyanmış bir oda fazla söze gerek kalmaksınızın sizi anlatacak, görenlerin hafızasında herzaman canlı kalacaktır.Cesaretin, gençliğin ve yaşam enerjisinin sizinle olması istiyorsanız çağla, limoni yeşil, yeşil bej kısacası içinde yeşil olan tüm tonlar sizin için hazırlanmıştır.

Renklerin Psikolojik Etkileri

Mavi, yalnızlığı, üzüntüyü, depresyonu, bilgeliği, güveni ve sadakati simgeler. iş görüşmelerine mavi giyerek gitmek kararlılığı ve bağlılığı ifade eder.

Mavi, en popüler renklerden biridir. Fakat yiyeceklerle ilisşkili olarak mavi kullanılacağında dikkatli olmak gerekir çünkü mavi doğal bir istah kapatıcıdır ve bazr durumlarda itici etki yaratabilir.

Mavi, bütün renkler arasında en iştah kapatici renktir. Doğada mavi renkli yiyecek çok ender bulunur. Mavi yiyecekler insana itici gelir çünkü ilk çağlarda atalarımızz yiyecek ararken zehirli yada bozulmuş yiyeceklerden uzak durmayı öğrendiler. Genelde bu yiyecekler mavi, mor yada siyah olarak görünüyordu. Deneyler sırasında katılımcılara mavi boya katılmış yiyecekler ikram edildiğinde hemen hemen hepsi iştahini kaybetti.

Mavi, sinir sistemini rahatlatır. Kırmızının aksine zihni rahatlatan bir etkisi vardır ve insanların biraz daha düşünceler içine dalmasına yol açabilir. Huzurlu ve sakin bir mavi yatak odası için ideal bir renk olabilir, çünkü vücudun sakinleştirici kimyasallar salgılamasına yol açar. Fakat mavinin daha koyu tonları soğuk ve iç karartıcı gelebilir.

Mavi, ile boyanmış ortamlar, cok koyu renkli olmadığı sürece üretimi arttırır. Araştırmalar göteriyor ki, öğrenciler mavi odalarda daha yüksek notlar almakta ve halterciler daha ağır yükleri kaldirabilmektedir. Ayrıca insanlar mavi renkle yazılmış yazıları daha fazla akılda tutabilmektedirler.

Kırmızı, sıcak, ateş, kan, şehvet, aşk, samimiyet, güç, heyecan ve agresiflik gibi kavramları simgeler. Kan basıncını ve solunumu hızlandırabilir. insanları çabuk karar almaya ve beklentileri arttırmaya teşvik edici bir etkisi vardir.

Kırmızı, dikkat çekici bir renktir. Kırmızı renkteki kelimeler ve objeler insanların dikkatini hemen çeker. Dekorasyon ve dizayn yaparken kırmızı cisimlerin mükemmel olması önemlidir çünkü insanlar bu objeleri hemen farkedecektir. Arabalar konusunda kırmızı renk ile hırsızlık oranı arasında pozitif bir korelasyon vardır.

Kırmızı, duygusal olarak oldukca yoğun ve aşırı bir renktir. Kırmızı kıyafetler ruhu canlandırıcı olabilir. Bazı durumda kırmızı kıyafet enerji ve güç mesajı gonderir ama aynı zamanda catışmalara davet çıkarabilir.

Kırmızı, hakimiyet kuran bir renktir. Zemin olarak değil, vurgu yapmak için kullanılmalıdır.

Kırmızı, odalar insanı huzursuz eder fakat kırmızı renklerin dağınık olarak kullanıldığı odalar insanların zamanı unutmasına yol açar. işte bu yüzden barlarda ve gazinolarda kırmızı renge ağırlık verilir. Ayrıca iştahı açma etkisi nedeniyle restorantlar sık sık kırmızı rengi dekorasyon için kullanırlar.

Sarı, parlak limon sarısı gözu en çok yoran renktir. Bu parlak renkten yansıyan ışık gözleri aşırı derecede uyarır ve rahatsızlığa yol açar. Aynı zamanda sarı renk metabolizmayı hızlandırır. Odayı parlak sarıya boyarsanız bebeklerin ağlamasına ve büyüklerin sinirlenmelerine yol açarsınız. Ayrıca sarı sayfalı not defteri ve bilgisayar ekranında sarı renkli arka fon pek iyi bir fikir değildir; beyninizi uyararak konsantrasyonu arttırabilir fakat gözleriniz için zarar vericidir.

Sarı, az miktarlarda kullanıldığında parlaklık ve sıcaklık hissi verir. Şakacılığı, aydınlığı, yaratıcılığı, samimiyeti ve hayata karşı rahat bir tutumu simgeler. Tıpkı güneşli bir gün gibi davet çekicidir. Sarı güneş ışığı gibidir: kendinizi iyi hissetmek için orda olmasını istersiniz ama gözünüzün içine girmesini istemezsiniz.

Sarı, rengin pek çok farklı tonu vardır. Saf sarı bütün diğer tonlar arasındaki en neşeli ve güneşli olanidir. Fakat bir parça koyulaşmış haline bakmak daha keyiflidir. Soluk sarı dikkati, çürümeyi, hastalığı, kıskançlığı ve hilekarlığı simgeler. Sarı söz konusu olduğunda seçilen ton oldukça önemlidir.

Sarı, bu neşeli güneş rengi dikkat toplayan bir renktir. Bütün renkler arasında en gözle görülen ve dikkat çeken renktir.

Sarı, pek çok dinde ilahi varlığı simgeleyen bir renktir.

Yeşil, pek çok kavramla ilişkili olarak gelir, bunların içinde en güçlüsü ve evrensel olano doğadır. Buna bağlı olarak ayrıca yaşamı, gençliği, yenilenmeyi, umitleri ve dinçliği simgeler. Bazı kültürlerde orta yaşlardaki gelinler, doğurganlığı simgelemesi için yeşil giyer.

Yeşil, gözler için en rahat renktir ve görme gücünü arttırır. Sakinleştiricidir ve sinir sistemi üzerinde doğal bir etki yapar. Televizyona çıkmadan önce insanlar oturup sakinleşmek için yeşil renkli odalara alınırlar. Yeşil aynı zamanda hastanelerde de popüler bir renktir çünkü hastaların rahatlamasını sağlar.

Yeşil, rengin farklı tonları farklı mesajlar iletir:

Koyu Yeşil — soğukluk, erkeksilik, tutuculuk ve zenginlik kavramlarını ifade eder.
Zümrüt Yeşili — Olumsuzluk.
Zeytin Yeşili — Barış.
Sarımsı Yeşil — Tüketicilerin en son tercih ettiği renk.

Yeşil, aynı zamanda Amerikan kültüründe parayı simgeler.

Portakal, sıcaklık , memnuniyet, verimlilik ve sıhhat ile ilişkilendirilir. Güçlü ve cömert bir görünümü vardır.

Portakal, en cok istah ile ilgili olan renktir.

Portakal, renginin gizliliği olmayan, geniş kapsamlı bir cazibesi vardır. Örneğin bir ürünün herkese uygun olduğunu ifade etmek için kullanılabilir yada pahalı bir uygun fiyatlı gibi algılanması sağlanabilir.

Siyah, tartışmalı bir renktir. Bir taraftan karanlık güçler, suç ve kötülük ile düşünülürken diğer taraftan sadakat, sebat, dayanıklılık , ihtiyat, bilgelik ve güvenilirlik ile ilişkilendirilir. Bir tarafta yönetim ve güç anlamına gelirken diğer tarafta acı, keder ve yas anlamına gelir.

Siyah, pek çok insan için kıyafet rengidir. Bazıları siyahi güçlü ve ciddi görünmek için kullanır. Bazıları ise daha zayıf gösterdiği için tercih eder. Ayrıca siyah sık ve zarif olarak kabul edilir.

Beyaz, saflığı, temizliği ve masumiyeti simgeler. Pek çok kültürde gelinler beyaz giyer. Ayrıca temizliği simgeler. Doktorlar, hemşireler ve labaratuvar teknisyenleri steril olmak için beyaz giyerler.

Beyaz, ışığı yansıtırve ortamı serin tutar. Dolayısıyla yaz ayının kıyafet rengidir. Genel olarak serin ve canlandıran bir his verir.

Mor asalerin rengidir. Lüks hayar zenginlik ve zarefeti simgeler. Aynı zamanda romantizimin duygusallığın ve tutkunun rengidir.

Mor, doğada ender bulunan bir renktir. ilkel zamanlarda insanlar bazı deniz kabuklularını kullanarak mor rengi elde etmişlerdir. Oldukça zor bir çalışmadır. Bazı insanlar mor rengi, gösterişli havasından dolayı dekorasyonda kullanmayı sever. Bazıları ise suni bir renk olarak algılar.

Kahverengi, toprağın ve ahsabin rengidir. Sağlam ve güvenilir bir his verir. Kahverengi doğal, rahat ve açıkk bir atmosfer yaratmayı sağlar. Durağanlık, güçlülük, olgunluk ve güvenilirlik mesajları iletir.

Kahverengi, genelde erkeklerin favori rengidir.

Kahverengi, bazı tonları yıpranmış ve eskimiş havası verir.

Pembe, en romantik ve narin renktir. Aynı zamanda sakinleştirici bir etkisi vardır. Araştırmalar gösteriyor ki, pembe insanları yatıştırıyor ve kalplerini yumuşatıyor.

Dr. Alexander Schauss, hapishane demirleri pembeye boyadığında mahkumların arasında agresif davranışın azaldığını ifade etmiştir. Dr. Schauss’a göre “insan sinirlenmek istese bile pembe rengin yakınında başarılı olamaz. Kalp kasları yeterince hızlı hareket etmez. Pembe enerjiyi çeken bir sakinleştirici gibidir. Hatta renk körleri bile pembe ile sakinleşmişlerdir” . Fakat sonradan yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu tur bir etki maalesef kısa sürelidir. Görünüşe göre vücut normal seviyesine geri döndüğünde bu sefer daha agresif bir ruh haline girebiliyorlar.

Ev tamir ve Tadilat İşleri

Ev tamir ve Tadilat İşleri

Anahtar Teslim Tadilat işleri

Bir inşaatta temelden çatıya aşağı yukarı 45 ayrı ekip çalışması yapılır.

Bu ekiplerin her birinin yaptığı iş bir diğerine bağlıdır.

İster küçük bir apartman dairesi, isterseniz bir malikane yapın, iş programı yapmadan sağlıklı ve gerçekçi maliyet analizi çıkarmadan atılan adımlar, size bu hatanızın bedelini para ve zaman kaybı olarak ödetir.
ev tamiri,ni diğerlerinden ayıran özellikler.

Ev tamir Ekibi size ne kazandırır

Yapacağı işi projelendirir.

Kesin maliyeti çıkarır.

Başlangıç ve bitiş tarihlerini belirtir

Sözleşmesini hazırlar.

İş programını hazırlar.

Özenli, temiz çalışan güvenilir ekiplerle çalışır.

işinizi zamanında ve doğru bir şekilde teslim eder.

İşine GARANTİ VERİR.

Ofis Tamir ve Tadilat İşleri

OFİS TADİLAT

Tasarım özgünlüğüyle farklı mekanlar oluşturmak, yapı bütünlüğünü sağlayacak bu mekanların oluşumunda, malzeme seçiminden yaşam kolaylığı sağlayacak en ince yapısal detaylara; konfor koşullarının sağlanmasında etken tesisat, elektrik ve mimari projelerin hazırlanmasından uygulamasına, ev tamiri müşterisine daima farklılığı hissettiren çözümler sunar.

Ev Dekorasyonu Nasıl Yapılır?

Ev dekorasyonu yapmak için istediğimiz tarzı belirledik. şimdi sıra ev dekorasyonu yapmaya geldi.

Ev Dekorasyonunda 1. Adım: Duvarlar ve Tavanlar

Duvar ve tavan rengi, ev dekorasyonunda birinci adımdır. Duvar ve tavanların renk kombinasyonlarını belirledikten sonra, boya işine girişebilirsiniz. Sonra ise dilerseniz kartonpiyer, alçı, duvar kağıdı gibi seçeneklerle dekorasyonuzu tamalayabilirsiniz. tercih edebilirsiniz. Tavanlarınızın yüksekliği, dikkat edilmesi gereken hususların başında geliyor. Yüksek tavanlarınız koyu renge boyayarak daha alçak gösterebildiğiniz gibi, açık renge boyayarak yüksek gösterebilirsiniz.

Ev Dekorasyonunda 2. Adım: Yer döşemeleri-fayans-seramik

Ev dekorasyonunu resim yapmaya benzetirsek, denizi ve dağları çizdik diyebiliriz. Şimdi yerleri de tamaladığımız zaman, boş bir evin dekorasyonunu tamamlamış olacağız. Duvarlarımıza istediğimiz fon rengini verdik, kartonpiyerlerimizi yaptırdık. Şimdi sırada yerler kaldı. Fayans, taş, seramik, laminant parke, halıfleks gibi seçeneklerimiz mevcut. Duvar ve tavanlara uygun desen ve renk tonlarıyla ev dekorasyonunun sabit kısımları tamamlanmış olacak.

Ev Dekorasyonunda 3. Adım: Mobilya ve perdeler

Şimdi sıra hareketli kısımlara geldi. Koltuk takımı, kanepe ve sandalyelerinizin kumaşlarındaki desenler ve renkleri seçmemiz gerekiyor. Bunlara uygun olarak perdelerimizi seçmemiz gerekiyor. Bunlarla birlikte ev dekorasyonumuzun ana çizgileri bitmiş olacak.

Ev Dekorasyonunda 4. Adım: Aksesuarlar
Ev dekorasyonunda aksesuarlar kendi tarzımızı oluşturmaya yararlar. Hem aksesuarlar, diğer dekorasyon unsurlarına göre değişiklik yapması en kolay ve pratik olan unsurlardır. Bir portre, duvar saati, eski bir gramofon, halı ya da kilim, abajur veya çiçekli bir vazo bir mekanın genel havasını bazen bir çırpıda değiştirebilir.

Bu 4 unsurla beraber dekorasyon tamamlanmış oluyor.

Dekorasyon Stilleri Country (Kır evi) Stili

Ambiyans

“Country” stili son derece dost canlısı, eskinin dertsiz tasasız hayat tarzını çağrıştırır. Kır evi stili olarak da bilinen bu stilde adından da belli olacağı gibi “şehirsel” objeler kullanılmaz. Bu stil ideal bir kır hayatını yansıtır. Çiçekli yorganlar ve pişmiş mısır ekmeği kokusunu çağrıştıran bir mutfak ve ev yapımı bir elmalı kek verilecek en güzel örneklerdir.

Dekorasyon Tekniği

Mobilyalar rüstik ve kırsaldır. Renkleri de daha çok toprak tonları ve süt beyazı arasıdır. Renkler ve yüzeyler çoğunlukla kullanılmış ve eskitilmiş görünümlüdür. Kumaşlar vintage çizgili ve çiçek desenlidir. Aksesuarlar ev yapımı görünümlüdür. Potpuri, örülmüş basketler, çanak çömlek, eski kalay tencereler, pastel renkli havlular ve kokulu sabunlar bu stilin vazgeçilmez parçalarındandır.

Patine ve eskitme mobilyalar, sandıktan çıkan danteller, yeni görevler üstlenen eskiler… Güney Fransa’dan doğan Provence dekorasyon stilini evinize taşımak istiyorsanız, başroldeki renk ve doku detaylarını öğrenmelisiniz. Pek çok kişinin tercih ettiği ve sevdiği Provence dekorasyon tarzının ilham kaynağı doğa. Rahatlığı ilke edinen ve bunun üzerine sıcaklık ve davetkarlık ekleyen stilde, dikkat edilecek en önemli nokta, olabildiğince doğal ve açık tonlarda ahşap mobilyaların kullanılması. Dolayısıyla patine ve eskitme boyalı mobilyalar Provence’ın en sevdiği özellikler. Bunun yanı sıra masif ahşap, country etkisi taşıyan, zarif tasarımlı mobilyalar da, bu stilde bir dekorasyon oluşturmanız için size yardımcı olabilir. İster patine edilmiş, ister eskitme yapılmış, ister masif ahşap seçin mobilyalarda parlak cila olmamasına dikkat etmelisiniz. Çünkü bu tarz göz alıcı parlaklıktan değil, yalınlıktan hoşlanıyor.

Paletin en pastel renkleri buraya

Renk paletinin en huzur dolu pastel tonlarına aşık olan Provence stilinde, gökyüzünün en uçuk tondaki mavisi, nil yeşili, toz pembe, soluk sarı, lila, toprak rengi, bej tonlarını seçmelisiniz.

İster yatak odanızda isterseniz salonunuzda uygulayın, tekstillerinizin dokusu hafif olmalı. Pamuklular, ketenler, uçuk renkli basmalar tercih edeceğiniz kumaşlar olmalı.

İşlemeli yatak örtüleri ve nevresim takımları yatak odanız için idealdir. Bunun için annenizin ya da anneannenizin çeyiz sandığınıza göz atabilirsiniz.

Hatta yatak örtüsü ve nevresim ararken birkaç el işi dantel örtü de bulursanız onları da salonunuzda kullanmayı ihmal etmeyin. Metal bir yatak başı mümkünse beyaz ve tonları kır havasını yatak odanızda estirmeniz için önemli ayrıntılardan bir diğeri.

Salondaki koltuklarda kullanacağınız kırlentleri de pastel tonda ve düz renkte kumaşlardan ya da çizgililerden seçebilirsiniz. Pencereleriniz de bu stilin en önemli başrol oyuncularından.

Çünkü pencereler bu stile düz ya da dantel tül perdelerle destek verebilir. Asla kalın dokulu perdelikler seçmemeli, uçuşan tüllerden hoşunuza giden birini kullanmalısınız.

Avize ve aplik gibi aydınlatmalarda da mümkün olduğunca yalın tasarımlar kullanmalısınız. Çünkü burada asıl aydınlatma kaynağınız güneş.

Hafif ve ince tüller işte bu nedenle gerekli. Taş duvarlar, doğal taş ya da ham görünüşlü parkelerle desteklenmeli, halı yerine kilimler tercih edilmelidir.

Bu stilin olmazsa olmazı renkli çanak aksesuarlar, aynalar ise salonda, yatak odasında, mutfakta kendine mutlaka yer bulmalıdır. Asla aklınızdan çıkarmayacağınız püf noktası ise, pastoral yaşamı evlere taşıyan bu stili, evinizin hemen her köşesine koyacağınız taze kır çiçekleriyle her daim taze tutmak olmalıdır.Evim Dergisi

Dekorasyon Stilleri Asya Stili

Ambiyans

Asya stilleri akla kültürü ve Asya ülkelerinin yaşam biçimlerini getirir. Bunlar genelde Çin ve Japon dekorasyon stilleridir. Makul miktarda uygulandığında, Asya stili “başka bir kültürün içinde olma” hissini verir. Vok tavalar, pilav tencereleri, egzotik çiçek desenleri akla ilk gelenlerdir.

Dekorasyon Tekniği

Sade bir arka plan için nötr ve doğal renkler kullanılır. İç mimarlar genelde kalabalık bir görüntüden kaçmak adına geometrik bir düzen önerirler. Asya stili kumaşlar ve dokular genelde sedir, pirinç kâğıdı, bambu, akça ağacı, taş ve örgü hasırlardır. Asya sanatı mutlaka insanları ve Asya milletlerinin stillerini ön plana çıkartır. Bunu güçlü bir şekilde kullanmak için işlenmiş ipek, tatami yer döşemeleri ve kimonolara da ihtiyacınız vardır. Asya sanatı basit, güçlü ve grafiktir. Tekstil malzemeleri doğal e boyasız malzemelerden desensiz olarak üretilir. Siyah en önemli renktir ve diğer renklerle serbestçe kullanılabilir. Asya stili narinliği, minyatüre görüntüsü, kağıt ve ipek ağırlıklı malzemeleri ile ilgi çeker. Kâğıttan yapılmış separatörler odaları birbirinden ayırmak için kullanılabilir.
Dekorasyon Stilleri Geleneksel Stil

Ambiyans

Kibar ve davetkâr olan geleneksel stil,18. ve 19. yüzyılların zarafetini ve zenginliğini simgeler. Her ne kadar geride kalmış çağları çağrıştırsa da, geleneksel stil aslında son derece yeni ve sakinleştirici bir stildir. Geleneksel dokular ve şekiller basiti ve daha rahat dönemleri yansıtır. Böyle döşenmiş bir odaya girdiğinizde “işte burası benim evim” demelisiniz.

Dekorasyon Tekniği

Geleneksel bir stil kiraz ağacından yapılmış yeni ve eski mobilyaların bir arada kullanılması ile yakalanabilir. Tasarımlar derin ve koyu renklerle dolu ve zengin görünümlüdür. Daha yumuşak renkler kullanılırsa bu stile çağdaş ve dinlendirici bir görünüm de katılabilir. Kumaşlar ve dokular birbirine uyumlu olmalıdır ama tamamen aynı tonlarda olmaları gerekmez. Aksesuarlar minimum sayıda kullanılmalıdır. Daha eski geleneksel stillerde mücevher taşları renkleri kullanılabilir. (yeşim, safir, altın, gümüş vb.)
Antikalar ve antika taklitleri kullanabilir ve daha da geleneksel bir görünüm elde edebilirsiniz. Geleneksel kelimesinin manası illa da “eskimiş” demek değildir

Ev Dekorasyonunda ve ofisinizde Renk Seçimi

Evinizi dekore ederken seçtiğiniz renkler duygu durumunuzu etkileyebilir.Yazımızda bunun sebeplerini öğrenebilirsiniz.

Çağrıştırdıkları : Sakinlik, rahatlık, sadakat, otorite
En iyi kullanım alanları : Yatak odaları, banyo ve çalışma odaları
Dezavantajları : Kullanıldığı mekanlara soğuk bir hava verebilir.Bu duyguyu azaltmak için mat mavi tonları kullanabilirsiniz.

Çağrıştırdıkları : Günışığı, enerji,
En iyi kullanım alanları : Mutfak, yemek odaları ve kuzeye bakan odalar
Dezavantajları : Yatak odasında kullanmak için huzurlu bir renk değildir.

Çağrıştırdıkları : Yaratıcılık, verimlilik, haz
En iyi kullanım alanları : Yatak odaları
Dezavantajları : Bunaltıcı olabilir.

Çağrıştırdıkları : Ruhani duygular, dişilik
En iyi kullanım alanları : Yatak odaları ve stresten uzak bir duygu yaratmak için banyolar
Dezavantajları : Kullandığınız mekanlar sönük kalabilir.Canlandırmak için siyah ve/veya gümüş renklerle kontrast yaratabilirsiniz.

Çağrıştırdıkları : Doğa, enerji, sakinlik, huzur, denge, güvenlik
En iyi kullanım alanları : Yatak odaları, oturma odaları
Dezavantajları : Dekorasyonda çok fazla yeşil kullanımı kendinizden gereğinden fazla hoşnut olmanızı ve tembellik yapmanıza sebep olabilir.Bu duyguyu dengelemek için turuncu ve kırmızı renklerle kontrast yaratabilirisiniz.

Çağrıştırdıkları : İstikrar, rahatlık, sıcaklık
En iyi kullanım alanları : Oturma ve yemek odaları
Dezavantajları : turuncu kullanıldığı mekanları olduğundan küçük gösterebilir bu yüzden odanın yeterince ışık aldığından emin olun.

Çağrıştırdıkları : Aşk
En iyi kullanım alanları : Yatak odalarında huzurlu ve dinlendirici bir hava yaratmak için kullanabilirsiniz.Mora yakın, parlak tonları tutkuya yönlendirebilir.
Dezavantajları : Yatak odanız aşırı tatlı ve fazla “teenage” odası gibi görünebilir.Bunu azaltmak için koyu renklerle kontrast yapabilirsiniz.

Çağrıştırdıkları : Ölüm, tuhaflık.Siyah bir renk değildir, tüm renkleri emer ve hiçbirini geri yansıtmaz.
En iyi kullanım alanları : Modern dekorasyon alanları
Dezavantajları : Depresif bir duygu yaratacağından ana renk olarak kullanmayın.Parlak pembe ve diğer canlı renklerle kontrastı hoş olabilir.

Çağrıştırdıları : Tehlike, tutku, enerji, sıcaklık, macera, iyimserlik
En iyi kullanım alanları : İştahınız harekete geçirmek, sıcak ve canlı bir ortam yaratmak için yemek odaları
Dezavantajları : Dekorasyonda çok fazla kırmızı kullanımı baş ağrısına sebep olabilir.Mesela bir duvarınız kırmızıya boyayabilir ve aksesuarlarla dekore edebilirsiniz.Bebek odalarında kırmızı kullanmayın.

Çağrıştırdıkları : Güvenlik, istikrar
En iyi kullanım alanları : Oturma odaları
Dezavantajları : Mental olarak teşvik edici olmasını sağlamak için yeşil veya maviyle beraber kullanabilirsiniz.

Kaynak:Evdekorasyonrehberi.com

EV DEKORASYONU İLE İLGİLİ NELER YAPABİLİRİZ!

Evinizle ilgili aklınıza takılan herşey…

1. Eskitilmiş kumaş görünümünü nasıl sağlayabilirim?
Eskitilmiş kumaşların farklı yapıdaki görünümleri onları çekici kılar. Pamuklular gibi bazı kumaşlar yıkandıklarında kendiliğinden yumuşar ve renk atar. Deri gibi kumaşlarda ise eskitme işlemi için bir uzman eli gerekir. Eskitilmiş kumaş fikrinizi hayata geçirmek için öncelikle çevrenizde kumaş konusunda profesyonel kişiler olup olmadığını araştırın. Fikrinizi onlara aktarın ve bittiğinde nasıl bir kumaşa sahip olmak istediğinizi bir dizi eski kumaş örneğiyle gösterin. Kullanacağınız kumaşı dikkatlice seçin çünkü eskitme sürecini geri döndüremezsiniz.

2. Beyaz çarşaflardan vazgeçemiyorsam, yatak odamı nasıl yeniden düzenleyebilirim?
Beyazın farklı tonlarını karıştırmak, tamamen beyaz bir yatakta ilgi ve heyecan uyandırmanın en basit ve aynı zamanda en estetik yoludur. Aileden miras kalan keten çarşaflarınız varsa onları yeni beyaz çarşaflarla tamamlayabilirsiniz, böylece beyazın farklı ton ve dokuları yatağınıza derinlik ve zenginlik getirecektir. İsteğinize göre belirleyeceğiniz şekil ve boyuttaki yeni beyaz yastıklarla da yatağınızın görünümünü kuvvetlendirebilirsiniz. Derinlik kattığınız tamamen beyaz yatağınıza, üst üste çok fazla kat yapmadan, zevkinize göre eklemelerde bulunabilir ya da değişiklikler uygulayabilirsiniz.

3. Evime yeni bir renk nasıl katabilirim?
Eğer evinize yeni bir renk eklemeyi düşünüyorsanız, öncelikle tek bir odanızda denemelerde bulunmanızı tavsiye ediyoruz. Burada biraz eğlenin. Duvarları kırmızıya boyayın veya cilalı döşemeleri deneyin. Böylece nasıl bir görünümü seveceğinizi anlarsınız. Daha kolay bir yaklaşımla deneme yapmak için evinizdeki sanat eserlerini ya da aksesuarlarınızı bir araya getirin. Örneğin tün odanın görünümünü değiştirebilecek mavi porselen bir lamba, odanızı boyarken sizin için doğru bir ipucu olabilir. Tüm evinizi renklendirmek konusunda kararlıysanız, unutmayın renkleri evinize aşamalı olarak akıtmalısınız. Ayrıca renk seçimlerinizi bir seferde yapmak zorunda değilsiniz.

4. Nasıl düzgün yatak yaparım?
Yatak düzenleme sanatının, birçok katmanı bir arada kullanarak yatağı mümkün olduğunca zengin ve davetkar hale getirmek olduğuna inanıyoruz. Yatağa geçirilen düz çarşaflarla işe başlayabilir, hatta bazen ikinci düz çarşafı da ekleyerek yatağınıza boyut ve renk açısından farklılık katabilirsiniz. Yastıklara gelince; Avrupa tarzı kare yastıkları ve ardından standart başucu yastıklarını, standart yastık kılıflarını, ve de süs yastıklarını öneriyoruz. Rahatına düşkün olanlar, yatağı çok daha yumuşak ve davetkar kılacak pike ve gece battaniyelerini tercih edebilir. Yatağınızın üzerindeki farklı dokulardaki katmanlar, güzel, rahat ve davetkar bir yatak yapmanızı sağlayacaktır.

5. Evimi ışıklandırırken ilk olarak neyi düşünmem gerekiyor?
Güzel bir ev için hayati önem taşıyan tamamlayıcı unsur ışıklandırmadır. Bu nedenle ışıkları her odada bir sahne havası yaratmak için kullanın. Fazla ışıklandırma ya da yüksek vatlı ampullerin kullanımı odanın güzelliğini yok edecektir; ancak diğer taraftan yetersiz ışıklandırma da kişilerin oda içinde durma isteğini azaltacaktır. Bu nedenle ışık kullanımında bir denge noktası bulmanız ve de belirli alanlardaki eşyalarla ve ışıklandırma arasında ortaklık kurmanız gerekir. Halojen ya da düşük vatlı ampullerin kullanımıyla odanız yumuşak tonlarda aydınlanacaktır. Ayrıca yüksek vatlı ampul yerleştireceğiniz reostalar ile ışığı her ortama göre ayarlamayı deneyebilirsiniz. Işığınızın odanızdaki renk, desen ve dokuları ortaya çıkarmasına izin verin.

6.Bir odanın görünümünü değiştirmenin en kolay yolu nedir?
Renk, bir odanın görünümünü değiştirmenin en kolay yoludur. Soğuk kış aylarında koyu renkleri kullanmak çok güzel sonuçlar verir. Farklı bir şeyler denemek isterseniz, beyazı; hardal sarısı, gösterişli devetüyü dokular ya da kahverengi tonlarıyla davetkar bir kış sığınağına dönüştürebilirsiniz. Evinize tam anlamıyla uyacak sevdiğiniz renkleri seçme sürecinin tadını çıkarın ve en önemlisi yeni bir şeyler denemekten korkmayın.

7. Kitapları derginizde gördüğüm gibi nasıl bir dekorasyon unsuru olarak kullanabilirim?
Kitaplar oda süslemenin mükemmel bir yoludur. Yaptığımız düzenlemelerde eski İngiliz kütüphanelerinin koyu ahşap tonlarını ve deri ciltli kitaplarını hatırlatan, tarih, öykü ve romanların esintisini getiren kitapları, kumaş katmanları gibi kullanarak güzel ve rahat bir ortam yaratabileceğimizi keşfettik. Kitapları raflardan tamamıyla koparmaya, onları masa, divan hatta sandalye ve yatak yanlarına yığmaya bayılıyoruz. Sonuçta eski deri ciltli kitapların renk, stil ve romantizmi tasarımlarınıza ilham vermeye devam ediyor.

8. Eskitme tekniklerini kullanırken öncelikle ne düşünmeliyim?
Odanızda eski bir görünüm elde etmeye çalıştığınızda öncelikle bu işlemde aşırıya kaçmamanız gerektiğini unutmayın. Burada amaç; eski malzemeleri yenilerle bir arada denge içerisinde kullanarak odanıza değer katmaktır. Aslında atacağınız adımlar tamamen ne kadar uzağa gitmek istediğinize bağlıdır. Duvar, yer ve mobilya yüzeylerinin hazırlanmasında bazı hileler vardır. Bazen fitilli kadife döşemeyi zımparalayarak ya da mobilyayı lastik veya deri ile silerek malzeme üzerindeki fabrika parlaklığını azaltırız. Eğer, zaten kendiliğinden eskimiş ya da kozmatik malzemelerle eskitilmiş bir oda ya da mobilya ile işe başlıyorsanız, eski ve yeni arasında mükemmel bir uyumu yakalamak için parlak döşeme malzemelerini, yeni mobilyalar ve aksesuarlarla odanızın görünümünü tamamlamalısınız. Farklı bir görünüme ulaşmaya çalışıyorsanız, öncelikli olarak bir profesyonelle konuşmak en iyisidir. Kullanacağınız her bir kumaş ve mobilya parçası, farklı eskitme metotlarında değişik şekilde tepki verecektir.

9. Çiçekli desenler yan yana gelebilir mi?
Çiçekli desenleri yan yana kullanmak ve uyumlu hale getirmek, ev konusunda kendi kişisel stilinizi koymanın eğlenceli yoludur. Ev koleksiyonları çoğunlukla kadın ve erkek moda koleksiyonlarından esinlenir. Sizlere tavsiyemiz; çiçekli desenlerde yaratıcılığınızı konuşturmanız ve neşeli olmanız… Renkleri eşleştirme ve tamamlama konusunda da fazla endişe etmeyin, sadece birbirine zıt renkleri kullanmamaya dikkat edin. Örnek olarak yumuşak pembe tonlarında küçük çiçek deseni baskılı kumaşlarla işe başlayabilir ve bu deseni mavi ya da krem tonlarında daha büyük çiçek baskılı kumaşlarla tamamlayabilirsiniz. İş; kumaşları, desenleri ve renkleri karıştırmaya ve bir arada kullanmaya geldiğinde çekingen davranmayın.

10. Farklı kumaşları nasıl uyumlu bir şekilde bir arada kullanabilirim?
Kumaşları karıştırmak ve uyumlu hale getirmek kendi kişisel stilinizi ortaya çıkaracaktır. Bizler kendimizi nasıl giydiriyorsak aynı şekilde odalarımızı tasarlıyoruz. Size ilk adım olarak kareli kumaşlarla başlamanızı ve bu kumaşı çizgili kumaşla tamamlamanızı öneriyoruz. Eğer canlı bir renk eklemek istiyorsanız; kırmızı, deve kuşu tüyü bir yastık tecrübesini yaşayarak odanıza kişisel stilinizi hoş bir şekilde yansıtan renk ve doku katabilirsiniz. Kumaşları, desenleri ve renkleri bir arada kullanmaktan kaçınmayın. Farklı unsurların zenginliğini karıştırma ve dengelemede harmoni ve güzellik yattığını düşünüyoruz.

İlaçlama Hakkında Herşey …

İlaçlama yaptırılmadan önce nelere dikkat edilmeli ?…..

Aksi durumlarda Sağlınızı zarar görebilir,Evdeki böceklerden kurtulamayabilirsiniz.Eviniz için hangi ilaçlama yönteminin uygun olduğunu seçicek olan kişi veya kurum mutlaka eğitimli ve işini bilen birisi olması gerekmektedir.Hangi haşereye hangi ilacın kullanılacağını ve hangi bölgelere uygulanacağını ev sahibi yada eğitimsiz bir kişi bilemez bu yüzden profesyönel kişilere ilaçlama yaptırılmalıdır. ilaçlama eğer jel yöntemi ile yaptırılacaksa kesinlikle bir hazırlığa veya dikkat edilmesi gereken bir husus yoktur.

Konut Hizmetleri
Evinizde gördüğünüz her böcek, haşere, görmediğiniz yüzlercesinin işaretidir. Çünkü böcek ve haşereler karanlığı severler ve çok çekingendirler. Işıklar söndüğünde ortaya çıkar ve ilk ışıkla birlikte yuvalarına saklanırlar. Böcek, haşere ve kemirgenler çok hızlı çoğalırlar. Böcek, haşere, kemirgen, fare ve buna benzer zararlılardan HAŞERE İLAÇLAMA TEMİZLİK HİZMETLERİ sizi kurtarıyor…..

Apartman Site İlaçlama
TOPLU İLAÇLAMALARDA ORTAK KULLANIM ALANLARINDAN:
Merdiven boşlukları, bodrum, çatı , görevli dairesi ve yönetici dairelerinden ücret talep edilmez.

Apartman ve sitelerin ilaçlanmasında, toplu ilaçlamalarda normal ücretin sadece yarısını talep ediyoruz.

Kullanılan ortak kullanım alanlarında şirketimiz tarafından ücretsiz ilaçlanacaktır.

Ticari Hizmetler
HAŞERE İLAÇLAMA TEMİZLİK HİZMETLERİ, iş yerinizi istila edebilecek böcek, haşere ve kemirgenler, farelerle mücadele ederek, işinizdeki başarınızda size yardımcı olur. Haşere ve kemirgen problemlerinden kaynaklanan sağlıksız sanitasyon koşulları, müşterilerinizin kayıplarına ve bunun sonucu olarak zarar etmenize neden olabilmektedir. Etkin ve profesyonel yöntemlerle yapılan mücadele kesenizden para tasarrufu yapmanızı sağlarken, müşterileriniz ve çalışanlarınız için sağlıklı bir ortam oluşturur.

Haşere Kontrol Programının Uygulandığı Yerler

Nakil araçlar ilaçlama servisleri

Ev ilaçlama hizmeti

Apartman ilaçlama işi

Pastane ilaçlama hizmeti

Fabrika ilaçlama hizmeti
Otel ilaçlama hizmeti

Bina ilaçlama şirketleri

Fırın ilaçlama hizmeti

Restaurant ilaçlama hizmeti

Alışveriş merkezi ilaçlama
Mağaza ilaçlama hizmeti

Uçak ilaçlaması

Otobüs ilaçlama firması

Tren ilaçlama firmaları

Fabrika ilaçlama hizmeti
Gemi ilaçlama şirketi

Askeri birlikler

Hastaneler ilaçlama

Sağlık Kurumu ilaçlama servisi

İşhanı ilaçlama hizmeti
Dershaneler ilaçlama

Otopark ilaçlama

Yurtlar ilaçlama hizmeti

Piknik alanları ilaçlama

Okul ilaçlama hizmeti
Yuvalar ilaçlama servisi

Bahçe ilaçlama servisi

Sinema Salonu ilaçlamak

Bahçeler Açık alan ve araziler

Yapı Market fuarında bizde orada idik……..

Bu yıl ilk düzenlenen yapı market tedarikcileri fuarı büyük bir katılımla gerçekleşti. Fuarda gerek ustalar gerekse imalatcı firmalarla görüşme imkanına sahip olduk. USTALAR.COM standı ziyaretcilerden büyük bir ilgi topladı. Ziyaretci ve Katılımlar USTALAR.COM için çok olumlu değerlendirmeler yaptı. Bu projenin devam etmesi için telkinlerde bulundular.

Çatı Onarım, Çatı Tamir, Proje

Uygulama Alanları; Fabrikalar,Fabrika Sahaları,Fabrika Çatıları,İş merkezleri,Depolar,Hangarlar,Konutlar, Sağlık, Eğitim ve Spor Tesisleri ,Belediyeler, Askeriye Ve Devlet Kurumları ,Çatı çeliği imalatı,Çelik kontriksiyon montajı konusunda uzman ekipleriyle hizmet vermektedir.

Estetik ve çağdaş görüntüsü ile yaşam alanlarınızı güzelleştiren, binanıza değer katan, yıllar sonra bile ilk günkü güzelliğini koruyan, Paksiding  kaplama sistemlerinin uygulama çalışmalarını yapmak üzere teknik uygulama eğitimini tamamlamış, sertifikalı güven duyabileceğiniz usta ekibimizle hizmetinizdeyiz.

Klima Ustası Klima servisleri

Enerji verimliliği yüksek ‘A Tipi’ cihazların tercih edilmesinin gerektiğini belirten Peri, ‘A Tipi’ klimaların maliyetinin yüksek olmasına rağmen enerji tasarrufu yaparak uzun vadede tüketici lehine sürekli kazanç sağladığına dikkati çekti.

Peri, şu bilgileri verdi; “Cihazın, dış ve iç ünitesinin sürekli temiz ve bakımlı olması cihaz kapasitesinden her zaman tam olarak faydalanmanızı sağlar. Bunun için özellikle iç ünitenin, hava filtresinin ve dış ünitenin serpantinleri sık sık toz gibi yabancı maddelerden temizlenmeli, hatta yıkanmalıdır. Klimalardaki soğutucu gazın ölçümü en az yılda bir defa teknik servis tarafından yapılmalı ve eksik ise tamamlanmalıdır. Eksik soğutucu gaz ile çalışan klimalar gereksiz enerji sarfiyatına neden olmaktadır.”

Klimalarda kış için konfor sıcaklığını 20-22 derece, yaz için de, 24 dereceye ayarlaması gerektiğini belirten Peri, “Cihazı konfor sıcaklığına ayarlayarak kendi kontrol sistemi ile ortam havasını istenen sıcaklık değerine getirmesini beklemek en doğru yöntemdir. Bunun dışında bir an önce ortamı soğutmak veya ısıtmak amacıyla en düşük ya da en yüksek sıcaklık değerine ayarlamak, sağlık açısından risk taşıdığı gibi enerji israfına da neden olur. Önerilerin dikkate alınması ile klimaların verimli, konforlu ve uzun ömürlü kullanımı sağlamak mümkündür.”

Su Sızıntısı

 Konut , işyeri ve fabrika;
– Binalardaki su sızıntısı ve rutübeti 1 günde noktasal olarak tespit ediyor ve sizin bize bıraktınız gibi size geri teslim ediyoruz;
– İşyeri veya konutlarınızdaki temiz veya atık su sızıntılarını noktasal olarak tespit ediyor ve onarıyoruz;
– Bina bodrumlarına sızan suyu tespit edip binalarınızın temeline zarar vermesini engelliyoruz;
– Beton veya toprak altında kalmış rogarları tespit ediyoruz.
Temiz su kaçağı tespiti – Atık su kaçağı tespiti – Atık su tıkanıklığı tespiti – Bina, bodrum katlarındaki sızma su tespiti – Beton ve toprak altında kalmış rogar tespiti – Kanal görüntüleme
Temiz ve Pis su kaçağı-
En son teknoloji cihazlarla temiz su ve artık su tesisatlarınızdaki kaçağı

İş Güvenliği Malzemeleri

Günümüzde sanayileşmekte olan ülkelerde çalışanların sayısındaki hızlı artış beraberinde çalışanların bir takım sağlık ve iş güvenliği sorunu getirmiştir.

Sanayileşmiş ülkeler içinde bulunduğumuz yüzyılda ciddi çabalar harcamaktadırlar. Bu konuda eğitim ve kontrole önem vermekteler, ayrıca bu konuyla ilgili olarak işyerlerinde gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak amacıyla işyerlerini yoğun denetim altında tutmaktadırlar.Uluslararası çalışmalarına göre her yıl ortalama 50 milyon iş kazası olmakta, yaklaşık 100 bin kişi hayatını kaybetmekte,1,5 milyon kişi sürekli iş göremez olmaktadır. Gelişmiş sanayi ülkelerinde 10 kişiden biri iş kazası geçirmektedir. Türkiye’de her yıl iş kazasında 1500 kişi hayatını kaybederken, 3 binden fazla kişi sakat kalmaktadır. Ülkemizde iş kazası sayısı yılda 95 bin civarındadır. İş kazası ve meslek hastalıkları önlenebilir mi? İstatistikler, iş kazası ve meslek hastalıklarının maalesef kaçınılmaz olduğunu gösteriyor ama riskler kontrol altında tutulduğunda, yaralanma ve hastalıklar tümüyle ortadan kaldırılmasa da oldukça düşük seviyelere indirilebiliyor.

Yangın söndürme

Yangın söndürme ve Eğitimin; insan can ve mal kaybının önlenmesinin en önemli temel ilkesi olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadan, hizmet anlayışımızı manevi yönden de sürdürmekteyiz.Yönetim kadromuzun tamamı aile fertleri olup, Aile firması olarak halkımıza kusursuz hizmet vermeye devam edeceğiz. Bundan başka firmamızın eğitim salonlarında yangın eğitimi, söndürme ve kurtarma eğitimleri de slayt şeklinde verilmektedir, Sinevizyon, video projeksiyon, görsel materyaller kullanılmaktadır. Eğitim sonrası Söndürme tatbikatları yapılmaktadır.Yapılan testte başarı gösterenlere sertifika verilmektedir.  Yangınsız ve mutlu günler dileğimizdir.

İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcileri

İşveren, iş sağlığı ve güvenliği konusunda özel görevi bulunan çalışanların veya iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcilerinin görüşlerini alacak. İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcileri, tehlikenin kaynağında yok edilmesi veya tehlikenin azaltılması için işverene öneride bulunup, işverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebilecek.
İş sağlığı ve güvenliği konusunda özel görevi bulunan çalışanlar veya iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcileri, bu görevlerini yürütmeleri nedeniyle dezavantajlı duruma düşürülemeyecek.

İşveren, her çalışanın çalıştığı yere ve yaptığı işe özel bilgi ve talimatları da içeren sağlık ve güvenlik eğitimi almasını sağlayacak. Bu eğitim özellikle, işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanlarının değişmesi ve yeni teknoloji uygulanması halinde yapılacak. Eğitim, değişen ve yeni ortaya çıkan risklere uygun olarak yenilenip, gerektiğinde periyodik olarak tekrarlanacak. Verilen eğitimler nedeniyle çalışanlara veya temsilcilerine herhangi bir mali yük getirilemeyecek ve eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılacak.

Çalışanlar, davranış ve kusurlarından dolayı, kendilerinin ve diğer kişilerin sağlık ve güvenliğinin olumsuz etkilenmemesi için azami dikkati göstermek ve görevlerini, işveren tarafından kendilerine verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yapmakla sorumlu olacak. Kendi adına çalışanlar, bağımsız iş yerlerinde yürüttükleri çalışmalar esnasında kendi sağlık ve güvenliklerini sağlamak amacıyla kanun çerçevesindeki sağlık ve güvenlik tedbirlerine uyacak.

Çalışanların işe girişlerinde sağlık muayeneleri yapılarak, işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu alınması zorunlu olacak. Sağlık gözetiminin mali yükü, hiçbir şekilde çalışanlara yükletilemeyecek.

Hurda Plastik

Plastikler doğada hazır bulunmaz, doğadaki elementlere insan tarafından müdahale edilmesi ile elde edilir. Elde edilmesi belli bir sıcaklık ve basınç altında, katalizör kullanılarak monomerlerin reaksiyona sokulması ile olur. Plastik ilk üretildiğinde toz, reçine veya granül halde olabilir. Genelde plastikler petrol rafinerilerinde kullanılan ham petrolün işlenmesi sonucu arta kalan malzemelerden elde edilir. Yapılan araştırmalara göre dünyadaki petrolün sadece % 4 lük bir kısmı plastik üretimi için kullanılmaktadır. Kalıba dökme, haddeleme ya da herhangi baska bir teknikle kolayca biçimlendirilebilen çok çesitli yapay malzemelerin ortak adi. Plastik sözcügü, “biçimlendirme” anlamindaki Yunanca plastikos sözcügünden gelir. Bazen kauçuk ve benzeri öbür dogal ürünler plastik tanimina sokulmakla birlikte, modern tanimlama da plastiklerin disinda tutulur. Reçineler ile plastikler arasindaki ayrimi yapmak da zordur. Yapay malzemelerin çogu hem reçine, hem de plastik olarak adlandirilabilir. Eskiden reçine sözcügü, kaplama maddelerinin bilesimlerindeki dogal ürünlerin yerine geçebilen ürünler için, plastik sözcügü de üretim sirasinda bir kaliplama isleminden geçen malzemeler için kullanilmistir. Plastiklerin büyük bölümünün en önemli özelligi, isitildiklarinda erimeden yumusamalari ve yumusak haldeyken mekanik yollarla kolayca biçimlendirilebilmeleri, sogutulduklarinda ise yeniden sertlesmeleridir. Bu özellik plastiklerin molekül yapisindan kaynaklanir.

Hurda Kullanıcısı

Hurda, Hurdacı ve Hurda Kullanıcısının Buluştuğu yer

Tabii kaynakların sınırsız olmadığı, dikkatlice kullanılmadığı takdirde bir gün bu kaynakların tükeneceği şüphesizdir. Kaynak israfını önlemenin yanında, hayat standartlarını yükseltme çabaları ve ortaya çıkan enerji krizi ile bu gerçeği gören gelişmiş ülkeler atıkların geri kazınılması ve tekrar kullanılması için yöntemler aramış ve geliştirmişlerdir.Kalkınma çabasında olan ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya bulunan gelişmekte olan ülkelerin de tabii kaynaklarından uzun vadede ve maksimum bir şekilde faydalanabilmeleri için atık israfına son vermeleri, ekonomik değeri olan maddeleri geri kazanma ve tekrar kullanma yöntemlerini araştırmaları gerekmektedir.  Demir, çelik, bakır, kurşun, kağıt, plastik, kauçuk, cam gibi maddelerin geri kazanılması ve tekrar kullanılması, tabii kaynaklarımızın tükenmesini önleyeceği gibi ülke ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ithal edilen hurda malzemeye ödenen döviz miktarını da azaltacak, kullanılan enerjiden büyük ölçüde tasarruf edilecektir. En az yukarıda sayılanlar kadar önemli olan diğer bir husus da uzaklaştırılacak katı atık miktarlarındaki büyük azalma ve dolayısıyla çevre kirliliğinin önemli ölçüde önlenmesidir. Özellikle katı atıkları düzenli bir şekilde bertaraf edebilmek için yeterli alan bulunmayan ülkeler için katı atık miktarının ve hacminin azalması büyük bir avantajdır.  

Dekorasyonda halının önemi, halı seçimi ve halıda renk

Temel doğruları bildiğiniz takdirde halıyla mekanı dekore etme kolaylaşır. Halınızın zarif bir arka plan öğesi mi yoksa mekanın dikkat merkezi mi olmasını istersiniz? Bu aslında işe başlamanın ilk adımı olacaktır. Eğer tercihiniz zarif bir arka plandan yanaysa, o zaman doğal renk gruplarından yana bir tercih yapmanız yeterlidir. Toprak tonları, bej ve griler bu isteğinize uygun seçimler olacaktır.

      Eğer halınızın dikkat çekmesini ya da mekanda baskın ve belli bir etki yaratmasını istiyorsanız, o zaman da nefti yeşil ya da hoş bir bordo gibi göze çarpan renkler işinize yarayacaktır. Mobilyalarınız ister eski ister yeni olsunlar, renk seçiminizde önemli rol oynar. Eğer mobilyalarınız koyu renkteyse, örneğin siyah deri, kahve süet, koyu meşe ya da kiraz ağacındansa, mobilyanızın kendini çok daha güzel göstermesi adına daha açık renkleri tercih etmeniz yerinde olacaktır.

      Eğer koyu renkte bir halıyı koyu bir mobilya takımıyla kullanırsanız, bu pek doğru olmaz. Çünkü herhangi bir görsel tezatlık sergilemeyecektir. Söz konusu kontrastı oluşturmak için açık renkli mobilya takımları koyu renkteki bir halıyla daha uyumludur. Aynı şekilde halının rengi de ortadan koyuya değişen tonlarda seçilmelidir.

      Yaşam stiliniz de seçimizdeki diğer önemli bir unsurdur. Örneğin çocuklarınız ya da evde beslediğiniz hayvanlarınızın olması tüm bu dekorasyon kararlarınızı yakından etkileyecektir. Çocuklu ve evcil hayvan besliyorsanız muhtemelen açık renkli halılardan uzak durmayı tercih edeceksinizdir. Bu yaşam koşullarıyla, halınızın temizliği kesinlikle zorlaşacaktır. Buna rağmen hala açık renkli halı kullanmakta ısrar ediyor ya da kullanmak zorundaysanız, o zaman daha karmaşık desenli bir halı ya da berber bukleli halıları tercih etmeniz yerinde olacaktır.

      Bazı durumlarda, halı renginizi ev ya da odada bulunan bir başka dekoratif nokta ya da cisme dayanarak da seçmek isteyebilirsiniz. Bu dekoratif obje pencere süsü, mobilya üzerinde yer alan kumaş ya da bir yatak örtüsü olabilir. Buna rağmen bir şeyi akıldan çıkarmayın; eğer halınızın rengini evdeki demirbaş olmayan, bir diğer deyişle süreklilik taşımayan başka bir objeye dayandırırsanız, ileride mekan genelinde uyum ve düzenleme yapmakta zorlanabileceğiniz bir halı rengine bağlı kalarak idare etmek zorunda kalabilirsiniz. Halı bir tür yatırım aracıdır. Halı yatak örtüsü ya da diğer elden çıkarılabilir objeler kadar kolay ve hızla değiştirilebilecek ya da ikame edilebilecek bir öğe değildir.

      Halılar aynı zamanda mekana belli ölçüde sıcaklık katarken aşırı sıcak ve soğuklara karşı izolatör görevi yapar.

      Ayrıca halı genelde dekorasyonun temelini oluşturduğundan ve mekanda oldukça geniş alanları kapladığından, genel renk ve kumaş düzenlemesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Halı bir mekanda sadelik, rahatlık, yumuşaklık ve yaşanabilirlik sağlayabilir ve o ortamı kişiselleştirmenin en kolay yollarından biri olabilir. Tercihe göre doğal bir renk seçimi ile arka plan yaratılabileceği gibi canlı bir odak noktası da yaratılabilir. Böylelikle, yaşam tarzınız ve evinize en uygun halıyı bulmak için nasıl yaşadığınızı ve evin genelinde nasıl bir his yaratmak istediğinizi etraflıca bir düşünün.

Halı alırken nelere dikkat edilmeli?
Halı Alırken Dikkat Edilecekler       Bir halı mekanın genel görünümünde oldukça büyük bir etkiye sahiptir. Bu noktada sizin için en doğru halıyı seçerken bazı noktaları göz önünde bulundurmanız yararlı olacaktır. Halı satın alırken bu önemli noktaları bir ölçüde değerlendirmeniz makul ve uzun vadede işinize yarayacak bir halı seçmenizi kolaylaştıracaktır.

      Halı satın alırken oldukça fazla seçeneğiniz bulunur. Aynı şekilde size sunulan oldukça fazla fiyat aralığı mevcuttur. Aslında tüm bu seçeneklerin varlığı ilk bakışta karar vermenizi zorlaştırabilir. Ancak bazı önemli noktalar istediğiniz mekanda muhteşem bir görüntü oluşturmanıza yardımcı olacaktır. Öncelikle var olan halı stillerini ve bunları hangi oda ya da odalarda kullanacağınız konusunu etraflıca değerlendirmeniz gerekecektir. Örneğin odanız geleneksel mi yoksa modern çizgilere mi sahip? Yoksa antikalarla dolu bir odanız mı var?

Klasik mi modern mi?
      Eğer odanız güzel antikalarla doluysa, o zaman klasik bir el halısı kullanmanız uygun olacaktır. Halı seçimindeki önemli faktörlerden biri de halının yerleştirileceği alan ve etrafında bulunan renklerdir. Renk odadaki havayı doğrudan etkiler. Örneğin açık renkler mekanda olduğundan daha geniş bir hava yaratacaktır. Seçilen renkler koyulaştıkça oda daha küçük ama daha sıcak bir görünüm sergiler. Çoğunlukla halıların bakımlar diğer zemin kaplamalarına nazaran çok daha ekonomiktir.

Akustik özellikler
      Halılar aynı zamanda bazı akustik değerlere de sahiptir, çünkü sesleri emer ve böylelikle ev veya ofisinizdeki ortamın kalitesini arttırır. Günümüzde artan taşıt ve ağır iş makinelerinden ötürü adeta gürültü kirliliği yaşadığımızı, buna ek olarak iç mekanlarda telefon, faks, bilgisayar ve klimalardan kaynaklanan sesleri de göz önünde bulundurursak, halının bu akustik özelliklerinin zemin kaplaması seçerken ne denli önemli rol oynadığını rahatlıkla anlayabiliriz.

Havın şekli
      Bir halının değeri de havının yüksekliğine bağlı olarak, bukle ya da kesik havlı olarak gereken kurulum yöntemiyle saptanır. Halının kalitesi arttıkça odada sıcak ve samimi bir hava yaratan izolasyon özelliklerinin sağladığı enerji tasarrufu de artar. Kaygan olan diğer sert zemin ve linolyum kaplamalara karşın, halı hem kaymaz özellikler sunarken aynı zamanda amortisör özelliği gösterir.

      Kısa havlı halılar özellikle tekerlikli koltuklar için oldukça uygun bir yüzey hazırlar. Bunun yanında fiziksel rahatsızlarından ötürü koltuk değneği ya da baston kullananlar için de oldukça güvenli ve kaymayan düz bir zemin sunar. Halıda birçok insana çekici gelen onun genel görünüm, renk ve estetik özellikleridir. Seçim yapmakta zorlanacağınız çok büyük bir renk, desen, model ve şekil çeşitliliği bulunur.

Halının stili
      Hangi stili seçeceğiniz büyük ölçüde odanın boyutları ve genel dekoruna göre değişecektir. Bu açıdan halıyı ister odanın en dikkat çeken öğesi veya odanın genel görünümü içinde uyum sergileyen ve fazla göze çarpmayan bir türde seçebilirsiniz. Bu tamamıyla size kalmış bir seçim olmakla birlikte unutulmaması gereken önemli bir nokta vardır; o da bir odanın genel görünümünü baskın, yanlış seçilmiş renkteki ve mekanın genel görünümüyle oldukça uyumsuz olan bir halıdan daha hızlı yok edebilecek bir şey olmadığıdır.

Dayanıklılık
      Dayanıklılık halının görünümü için çok önemlidir. Eski görünmeye başlaması ve yenisiyle ikame edilmesinden önce ne kadar hoyratça ya da düzgün kullanıldığı önemlidir. Leke tutacak mı, kirlenmeye karşı dirençli mi ya da küflenmeyen yapıda mı? Renkleri soluyor mu? Veya halı yanmaz yapıda mı? Yeni bir halı satın alırken satış görevlisine halıya ilişkin tüm bu soruları mutlaka sorun.

      Düşünülmesi gereken diğer nokta ise seçtiğiniz halının ne kadar süre ilk günkü şeklini koruyacak olmasıdır. Birkaç yıl içerisinde renklerin solduğunu göz önünde bulundurursanız, özellikle duvardan duvara halınızın rengiyle yeni döşenecek halınızın renklerini birbirine uydurmanız bu açıdan da zor olacaktır.

Fiyat
      Fiyat da önemli bir diğer konudur. Öncelikle halının size ne kadara mal olacağını öğrenin. Halı için altlık kullanmanız gerekecek mi? Ek yerlerine yönelik sorun yaşanacak mı? Halının döşeme ücreti ne olacak? Satın aldığınız halının bakımına ilişkin tüm bu ayrıntıları öğrenin. Ayrıca örneğin halınız zarar gördüğünde ve tamir edilmesi gerektiğinde tüm bu harcamaların maliyetinin ne olacağını sormaktan kaçınmayın.

Karşılaştırma
      Bu nedenle eğer daha sonra aynı halıyla diğer odaları döşemek istiyorsanız, bu işlemi bir seferde birçok odaya yapmanız ilerleyen zamanda sorun yaşamamanız adına doğru bir karar olacaktır. Son olarak, halı alırken bu denli çok seçeneğin olduğu bir alanda tek bir marka ya da firmaya bağlı kalmayın. Birden fazla firmanın ürünlerini inceleyerek seçim yapmanız tüm ürünlerin avantaj ve dezavantajlarını rahatlıkla değerlendirmeniz açısından faydalı olacak ve size en uygun halıyı seçmeniz konusunda daha geniş bir bakış açısına sahip olmanızı sağlayacaktır.

Halının Kalitesi Nasıl Anlaşılır?
      Kullanılacak zemine uygun kalitede halı almak çok önemlidir ve bunu seçerken halının performansını anlayabilmek adına ürün tanıtım broşüründeki bilgilerden yararlanmak işin püf noktasıdır. Bu broşürlerde verilen değerlere ve halının serileceği zeminin kullanım yoğunluğuna göre uygun halıya karar vermek mümkündür. Broşürlerde genellikle ürünün yoğun kullanıma dayanıklılığı 5 üzerinden değerlendirilir. Yoğun kullanıma dayanıklı yerlerde 5-4 arası değerlerdeki halılar, kullanımın daha az olduğu yerlerde ise 3-2 arası değerlerdeki halılar tercih edilmelidir. Halının yumuşaklık durumu, aşınmaya direnci, kırışma yoğunluğu ve keçesi gibi faktörler, halının kalitesini belirleyen kriterlerdir.

Halı Çeşitleri, Halının Dokusu Halı Dokusu
      Halının dokusu, kullanıldığı odanın karakterini belirler. Ciddi tarzda, kesik havlı kadife Saksony veya sıcak bir görünüş katan Berber bukle bir halının tercihi farklı atmosferlerin yaratılmasını sağlar. Seçilen halının rengi kuşkusuz sizin hayat tarzınızı ve kişiliğinizi ifade edecektir. Halının ömrünün uzun olmasını ve performansını etkileyen faktörleri bilmek halı kullanmak isteyenler için önemlidir.

Elyaf Çeşitleri
      Polypropylen: Günümüz halı pazarındaki halılar içinde lekeye en dayanıklı halı elyafı olefindir. Bu elyafların rengi, lifin üretim aşamasında verilir, elyaf sonradan boyanmaz. Buna “solüsyon boyama” denir. Hem iç, hem dış mekanlarda bu elyaftan üretilen halılar tercih edilir, çünkü bu elyaf neme, küfe, lekeye ve statik elektriğe dayanıklıdır. Fakat bu elyaflar naylona göre daha çabuk yatar. Polypropylen Berber bukle halılarda kullanılır.

      Naylon: Bu elyaf, olefinden daha güçlüdür, ama lekelere olan dayanıklılığı daha azdır. Dayanıklılığı yüksek olduğu için naylon en popüler elyaftır.

      Polyester: Naylon ve polypropylende kullanılan hammaddeye benzer bir plastikten polyester üretilir. PET polyester, geri-dönüşüm kutularına atılmış plastikten üretilir. Polypropylen elyafındaki yatma problemine polyesterde de rastlanır. Polyester her zaman solüsyon boyama yöntemiyle boyanmaz ve olefin elyafı kadar da lekeye dayanıklı değildir. Polyester elyafının fiyatı naylondan daha ucuzdur.

      Yün: Bu elyaf diğerleri arasında en pahalı olanıdır ve bu yüzden sadece lüks halılarda ve parça halılarda kullanılır. Yün elyaf, yoğun halılarda kullanıldığı ve yumuşaklık hissi yarattığı için beğeni kazanmıştır. Yün elyaflı halı alırken, halının yoğun olduğundan emin olun.

      Pamuk: Pamuk elyafı yumuşaktır, ama yatmaya ve lekelere dayanıklı değildir. Pamuk elyaf nemi emdiği için zor temizlenir.

      Akrilik: Bu elyaf, yünün yumuşaklığını daha ucuza sağlar. Neme ve küfe dayanıklıdır. Aşınmadığı için banyo paspasları için uygun bir elyaftır.

Hav Ağırlığı
      Hav ağırlığı, m2’ye düşen elyafın ağırlığı ile ölçülür. Elyafın sıklığı direkt olarak halının kalıcılığını ve performansını etkiler. Hav ağırlığı fazla olan halı daha dayanıklıdır ve daha pahalıdır. Hav ağırlığını üründe olduğundan fazla söyleyen satıcılara dikkat etmek gerekir.

Büküm
      Halının bir metre uzunlukta birimindeki elyafların ipliklerin birbirine bükülebilme sayısı hesaplanır. Bu sayının çok oluşu halının da kaliteli olduğunu gösterir. Yüksek büküm sayısına sahip halılar düzleşmeye ve ezilmeye dayanıklıdırlar. İpliklerin sabitlenme işlemi ipliklerin birbirlerinden ayrılmamasını garantiye alır ve halıya dayanıklılık katar. Sıkı ve çok sayıda yapılan bükümler halının ezilme ve düzleşmeye karşı dayanıklılığını arttırır.

Yoğunluk
      Halı elyaflarının ilmek sıklığı, halının yoğunluğunu belirler. Halıda ne kadar çok iplik kullanılırsa halının yoğunluğu ve yüz ağırlığı o kadar artar. Yoğunluğu fazla halılar aşınmaya ve düzleşmeye daha dayanıklıdır. Halının yoğunluğunun fazla olması, görünüşünün de daha iyi olmasını sağlar, ayrıca daha rahat yürünen bir zemin oluşturur.

Halı Altlığı
      Halı altlığı, halının alt bölümünde vatka görevi görür. Halı altlığının kullanımı, halının yalıtım özelliklerini arttırır, halının yürümeden aşınmasını azaltır, güzel görünümünün korunmasını uzatır ve rahatlık sağlar. Halı altlığının farklı kalınlıkları vardır. Halı altlığı hem iş yerlerinde hem de evlerde kullanılır. Halı keçesi, üretan, Hint keneviri, sentetik elyaf ve kauçuktan yapılır.

Halıda Renk Seçimi
Halının Renginin Seçilmesi       Halıdaki renk tercihiniz oldukça kişisel bir seçimdir. Neredeyse her renk, desen ve ebatta mevcut olan, birbirinden farklı mekanlara değişik seçenekler sunan halı tasarımları arasından dilediğiniz atmosferi yakalamak için kendinize en uygun olanı seçmek mümkündür.

      Halı satın alırken özellikle önerilen; oda içinde bulunan mobilya ve perdelerin rengini de göz önünde bulundurarak bir seçim yapılmasıdır. Ayrıca odanın büyüklüğü, güneş alıp almaması gibi özelliklerde halı rengi seçiminde dikkat edilmesi gereken noktalar arasındadır.

      Güneş ışığı almayan odalarda sıcak tonlar kullanılarak sıcak bir atmosfer yaratılırken, yeşil ve mavi tonlar da yatıştırıcı bir etki yaratırlar. Açık renkler odayı daha geniş gösterirken, koyu tonlar samimi bir atmosfer sağlar. Yoğun trafiğe maruz kalan giriş bölgelerinde ise koyu tonlar seçilerek halının leke ve kirleri saklaması sağlanabilir.

      Renk seçimi, odalarda farklı etkiler yaratmak için yapılır. Bu etkiler ferahlık, sıcaklık ve soğukluktur. Ayrıca halıda seçilen renk, zemini ne kadar vurgulamak istediğinizle de alakalıdır. Evinizin zeminini dekorasyon içinde ön plana çıkarmak istemiyorsanız, halınızı nötr renkli ve desensiz seçebilirsiniz. Bu sayede evinizin mobilyalarını ön plana almış olursunuz. Eğer mobilyalarınızın yeterince göz alıcı olmadığını ve dikkati zemine çekmek gerektiğini düşünüyorsanız; halınız açık renkli ve desenli olmalıdır.

Sıcak ve Soğuk Renklerin Tercihi
      Odalarda istenen ortamın sağlanmasında kuşkusuz renklerin etkisi büyüktür. Odayı daha sıcak yapmak için sarı, portakal rengi veya kırmızı gibi renkler seçilmelidir. Odayı daha soğuk yapmak için ise mavi veya yeşil gibi renkler tercih edilebilir. Odadaki mobilyalar da halının renginin seçiminde önemlidir. Ahşap tonları bazı renklerle asla uyum sağlamaz, ama uyum sağladığı renkler de vardır. Bundan dolayı halı almaya giderken halıların renklerini mutlaka mobilyanızın rengiyle mukayese edin.

Açık ve Koyu Tonların Tercihi
      Açık renkler ferahlatıcı etki verirler. Bej, Krem gibi açık renklerin kullanımı odayı olduğundan çok daha büyük ve ferah gösterecektir.

      Koyu renklerin etkisi ise rahatlatıcı ve sıcaktır. Açık renklerin ışığı yansıtma özelliği odaları daha aydınlık yaparken koyu renklerin ışığı emme özelliği odaya daha karanlık bir görünüm verecektir. Büyük bir halı evde her zaman daha koyu görünür… Zemin büyük bir alandır. Büyük bir zemini kaplayan halı, rengi yoğunlaştırır. Bu nedenle aynı halının küçük örneği ile büyük hali arasında koyuluk farkı mutlaka olur.

Kaynak: halionline.net – asyahali.com – kelebekhali.com

Bilişim Şirketi Kurmak İsteyenlere 3 : Ustalardan Tavsiyeler

Uzun bir aradan sonra bilişim şirketi kurmak isteyenlere yazı dizisi devam ediyor. Serinin ilk iki makalesine şuradan ve şuradan ulaşabilirsiniz.

Bu yazıda size, dün epeyce sohbet etme imkanı bulduğum Şamil Yıldırım’ın -ki kendisi çok uluslu şirketlerde üst düzey görevlerde bulunmuş ve şu anda Türkiye’nin önde gelen birkaç yazılım firmasının sahibi- aktardığı tavsiyeleri ileteceğim. Hem de unutmamak için burayada not düşeyim istedim. Şamil Bey, gerçekten ilk cümlesinden itibaren kendisine inanılmaz saygı duymaya başladığım ve rol model almayı istediğim bir insan. Ayrıca deneyimlerini paylaşmayı oldukça seviyor. Sanırım bu yazı kendisini sevindirecektir.

Tavsiyeleri maddeler halinde sıralayacağım. Yanlız belirteyim belli bir gidişat yok. Sorularınız olursa bana iletebilirsiniz.

Ustalardan Tavsiyeler

I) Genel

  • Gerek iş hayatında gerekse normal yaşamda aklınızı kullanın. Çoğu insan (eğer dikkatli düşünürseniz siz bile) günlük hayatta monoton bir karar alma mekanizması işletiyor. Yani olaylara alışkanlıklarla yaklaşıyor. Oysa bunun yerine olaylara aklınızla yaklaşırsanız, farklı açılardan bakıp muhakeme yeteneğinizi kullanırsanız (örneğin, şöyle yapsak ne olur? böyle yapınca ne kadar zararım ne kadar karım olur gibi) her zaman başarılı olursunuz. Ayrıca iş hayatında yükselmenin birinci kuralı budur.
  • Eğer biryerlerde çalışıyorsanız, ilk önceliğiniz kesinlikle çalıştığınız yerin çıkarlarını gözetmek olmalı. Mesai zamanlarınızı sadece bu yere adayın. Profesyonel olmak bunu gerektirir. Projeleriniz varsa onlarla akşam eve gidince ya da hafta sonları da uğraşabilirsiniz. Kimse size bunun kolay olacağını söylemedi. Ama etik olanı budur.
  • Bir konuda uzmanlaşın. Birçok konuda az birşeyler bilmek yerine sadece bir tek konuda kendinizi uzmanlaştırın.
  • Düzenli olun, sizin ve kadronuzun her hareketi bir takvime bağlı olsun.
  • Önünüzde çok uzun zaman dilimlerini kapsayan planlarınız olsun.
  • İçinde bulunduğunuz adımı tamamlamadan bir diğerine atlamayın.
  • Kuracağınız şirket bir konuda uzman olsun. Devir uzmanlık devri. Eğer başka iş kollarına veya başka hedef kitlelerede hitap etmek istiyorsanız bunu başka şirketlerin çatısında yapın.
  • Şirketinizin kurumsal kimlik çalışmalarını olabildiğince sağlam gerçekleştirin.

II) Proje Yönetimi

  • Projelerinizi ürünleştirin.
  • Ürün geliştirmek için, ilk önce kafanızda bir proje belirleyin. Bunun için girmek istediğiniz sektörü araşırın, ihtiyaçları belirleyin.
  • Hedef sektörde swot analizleri yapın. Güçlü olduğunuz konuları, rakiplerinizin durumlarını, ürünlerini, pazarın durumunu inceleyin.
  • Ürünün özelliklerini belirlemek için, çok iyi bir analiz süreci geçirmelisiniz. 
  • Ürünün geliştirilmesi için hedef sektörden en az 3 farklı şirketle anlaşın. Bunlar pilot kullanıcılar olacaklar. Bu şirketlerle para ile çalışın. Eğer bedavaya yaparsanız size gerekli özeni göstermezler. (Şamil Bey, eğer imkanınız varsa en az 7 şirketle çalışılması gerektiğini söylüyor.) Birden fazla pilot yerle anlaşmanın nedeni, her yerin ihtiyaçlarının farklı olabilmesidir. Eğer tek bir yerle anlaşıp ürünü geliştirmeye başlarsanız, tamamlanmış ürünün hedef kitlenin diğer unsurarına uymadığını görüp çuvallayabilirsiniz ve bütün emekleriniz boşuna gider.
  • Bu şekilde ürünün geliştirilmesi belli bir noktaya geldiğinde, geliştirmeyi durdurup başka yerlerden (örneğin üniversitelerden, yurtdışındaki örneklerden vs) kaynaklar alarak ve pilot şirketlerin sayısını artırarak geliştirme sürecine devam etmelisiniz.
  • Bu arada proje geliştirme süreçlerine bağlı kalarak, ürününüzü olabildiğince profesyonelce hazırlamalısınız.
  • Bu yolu izlememizin nedeni, projeyi pazardaki diğer oyuncuların ürünlerinin önüne geçirmeyi istememiz ve ortaya çıkacak ürünün olabildiğince ayakları yere basan, esnek ve sağlam olmasını istememizdir. Projenin özelliklerini belirlerken kendinize sormanız gereken en önemli soru; insanlar neden benim ürünümü tercih etsin? olamalıdır. Bunun için sebepler yaratmalı, rakiplerden daha yaratıcı olmalısınız.
  • Ürün optimum performansla çalışmalı ve kullanımı olabildiğince kolay olmalıdır.
  • Son olarak ürünün testini mümkün mertebe çok sayıda kişiyle gerçekleştirmelisiniz.
  • Ürünün geliştirilmesini bu şekilde bilimsel ve profesyonel bir yoldan gerçekleştirirseniz hedef kitlenizin size güveni oldukça artacaktır.

III) Pazarlama

  • Yukarıdaki süreçleri tamamlamadan kesinlikle pazarlama evresine geçmeyin.
  • Pazarın durumuna ve rakip ürünlere göre bir fiyat belirleyin. Bu evre çok önemli. Fiyatı dengesiz belirlerseniz (özellikle yeni kurulmuş bir şirket için) rekabette pek bir şansınız kalmaz.
  • Ürünle ilgili bir web sitesi hazırlayın
  • İnternetten veya ticaret odalarından hedef kitlenizin bir dökümünü (email adresleri, telefonlar, adresler vs) çıkartın.
  • İlk önce bütün hedef kitlenize, ürünü tanıtıcı bir e-bülten gönderin. Bu e-bülten olabildiğince kısa ve çarpıcı olmalı. Ayrıca linklerde ürünle ilgili hazırladığınız web sitesine yönlenmeli.
  • 1 gün bekledikten sonra elinizdeki listedeki yerlerden randevular alın.
  • Sabah en geç 8.30 da şirkette toplanın, ufak bir toplantı yapın ve herkes müşterilere dağılsın.
  • Günde en az 3 veya 4 yerle görüşmeye çalışın.
  • İçerisinde katalog, broşür vs olan olabilidiğince dikkat çekici ve yaratıcı bir teklif dosyanız olsun. Görüşmelerde yanınızda bir laptop (netbook olsa daha şık olur) ve mümkünse bir projeksiyon cihazı götürün.
  • Müşteriye gittiğinizde öncelikle karşınızdakine ürünü neden alması gerektiğini 3 maddeyle açıklayın. Daha fazlası aklıda kalmaz. Bu maddeleri müşterinin ihtiyaçlarına göre hazırlanması uygun olacaktır.

Bunlara olabildiğince uymak önemli. Eğer işinizde profesyonel olursanız her zaman tercih edilen siz olursunuz.

Aklımda kalanlar bunlar olmuş. Unuttuklarımı eklemeye çalışacağım. Sizde görüşlerinizi bildirirseniz oldukça yararlı olacaktır.

Dünya’nın önde gelen Yapı Marketleri İstanbul’da…

Türkiye pazarıyla yakından ilgilenen dünya yapı market markaları

16-19 Eylül  2010 tarihleri arasında İstanbul’da CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan Yapı Market Tedarikçileri Fuarı’nda Türk ürünleri ile tanışarak ileriye dönük önemli satın alma bağlantıları yapacaklar.

 

 Ev tekstilinden banyo malzemelerine, mobilyadan el aletlerine, bahçe aksesuarlarından zemin malzemelerine, boya, izolasyon malzemelerinden, dekorasyon ve aydınlatma ürünlerine kadar, kısaca yapı market raflarında yer alan tüm ürünleri kapsayan fuarı,Türkiye’de bulunan Uluslararası Yapı Market ve yerel Yapı market satın almacılarının yanı sıra Home Depot (2300 mağazası ile ABD, Meksika,Kanada), Mr. Bricolage (760 mağazası ile Fransa, Belçika, Sırbistan, Romanya, Bulgaristan, Mauritus, Andora, İspanya,Fas,Tunus,Cezayir, İtalya),Biltema (70 mağazasıyla İskandinav ülkelerinde İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya), mağazalarının satın almacıları ziyaret edecek. Ortadoğu’nun dev yapı market markalarından Saco (27 mağazası ile Suudi Arabasitan), Kuzey Afrika’nın önde gelen marketi Bricoma (4 mağazasıyla Fas) fuara geliyor.

Dünyanın her yerinde dev perakende mağazaları işletme ve satın alma operasyonlarına sahip bu ciddi firmaların satın alma yetkilileri, 2010 Yapı Market Tedarikçileri fuarına stand alarak katılan Türk imalatçı, ihracatçı firmaların yetkilileri, sorumlu müdürleri ile fuar alanında ve Buyers Lounge’da, karşılıklı işbirliği görüşmeleri yapacaklar. Ayrıca, Avusturyalı Baumax, Fransız Leroy Merlin, ve Türk Tekzen satın alma görüşmeleri yapmak üzere, kendilerine özel görüşme lounge’u kuruyorlar. Ve daha bir çok dünya markasının satın almacıları ile görüşmeler devam ediyor.Bunun yanında Türkiye’de bulunan yerel ve uluslararası gıda market satın almacıları da ev gereçleri ve yapı ürünleri reyonlarına ürün bakmak üzere fuarı ziyaret edecekler.

Praktiker ve Baumax Türkiye satın almacıları ile kısa zamanda bize bildirecekleri Praktiker yabancı ülke mağazaları ile Baumax yabancı ülke satın almacıları ürün tanımak ve tedarikçi ile tanışmak için ziyaretçi olarak fuara geliyorlar. Baumax görüşmelerini kendi özel lounge’unda, Praktiker satın almacıları ise görüşmelerini Media Force Buyers Lounge da yapacaklar.

Detaylı Bilgi İçin: www.yapimarkettedarikfuari.com

YAPI MARKET TEDARİKÇİLERİ FUARINA DAVET

80 bini aşkın ürün çeşidiyle perakendenin yükselen trendi olan yapı marketlerin ulaştığı son noktayı

  Yapı Market Tedarikçilerinin Fuarı ortaya koyuyor…

  Türkiye’de hızla yayılan yapı market zincirlerinin, şimdilik yılda bir kez bir fuar çatısı altında ürün inceleme ve satınalma platformu oluyor. Küçük yapı marketlerin, yeni ortak satınalma oluşumlarının ve binlerce nalbur perakendecisinin ziyaretine de açık olacak fuar, tedarikçilere yeni müşteriler ve müşteri grupları yaratan bir büyük organizasyon olacak.

  Tabloid formattaki Tedarik Gazetesi’nin öncülüğünde, Nalburiye Dergisinin 21 yıllık tecrübesiyle, Medya Fors tarafından organize edilecek Yapı Market Tedarikçilerinin Fuarı, 16-19 Eylül 2010 tarihleri arasında İstanbul’da CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. “Yeni bir pazar yeri” konsepti sunan fuar tedarikçilere yapı market raflarında ve reyonlarında yer almak için önemli fırsatlar sunacak.

   Buradaki amaç zaten bildikleri ürünleri satınalmacılara tanıtmaktan çok, yeni ürün, promosyon ve merchandise odaklı bir katılımla “gövde gösterisi” yaparken, mamul farklılaştırılmasına konu olan ürünlerin uygulama kolaylıkları ve sahaları konusunda fikir yaratmaktır… ilişki sadakatini pekiştirmektir, genelde sizlerin  gittiği müşterilerinizi  (satın almacıları) yılda bir kez de olsa böylesi spesifik bir fuar çatısı altında kendi ortamınızda ağırlama ve motive etme imkanıdır, satış şartlarını değerlendirme ve senelik sipariş programını gözden geçirme imkanıdır… Burada önemli bir nüans yaratıyoruz.

   Ayrıca  küçük yapı marketlerin, yeni ortak satınalma oluşumlarının, bizim gurubumuzun amiral gemisi olan Nalburiye dergisinin ulaştığı tüm nalburların ziyaretine de açık olacak ve sizlere yeni müşteriler ve veya müşteri gurupları yaratacak bir büyük organizasyondan bahsediyoruz… Dağıtım kanalının top yekün hazır ve nazır olacağı “yeni bir Pazar Yeri” konseptinden bahsediyoruz…

onine davetiye için   tıklayın >>,

İnternet Neden Önemlidir ?

 İnternet Sayfasına Sahip Olmak: Bir işletmeniz var ( küçük veya büyük olması farketmez ) , ve çevrenizdeki çoğu işletmenin internet sayfası var. Neden bu insanlar internet sayfası yaptırmışlar ki? Bunu hiç düşündünüz mü? Gelin internet sayfası sahibi olmanı nedenlerinden çok size getireceği yararları aşağıda açıklayayım: – İnternet sayfası olan firmalar dünyaya açılmış demektir. Dünyaya açılma kelimesinin altını çizdim, çünkü Kıbrıs’ta yaşamanın bize getirdiği acı bir gerçektir “dünyaya açılamama” duygusu. İnternet sayfanız ile dünyaya açılırsınız, ve hedef kitlenizi arttırırsınız. – Ofisinizden veyahut dükyanınıza ek olarak 24 saat açık bir ofisiniz/dükyanınız daha olur. Siz evinizde dinlenirken veya dışarda eğlenirken, internet sayfanız sizin için ürünlerinizi ve servislerinizi müşterilerinize sunmaya devam edecektir. – PRESTİJ. Gösterecek veya sunacak elle tutualacak ürünüm yok, peki neden web site sahibi olayım diyorsanız, size cevabım prestij olacaktır. Artış yaşadığımız devirde internet sayfası her alanda ilk bakılan ve aranan özellik halini almıştır. – Hayatımızı kolaylaştırır. İnternet sayfanız yayına devam ettikçe, telefon veya müşteri trafiğini internete kaydırabilir ve ordan kazanacağınız zaman ile daha fazla iş yapma potansiyeline sahip olursunuz. Vakit nakittir! – Küçük karlar elde edersiniz. İnternet üzerinden yapacağınız çoğu işlem ile günlük ofis giderlerinizden küçük karlar edebilirsiniz. Bunları küçümsemeyin. Fax yerine email atabilir, ürün kataloğunuzu baskıya vermek yerine internet sayfanızdan gösterebilir, reklamlar için flyerler yerine veyahut telefonda ürünlerinizi uzun uzun anlatmak yerine internet sayfanızı referans gösterebilir veya müşterilerinize faturalar yollamak yerine internette kuracağınız sistemler ile e-fatura diye tabir edilen sistemlere geçebilirsiniz. Damlaya damlaya göl olur.. Halkımızın interneti bir ihtiyaçtan çok daha fazla lüks olarak görmektedir. Fakat günümüz teknolojilerine ayak uydurmamız gerekmektedir. İnternet bir lüks değil, bir ihtiyaçtır.

Kaynak :  Sercan AKALINLAR – Kıbrıs Postası

Tatildeyken Evinizin Güvenliğini Nasıl Korursunuz?

Yılın tüm yorgunluğunu üzerinizden atmak için tatile çıkarken, gözünüzün arkada kalmaması ve huzurlu bir geçirmeniz için birtakım güvenlik önlemleri almanız gerekir. Evinizin güvence altında olduğundan emin olmanız, günlük kaygılarınızdan uzak bir geçirmeniz ve dinlenmeniz için vazgeçilmezdir. Alacağınız birkaç önlem, hem içinizin rahat olmasını sağlayacak, hem de dönüşü istenmeyen sürprizlerle karşılaşmanızı engelleyecektir.

güvencem Tatildeyken Evinizin Güvenliğini Nasıl Korursunuz?

1) Tatile ya da uzun bir seyahate çıkarken eviniz boş kalacaksa; öncelikle , su baskını ve gaz kaçağı gibi tehditler için tedbir almanız oldukça önemlidir. Bu nedenle, evden ayrılmadan önce su ve doğalgaz vanalarını kapatmanız; fişe takılı konumda bırakmanız gereken elektronik eşyalarınızda ya da prizlerinizde herhangi bir elektrik kaçağı olmadığından emin olmanız gerekir. 

2) Kapılarınızın, pencerelerinizin ve kapı kilitlerinizin sağlam olmasına dikkat edin. Bozuk olanları tamir ettirin.

3) Tatile çıkarken, hırsızlara davetiye çıkartmamamak için; evin boş olduğu izlenimini silmeniz gerekebilir. Bunun için perdelerinizin ya da panjurlarınızın tamamını sımsıkı kapatmamanız tavsiye edilir. Fakat bu önlem, evinizin gözlenmesine de sebep olabilir.

4) Giriş kapınızdan duyulabilecek bir radyoyu ve dışarıdan görülebilecek bir ışığı açık bırakmanız da evin boş olmadığı izlenimi yaratacak önlemler arasındadır. Fakat pek de tasarruflu olduğu söylenemez. Ayrıca gündüz yanan bir ışığın dikkat çekeceği ihtimalini göz önünde bulundurmanız gerekir.

5) Uzun bir seyahate çıkarken, posta kutunuzda biriken postalar hırsızların dikkatini çeken detaylardandır. Güvendiğiniz komşularınızdan veya bir arkadaşınızdan postalarınızı düzenli olarak almasını rica etmeniz sizin yararınızadır.

6) Telesekreterinize tatile çıktığınızı ve uzun süre evde olmayacağınızı belirten bir mesaj bırakmayın. Hırsızlık olaylarının birçoğunun sizin uzun süre evde olmayacağınızın garantilenmesinden sonra gerçekleşeceğini unutmayın.

7) Telefonunuzun sesini kısın. Nitekim uzun süre çalan ve yanıt verilmeyen telefonlar hırsızların dikkatini çekecektir.

8) Güvendiğiniz bir komşunuza tatilde olacağınız tarihleri bildirin ve acil durumlarda size ulaşabileceği bir telefon numarası bırakın.

9) Bu önlemlerin, günümüzde evinizin güvenliğini tam anlamıyla koruyamayacağını unutmayın. Bu nedenle evinize yönelen güvenlik tehditlerinden ve soygunlardan korunmak için profesyonel yardım alın.

ADSL Modem Nasıl Kurulur ?

ADSL Modem Kurulumu için yardımcı bilgiler

– Adsl modeminizi aşağıdaki şemadaki gibi monte ediniz.

Adsl hattınız üzerinden telefon görüşmesi de yapabilmeniz için Splitter (filtre) cihazı kullanmalısınız. Aksi takdirde telefon hattınızda parazit oluşabilir ve adsl bağlantınız da kopmalar yaşayabilirsiniz. Splitter cihazını yukarıdaki şemadaki gibi monte ediniz. Telefonunuzun paralel hatları varsa  her telefon için ayrı bir splitter kullanınız.

Adsl modeminizin kurulumu için bazı ayarlamalar yapmanız gerekmektedir.

  1. Bağlantı protokolü olarak  PPPoE LLC seçiniz.
  2. Modeminizin konfigürasyonunu VPI parametresi 8, VCI parametresi de 35 şekilde ayarlamanız gerekmektedir.
  3. Son olarak size bildirilen kullanıcı adınızı (sonuna @ttnet eklemeyi unutmayın) ve şifrenizi girerek modemi ayarlamalarını bitiriniz.

Bu parametrelerin girilmesi ve modem konfigürasyonu ile ilgili diğer sorunlarınız için modemin kullanma kılavuzunu bakınız.

Download kotanızı http://adslkota.ttnet.net.tr/ kontrol edebilirsiniz.

İsterseniz Trafik Metre (DUMeter) programını indirerek günlük, haftalık ve aylık data trafik kontrolünüzü yapabilirsiniz. Programı indirmek için tıklayınız…

ADSL Hizmet Hattı : 444 0 375

DSL Mail adresinizi aktif etmek

http://dslmail.ttnet.net.tr web adresine girerek dsl mail almak istiyorum linkini kullanınız ve istenilen bilgileri girerek almak istediğiniz mail adresini siz kendiniz tanımlayınız.

Cep Telefonu Nasıl Seçilir ?

Yaklaşık 72 milyon nüfüsa sahip ülkemizde GSM abone sayısı ise 60 milyon. Bu durumda kullanıcıların üçte biri çift SIm kart sahibi olsa bile oldukça yüksek bir oranı teşkil ediyor. Yeni bir telefonun en fazla 1 buçuk yıl elimizde tuttuğumuzu hesaba katıldığında karşımıza iyi bir cep telefonu pazarı ortaya çıkıyor. Bunun için mobil iletişimindev markaları pazar paylarını arttırmaya çalışırken,yeni yeni markalar da görüyoruz. Onlarca marka ve yüzlerce modelin bulunduğu cep telefonları arasında kullanıcının kendine uygun cihazı seçmeside zor oluyor. Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği(MOBİSAD), tüketicileri cep telefonu alırken dikkatli olamaları yönünde uyarıyor.MOBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi Caner Özgül, “Dernek olarak tüketicinin yanında yer alıyor ve cihazı satın alırken bazı noktalara dikkat etmeleri konusunda tavsiyelerde bulunuyoruz. Bunu afiş çalışması da yaparak daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefledik.Yaptığımız tavsiyelerden ilki;satın alının cihazın fatura ve garanti belgesinin mutlaka dolurularak alınması.Bu belgeler üzerinde cihazın IMEI numarasıda yer almalı. Kutu içersinde yetkili teknik servislerin iletişim bilgileri ve Türkçe,kullanım kılavuzu olmalı.Cihaz satın alırken *#06# tuşları kullanılarak ekranda beliren IMEI numarası ile garanti belgesi ile fatura üzerindeki ile aynı olduğu kontrol edilmeli.Aksi halde daha sonra cihaz arzalandığında problem çıkacaktır.”dedi. MOBİSAD’ın hazırladığı, yetkili teknik servisler, aksesuarlar, yedek ürünler başta olmak üzere cep telefonu satın alınırken tüketicinin dikkat etmesi gereken püf noktaları şunlar: Cep telefonunu nasıl seçmeli? Yüzlerce model arasında kaybolmadan doğru seçimi yapmak gerçekten çok zorfakat ihtiyaçlarınızı belirlediğinizde aslında aradığınız telefonu kolayca bulacaksınız. Öncelikle telefonunuzu sadece cep telefonu konusunda odaklanmış mağazalardan alışveriş yapmanızı tavsiye ediyoruz.Çünkü burdaki satış danışmanları sizin ihtiyaçlarınıza göre size gerekli bilgilendirmeyi yapacaklardır.Aynı zmanda satış sonasında da sizlere yardımcı olacaklardır. Sağlamlığı ön planda tutulmasında fayda vardır.Aktif bir hayat tarzınız varsa ve cep telefonunuz bu hayatta size sürekli eşlik edecekse,sağlam bir model tercih edin.Tuş takımına önem verin.Bazen kullanışsız gibi görünen tuşlar çok iyi sonuç verebilir veya kullanışlı görünen tuşlar sizi tatmin etmeyebilir,mutlaka deneyin. Ekran çözünürlüğüne ve rakamların okunaklılığına bakın.Özellikle gözlerinizde sorun varsa,ekrandaki numaraların veya rehberdeki kayıtların ekranda beliren rakamların ve yazıların yeterince büyük ve okunaklı olmasını kontrol edin. Boyutları ve inceliği düşünün.Eğer telefonunuzu sürekli pantolon veya gömlek cebinde taşımayı tercih ediyorsanız,ince modelleri tercih edin. Teknoloji ile aranız pek iyi değilse, basit ve kullanımı kolay modellere yönelin.Satın aldığınız cep telefonunun kullanım kılavuzunu mutlaka baştan sona okuyun. Kameralı bir telefon alacaksanız,mutlaka kamera ile ilgili özelliklerini inceleyin.Kullanımdaki pil ömrünü öğrenin.Genlde,kullanımdaki pil ömrü kılavuz verileriyle aynı olmaz.Pil ömrünü değerlendirirken kullanıcılardan fikir almaya çalışın. Beğendiğiniz birden fazla model varsa, seçiminizi hoşuna gidenden yana kullanın.Beğendiğiniz cep telefonu tüm beklentilerinizi karşıladıktan sonra, marka ve modeli ne olursa olsun sizi üzmeyecektir. Tasarımı çok yönlü değerlendirin.Kapaklı telefonlar telefon ekranını çizilmelere karşı daha iyi korur, ancak mekanik arzalara daha yatkındırlar.Klasik telefonlar telefonun o anki durumunu daha hzılı görebilmemizi sağlar,ancak tozlanma ve çizilme gibi dış etkilere daha açıktırlar.Tercihinizi yaparken nasıl kullanıcağınızı,erde taşıyacağınızı düşünün. Alacağınız cep telefonun hangi tip GSM şebekelerini desteklediğini kontrol ediniz, eğer yurt dışına sürekli gidiyorsanız gittiğiniz ülkelerde bu GSM şebeke bantlarının kullanılıp kullanılmadığını kontrol ediniz. tabiki en sonunda cep telefonun faturasını almayaı ve garanti belgesini doldurtmayı unutmayın. Yetkili teknik servisler var mı? Cep telefonunuzda meydana gelebilecek her türlü arzalarda mutlaka cep telefonun kullanım kitabını ve garanti kartını okuyunuz ve belirtilen yetkili teknik servislerle irtibata geçiniz.Tanımadığınız ve bilmediğiniz kişilere vep telefonunuzu tamir için vermeyiniz.Cihazınız garanti dışı kalabilir. Cihazınızı Yetkili Teknik Servise götürürken mutlaka yanınıza şarj cihazını faturasını ve garanti kartını almayı unutmayınız. Yedek ürünlere dikkat edin! Kullanıcıya kolaylık sağlaması amacıyla geliştirilen aksesuarların telefonla uyum içinde çalışması gerekiyor.Her üreticinin Arge ekibi aksesuar geliştirirken bu cihazları birçok teste tabi tutar. Yüzde 100 uyum durumunda aksesuar kullanıma sunulur.Kullandığınız cep telefonu ile ilgili aksesuarları, pil, şarj cihazı ve kulaklık gibi ürünleri alırken ya orjinal yada markalaşmış ürünleri almalısınız. KAYNAK

Otomobil Bakımda Püf Noktalar …

OTOMOBİL İLE İLGİLİ YAŞANABİLECEK OLASI PROBLEMLER VE ÇÖZÜMLERİ DERLENMİŞTİR.

SOĞUTMA SUYUNUN DEĞİŞTİRİLMESİ

Radyatörün düzenli olarak temizlenmesi araç bakımının can alıcı bölümlerinden biridir.

Aracınızın soğutma sistemi, motorun ürettiği fazla ısıdan aracınızı korur ve motorun doğru sıcaklık aralığında çalışmasını sağlar. Soğutma sistemini pas, tortu ve kirleticilerden korumak radyatörün ve motorun en iyi çalışma koşularında kalmasına yardım edecektir.

Radyatörü her iki yılda bir temizlemelisiniz.

İHTİYACINIZ OLANLAR
• Antifriz (4-8 litre)
• Damıtılmış Su (4-8 litre) Drenaj kabı ya da kovası
• Püskürtme ağızlı bahçe hortumu
• Bir çift çalışma eldiveni (tercihen su geçirmez)
• Yumuşak kıllı naylon fırça
• Bir kova dolusu sabunlu su
• Koruyucu gözlük

Sıcak radyatör kapağını asla açmayın!

ADIM 1 – BAŞLAMADAN ÖNCE
İlk olarak ve her şeyden önce motorun soğuk olduğundan emin olun.
Isınmış bir motor, radyatörde yüksek basınç altında ve sıcak olan bir soğutma suyu demektir – ve radyatör kapağını açtığınızda muhtemelen fışkırma yapacaktır.

ADIM 2 – RADYATÖRÜ TEMİZLEYİN
Motor kapağını kaldırın ve kazara kapanmasını önlemek için güvenli bir şekilde açık kalmasını sağlayın. Naylon fırça ve sabunlu suyu kullanarak radyatör ızgarasında toplanan ölü böcekleri ve parçaları yavaşça fırçalayarak temizleyin. Fırçalamayı radyatör plakaları doğrultusunda yaptığınızdan emin olun. Metal narin olduğundan tersi yönde fırçalandığında kolaylıkla eğilebilir. Bu şekilde temizlendikten sonra, tüm parçaların yok edilmesi için ızgaranın üzerine hortumdan yavaş bir hızda çıkacak şekilde su püskürtün.

Sadece iki yılda bir radyatörü temizlemeniz zorunlu olsa da, radyatör ızgarasının yaklaşık her 20.000 km.de bir temizlenmesi iyi olacaktır.

ADIM 3 – BOŞALTMA KABINI YERLEŞTİRİN
Soğutma suyunun doğru bir şekilde boşaltılması çok önemlidir. Soğutma suyu çok zehirlidir ancak çocuklara ve hayvanlara çekici gelecek derecede tatlı bir kokuya sahiptir. Sıvının boşaltılması sırasında araç başıboş bırakılmamalı ve boşaltılan su öylece yere akıtılmamalıdır. Kullanacağınız kabın mutfakta da kullanılmadığından emin olun- tek kullanımlık bir kap en idealidir. Kabı aracın altına kaydırın ve radyatörün tahliye valfini (çekvalf olarak da bilinir) ortalayacak şekilde yerleştirin.

ADIM 4 – RADYATÖR KAPAĞINI KONTROL EDİN
Radyatör kapağı, motoru soğuk tutması için radyatör içindeki soğutma suyunu kapalı ve basınç altında tutar. Soğutma suyunun basıncı motor tipine göre değişir ve basınç derecelendirmesi kapağın üzerinde gösterilmiştir.

Radyatör kapağı; geniş ve düz metal üst taraf ile alt taraftaki daha küçük kauçuk conta arasında gerilmiş bir bobin yayı içerir. Yay ile kauçuk conta arasındaki gerginlik kapağın basıncı tutmasını sağlar. Yani bu ikisini sıkıştırmak kolaylaşmışsa kapak yıpranmış demektir ve değiştirilmelidir. Kapağı değiştirmenizi gerektiren bir diğer işaret kauçuk contanın paslanmış ya da kurumuş olmasıdır. Genelde kapak en az iki yılda bir değiştirilmelidir, böylece bu değiştirme işleminin radyatörü temizlerken sizin rutinlerinizden birisi olmasını sağlayabilirsiniz. Unutmayın; farklı basınç derecelendirmeleri için farklı kapaklar mevcuttur. Aracınızın özelliklerine uygun derecelendirme bilgisini not edin.

ADIM 5 – KELEPÇE VE BORULARI KONTROL EDİN
Bir sonraki adım radyatörün boru ve kelepçelerini kontrol etmektir. Biri radyatörün üstünde biri altında olmak üzere iki boru mevcuttur. Boruların değiştirilmesi için radyatördeki suyun boşaltılması gerekir. Bu nedenle motoru temizlemeden önce onları kontrol etmeniz iyi olacaktır. Bu yolla, eğer boruların çatlak ya da sızdırıyor olduğu ile ilgili işaretler bulursanız veya kelepçeleriniz paslanmışsa, radyatörü yeniden doldurmadan önce onları değiştirebilirsiniz. Boruların yumuşamış olması, değiştirilmeleri için önemli bir göstergedir.

ADIM 6 – ESKİ SOĞUTMA SUYUNU BOŞALTIN
Radyatörün tahliye valfinin (çekvalf), kolayca açılabilir olması için bir kolu olmalıdır. Çekvalfi çevirerek açın (soğutma suyu zehirli olduğundan çalışma eldivenlerinizi giyin) ve sıvının aracın altına yerleştirdiğiniz kaba akmasını sağlayın. Tüm suyu boşalttıktan sonra çekvalfi değiştirin ve eski soğutma suyunu yanınızda bulundurduğunuz kapanabilir başka bir kaba koyun. Sonra boşaltılan soğutma suyunu toplamak için kullandığınız kabı tekrar valfin altına koyun.

ADIM 7 – RADYATÖRÜ TEMİZ SU İLE DURULAYIN
Şimdi asıl durulamayı yapmak için hazırsınız! Bahçe hortumunuzu alın, püskürtme ağzını radyatörün doldurma ağzına koyun ve dolana kadar su ile doldurun. Valfi açın ve içerdeki suyu valfin altındaki kaba akıtın. Su temiz olarak akana kadar işlemi tekrarlayın ve durulama işleminde kullanılan tüm suyun, eski soğutma suyunda olduğu gibi, kapanabilir kaplara koyulduğundan emin olun. Bu noktada gerekirse yıpranmış boru ve kelepçeleri değiştirmelisiniz.

ADIM 8 – SOĞUTMA SUYU EKLEYİN
İdeal bir soğutma suyu karışımı %50 antifriz ve %50 sudan oluşur. Musluk suyunda yer alan ve suyun işini doğru olarak yapmamasını sağlayan mineraller soğutucu karışımının özelliğini bozabileceğinden, formülde damıtılmış su kullanılmalıdır. Çoğu radyatör yaklaşık iki galon sıvı tutabilir. Bu nedenle kullanacağınız sıvı miktarına karar vermeniz zor olmayacaktır.

ADIM 9 – SOĞUTMA sistemİNİN HAVASINI BOŞALTIN
Son olarak soğutma sisteminde yerleşmiş olabilen hava boşluklarını almak gerekli olacaktır. Radyatör kapağı açıkken motoru çalıştırın (basınç oluşumunu engellemek için) ve yaklaşık 10 dakika çalışır durumda bırakın. Sonra kaloriferi sıcak konumuna getirerek açın. Bu, soğutma suyunun devir-daimini sağlayacak ve sıkışan havayı dağıtacaktır. Hava dışarı bırakıldıktan sonra biraz daha soğutma suyu ekleyin ancak dikkatli olun; radyatörden serbest bırakılan hava kabarcık şeklinde çıkabilir ve çok sıcak olabilir.

Sonra kapağı takın ve taşan suyu bir bezle silin.

KARBON TEMİZLEME (CARBON CLEAN)

Karbon Birikimi Nedir ve Nasıl Oluşur?
Karbon birikimi içten yanmalı benzinli ve dizel motorlarda bir HC bileşiği olan yakıtın yanma odasında hava ile yakılması sonucunda meydana gelen kurum adını verdiğimiz karbon depozitlerinin birikmesi ile zaman içinde supap yüzeylerinde, piston yüzeylerinde, yanma odası çeperlerinde ve segmanlar etrafında oluşur. Bu birikimler motorun hava emme kapasitesinde azalma meydana getirir. Hava emme kapasitesi azalan bir motorun volümetrik verimi düşer.

Karbon Birikimi Araçlarda Ne Gibi Problemler Yaratır?
• Silindir kompresyonlarının düşmesi
• Motor gücünde azalma
• Fazla yakıt tüketimi
• Egzoz emisyonlarında artış
• Bozuk rölanti
• Hızlanma kabiliyetinde azalma
• Soğuk havalarda zor çalışma
• Motorun silkeleyerek çalışması

Karbon Temizleme Nedir?
Karbon temizleme içten yanmalı 4 zamanlı benzin ve dizel motorlarda yakıt besleme sistemleri ile supap yüzeyleri, piston yüzeyleri, yanma odası çeperlerini motordan herhangi bir parça sökmeden temizleyen bir sistemdir.

Karbon Temizliğinin Yararları Nelerdir?
• Çok kirli motorlarda %15 e kadar sağlanan yakıt tasarrufu, ortalama olarak %3-5 civarındadır.
• Zararlı egzoz emisyonlarının azalması, benzin motorlarında %40 ın üzerinde, dizel motorlarda ise %75 e ulaşan değerlerde tespit edilmiştir. Partikül emisyonlarında azalma ortalama %30 un üzerindedir.
• Motor performansı artar. Dizel motorlarda gücün genelde %10-bazı ölçümlerde %30-artması normal sonuçtur. Benzinli motorlarda temizleme işleminden önce görülen ilk çalıştırma zorluğu, tekleme, düşük devirde sert çalışma ve benzeri şikayetler ortadan kalkar.
• Karbon temizleme işlemi düzenli olarak (her 25.000 km.de bir) yapıldığında motorun ömrü uzar.
• Parça değiştirilmesine gerek kalmadan bu tür harcamalar önemli ölçüde azalır.
• Bakım ve işçilik masrafları ve süresi azalır. Yakıt enjeksiyon sisteminin dizel motorlarda bakımı bir günü, hatta daha fazla zamanı alabilir. Tüm motorlarda Karbon temizleme işlemi en fazla bir saat sürer.

Karbon Temizleme Niye Etkindir?
Günümüz benzin ve dizel motorlarının kalbi yakıt püskürtme sistemidir. Enjektörler, yakıtı çok ince bir sprey halinde ve konik biçimde püskürtürler. Zamanla ısı, yakıt kirliliği ve kullanım sonucu sistem kirlenmektedir. Enjektörlerin yakıt püskürtme deliklerinin 0,5 mm veya daha küçük çapta olduğunu düşünürsek en ufak kirlenmede tıkanmaları doğaldır. Ayrıca dizel veya benzin motorlarında yanma hücrelerinin, pistonların, valf ve yuvalarının, kısaca yanma dolayısıyla zor şartlarda çalışan parçaların kirlenmeye açık olduğu unutulmamalıdır. “Karbon Temizleme” işlemi yakıt sistemini temizleyerek motoru yenilemekte, ayrıca yanma yüzeylerini yumuşak karbon birikimlerinden arındırmaktadır.

FAR AMPULÜ NASIL DEĞİŞTİRİLİR?

Ön ve arka farlarınızın ampulü aniden yanabilir. Bu durumda trafik güvenliği açısından büyük önem taşıyan lambaların yanmadığından trafik cezası ödemek zorunda kalabilirsiniz.

Ayrıca uzun yolda ve gece yolculuk ediyorsanız, görüş açınız azalabilir.

Bu sebeple trafikte zor durumda kalmamak için otomobilinizin bagajında mutlaka yedek bir ampul bulundurun. Bozuk ampulü değiştirmek sadece 3-5 dakikanızı alır. Bunun için bir yedek ampül ve bir tornavida gereklidir.

Değiştirme işlemi sırasında;
• Far ampulünün fişi çekilir.
• Far ampulünün lastiği çıkarılır.
• Yanan ampül çıkarılır. Aracınızda bulunan yedek ampülle değiştirilir. Ampulü taktıktan sonra yine sırasıyla lastik ve fiş takılır.

TRİGER KAYIŞINA DİKKAT!

Üreticilerin motor teknolojilerine yönelik yatırımları her geçen gün daha da artıyor. Daha küçük hacimli ünitelerden yüksek güç alınıyor, yakıt tüketimi değerleri azalıyor daha da önemlisi kullanım maliyetleri geriye çekiliyor.

Peki gittikçe hassaslaşan bu ünitenin zayıf yönleri yok mu? İşte bu tartışmanın baş rolünü hiç kuşkusuz triger kayışı oynuyor. Motorun çalışması için emme ve egzoz supaplarının belirli zamanlarda açılıp kapanması gerekiyor. Bunu sağlayan parça da eksantrik (kam) mili. Ancak eksantrik milinin bu işi yapabilmesi için dönme hareketini gerçekleştirmesi şart.

İşte bu noktada devreye triger kayışı ya da zinciri giriyor. Marş motorunun volan yoluyla krank milini çevirmeye başlamasıyla, eksantrik mili de bu iki parça arasındaki bağlantıyı sağlayan kayış ya da zincir sayesinde dönmeye başlıyor. Bu nedenle pek çok araç sahibi önem vermese de aslında bu kayış ya da zincir hayati bir sorumluluk üstleniyor.

Otomobil üreticileri geçmiş yıllarda krank miliyle eksantrik mili arasındaki bağlantıyı zincirle sağlıyorlardı. Hatta bu parçanın sağlam olmasından ötürü hala pek çok üretici tarafından tercih ediliyor. Tek handikapsa zincirin sesli çalışması ve dönemsel olarak gerginliğinin ayarlanma gereksinimine ihtiyaç duyması. Triger kayışıysa hem ekonomik oluşu hem de sessiz motor yaratma peşindeki üreticilerin ihtiyaçlarına cevap vermesinden ötürü tercih ediliyor. Aslında triger kayışı çabuk aşınan veya kolay kopabilen bir parça değil. İçeriğinde cam elyafı bulunan lastik kayış çok ince olmasına rağmen yaklaşık 2 ton ağırlık taşıyabiliyor. Bu onun sağlamlığını vurgulamak açısından önemli. Ayrıca yağlama gerektirmemesi, hafif olması triger kayışının önemli avantajları. Ama bu avantajlarına karşın triger kayışının ufak bir kusuru bulunuyor. Hiç bir tıkırtı veya ses oluşturmadan ansızın kopabilmesi.

Triger kayışı kopacağı ana kadar sorunsuzca görevini yere getiriyor. Fakat iflası kısa sürede gerçekleşiyor ve onarılması güç hazarlar yaratıyor. Triger kayışı da fren balatası veya lastikler gibi aşınan bir parça. Kayış döndüğü yuvayla sürekli sürtünme halinde olduğu için zaman içinde aşınıyor ve gevşeyebiliyor. Triger kayışının motora zarar vermesi için kopması değil tek bir dişli bile atlaması yeterli olabiliyor. Yeteri kadar gergin olmayan kayış, hiçbir işaret vermeden üç dört diş birden atlıyor. Bunun neticesinde silindir boşluğundan çıkması gereken supaplar orada kalıyor ve pistonlar supaplara çarparak eğilmelerine sebep oluyor. Sonuçsa motor kabininden gelen büyük bir patlama sesi ve yolda kalan bir otomobil…

Sonuçta motor kullanılmaz hale gelebiliyor. Kullanılmaz hale gelen motor için tek çareyse rektifiye… Supap ve pistonların biri birlerine çarpmasının sebebi sadece triger kayışının kopması değil. Aynı zamanda triger kayışının gergi rulmanı da önemli bir parça. Bu rulman bozulduğunda, yani dağıldığında, triger kayışı boşa çıkıyor ve eksantrik mili görevini yapamıyor. Bunun için triger kayışı kontrol edilirken ya da değiştirilirken kesinlikle gergi rulmanı da kontrol edilmeli ve gerekiyorsa değiştirilmeli.

Üreticiler gün geçtikçe triger kayışına yeni yeni görevler de ekliyorlar. Örneğin su pompası da triger kayışına bağlanıyor. Bu da triger kayışının daha uzun üretilmesini gerektiriyor. Triger kayışı daha uzun olunca daha çok parçaya temas ediyor. Bu da gevşeme ve aşınma süresini kısaltıyor. Teknolojideki büyük gelişmelere rağmen, günümüzde hala triger kayışının gerginliği ve aşınma durumunu belirten bir uyarı sistemi bulunmuyor. Sadece gözle yapılacak bazı kontroller belirgin problemleri hemen görmenizi ve tedbir almanızı sağlayabilir.

Triger kayışı nasıl kontrol edilir?
Triger kayışının üretici firmanın belirlediği ölçüde gergin olması gerekiyor. Ayrıca kayışın aşınmamış olmasına da dikkat etmek gerekiyor. Kontrol için öncelikle kapağı çıkarmak gerekiyor.

Bunun için motorun iki kez çalıştırılıp stop edilmesi şart. Eksantrik milineyse kesinlikle dokunulmamalı. Kontrol esnasında triger kayışının yanlarında ve sırtında yırtık olup olmadığına bakın. Ayrıca kayışın üstünde yağ olup olmadığını, dişlerde eksilme olup olmadığını mutlaka dikkat edin.

SU KAÇAKLARI

Silindir kapağında
• Kapak saplamaları gevşektir.
• Saplamaların paslı, kirli olması, kapağın sıkılmasına mani olmaktadır.
• Kapak yüzünün düzgün olmaması, contanın iyi sıkılmamasına sebep olmaktadır.
• Motorda suyun donması yahut aşırı ısınması kapağı çatlatmıştır.
• Üstten supaplı motorlarda muhtemelen egzoz supabı yuvası çatlamış, su silindire ve kartere sızmaktadır.

Silindir gövdesinde su kaçağı
• Silindir blokunda saplama yüzleri kapağın sıkılmasına mani olacak şekilde arızalı veya kirlidir.
• Blok yüzü contanın düzgün sıkışmasına mani olacak şekilde eğilmiştir.
• Motorda suyun donmasından ve aşırı ısınmasından silindir bloku çatlamıştır.
• L tipi motorlarda egzoz supap yuvası çatlamış olduğundan silindire ve kartere su sızmaktadır.
• Silindir kapak cıvatası çok uzun olduğundun silindir bloku çatlamıştır.
• Silindir su gömleği üzerindeki genleşme veya boru tapaları sızdırmaktadır.

Silindir kapak contasındasın kaçağı
• Conta kirlenmiş, yıpranmış yahut kırılmıştır.
• Silindir kapak cıvatalarının gevşek olması sebebiyle kapak contası gevşektir.
• Kapakla silindir bloku arasında contasının sıkılmasına mani bir sebep vardır.

Su devridaim pompasında su kaçağı
• Pompa gevşektir.
• Kapak contası bozuktur.
• Pompanın hortumlara olan irtibatı iyi değildir.
• Pompa gövdesi eğilmiş, bağlantı üzeri kirlenmiştir,
• Conta yıpranmıştır.
• Pompa keçesi yanlış takılmıştır.
• Pompa mili eğilmiştir.
• Pompanın yatak burçları yahut milin yatak yerleri aşınmıştır.

Radyatörde su kaçağı
• Donma yahut paslanma radyatörün kaçırmasına sebep olmuştur.
• Radyatör araca gerektiği şekilde bağlanmadığı için delinmiştir.
• Vantilatör radyatöre vurmaktadır.
• Boşaltma tapası veya musluk kaçırıyor.
• Radyatör üst bölmesindeki yön verme plakası çok eğilmiş olduğundan suyu taşırma borusundan dışarı akıtmaktadır.

Hortumlarda su kaçağı
• Hortum kelepçeleri gevşektir.
• Hortumlar yerlerine iyi geçirilmemiştir.
• Hortum boydan boya çürümüştür.

KOPAN VANTİLATÖR KAYIŞININ DEĞİŞTİRİLMESİ

Vantilatör kayışı 10 bin kilometrede bir kontrol edilmesi gereken parçalar arasında yer alır. Otomobilinizle giderken hararet aniden yükselirse ve şarj lambası yanarsa, bu vantilatör kayışının koptuğu anlamına gelir. Bu nedenle kayışın üzerinde çatlak görürseniz kopmasını beklemeden mutlaka değiştirmelisiniz. Otomobilinizde mutlaka bir yedek vantilatör kayışı bulundurmanız, uzun yolculuklara çıkarken sizin menfaatinizedir. Vantilatör kayışınız koptuğunda, bir anahtar ve tornavida yardımıyla kendiniz takabilir ve yola devam edebilirsiniz.

Vantilatör kayışı ne işe yarar?
Vantilatör kayışı, motor krank mili kasnağından aldığı hareketi, su pompası, alternatör ve kompresör gibi sistemlere ileterek, bu sistemlerin çalışmasını sağlar. Düzenli bir iletişimi sağlamak için kayış gerginliğinin iyi olması gerekir. Kayış gerginliği 1.5 cm esneyecek şekilde ayarlanmalıdır.

Esnek olursa ne olur?
Kayış fazla esnek olursa, motordan hareket alan su pompası, alternatör ve kompresör gibi parçalar motor devrine göre daha yavaş dönecekleri için yetersiz kalırlar. Bunun sonucunda motor hararet yapar ve şarj sistemi çalışmaz.

Gergin olursa ne olur?
Kayış fazla gergin olursa, motordan hareket alan su pompası, alternatör ve kompresör gibi parçaların yatak burçlarında aşınmalar meydana gelir.

Vantilatör kayışı nasıl değiştirilir?
Vantilatör kayışını değiştirmek için yeni vantilatör kayışı, vidayı gevşetmek üzere gerekli anahtar ve bir tornavida yeterlidir. Kayışı değiştirmeden önce, eğer otomobilinizin motoru sıcak ise bir süre soğumasını bekleyin. Motor yeterince soğuduktan sonra yeni vantilatör kayışını otomobilinizin markasına göre alternatör (şarj dinamosu) üzerinde bulunan cıvataları gevşetmek üzere gereken anahtarı ve tornavidayı alarak işe başlayabilirsiniz.

İlk önce cıvataları gevşetin
İlk yapmanız gereken alternatör gerdirme cıvatalarını anahtarla gevşetmek. Vidanın bulunduğu yer kızaklı olduğundan bir tornavida yardımıyla alternatörü yerinden oynatabilirsiniz. Bu hareket sonucu alternatör yerinden oynar ve kolaylıkla vantilatör kayışını takabilirsiniz. Vantilatör kayışını elinizle kasnaklara yerleştirdikten sonra tornavida yardımıyla tamamen oturtabilirsiniz.

Gerginliğini iyi kontrol edin
Bu işlemden sonra alternatörü eski konumuna getirip, kayışın gerginliğini kontrol edip, alternatör tespit cıvatasını sıktığınızda vantilatör kayışı takma işlemi tamamlanmış oluyor. Böylece yolda kalmaktan kurtulmuş olursunuz. Daha sonra bir servise uğrayıp vantilatör kayışının ideal biçimde takılıp takılmadığını kontrol ettirin.

YAĞ VE YAĞLAMA SİSTEMİ ARIZALARI

Taşıtlarda kendinden beklenen bazı görevleri yerine getirmesi için yağlar kullanılır. Motorların yağ haznesine konurlar buradan bir pompa yardımı ile krank ve piston kolu yatakları, kam mili ve tertibatına, eğer varsa kompresör ve türbin mili yataklarına gönderilir. Pompalandıkları yerde yerlerde yağlama görevini tamamladıktan sonra kartere geri dönerler. Otomotiv sektörünün taleplerini karşılamak için belli miktarda katıklar içerebilir.

Başlıca yağ ve yağlama sistemi arızaları şu şekildedir:

Yağ Basınç kontrol süpabı yağ kaçırıyor:
• Basınç kontrol supabının basınç ayarı düşüktür. (Yağ pompası üzerinde).
• Basınç kontrol supabının yayı zayıflamış yahut kırılmıştır.
• Supap yuvası aşınmış yahut eğilmiştir.
• Plancır tip supabın yüzleri aşınmıştır.
• Plancır tip supap açık olarak sıkışmıştır.
• Bilya tip supap bozulmuştur.
• Pompanın tahliye borusu yahut kanalında kaçak vardır.

Motorda Yağ Kaçağı
1- Yağ karterinde boşalma tapası gevşek yahut tapa contası bozuktur.

2- Yağ karterinde çatlak yahut delik vardır.

3- Karter contası şu sebeplerden kaçırmaktadır:
• Vidalar gevşektir.
• Conta bozulmuştur.
• Conta yerine iyi oturmamıştır.
• Karterin flanş kısmı eğilmiştir.

4- Eksantrik mili dişlileri kapak contası aşağıdaki sebeplerden kaçırmaktadır:
• Cıvatalar gevşektir.
• Conta bozulmuştur.
• Conta yerine iyi oturmamıştır.
• Kapağın flanş kısmı eğilmiştir.
• Kapağın bağlandığı motor kısmı kaçırmaktadır.

5- Anamil ön keçesi aşağıdaki sebeplerden kaçırmaktadır:
• Yağ keçesi yıpranmıştır.
• Keçe yanlış takılmıştır.
• Anamil muylusu ve pule yatak kısımları oyulmuştur.
• Pule veya damper gevşemiştir.
• Keçe yahut kapak merkezden kaçmıştır.
• Yağın kartere dönüş kanalı tıkanmıştır.

6- Arka anamil keçesi aşağıdaki sebeplerden kaçırmaktadır:
• Keçe yıpranmıştır.
• Kullanılan keçe yerine uygun tipte değildir.
• Arka yatak aşıntısı büyümüştür.
• Anamil muylusunda oyuklar meydana gelmiştir.

7- Yağın kartere dönüş kanalı tıkanmıştır.

8- Eksantrik milin arka kısmındaki tapa yeteri kadar sıkı olmadığından, yerine iyi yerleştirilmediğinden, yuvasının bozulmuş veya eksantrik mil boyuna boşluğunun çoğalmasından yağ kaçırmaktadır.

9- Yağ donanımı dış bağlantılarının herhangi biri kaçırmaktadır.

10- Yağ filtresi kaçırmaktadır.

11- Distribütör yuvası kaçırmaktadır.

12- Supap kapağı; bağlantı cıvatalarının gevşek olmasından, contasının bozuk veya yerine iyi takılmamış olmasından veya kenarlarının eğilmiş olmasından yağ kaçırmaktadır. (L tipi motorlarda).

13-Külbütör kapağı cıvatalarının gevşek oluşundan, contanın kopuk oluşundan yahut contanım yerine iyi oturmamasından veya kapak ağzının eğilmiş olmasından kaçırmaktadır.

14- Yağ pompası dışarıda olan pompalarda pompa bağlantı cıvataları gevşemiş yahut contası bozulmuştur.

15- Karter havalandırma tertibatının bozulması yahut borusunun tıkanması karterde basıncın yükselmesine sebep olduğu için yağ kaçağı olmaktadır.

16- Yağ basınç kontrol supabı motorun dış tarafına yerleştirilmişse cıvataları gevşektir, yahut contası bozuktur.

Fazla Yağ Sarfiyatı

• Dışta yağ kaçağı vardır.
• Piston segmanları aşınmış olduğundan yağ kaçırmaktadır.
• Motor çalışırken egzoz borusundan mavi duman çıkıyorsa bu, umumiyetle Segmanların yağ kaçırdığına işarettir. Bazen sekmanlar yuvalarına mumlaşma sebebiyle sıkışabilir. Böyle hallerde depoya uygun solvent (eritici) koymak suretiyle sekmanlar motor açılmadan serbest hale getirilebilir.
• Piston ve silindirler aşınmıştır.
• Silindir gövdesi kapak cıvatalarının sıkılmasıyla çarpılmıştır.
• Emme supabının kayıtları ve supap sapları arasındaki boşluk, silindire yağ kaçıracak kadar büyümüştür.
• Vakum pompası diyaframı delinmiş olduğundan, karterden emme manifolduna yağ emilmektedir.
• Ana ve biyel yataklarının fazla aşınmış olması, fazla miktarda yağın silindir duvarlarına sıçramasına sebep olmaktadır.
• Yağ basınç kontrol supabının arızalı veya tıkanmış oluşu sebebiyle yağlama yağının basıncı çok yükselmiştir.
• Piston pimleri basınçlı olarak yağlanıyorsa pimin gevşek olması silindire yağ geçişini çoğaltmaktadır.
• Motorda çok ince yağ kullanılmıştır. Yahut soğukta uygun kalınlıkta olan yağın kalitesi iyi olmadığı için, motor ısındığı zaman çok incelmektedir. Bu sebeple motorun yağ sarfiyatı yükselir.

Düşük Yağ Basıncı

• Basınç göstergesi yanlış göstermektedir.
• Basınç göstergesine gelen borunun deliği daralmıştır. (Motorda).
• Yağ sulanmıştır. Yahut istenilenden ince yağ kullanılmaktadır.
• Pompada yağ basınç kontrol supabının basınç ayarı çok düşüktür.
• Basınç kontrol supabının yayı zayıftır.
• Yağ pompasının elemanları aşınmıştır.
• Yağ pompasının eleman yuvası ve kapağı aşınmıştır.
• Yağ pompasının gövdesi yahut kapağı gevşektir.
• Yağ pompasının contası bozulmuş, yanlış takılmış, yahut çok incedir.
• Pompa emme borusunda hava kaçağı vardır. (Karterde yağ seviyesi düşüktür).
• Yağ pompası yüzücü süzgeçte hava kaçağı vardır.
• Pompa emme borusu veya süzgeci suyla, mumlaşmayla ve donma sebebiyle, tıkanmıştır.
• Yağ boşaltma borusunda kaçak vardır.

Yüksek yağ basıncı
• Basınç göstergesi arızalıdır.
• Kullanılan yağ çok kirlidir.
• Basınç kontrol supabının basınç ayarı yüksektir.
• Basınç kontrol supabının yayı çok serttir.
• Plancır tip tahliye supabının kanalı tıkalıdır.
• Plancır tip tahliye supabında mumlaşma yüzünden, yahut plancırın yerine sıkışık durumda olmasından tutukluk vardır.
• Pompanın yağ basma kanalında tıkanıklık vardır.

HAVA FİLTRESİ NEDİR? BAKIMI NASIL YAPILIR?

Performans filtrenin normal filtreden farkı nedir?
Normal filtreler kağıt, performans filtreler ise pamuk veya sünger bazlıdır. Pamuktan yapılan filtrelerin özel bir yağ sayesinde uzun ömürlü olmaları ve hava geçirgenliği, tozu filtre etme kapasiteleri arttırılmıştır.

Böylelikle yakıtın daha fazla temiz hava ile karışımının sağlanarak, (motorun daha rahat hava almasıyla) motor gücünü artırması ve benzin tasarrufunu ortaya çıkarmasını tek bir yerden değil her açıdan motora taze hava girmesini sağlayarak (açık filtre için) mümkün kılmıştır.

Kağıt bazlı standart filtre ise daha az hava geçirir. Gözenekleri çabuk dolar. Kısa sürede tıkanınca performansın düşmesine, fazla benzin sarfiyatına neden olur. Sıkça yenilenmesi gerekir.

Bir performans filtrenin, standart filtreye oranla daha fazla hava akışı sağlayabildiği görülür.

Günümüzde motorlar elektronik işletim sistemleriyle donatılmış durumda. Yani en basit sekliyle motorun belirli devirlerde belirli zaman aralıklarında alacağı ve dışarı atacağı hava miktarı bu chip teknolojisiyle sağlanıyor. Direkt filtre uygulamasında bu sistem motora fazla hava girişini desteklemezse, otomobilin yapılan uygulamaya duyarsız kalabileceği gibi arıza yapması riski akla geliyor. Aslında bu tip filtreleri uygulayacağınız arabaya göre üretilmiş olanını alıyorsunuz ama yine de riski göze almamak ve arabanızın motor + performansına yapacağınız her türlü değişiklik için yetkili servise veya bu işleri gerçekten bilen ve uygulayan bir firmaya başvurmak yerinde olacaktır.

Bazı Ayrıntılar;

Bir araca direkt performans hava filtresi takılınca az da olsa benzin sarfiyatı azalıyor ve yine az da olsa performansta artışı hissedilebiliyor. Ama her şeyden önce çıkardığı ses tabii ki çok güzel. Sanki bir GSi-GTi tipi otomobil kullanıyormuş hissi veriyor. Zaten olay seste bitiyor. Yani bu filtre motorun rahat hava almasını sağlayarak motoru rahatlatıyor ama gücü max.%5 etkiliyor ( en çok 3 veya 4 hp).

Bu da 0-100 ivmelenmeye bir katkı sağlamaz. Bu bağlamda performans filtre sihirbaz değil. Ancak benzin tasarrufu konusunda çok işe yarıyor. Sesi taban gaz yapınca alıyorsunuz. Bu durumda sesi duymamaya çalışarak (yani taban gaz yapmadan) benzin tasarrufunuza ve sürüş güvenliğinize müthiş katkıda bulunmanızı sağlıyor.Bu ses bir tür uyarıcı niteliği taşıyor. Yan koltuğunuzda oturan bir kişinin sizi uyarması gibi bir şey.

Filtre, motor kaputunun altındaki sıcak havayı emerse performansı düşürür. Alttan sıcaklığa dayanıklı akordeon baca havalandırma borusuyla serin ve taze hava girişini sağlayıp bu sorunu çözebilirsiniz. Böylece karşıdan gelen hava direkt filtre ile buluşur. (Filtrenin çıkaracağı sesi azaltmaması için, borunun ağzının filtreye çok yaklaşmaması gerekli)

Dezavantajı ise ortamdaki tozu havayla birlikte getirmesi ve arabanın yol tutuşunu (yüksek hızlarda kaputun altına fazla hava sokarak) bozabilmesi.

Açık hava filtresine alternatif olarak arabanın orijinalinde kullanılan normal filtre ile aynı boyutlardaki kutu içi performans hava filtresi kullanılabilir. Bu da benzin tasarrufu ve performans sağlar. Daha uzun ömürlüdür. Fakat sesi unutun. Sıcak havayı emen bir açık filtre ile mukayese edersek tabii ki kutu içi performans filtre (hatta standart filtre bile) daha iyidir.

Sözün özü: Şimdi mevsim yaz. Ses isteyene açık filtre, performans isteyene kutu içi performans filtre. Kutu içi filtre performansta her zaman bir adım önde.

20 dakika otomobili kullanıp bir kenara çekin, kaputu açın. Kaput altında ne kadar sıcak bir havanın bulunduğunu hissedeceksiniz. Filtre, sıcak havayı emerse performansı düşürür demiştik. Bizce en iyisi yine kutu içine dönmek. Kutu içi performans hava filtresi sessiz olacak ancak, daha iyi performans verecek ve daha uzun ömürlü olacaktır.İkide birde temizlik de gerektirmeyecektir.

Sonuç olarak performans filtre, sıkça hava filtresi değiştirme maliyetinden kurtaran ve çok güzel ses veren max. +%5 hp lik basit bir modifikasyon için iyi bir çözüm. Filtrenin suyla temasından kaçınmak (ancak marka ve modele göre sudan etkilenmeyen de var, etkilenen de var) ve temizlik için basınçlı hava uygulamamaya dikkat edilmesi gerekiyor.

Filtrenin temizliğini satılan temizlik kitlerinden alıp yapabilirsiniz. Bu arada açık filtre çabuk kirleniyor. Kutu içi ya da açık filtrenin temizliği birbirinin aynı. Temizlik kitinden 2 parça çıkıyor. Birisi temizleyici; deterjan görevi gören sıvı sprey, öteki yağ (sprey veya damlatma tipinde).

Performans Hava Filtrelerinin Temizlik Safhaları

• Filtrenizi Temizleyici Spreyle iyice ıslatın. Pisliğin aktığını göreceksiniz (5 dakika içinde)
• 15 dakika bekleyin, sonra soğuk su ile durulayın. (Sakın sıcak su kullanmayın.) Durulama işlemini yaparken, suyu temiz yüzeyden kirli yüzeye doğru kullanın. Yani koni şeklindeki filtreye suyu içeriden dışarıya doğru verin. Musluk altında yapın, daha kolay oluyor ama suyun kireçli (klorlu) olmamasına ve basınçlı akmamasına dikkat edin.
• Doğal kurumaya bırakın. Bırakın oda sıcaklığında kendi başına kurusun. Fön makinası kalorifer-soba gibi ısı kaynakları kullanmayın yoksa filtreye veda edersiniz.
• İyice kuruduktan sonra ki bu yaz mevsiminde 1 gece sürer, yağlama spreyi ile filtrenin her tarafı yağ rengini (K&N=mat-kırmızı, GREEN=yeşil) alana kadar yağlayın. Hepsi bu kadar basit. Veya ben uğraşamam diyorsanız satın aldığınız yerde muhtemelen ücret karşılığı bu hizmet veriliyordur.

Hava filtresini zamanında değiştirin!
Hava filtresinin görevi, her türlü hava şartında motoru sıkıştırmadan gerekli olan havayı iletmek ve nefes aldırmaktır. Hava filtresinin aracın fazla yakıt tüketmesinde direkt etkisi vardır.

Tıkanmış bir hava filtresi aracın maksimum beygir gücüne ulaşmasını engellediği gibi aracın fazla yakıt tüketmesine de neden olur. Motorda güç kaybına neden olur

Motorda basit bir yedek parçaymış gibi görünen hava filtresi kirlendiğinde, motora kirli hava girmesine neden olur. Motora kirli hava girdiği için oksijen miktarı yetersiz kalır ve silindirlerin içindeki yanma kalitesi de azalır.

Yakıtın tamamını yakacak düzeyde oksijen olmadığından silindirlerin içindeki ateşleme sonucunda oluşan patlama ve yanma yetersiz kalır. Bu da motor motorun maksimum torka ulaşmasını engeller ve motorda güç kaybına neden olur.

Yakıtınız israf olur
Otomobilinizin hava filtresi kirlenmişse, ne kadar gaza yüklenirseniz yüklenin, motora yeteri kadar oksijen girmediğinden, yakıtın çoğu yanmadan egzoztan çıkar. Yani bir anlamda yakıtınızı sokağa dökmüş olursunuz.

Motorun ömrü azalır
Sürekli kalitesiz hava filtresi kullanmak da motorun ömrünü azaltır. Motorun ideal çalışması için iyi bir hava filtresi aracılığıyla motorlardaki silindirlere kaliteli hava girmesi, kaliteli yakıt kullanılması ve hava-yakıt karışımının iyi olması gereklidir.

Hava filtresi ne zaman değiştirilir?
Hava filtresi normal koşullarda 10 bin kilometrede bir yapılan periyodik bakımlarda değiştirilir. Ancak tozun, toprağın bol olduğu Türkiye’de 5 bin km’de bir hava filtresini değiştirmek gerekir.

REZİSTANS ARIZASI

Kış aylarında sürücüler, arka camda oluşan buğu yüzünden sık sık görüş problemiyle karşılaşırlar. Buğuyu yok etmenin tek yolu rezistansı çalıştırmaktır. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı kopan ince rezistans telleri, sürücülerin başını ağrıtır. Oysa bu tellerin tamiri, piyasada satılan gümüş sırlı boyalarla birkaç dakika içinde yapılabiliyor.

Buğu yapar
Her ne kadar yaz aylarında varlığını unutacak bile olsanız, arka cam rezistansı arızalandığında tamiratını siz yapabilirsiniz. Çok ince ve hassas bir yapıya sahip olan rezistans telleri, ya otomobilin camı silinirken ya da otomobil stationwagon ise yükleme sırasında kopar. Isınarak arka camdaki buğuyu yok eden birbirine paralel bağlı bu ince ve hassas yapılı rezistans telleri koptuklarında kendilerini buğu yaparak belli eder. Sağlam olanlar ise görevlerini sürdürmeye devam eder.

Tamiri 5 dakika
Çoğu kullanıcı, kopan rezistans telini tamir ettirmeye üşenir. Basit bir tel için servise gitmek zahmetli bir iş gibi görünür. Ancak teller kopmaya devam edince arka cam tamamıyla buğu yapar ve asıl sorunlar da o zaman başlar. Servise gitmek için bütün tellerin kopmasını beklemek yanlış olur. Gümüş sırlı iletken boyalar sayesinde, otomobilinizin rezistansını 5 dakikada tamir edebilirsiniz. Üstelik tek başınıza.

Rezistans nasıl onarılır?

• Tamir için ilk olarak, tellerden hangisinin kopuk olduğunu tespit etmek gerekir. Bunu anlamak için, rezistans çalıştırılır. Çalışan tellerin üzerindeki buğu çözülürken, kopuk tellerin olduğu bölgede buğu kalacaktır. Buğunun kaldığı bölgede telin üzerindeki kopuk kolaylıkla bulunabilir.
• Gümüş sırlı iletken boyayı kopuk telin üzerine sürmeden önce yüzeyi temizlemek gerekir. Bunun için yüzeyi nemli bir bezle ve diğer tellere zarar vermemek için fazla bastırmadan silmelisiniz.
• Temizlenen zemin kuruduktan sonra, gümüş sırlı iletken boyanın dışarı taşmaması için kutunun içinde bulunan ve ortasında rezistans telinin kalınlığı kadar boşluk olan özel karton, zemin üzerine konulur. Daha sonra, gümüş sırlı iletken boya o boşluğa sürülerek, kopuk iki telin ucu birleştirilir. Eğer kutunun içerisinden, özel delikli karton çıkmamışsa, kopuk kısmın her iki tarafı da bantlanarak boyanın dışarı taşması önlenebilir.
• Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, gümüş sırlı boyaların kullanılmadan önce iyice çalkalanması gerektiği. Boya uygulandıktan sonra, kuruması için 5-6 saat beklemek yeterli. Bu süre zarfında rezistansın çalıştırılmaması gerekir. Ancak bu kadar beklemek istemiyorsanız, bir saç kurutma makinesini boyanın üzerine tutarak daha çabuk kurumasını sağlayabilirsiniz.

Dikkat
Gümüş sırlı boya, sadece arka cam rezistansındaki kopuklukları giderebiliyor. Rezistansın ana bağlantı yerlerindeki hasarlarda ve ön camla yan dikiz aynalarındaki ısıtıcılı camlarda bulunan rezistans arızalarında kullanılmaz.

YAKIT DONANIMI VE ARIZA ARAMA

Yakıt sisteminin görevi yeterli bir hava ve yakıt karışımını motora sağlamaktır. Hava-yakıt karışımı motorun üzerindeki yükü karşılamak için belli bir oranda olmalıdır.

Sistemin ana parçaları: yakıt deposu, yakıt kapağı, emisyon kontrolleri, yakıt borusu, yakıt filtresi, karbüratör , emme manifoldu ve depodaki yakıt miktarını gösteren yakıt göstergesi.

Motor Yakıtı
Motor yakıtı hidrojen ve karbondan yapılmıştır. Karışım mevcut oksijenle yanıp içindeki ısı enerjisini mekanik enerjiye çevirmektedir. Sıvı yakıtlar içten yanmalı motorlar için idealdir çünkü ekonomik olarak üretildikleri gibi yüksek ısı değerlerine sahiptirler kolayca nakledilip saklanabilirler. En yaygın örnekleri benzin , gazyağı ve dizel yakıtıdır.

Benzinin bir çok avantajları vardır ve buji ateşlemeli içten yanmalı motorlarda en yaygın kullanılan yakıttır. Dizel yakıt benzinden sonra ikinci sıradadır. Benzin kadar ucuza maledilmesine rağmen kullanımı dizel motorlarla sınırlıdır.

Oktan Nedir?
Benzinin patlamaya karşı olan direncine oktan denir. Asfalt tabanlı ham petrolden üretilen benzin parafin tabanlılardan daha az vuruntu yapar. Bütün benzinler bu iki türün karışımından elde edilir. Eğer karışımları kontrol edilmezse kaliteleri değişir.

Oktan dereceleri 50-110 arasında değişir. 50 derece üçüncü sınıf yakıtlarda 110 ise uçak yakıtlarındaki değerdir. Aldığınız benzin 50 oktan ise yandıkça patlayacak ve pistonlara çekiçle vuruyormuşçasına bir sarsıntı ile kuvvet uygulanacaktır. İdeal kuvvet pistonları eşit ve düzenli bir şekilde iten kuvvettir. Benzinin oktan derecesi yakıt olmayan kimyasallarla arttırılabilir. Bu iş için en iyi kimyasal yakıta eklenen tetra-etil kurşun karışımıdır.

Tetra-etil kurşun benzine tümüyle karışıp tamamıyla buharlaşan bir sıvıdır. Etilen dibromid tetra-etil kurşunun bujilerde ve supaplarda kurşun oksit birikintiler oluşturmasını engeller. Son zamanlarda ise kurşunlu benzinler gittikçe yerini kurşunsuz benzine bırakmış ve yeni üretilen tüm araçlarda katalitik konverter standart ekipman haline gelmiştir.

Yakıt Deposu
Bütün modern yakıt sistemleri yakıtı bir pompa ile beslerler. Böylece benzin deposu genelde aracın arkasında bulunmaktadır. Deponun giriş ve çıkış boruları vardır. Çıkış borusu genelde deponun üzerinde veya yan tarafında bulunur. Borunun ucu deponun alt yüzeyinden 1 cm kadar yukarıda tasarlanmıştır, böylece depoda oluşabilecek veya satın alınan benzindeki tortular direk karbüratöre gönderilmemiş olur.

Yakıt Filtresi
Karbüratör ve enjeksiyon sistemlerinde birçok jetler ve küçük kanallar bulunduğu için temiz yakıt aracınız için çok önemlidir. Temizliğin garantilenmesi için yakıt hattı üzerine yakıt filtresi konulmuştur. Yakıt filtresi benzin deposu ile karbüratör arasında bulunmalıdır. Kirli parçalar akaryakıt tankerlerinde, benzin istasyonu tanklarında oluşan pastan kaynaklanır. Su ise yakıt tanklarında yoğunlaşan buhardan oluşur.

Yakıt Pompası
Yakıt pompasının üç görevi vardır: motora çalışması için gerekli olan yakıtı sağlamak, yakıtın kaynamasını engellemek için karbüratör ve pompa arasında yeterli basınç sağlamak, ve buhar kilitlemesini engellemek. Aşırı basınç karbüratör şamandıra iğnesini yerinden çıkarıp taşma kısmında çok benzin dolmasına sebep olur. Sonucunda ise aracınız çok yakıt tüketir. Yakıt pompaları mekanik ve elektronik olmak üzere iki türlüdür.

Hava Filtresi
Hava filtreleri içeri alınan havadaki toz ve diğer zerreciklerin karbüratörün içine girmesini engeller. Binlerce metreküp havanın silindirlerden geçtiğini düşünürseniz aracınızın hava filtresinin önemini anlarsınız.

Yakıt Boruları
Yakıt boruları bütün yakıt sisteminin parçalarını birleştiren çelik veya bakırdan imal edilmiştir. Yakıt boruları, egzoz boruları, susturucular ve manifolddan uzak olmalıdır, bu şekilde aşırı sıcaktan dolayı boğulmanın önüne geçilmiş olur. Motora, gövdeye, titreşimin az olduğu başka kısımlara iliştirilebilirler, böylece keskin kenarların sebep olacağı aşınmanın önüne geçilmiş olur.

Arıza Arama
Sökülen bujide ıslaklık görülmediyse yakıt donanımı kontrol edilmelidir. Yakıt donanımının çabuk kontrolünü yapabilmek için karbüratör hava filtresi sökülerek karbüratörün üstünden içine bakılır. Bu anda gaz pedalına basılır. Basılma anında karbüratör içindeki fıskiyelerden benzin fışkırıp fışkırmadığına dikkat edilir.

Benzin fışkırıyorsa kapış pompası çalışıyor ve karbüratörde benzin var demektir. Bundan sonra jikle kelebeğinin durumu kontrol edilir. Motor soğukken jiklenin kapalı olması lazımdır. Değilse motoru çalıştırmak için elle karbüratörün ağzı kapatılabilir ve kontak açık olduğu halde marşa basılır. Ancak motor çalışır çalışmaz karbüratörün ağzını kısmen açmalıdır. Aksi halde aşırı zengin karışımdan motor boğulur ve durur.

Gaza basıldığında karbüratörde benzin görülmüyorsa, yakıt pompasından karbüratöre giden borunun ucu sökülür ve marşa basılır. Motor dönerken pompanın tazyikle benzini fışkırtması gerekir. Bu hal görülürse borunun karbüratör bağlantısı sökülür, boruya ve karbüratör benzin giriş deliğine hava tutulur.

Pompa yakıt püskürtmüyorsa, pompanın giriş borusu sökülür. Ve boru ucundan üflenerek depoda kaynama sesi gelip gelmediği dinlenir. Ses geliyorsa boru açık, pompa arızalıdır. Pompa filtresi sökülür, içindeki pislikler ve süzgeçler temizlenir, mümkünse yenileriyle değiştirilir.

Depodan gelen boru pompaya bağlıyken tekrar marşa basılır. Yakıt gelmiyorsa pompa yenisiyle değiştirilir. Varsa yeni diyafram takılır.

KLİMA ARIZASI VE BAKIMI

Klimanız soğutmuyorsa, gazı bitmiş olabilir. Gazın bitme nedeni ise, gaz borularındaki bir çatlaktan gaz kaçağı olmasıdır. Bu gibi durumlarda, gaz kaçağının tespit edilmesi, daha sonra da gazın tamamlanması gerekir.

Klima radyatöründe arıza olması, radyatör pervanelerinden birinin arızalanması da klimanın düzgün çalışmasını engeller. Radyatör üzerinde birikmiş toz, ölü böcekler, yapraklar da klimadan verim almayı engeller. Soğutmadan azami verimin alınması için periyodik kontroller sırasında bu tür birikimleri temizlemek gerekir.

Klimanın düzenli çalışması için, kompresör tahrik kayışının gerginliğinin ayda bir kez serviste kontrol edilmesi gerekir. Yetkili servislerde, tahrik kayışının gerginliğini kontrol etmek için aşağı doğru bastırılıyor. Kayış normalden fazla gevşekse, klima yeterince soğutmaz.

Arıza nasıl tespit edilir?
Klimanız arızalıysa veya yeterince soğutmuyorsa mutlaka bir servise ya da klima tamirhanesine gitmelisiniz. Serviste klima arızası şöyle kontrol ediliyor:

• Klima gaz borularında gaz kaçağı olup olmadığı kontrol ediliyor. Gaz kaçağı varsa, kaynağı tespit edilir.
• Gaz kaçağı yoksa, klima radyatörünün üzerinde pisliklere ve radyatörün korozyon nedeniyle tıkanıp tıkanmadığına bakılır.
• Radyatörde sorun yoksa, radyatör pervaneleri kontrol edilir.

Gaz kaçağı veya diğer arızalar tamir edildikten sonra, özel bir cihazla klimanın gazı tamamlanıyor. Böylece otomobilinizdeki sorunsuz klimanızla bunaltıcı sıcaklarda serin serin seyahat edebileceksiniz.

Klimayı çalıştırırken nelere dikkat etmeli?

• Otomobilin motoru çalıştırılmadan ve motor ısıtılmadan kesinlikle klima açılmamalı.
• Isınmış havanın hızla dışarı çıkabilmesi için camlar kısa bir süre açık tutulmalı.
• Klima çalıştığı zaman kalorifer düğmesi soğuk konumunda olmalı.
• Motor çalıştıktan sonra klima önce düşük devirde, istenilirse daha sonra yüksek devirde çalıştırılmalı.
• Klima açıldığında havanın sürücü ve yolculara direkt gitmemesine dikkat edilmeli. Üflemeler tabana ve camlara verilmeli.

İdeal klima bakımı nasıl olur?

• Klimanın verimli çalışmasını sağlamak için belirli periyotlarla kontrol ettirilmeli.
• En az 6 ayda bir soğutma gazı kontrol edilmeli.
• Klimada arıza olduğunda yetkili olmayan kişi ve kuruluşlara kontrol ettirilmemeli. Yetkili servislere götürülmeli.
• Klimada hangi gaz kullanılıyorsa, gaz yenilendiğinde de aynı gazı kullanılmalı. Sistem elemanlarıyla uyumlu olmayan gazlar kullanılmamalı.
• Kış olsa bile klima donanımının sürekli olarak randımanlı çalışmasını sağlamak için ayda bir kez en az 10 dakika klimayı çalıştırmalı.

KAVRAMA ARIZASI VE BAKIMI

• Kavrama Kaçırıyor

Kayma ve kaçırma sonucu oluşan büyük sürtünme kuvvetleri aşırı ısınmalara yol açar. Aşırı ısınma aşınmayı hızlandırır; balatanın yanmasına sebep olur. Volanın ve baskı plakasının yüzeyleri çabuk aşınır, çizilir, çatlar, yüzeylerde derin çukurluklar oluşabilir. Baskı plakasında meydana gelen ısı yayların gerilimlerini zayıflatarak bozulmalarına yol açar.

PASLANMA VE ÇÜRÜMEYE KARŞI OTOMOBİLİNİZİN BAKIMI

Atmosferden gelen atıklar, çamur, tuz vb durumlarda aracınızda oluşan pas araçlara zarar veren en önemli unsurlardan biridir. Araçların dış yüzeyleri boya ile bir nebze korunsada açık olarak duran metaller paslanma riski ile karşı karşıyadır. Kaput, bagaj, kapı içleri, yürüyen aksam gibi yerlerde karşınıza çıkabilecek paslanma sorunu rutubet, toz, toprak gibi etkenlerle baş göstermektedir.

Üretici firmalar genellikle çevre kirlilikleri, çamur, atmosferik atıklar gibi sebeplerle oluşan paslanmaları garanti kapsamı dışında tutmaktadır. Paslanmaya karşı yapabileceğiniz ilk müdahele aracınız yeniyken araç bakım merkelerinin uyguladığı Pas Önleme Sistemlerini aracınıza uygulatmaktır.Aracın taban sacının yalıtımı sık sık kontrol edilmelidir, yalıtım kabarmışsa paslanma tehlikesi baş göstermiş demektir.

AKÜ NEDİR? BAKIMI NASIL YAPILIR?

Kimyasal anlamda enerji depolayan ve gerektiğinde bu kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren cihazlara Akü denir.

Aküler yapı olarak birbirine benzerlik göstermelerinin yanı sıra bir grup elektro kimyasal hücreden oluşmaktadırlar. Bu hücrelerin her birinde bir pozitif, bir negatif elektrot ve bir ayıraç mevcuttur.

Akü Deşarj edilirken iki elektrotun içinde bulunan farklı materyaller arasında elektro kimyasal bir değişim meydana gelir. Çok basit anlamda, negatif elektrottaki madde oksijenle tepkimeye girerek elektronlarını serbest bırakır, yani daha negatif bir konuma gelir. (Anot reaksiyonu). Aynı zamanda pozitif elektrottaki madde azalır ve elektrot daha da pozitifleşir (Katot reaksiyonu) Elektronlar pozitif ve negatif kutupları birleştiren bir dış devre aracılığıyla elektrotlar arasında dolaşır. Elektronlar pozitif ve negatif elektrotlar arasında hareket ederken farlar, marş motoru gibi bir dış devreyi de faaliyete geçirir. Enerjiyi depolamak için farklı materyaller kullanılabilir ve aküler genellikle o akünün yapısında aktif olarak kullanılan nikel/kadmiyum – nikel/demir – lityum/demir gibi materyalle tanımlanırlar. Diğer akülerse elektrotlarda bulunan diğer tıp materyallerle ve kullanılan elektrolit tipine göre adlandırılırlar. En yaygın olanları kurşun asit aküleridir.Kullanılan aktif materyal, hücrelerin voltajını belirler ve hücrelerin sayısı da akünün toplam voltajını belirler. Bir kurşun asit akünün 2 V. civarında nominal voltajı vardır. Bir çok araba aküsü bu tip 6 hücreden oluşmaktadır. Bu yüzden 12 V. lik bir voltaja sahiptirler. Geleneksel açık aküler elektrolit ile doldurulabilir.Bakım gerektirmeyen aküler doldurulamaz Yeniden bileşim aküleri doldurma gerektirmez, çünkü aküde bulunan hidrojen ve oksijen gazları birleşerek suya dönüşürler.

• Su seviyesi hiç bir zaman plaka seviyesinin altına düşmemelidir.
• Yaz aylarında su daha sık azalacağından kontrolleri sıklaştırmakta fayda vardır.
• Akü kısa devreden korunmalı, üzerlerinde metal bir şey unutulmamalı.
• Ani sıcaklık, soğuk ve ateş tehlikelidir. Patlama olabilir.
• Sarsıntılardan etkilenmemeli, sabitlenme yapılmalı.
• Akü gözlerindeki tapaların havalandırma delikleri açık olmalı.
• Kutup başları, oksitten korunmaları için gres veya vazelin ile kaplanmalıdır.
• Yağ ve yakıtın bulaşmamasına dikkat edilmeli.
• Akü bağlanırken önce pozitif (+), sonra negatif (-) ucu takılır. Sökerken ise bu işlemin tersi yapılmalıdır.
• Su ilave edilirken akü üzerinde bulunan seviyelere dikkat ediniz.
• Dolu (asidi veya suyu olan) aküyü şarjsız bırakmamaya özen gösteriniz.
• Şarj olurken çıkardığı gazlar insan sağlığı için tehlikelidir.

Ambalajında kullanıma hazır halde bir akü satın aldığınızda akünün uzunca bir zamandan beri yattığını düşünüp akünüzün amperinin en fazla % 10’uyla şarj etmeniz faydalı olacaktır. Eğer asidi konmamış bir akü satın almışsanız, akü yeni yani sıfırsa ilk defaya mahsus sadece özgül ağırlığı 1.285 olan saf sülfürik asit konur. Plakaların üzerini 10-15 mm geçinceye kadar asit doldurulduktan sonra akü en az iki saat dinlendirilir, bu süre akünüzün ömrünü arttıracaktır. Bu işlemden sonra bir kaç günde bir akü gözleri açılarak su (elektrolit) seviyesi kontrol edilmeli seviye düşmüşse sadece saf su ilave edilmelidir. artık bundan sonra asit konmaz.

Soğuk havalarda akülere neler olduğu konusunda bir çok yanlış kanı mevcuttur. İnsanlar genellikle aküler düşük ısılarda, soğuk havalarda kapasitelerini kaybetmezler diye düşünürler. Ama bu genellikle yanlıştır, kaybederler. Hem de enerji sağlama yetenekleri azalır. Derece düştükçe aküdeki kimyasal reaksiyon yavaşlar. -10C° den sonra her derece ısı düşüşünde kimyasal reaksiyon süresi ikiye katlanır. Bu yağın soğuk havadaki özelliğiyle kıyaslanabilir. Derece düştükçe yağ akışkanlığını gittikçe yitirir. Kimyasal terminolojide kurşun plakaların içinde durduğu asit , kurşun plakalara doğru kurşun sülfat olmak için içindeki sülfiri harekete geçirir ve bu hareket tekrarlanır, işte belirtilen bu hareket soğuk havalarda oldukça yavaşlar. Soğuk havada rezistans yükseldiğinden, aküden alınan akımın voltajı düşer. Akünün gücü ısı ile temas halinde olduğu zaman azalır (aküler fonksiyonlarını en iyi + 10C° ile +30C° arasında gösterirler) Akünün gücünde aşırı ısıdan dolayı meydana gelen azalma, aküyü soğuk havada kullanmadan anlaşılmaz. Bunun sebebi akünün yüksek ısıda kullanıldığında ortaya çıkan aşınmadır. SORUN, kimyasal reaksiyonun yüksek derecelerde daha hızlanmasıdır. Akü daha çabuk enerji üretir, bu da elektrotlardaki aşınmanın artması demektir. Buna ilaveten gaz oranı yükselir. Su buharlaşır ve aşınmayı daha da hızlandıran asit daha çok yoğunlaşır. Isı sorunu, sadece aracın sıcak iklimde kullanılmasında ortaya çıkmaz. Eğer akü bir ısı kaynağının yanına veya sıcak bir bölüme konulursa akünün ömrü belirgin bir şekilde kısalır. Bu sebepten ötürü, akü sıcak bir ortamda kullanılacağı zaman ısıdan korumak için levhalar kullanılır.Bir kurşun asit aküsü dışardan bir güç kaynağıyla şarj edildiğinde deşarj süresi oluştuğu gibi, elektrotlar zıt yöne giderler. Bunun oluşması için dış güç kaynağının aküden daha çok enerji üretmesi gerekmektedir. Her kurşun asit ünitesi takriben 2V üretir. Bu da şarjın amacına göre 10V luk bir araba aküsü için her üniteye 2.2-2.4 V ya da toplam 13.2-14.4 V verilmesi anlamına gelir. Bir marş aküsü genellikle aracın kendi jeneratörü tarafında şarj edilir. Fakat hepimizin de bildiği gibi akü herhangi bir nedenle boşalmış olabilir. Yani bir akünün doldurma cihazına ihtiyaç duyduğu an gelmiştir.Aküyü şarj etmek için güvenilir bir şarj cihazı gereklidir ve bu cihaz mutlaka voltaj regülatorü olmalıdır. Bizim genelde uyguladığımızın tersine şarj süreci oldukça karmaşıktır. Bununla birlikte biz sadece aküyü şarj ederken çıkabilecek pratik sorunlarla ilgileniyoruz. Güvenlik açısından kimse piyasada bulunan basit destekleme şarj cihazlarını kullanmamaktadır.

Aşırı yükleme akünün belirtilen noktanın üzerinde şarj edilmesi ile ortaya çıkan yaygın bir hatadır. Geleneksel akülerde aşırı yükleme hidrojen ve oksijenin birikmesine ve uçup gitmesine sebep olur. Bu gazlar patlayıcı oksi-hidrojen karışımı halini alırlar. Bu yüzden bu işlem daima iyi havalandırılmış yerlerde yapılmalıdır. Aküde gaz oluşurken, dereceyi düşüren ve yoğunluğu arttıran elektrolitten su buharlaşır. Açıkta kalan elektrotlar hasar vermeye meyillidir. Aşırı yüklemede meydana gelen su kaybını tamamlamak için akülere arıtılmış su konulur. Aşırı yüklemeden meydana gelen bu etki genellikle gözle görülmez ve akünün ömrünün kısalması ile sonuçlanır.

• Aracınızın su tahliye delik ve kanallarının açık olmasına dikkat etmeniz,
• Aracınızın alt kısmını periyodik biçimde yıkatmanız,
• Aracınızı yıkadıktan sonra Kapı altları, çamurluk içleri, çamurluk kenarları, bagaj olukları, motor bölümü, marşpiye profillerinin içleri, taşıyıcı sistem profil içleri ile kapı direkleri gibi hassas bölümleri iyice temizlendiğinden ve kuruduğundan emin olmanız,
•Aracınızın kaportasında paslanmaya yol açabilecek küçük vurukları, çizikleri dış etkenlere karşı korumasız hale getirecek pasta cila yerine rötuşlayarak gidermeniz,
• Aracınızı fırça yerine süngerle yıkamanız ve oluşması muhtemel ince çizikleri engellemeniz,

aracınızın paslanmasını engelleyecek önlemlerdir.

Kavramadaki kaçırma özellikle yokuşlarda araca gaz verilirken hızlanamama, çekişte zayıflık yada ilk hareket sırasında duran aracı yerinden güçlükle kaldırma şeklinde kendisini gösterebilir.

Debriyaj çeşitli sebeplerden kaçırabilir. Pedal ayarının yanlış yapılması, baskı bilyesinin ayırma parmakları ile temasta kalmasına yol açar ve debriyaj pedalı tam bırakıldığı halde dahi kavrama kısmen çözülmüş olarak kalacağından kaçırma yapar. Çünkü baskı yaylarının bir kısım kuvvetleri alınmış yani; baskı kuvveti azalmıştır.

Çubukların bağlantılarındaki tutukluklar,geri getirme yaylarının kırık oluşu pedalın geri gelmesine kısmen engel olabilir ve bu nedenle kavrama tam kavraşma konumunu kazanamaz. Bu durumda ayarların yeniden ve doğru olarak yapılması gerekir.

Balatalı disk aşınmış, baskı yayları ile diyafram yaylar zayıflamış,balata yağlanmış veya ayırma parmakları yanlış ayarlanmış ise debriyaj kaçırır. Bu gibi hallerde disk veya baskı düzeninin komple değiştirilmesi gerekir.

• Kavrama ani tutuyor ve ses yapıyor

Önce çubuk bağlantıları kontrol edilmeli tutukluk yapıp yapmadığı anlaşılmalıdır.T utukluk yapma durumunda çubuklar ani boşalarak kavramanın ani kavraşmasına ve aracın sıçramasına sebebiyet verebilir. Motor bağlantılarının kırık olması da aynı sonucu doğurur.

Kavrama balatasının greslenmesi, balata yüzeylerinin cam gibi parlaması veya balatanın bulunduğu sac yastıklar üzerinde gevşemiş olması ani tutmaya ve sese yol açar. Bu durumda diskin değiştirilmesi gerekir. Balatanın bulunduğu mil üzerinde tutukluk yapmasıda aynı sonucu doğurur; milin frezeleri temizlenerek yağlanmalı ve tutukluklar giderilmelidir.

Motorun indirilip bindirilmesinden sonra ses yapıyorsa kavrama muhafazasının ekseni kaçıktır veya bağlantılar çarpık olabilir. Sebep ne olursa olsun eksen kaçıklıkları giderilmelidir.

• Ayırma durumunda disk dönmeye devam ediyor veya tutukluk yapıyor

Bu arıza kavrama tutmaya devam ederken balatalı disk pedal basıldığı halde volandan veya baskı plakasından tam ayrılmıyor demektir. Bu nedenle balatalı disk volan ile baskı plakasına sürtünmeye devam eder. Bu gibi hallerde vitesin sessiz değiştirilemediğinden,dişli seslerinden şikayet edilir.

Böyle bir şikayet sırasında ilk kontrol edilecek kısım pedal çubuk ayarıdır. Pedal boşluğu fazla ise pedalın tam sonuna kadar basılması halinde bile tam çözülme sağlanamaz. Eğer pedalın çubuk ayarı arızayı gideremezse kavramanın iç yapısına bakmak gerekir. Kavramanın iç arızaları balatalı diskin baskı plakasının çarpıklığından veya balatadaki gevşeklikten ileri gelir. Balata gevşemesinin başlıca nedeni debriyajın kötü kullanılmasıdır.

DİKKAT

Özellikle genç sürücüler kalkış sırasında tekerleklere patinaj yaptırma heveslerine kapılırlar. Bu heveslerin debriyaj balatasını sıyıracağını unutmamak gerekir. Patinajlı ani kalkışlar en azından debriyajın ve lastiklerin ömrünü azaltırlar.

Ayırma parmaklarının ayarı da bozuk olabilir ve kavramanın tam ayırmasına engel olabilir. Ayrıca balatalı diskin göbeği debriyaj mili üzerinde tutukluk yapabilir.Mil frezelerinin temizlenip yağlanması arızayı giderir. Ancak frezeler sıyırmış ve deforme olmuşsa mili değiştirmek gerekir.

Motor bağlantı kulağının kopması,debriyaj pedalına basılırken motorun bulunduğu yerden hareketine,yer değiştirmesine;kaymasına yol açtığı için de kavrama tutukluğuna sebebiyet verebilir. Bağlantı kulağı yenileştirilmek suretiyle arıza giderilebilir.

• Kavrama kavraşmış durumda iken ses yapıyor

Sebebi tespit etmek için sesin kavramanın kavraşmış konumda mı yoksa ayırmış durumda mı geldiğine dikkat etmek gerekir. Pedala basılırken mi yoksa pedal bırakıldığı zaman mı sesin geldiğini saptamak zorunludur. Örneğin pedala basıldığı zaman ses kesiliyorsa sesler transmisyondan geliyor demektir. Ayrıca volanın göbeğinde bulunan ve prizdirekt milinin ön ucuna yataklık eden burcun aşınmış olması,yada yağsız kalması,kurumuş olması da sese yol açabilir. Bu tür sesler daha çok yatak sesleridir ve şüphesiz vites kutusundaki yataklardan gelir.

Debriyaj pedalının çalıştırılması sırasında yani pedala basıldığı ve pedal bırakıldığı sıralarda ses geliyorsa bağlantılar kurumuş kirlenmiştir. Sesler tamamen mekanizmanın mekaniği sürtünmelerinden kaynaklanır. Temizlenip yağlanmalıdırlar. Kavramanın kavraşmış konumunda sesler gelirse balatalı diskin frezeli göbeğindeki milin frezeleri üzerinde gevşeklik yapmasından kaynaklanır.

Balatalı diskin damper yayları zayıflar veya kırılmış olurlarsa ses yapmaları mümkündür.Bu durumda balatalı diskin değiştirilmesi gerekir. Motor ile transmisyon eksenleri arasındaki kaçıklık balatalı diskin prizdirekt mili üzerinde ileri geri hareket etmesine neden olur. Eksenlerdeki kaçıklıklar düzeltilerek giderilmelidir.

Debriyaj ayırdığı zaman duyulan sesler baskı bilyasının aşınmasından, yağsız kalmasından,tutukluk yapmasından ileri gelebilir. Bu durumda bulunan baskı bilyası debriyaj pedalına basıldığı zaman çalışmaya başlarken tiz sürtünme sesleri çıkartır; buna ötme denir.

Baskı bilyasının ötmesi halinde ya değiştirilmeli yada yağlanmalıdır.Kavrama ayırma parmakları düzgün ayırmazlarsa pedala basılınca balatalı diskin göbeğine sürtünebilirler. Parmaklar yeniden ve istenilen değerde ayarlanmalıdır.Volan göbeğinde bulunan prizdirekt klavuz yatağı aşınmış yada yağsız kalmışsa araç viteste ve debriyaj ayırırken ve hatta araç dururken yüksek perdeden inleme sesi yapar. Bu şartlar altında prizdirekt mili (klavuz yatak üzerinde yataklanmıştır) durmuştur ve fakat yatak ve krank mili dönmektedir.Sesin kesilmesi için yatak yağlanmalı yada değiştirilmelidir.

Diyafram tipi kavramada zayıflamış bulunan geri getirme yayları kavrama ayırırken ve motor rölantide çalışırken çıtırtı şeklinde ses yapar. Kavramayı sökmeden yayları değiştirerek sesi gideririz.

BUJİ BAKIMI VE TEMİZLİĞİ

Ateşleme enerjisini yanma odasına taşıyarak elektrotların arasında oluşan elektrik atlaması ile sıkışmış hava yakıt karışımını ateşleyen Bujilerin maksimum araçların 10 bin kilometre bakımında temizlenmesi, kullanım şartlarına göre 15 bin – 30 bin kilometre arası değiştirilmesi gerekmektedir.

Bujilerin ömrünü etkileyen unsurlar kötü yakıt ve motor sistemi ayarları olabilir. Genellikle araçların yaptığı teklemeler, artış gösteren yakıt sarfiyatı, geç hızlanma bujiden kaynaklanan sorunlar olabildiğinden bujilerin bakımı ve temiliği önemlidir.

Bujinizin bakıma veya temizliğe ihtiyacı olduğunu nasıl anlarsınız;

Bujilerde ki tırnak aralığı kontrol edilmeli, ayar bozuksa fabrika verilerine göre ayarlanmalıdır,
Bujiler söküldüğünde yağ birikintisi varsa yanma odasına fazla yakıt giriyor demektir,
Bujinin izolatör ucu, elektrotları ve gövdesinde kurum varsa karbüratör veya enjeksiyon ayarında bozukluk var demektir,
Buji elektrotları kaynamışsa ve üzerinde yabancı maddeler toplanmışsa, zamansız ateşleme sonucunda aşırı yükleme olmuş demektir,

Bujiler alınan darbe sonucu hasar görmüşse,

Buji değişimi veya temizliği sırasında dikkat edilecek hususlar;

• Buji söküldüğünde silindirlere yabancı madde, toz, pislik gitesini önlemek için biraz gevetilip etrafının temizlenmesi,
• Buji çok sıkı takılmış ise dişlilere gelecek şekilde yağlanması ve silindir kafasına zarar vermeden bujilerin sökülmesi,
• Bujileri takarken bujinin ve motorun birbirine temas eden yüzeylerinin temizliği,
• Gevşek takılan bujiler silindir kompresyon basınçlarını düşürdüklerinden motorun çekişini düşürür ve yakıt sarfiyatını arttırır,
• Bujilerin önce elle sonra yeni bujiler için 90 derece eski bujiler için 30 dereceyle anahtarla sıkılması gerekmektedir. Konik yüzeyli bujilerde anahtarla sıkma derecesi 15dir.
• Buji kablolarını temizlik esnasında kontrol ediniz, Buji kablolarında çatlak, yanma, sürtünmeden dolayı aşınma ve üzerinde yağ olmamasına özen gösteriniz,
• Buji kablolarınının birbirine temas etmemesine ve gereğinden uzun olmamasına dikkat ediniz,
• Aracınızın orjinal buji markasını kullanmaya devam etmeye özen gösteriniz.

ARAÇ NASIL YIKANMALIDIR?

Araç temizliği denilince aklımıza ilk gelen olay aracın yıkanmasıdır.Tepeden tırnağa yıkanan bir araç temizliğin en büyük parçasıdır evet ama acaba aracımızı düzgün yıkıyormuyuz?

Öncelikle araç yıkanması için geçerli bazı maddeleri size bir kez daha hatırlatarak konumuza başlayalım;

• Aracınızı güneş ışığında yıkamayınız,
• Aracınızı yıkamak için sabah erken saatleri yada öğleden sonra serin olmasını bekleyin,
• Aracınızı yıkarken sabun olarak bulaşık deterjanı kullanmaktan sakının,
• Aracınızı ılık su ile yıkayın,
• Aracınızı yıkarken yumuşak bir bez kullanın,
• Aracı sık sık suyla ıslatın,
• Aracın tamamını bir seferde yıkamaktan, fırçalamaktan sakının. Aracın üstü, önü, arkası ve yanları olarak ayırdığınız bölgeleri sırasıyla yıkayın,
• Aracınızın cilasını ihmal etmeyin, Oto Şampuan ve bakım ürünlerinin sıkça kullanıldığı Amerika’da araç sahiplerinin yaklaşık %3 ‘ü araçlarını yıkarken kullandıkları sert kimyasal maddeler sahip bulaşık deterjanı gibi otomotiv yıkamak için geliştirilmemiş sabunlarla araçlarına zarar vermekte.

Araçların yılda 2 sefer cilalanması aracın dış yüzey koruması için tavsiye edilirken sürücülerin % 48 ‘i bu tavsiyeye uymamakta.

Gelelim aracımızı nasıl yıkayacağımıza;

Öncelikli olarak aracı yıkamadan evvel tekerlek ve jantları yıkamaya, çamurlarını akıtmaya dikkat etmeliyiz. Bu şekilde aracımızın gövdesini ve boyasını tekerlek ve jantlardan çıkabilecek çamur gibi zarara sebebyet verebilecek maddelerden sakınmış oluruz. Beyaz şerite veya üzerinde beyaz yazıya sahip olmayan lastiklerimizi sert bir fırça ile temizleyebiliriz. Jantımızın tipine göre yumuşak veya sert bir fırçayla jantlarımızı temizledikten sonra gövdeyi yıkamaya başlayabiliriz.

Aracınız için oto şampuanı kullanabileceğiniz gibi boyayı koruyan özel katkılardanda kullanabilirsiniz. Aracın tepesinden yıkamaya başladığınızda size tavsiye edilen yıkama biçimi yıkadığınız alanın işini bir seferde bitirmek, yani hem sabunlamayı hem durulamayı peş peşe yapmak. Tepeyi yıkadıktan sonra aracın yıkayacağınız bölümleri ön, yanlar ve arka olmalı, en az ayda 1 sefer kapı içlerini temizlemelisiniz. Durulama esnasında suyu yukarıdan aracın tüm yüzeyine dağılacak şekilde durulanacak alana tatbik etmelisiniz.

Aracınızı duruladıktan ve yumuşak bir bezle kuruladıktan sonra dilerseniz aracınıza cila yapabilirsiniz. Cila için dikkat etmeniz gereken en büyük husus aracın yüzeyindeki yabancı maddelerden aracınızı kurtarmanız. Bunun için gelişmiş bir araç temizlik ürünü kullanabilirsiniz. Cilayı nasıl kullanmanız gerektiği cilanın üzerindeki kutuda açıklanmıştır, bu uyarıları dikkate alarak aracınızın cilasını yapabilirsiniz. Cila yaparken dikkat edeceğiniz hususlardan en önemlileri güneş ışınlarından aracınızı sakınmanız ve aracınızın temiz olduğundan emin olmanızdır.

ARACINIZIN ÜNİTELERİNDE YER ALAN SIVILAR NE İŞE YARAR?
NE KADAR ZAMANDA BİR DEĞİŞTİRİLMELİDİR?

Araçların çalışma unsurlarında önemli görevleri olan yağ, antifriz, gaz, asit ve su gibi araç bünyesinde bulunan sıvılar kaputun altında kendilerine ait haznelere sahipler. Eksildiği zaman tamamlanan yada bakımı yapılan bu sıvıların bakım zaman aralıkları değişkenlik göstermektedir. Araç ve sürücüsü için hayati önem arz eden bu sıvıların kullanma kılavuzu yada talimatnamesine göre belirtilen bakımlarının yapılması gerekmektedir.

Bahsi geçen kılavuzda depoların litre hacimlerinden hangi sıvının doldurulması gerektiğine, sıvıların kalitesinden işlevine pek çok bilgi sunulmaktadır.

Aracımızın ünitelerinde yer alan belli başlı sıvılar:

• Motor yağı

Motor yağı, motorun tüm hareketli aksamı üzerinde film şeklinde ince bir tabaka oluşturarak sürtünme ve aşınmayı azaltır, bu da tekerleklere daha fazla güç aktarıldığı anlamına gelir. Motor yağı içerdiği deterjanlar vasıtası ile motoru temizlemeye yardımcı olur, pasa karşı korur ve aynı zamanda silindirlerin çevresindeki aşırı sıcağın bir bölümünü kartere indirmeye yardımcı olur. Yağın kullanma kılavuzuna göre bakımı yapılır.

Motor yağları hakkında merak ettiğiniz herşey.

Şanzıman yağı
40.000 ile 60.000 kilometrede yada 2 yılda bir değiştirilmesi önerilen şanzıman yağının tavsiye edilen bakım / değişim oranları araçların el kitabında mevcuttur.

Otomatik şanzıman bakımı.

Direksiyon hidroliği
Hidrolik direksiyon sistemlerinde kullanılan hidrolik yağı çoğunlukla sorun çıkarmayan sıvıların başından gelir. Her ne kadar sızıntı olasılığı düşük olsada periyodik bakımlarda servis tarafından kontrol edilmeli ve eksikse tamamlanmalıdır.

Fren Hidroliği
Özellikle havanın uzun süreli sıcak olduğu yerlerde eskiyen hidrolik yağı kaynama yapabileceğinden ortalama 1.5 yılda bir kez değiştirilmesi gerekmektedir. Sızıntı bile olmasa zamanla fren pistonları ile balataların sıkışması sonucu oluşturduğu boşluğa dolduğundan kendi kendine azalır.

Klima gazı
Uzman ve bilgili kişiler haricinde açılmaması gereken ve motor kaput kilidinin arka kısmında bulunan alüminyum borular üzerindeki kapaklardan dolumu yapılan klima gazı kesinlikle yetkili servis tarafından ve uzman kişilerce doldurulmalıdır. Yılda 1 kere kontrolü gereken klima gazının 2 yılda 1 değiştirilmesi öngörülmektedir.

Antifriz
Radyatörün paslanması ve soğuk havalarda suyun donmasını engellemek için radyatör suyuna ilave edilen antifriz yılda 1 sefer kontrol edilmeli ve gerekiyorsa değiştirilmelidir.

Cam Suyu
Deterjan katkılı suyun konması camların temizliği açısından daha olumlu olduğundan saf su yerine katkılı su kullanılması tavsiye edilen Cam Suyu bittikçe eklenerek doldurulmalıdır.

POLEN FİLTRESİ BAKIMI

Yaz bitti, araç içi havalandırma filtrelerinizi temizledinizmi?

Sıcak yaz aylarının yerini yavaş yavaş serin sonbahara bırakmaya başladığı şu günlerde yazın aracınızın havalandırma sistemini etkilemiş polen, spor, toz, toprak ve sanayi dumanı gibi sistemin çalışmasını aksatacak pislik ve tortulardan kurtularak araç kabininin ısıtma, soğutma, havalandırma sisteminin bakımını yapabilirsiniz. Araç kabini hava kanallarının filtresini sık sık temizlemeli ve belli aralıklarla değiştirmelisiniz. Polen alerjisi gibi alerjileri olan kişiler ile araç içinde sirküle eden havanın temizliği açısından bu filtrenin temizliği önem arz etmektedir.

Aracınız 2000 model veya daha yeni ise aracınız büyük ihtimalle kabin hava filtresi ile donatılmıştır, sürücülerin pek çoğu kabin hava filtresinin varlığından veya araçlarında olup olmadığından bile bihaber olduğundan bakımı aksatılan bu filtre ile tam temizlenemeyen havayı araç içinde solumak durumunda kalabilirler.

Aracınızın donanımında kabin hava filtresi olup olmadığını aracınızın el kitabından öğrenebilirsiniz. Temizlenmeyen filtreler araç içersinde kokuya yol açabileceği gibi oluşabilecek tıkanıklarla aracın ısıtma/soğutma sistemine zarar verebilir.

OTOMATİK ŞANZIMAN BAKIMI

Otomatik Şanzıman Nedir, Nasıl Çalışır, Bakımı Nasıl Yapılır?

Tork konvektörü, debriyaj, servo, hidrolik sistemi, solenoid, sübap ve vites kademeleri gibi unsurları içinde barındıran alüminyum muhafazaya sahip şanzıman türüdür. Otomatik şanzımanın en büyük özelliklerinden biri üretici firmaların en uygun hızlanma ve tork devirlerini hesaba katarak ayarladıkları vites değişim süreleri ile kullanıcı hatasından oluşabilecek sorunların en aza indirgenmesi ve aracın yakıt ekonomisine katkıda bulunması sağlanır. Her ne kadar otomatik vitesler manual viteslere göre araçların performansını olumsuz yönde etkiliyor olarak bilinsede geliştirilen yeni teknolojilere sahip araçların sahip olduğu otomatik vites seçenekler her geçen gün performans açısındanda daha iyiyi sürücüsüne sunmaya başlamıştır.

Manuel şanzımanlar motordaki gücü tekerleklere taşırken debriyaja ihtiyaç duyarken otomatik şanzıman bu işi tork dönüşümü yapan yağ içerikli bir sistem aracılığıyla halledilir. Yarı otomatik şanzımanlı araçlarda ise vites değişimi debriyaj olmadan manuel olarak yapılabilmektedir, bu araçlarda ise kavrama elektronik veya vakum sistemi ile kontrol edilmektedir. Otomobilinizin her parçası gibi Otomatik şanzımanda bakıma gereksinim duyar. Aracın ve şanzımanın tipine göre yapılması gereken bakım süreleri aracın el kitabında bulunabilir. Genel olarak uygulanan bakım her 40.000 kilometrede yada 2 yılda bir şanzıman yağının ve filtresinin değiştirilmesidir. Özellikle römork bağlı, hızlı duruş kalkış yapan, dağ bayır inip çıkan sürücüler şanzıman yağının kontrolünü aksatmamalıdırlar. Şanzıman yağı değişimi aslında kendinizin bile yapabileceği, çok fazla teknik bilgi ve ustalık gerektirmeyen bir işlemdir, eğer aracınızla ilgilenmeyi seviyorsanız yağ değişimi sırasında eğlenebileceğinizi bile söylemek mümkün. Bunun için yapmanız gereken aracınızın bakımını yapan servisde ki ustadan bu işin nasıl yapıldığını uygulamalı olarak görmeniz.

KLİMA BAKIMI

Klima sisteminin sorunsuz çalışmasının yolu, bakımlarının zamanında yapılmasından geçiyor. Sistemdeki gaz kaçaklarının zamanında farkedilmesiyse klimanın ömrünü uzatıyor ve onarım maliyetlerini düşürüyor.

Soğutma gazır en az 6 ayda bir kontrol edilmeli, klima bakımı ve kontrolu yetkili serviste yaptırılmalı, gaz yenilenmesinde öncesinde kullanılan gaz kullanılmaya devam edilmeli, uyumsuz gaz kullanılmamalı. Klimanın randımanlı olması için kış dahil ayda 1 en az 10-15 dk klima çalıştırılmalıdır çünkü kış mevsimi boyunca unutulan klima, yaz geldiğinde sürücülerin otomobilde en çok ihtiyaç duyduğu donanımların başında gelir. Ancak kış boyunca ihmal edilmiş, bakımı yapılmamış klima sistemi, sürekli kullanılmaya başladığında sorun çıkartabilir.

Klimadan gelen havanın sürücü ve yolculara doğrudan temas etmemesi için üflemelerin camlara ve tabana verilmesine dikkat etmenin yanı sıra otomobilin motoru çalıştırılmadan ve motor ısıtılmadan kesinlikle klima açılmamasına, ısınmış havanın hızla dışarı çıkabilmesi için camların bir süre açık tutulmasına, kalorifer düğmesinin soğuk konumunda olmasına, motor çalıştıktan sonra klimanın önce düşük devirde, daha sonra istendiği takdirde yüksek devirde çalıştırılmasına dikkat edilmelidir.

Klima sisteminin sağlıklı çalışabilmesi için yılda üç kez kontrol edilmesi öneriliyor. Klima radyatörünün taş, çarpma gibi darbelerden etkiIenip içindeki gazın boşalması sıkça karşılaşılan arızalar olarak dikkat çekiyor. Uzun süre gazsız kalan ya da eksik gazla çalışan klima görevini yeterince yapmadığı gibi, hasarın daha da büyümesine ve onarım maliyetlerinin yükselmesine yol açıyor.

Kış aylarında uzun süre çalıştırılmayan klima sisteminde gaz oturması ya da gaz sızması da sık karşılaşılan sorunlar arasında gösteriliyor. Hiç çalışmayan klimaIarda sorun büyük ölçüde elektrik arızasından kaynaklanırken, çalıştığı halde yeterince soğutamayan klimalarda bunun nedeni çoğunlukla evaparatörde toz birikmesinden kaynaklanıyor.Ülkemiz yol koşulları genelde tozlu olduğundan, varsa polen filtresinin zamanında değişitirilmemesi, klima sisteminin içindeki soğutmanın gerçekleştiği evaparatörde toz birikmesine neden oluyor. Soğuyan hava, biriken tozun tıkadığı klima borularından rahat geçemediğinden, yeterince soğuma gerçekleşmiyor.

Klima sisteminde soğutmamın oluştuğu nemli bir bölge olan evaparatöre toz zerreciklerinin sızması, zamanla bakterilerin oluşmasına da neden oluyor. Biriken bakteriler, bünyesi alerjiye karşı hassas olan sürücüleri rahatsız ediyor. Evaparatörde biriken bakterileri yok etmek üzere, bu iş için geliştirilmiş antibakteriyel sprey kullanılması öneriliyor. Klima dezenfektasyon spreyi; çimIenme, bakteri, mantar ve küfü önlediği gibi mikro organizmaların yol açabileceği sorunları da çözüyor. Klimalarda RI2 ve R 134a olmak üzere iki tip gaz kullanılıyor. Ozon tabakasına zarar veren R 12 gazının 1995 yılından bu yana Avrupa’da satılan otomobillerde kullanılması yasaklanmış durumda.Bunun yerine, ozon tabakasına zararsız R 134a klima gazı kulIanılıyor. Eski model otomobil klimalarında, kompresörde büyük arızaya yol açtığından yeni tip gazın kullanılması mümkün değil. Ozon tabakasına zarar vermeyen gazın kullanılabilmesi için, klima kompresörünün değiştirilmesi gerekiyor. Ancak yüksek maliyeti yüzünden bu işlem fazla tercih edilmiyor. Otomobilde hangi tip klima gazının kullanılacağıysa, klima kompresörünün üzerinde belirtiliyor.Klima kompresöründe kullanılan yağın da klima gazının niteliğine uygun olması gerekiyor. Yanlış yağ seçimi de kompresörde arızalara neden olabiliyor.

LASTİĞİNİZİN ÖMRÜNÜ ARTTIRIN!

Hava Basıncı
Uygun olmayan hava basıncı ileride tamiri mümkün olmayacak hasarların yanısıra, lastiğin düzensiz ve erken aşınmasına sebep olur. Hava basıncı lastik soğukken ölçülmeli ve mutlaka araç üreticilerinin belirlediği hava basıncı değerlerine uyulmalıdır.

Rot Ayarı
Aracınızın mekanik ve süspansiyon sistemlerindeki aksaklıklar nedeni ile direksiyon ve araç yönü aynı olmayabilir. Ön düzen bozukluğu sadece lastiklerinizde ekonomik kayba neden olmakla kalmaz aynı zamanda aracınızın süspansiyon ve döner aksamına da zarar vererek zaman içerisinde yüksek mekanik tamir ve bakım masraflarına yol açar.

Balans Ayarı
Jant ve lastiğinizin uygun olarak eşlenmemesi hızlı sürüş esnasında zıplama, vuruntu, salgı, yalpa gibi konforsuzluklar hissetmenize neden olacaktır.

Rotasyon (Yer Değiştirme)
Lastiklerinizin, araçta takılı oldukları her değişik pozisyonda değişik aşınma hareketlerine maruz kaldıklarıdan, periyodik olarak yerlerinin değiştirilmesi ömürlerini artıracaktır.

Diş Derinliği

Sırt bölgesi lastiğinizin yola basan kısmıdır. Lastik eskidikçe çekiş azalır. Zamanla lastiğiniz üzerindeki desen aşınarak kullanılmaz seviyeye gelir. Diş derinliği 1.6mm nin altına inmiş lastikleri kullanmak, can ve mal emniyeti bakımından tehlikeli oldugu gibi, bir çok ülkede kanunen de yasaktır.

Yük Miktarı ve Yükleme Biçimi
Araç üreticisinin belirlediği, araç taşıma kapasitesi (istiap hatti) üzerinde yüklemeler; lastiğin çabuk ısınmasına ; yanak,omuz ve topuk bölgelerinde arıza vermesine ve hızlı aşınmasına sebep olur. Dengesiz yüklemeler de lastik ömrü üzerinde olumsuz etki yapar.

Fren Ayarı
Fren sistemlerinizi araç üreticisinin tavsiye ettiği aralıklarla kontrol ettiriniz. Ayarsız frenler,lastiklerde düzensiz ve hızlı aşınmalarına neden olur. Ani ve sert frenlemelerde kuvvet dağılımı lastiğe göre farklı olacağından, blok tipi aşınma olması ihtimali artar.

Araç Kullanım Şartlarına Uygun Lastik Seçimi
Araç el kitabında belirtilen ebat ve kat muadilindeki lastikler kullanılmalıdır. Araç Hızı Araç kullanım hızı arttıkça lastiğin sıcaklığını yükselmesi sebebiyle sırt kauçuğu normale göre daha çok aşınma gösterir.

Lastik Eşlemeleri
Aracın tüm lastiklerinin aynı ebat ve yapıda olması gerekir. Aynı aks üzerinde farklı yapı, desen ve aşınmada lastik takılması halinde araç performansı olumsuz etkilendiği gibi lastik düzensiz ve hızlı aşınır.

Yol ve İklim Şartları
Düzgün olmayan yol yüzeylerinde ve sıcak yaz aylarında lastik normale göre daha çok aşınma gösterir.

Lastik Performansı ve Ömürleri
Bu faktörlere ilave olarak araç kullanıcısının sürüş ve fren kullanım alışkanlıkları ile aracın bakım seviyesi gibi diğer faktörlere de bağlı olarak değişiklikler gösterebilir.

Kısa Kısa
Bozuk satıhlarda yüksek hız yapmayın,
• Uzun yola çıkarken ve araç yüklüyken hava basıncını 2 PSI artırın,
• Stepne lastiğinizin basıncını da düzenli olarak kontrol edin,
• Kışın diş derinliğinin 3 mm den az olması çekişi olumsuz etkiler,
• Çivili kış lastiği kullanımı özellikle buzlu ve karlı zeminlerde üstün çekiş ve tutunma sağlamakla birlikte; kuru zeminde tam tersi etki yapar,
• Aracınızı uzun süre kullanmayacaksanız, aracınızı takoza alın,
• Lastiğinizi parlatmak için petrol ürünleri içeren deterjan veya cilalar kullanmayın. Su ve fırça kullanılarak yapılacak temizlik lastikteki kimyasalların koruyucu bir film tabakası oluşturmasına yardımcı olur,
• Aynı aks üzerindeki lastiklerdeki farklı hava basınçları, aracın düşük hava basınçlı lastik tarafına doğru çekmesine neden olur,
• Lastiğinizi kaldırım kenarlarına ve sivri yüzeylere çarpmaktan kaçının,
• Diş derinliği 1.6 mm ye düşen lastikleri mutlaka değiştirin,
• Karlı ve buzlu yollarda lastiğinizin hava basıncını 2-3 psi artırın. Bu şekilde karda ve buzda daha iyi bir çekiş elde edersiniz,Kullanmadığınız lastikleri şişirilmiş olarak depolamayın,
• Subap kapaklarını kapalı tutun,
• Kış şartlarında lastiklerinizin durumu ne kadar iyi olursa olsun; ani hızlanma ve ani frenden kaçının, daima aracınızı viteste sürün, mevcut lastik izlerini takip edin, önünüzdeki araçla her zamankinden daha uzun mesafe bırakıp, önce vites küçültüp, sonra kısa aralıklarla pompalayarak fren yapın,
• Lastiklerinizin havasını her zaman lastik soğuk iken tamamlayın,
• Kış lastikleri kullanımına karar verildiğinde tüm lastiklerin değiştirilmesi tavsiye edilir. En azından çeker akstaki lastikler değiştirilmelidir. Araç üreticisi firma farklı bir öneride bulunmadığı sürece, araçta kullanılan lastiklerin tümü aynı ebatta olmalıdır.

OTOMOBİLİNİZİN BAKIMLARI

Otomobilinizin tatil dönüşü bakımı

Uzun yolcular sonrasında aracınızın belli başı parçalarının bakım görmesi veya değiştirilmesi gerekir.Bu tür bakımlar sürüş güvenliği açısından büyük önem taşırken aracınızın ömrü içinde çok önemlidir.

Frenler: Otomobilde güvenli sürüşün en önemli faktörlerinden biri olan fren bakımında dikkat edilmesi gereken koşullar şunlardır.Hidrolik seviyesi depo ağzından 1,5 santimetre aşağı seviyesi olarak baz alınmalıdır. Eğer bu seviye altında bir görünüm var ise depo ağzından itibaren olan 1,5 santimetre aşağısına kadar hidrolik ilavesi yapınız. Ayrıca Frenlerde yolculuk öncesine göre bir değişiklik hissediliyorsa kesinlikle servise gidilmesi gereklidir.

Motor Yağı : Tatile çıkmadan önce motor yağını kontrol etmiş olsanız bile, tatil sonrası mutlaka aracınızla ilgili olarak motorunuzdaki yağı kontrol etmenizde yarar var . bu nedenle yağ eskimiş yada değiştirme zamanı gelmiş olabilir. Motor yağını kontrolünü şu şekilde yapabilirsiniz. Motoru çalışma ısısına getirene kadar çalıştırın yada 5 km bir yol kat ettikten sonra düz bir zemin de aracınızı stop edin sonra 1-2 dakika bekleyin. İlk olarak yağ çubuğunu çıkarın ve iyice temizleyin. Yağ çubuğunu yerine tekrar takın ve çıkartın yağ seviye çubuğu üzerinde yağın olduğu en üst seviyeye dikkat edin çubuğun en alt ve en üst seviye ortasında olmasına özen gösterin. Eğer alt bir seviyede ise yağ ilave edebilirsiniz.

Hava Filtresi : Az benzinle çok kilometre yapmak için hava filtresinin temiz olması gerekmektedir. Hava filtresi Ülkemizin yollarının tozlu ve çamurlu olmasından dolayı uzun yolculuklar sonrasında mutlaka temizlenmesi veya eskimişse yenisiyle değiştirilmesi gerekir. Hava filtresinin değiştirilmesi zamana bağlı değildir. Buna göre hava filtresi haftada bir yada ayda bir yada yolun durumuna bağlı olarak 10000 kilometrede bir değiştirilir.

Yıkama : Tatil süresince genellikle otomobillerin temizliklerine gerekli olan önem gösterilmez. Isınmış Asfalttan kopan parçalar mıcırlar ve öndeki araçtan gelen çamurlar aracınızın kaportasına yapışır. Özellikle tabana yapışan bu tip parçalar aracınızın paslanmasını hızlandırır. Bu nedenden dolayı aracınızın kapsamlı bir temizliğe ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.

Otomobilinizin uzun yol bakımı

Bu unsurların başında lastikleriniz kontrol etmeniz geliyor. Uzun yola çıkacağınız için yedek lastiğinizide kontrol etmeniz yolda karşılaşabileceğiniz aksiliklere karşı hazır olmanızda etkili olur. Lastik kontrolünde dikkat edecekleriniz lastiğinizin havası ve diş derinlikleridir.

Aracınızı yetkili servisine götürerek Rot-Balans ayarlarını, frenlerini, motor yağını, elektrik aksamını ve radyatörde bulunan antifiriz miktarını kontrol ettirin. Aracın silecek lastikleri kontrolü ile silecek suyunun tamamlanması alacağınız önlemlerden bir diğeri.

Otomobilinize bahar bakımı

Otomobiller, baharla birlikte bakıma ihtiyaç duyarlar. Çeşitli firmalar tarafından uygulanan temizlik ve bakım sistemleriyle, otomobilinizi hem bahara hazırlayabilir, hem de ilk günkü haline kavuşturabilirsiniz.

Yağmuruyla, çamuruyla, güneşiyle, tozuyla, toprağıyla her mevsim sonrasında otomobile baştan aşağı bir makyaj yaptırmak gerekmektedir. Yaz ve Kış yaklaşırken otomobil sahiplerinin yapması gereken öncelikli işlerden biri de otomobile bakım yaptırmaktır. Kışın yağmurda, çamurda her türlü kötü hava koşullarında, Yazın, güneş altında ve toz, toprakta kullanılan otomobillerin bakıma ihtiyacı vardır.İnatçı lekeleri çıkartabilirsiniz.Kış mevsiminde otomobilin altında biriken tortu ve çamurlar, otomobilin yüzeyinde meydana gelen çizikler, bir süre sonra otomobilde paslanmalara yol açar.

Otomobillerin koltuklarında, döşemelerinde ve diğer yüzeylerinde de zamanla lekeler oluşur. Otomobilinizin iç ve dış yüzeyinde oluşan inatçı lekeleri çıkarmak için oto marketlerde satılan temizlik ürünlerini kullanabilirsiniz.Sadece temizlikle yetinmeyip, otomobilinizi dış etkenlere karşı koruma altına almak istiyorsanız, otomobilinizi koruma sistemleriyle donatmanız gerekiyor.

Otomobilin üzerinde fabrika çıkışında bulunan şeffaf koruyucu tabakanın yok olmasıyla birlikte, otomobilin boya yüzeyi çevre şartlarına karşı tamamen korumasız kalıyor.Güneş boyanın en büyük düşmanı. Otomobilin yüzeyinde zamanla donuk ve lekeli bir görüntü oluşuyor. Uzaktan bakıldığında pürüzsüz gibi görünse de, yakından incelendiğinde boya yüzeyindeki çukurlar ve tümseklerden oluşan engebeli yüzey görülüyor. Güneşin tehlikeli ultraviyole ışınları da boya yüzeyi için ayrı bir tehlike kaynağı oluşturuyor. Ultraviyole ışınları boya yüzeyine yapışan ve mercek görevini üstlenen yabancı maddelerin yardımıyla yüzeyi yakıyor ve bozulmasına yol açıyor.

Fırçayla yapılan yıkama boyayı çiziyor. Otomobillerin yüzeyi için bir başka tehlikeyi ise bilinçsizce yapılan temizlik ve bakım hizmetleri oluşturuyor. Otomobilleri güzelleştirmek için uygulanan pasta – cila işlemi gerçekte boya yüzeyi için oldukça tehlikeli bir uygulama. Otomobilin dış yüzeyine uygulanan pasta işlemişse, yüzey üzerinde dairesel çizikler ve aşınmalar meydana geliyor. Piyasada bulunan ve amatör kullanıma yönelik cilalar ise boya yüzeyinin çok kısa bir süre parlamasını sağlıyor. Bu da parlatma işleminin sık sık tekrarlanmasına yol açıyor. Fırça ve kova kullanarak yapılan oto yıkama ise boya yüzeyini çiziyor. Otomobil fırçayla yıkandığında yüzey üzerinde bulunan kirler, çiziklerin içine yerleşiyor.

Otomobilinizin yaz bakımı

Birkaç küçük bakımla güvenli ve keyifli yolculuk yapmak mümkün.

Motor yağı:
Otomobilin motor yağ seviyesi ve yağın durumu mutlaka kontrol edilmeli. Yağ çubuğundaki yağ seviyesi, minimum ile maksimum çizgisi arasında bulunmalı. Eğer seviye minimum çizgisinin altındaysa, motorun üstündeki yağ kapağından, gerekli miktarda motor yağı ilave edilmeli.

Lastikler:
Uzun yolda otomobil yüksek hızlara çıkacağı ve daha yüklü olacağı için lastik basınçlarının fabrikanın önerdiği düzeye çıkarılması gerekir. Birçok otomobilin sürücü kapısında ya da bagajda lastiklere hangi yükte ne kadar hava basılacağı belirtilmiştir. Eğer aracınızda bu bilgiye ulaşamıyorsanız, normal basınçtan 2-4 psi fazla basınç uygulayın.

Fren sistemi:
Fren hidroliğinin seviyesi de minimum ile maksimum arasında olmalı. Eğer seviye minimumu gösteriyorsa, aynı marka hidrolik sıvısıyla takviye yapılmalı. Ayrıca balataların da kontrol edilmesinde fayda var. Çünkü tatil yolculuklarında otomobiller normaldan daha yüklü olduğu için, frenlere daha çok yük biner. Kampanalı sistemlerde arka balataların durumunu anlamak için otomobilin el frenini çekip yokuş aşağı bırakabilirsiniz. Eğer otomobil hareket ederse balataların değiştirilmesi uygun olur.

Hava filtresi:
Hava filtreleri tozlu yollarda daha çabuk kirlenir. Yola çıkmadan önce, hava filtrelerinin kontrol edilip kirliyse mutlaka değiştirilmesi gerekir. Kirli hava filtresi motor performansını düşürmekle kalmaz, aynı zamanda yakıt tüketimini yüzde 15 oranında artırır.

Kayışlar:
Alternatörü, motordan aldığı tahrikle çalıştıran V kayışının gerginliği kontrol edilmelidir. Kayışın orta kısmına parmakla sıkıca bastırıldığıda V kayışı 1.5 santimden fazla ensiyorsa değiştirilmesi gerekir.

Aracınız tatile hazır, ya siz?

Uzun tatil yolculuklarında otomobil kullanmak daha fazla dikkat ister. Yolculuk öncesi yediklerinizin yağlı ve ağır olmamasına dikkat edin. Çay ve kahve içerdiği uyarıcı maddeler nedeniyle tavsiye edilir. Bolca sıvı gıdalar almak yararlı olur. Otomobile bindiğinizde, önce doğru oturma ve sürüş pozisyonunu bulun, aksi taktirde sırt ve boyun ağrısı çekmeniz kaçılınmazdır. Bagajı yüklerken ağır yükleri arka koltuğa yakın, hafif yükleri de tampona yakın koyun. Böylece ağırlık merkezi otomobilin ortasına yaklaşır. Konvoydayken sollama yapmak için acele etmeyin. Araç yüklü olduğu için sollama mesafesi uzayacaktır. En azından iki saatte bir mola verin. Her molada tuvalete gidin ve kan dolaşımını düzenleyecek egzersizler yapın. Özellikle kol ve bacak kaslarınızı çalıştıracak eklemlerinizi açacak hareketler yapın.

Otomobilinizin kış bakımı

V Kayışına dikkat
Yaz aylarında genişleyen V kayışı,özelliğini kaybeder. Kayışı germeniz mümkünse gererek kullanın, aksi takdirde kayışı değiştirmek gerekir. Çünkü gevşek kayış şarjı etkiler, vantilatörün devir daimini yavaşlatır. Dolayısıyla otomobilin sağlıklı çalışmasını etkiler.

Antifrizi mutlaka ölçtürün
Radyatör sistemindeki suyun donmaması için antifiriz kullanılmalıdır. Soğutma sistemini korozyona karşı korumak için yaz-kış kullanılması gereken antifriz, kışın soğutma sisteminin donmasını önler.

Hava filtresine bakın
Kış mevsimi önceden hava filtresini kontrol etmek,temizlemek veya kullanılmayacak durumdaysa değiştirmek gerekir.

Fıskıyeleri ayarlayın
Camı temizlemeye yarayan fıskiyeler sudaki kireç nedeniyle zamanla tıkanabilir. Fıskıyelerin uçlarını bir iğne yardımı ile açabilirsiniz.

Silecekleri kontrol edin
Ön cam sileceklerinin kış ayarlarının zorlu koşullarında iyi performans göstermesi için aşınmışsa değiştirilmesi gerekir. Yazın bunaltıcı sıcaklarında silecekler çabuk aşınmış olabilir.. Silecekleriniz aşınmışsa,kendinizden kolayca değiştirebilirsiniz. Böylece yağmurlu ve karlı havalarda görüşünüz önemli ölçüde artar.

Lastiklerin dış deliklerini kontrol edin
Otomobilin yola tutunmasını sağlayan lastiklerin ideal diş derinliğinin 3 mm olması gerekir. Eğer kışın karlı yollarda kaymak istemiyorsanız, mutlaka lastiklerinizi kontrol ettirin.

Elektrik sistemini gözden geçirin
Kışın havadaki nem ortamının artmasıyla, buji kabloları ve distribütör kapağındaki çatlaktan nem girip otomobil çalışmayabilir. Onun için elektrik sistemini kontrol edin.

Periyodik bakıma rağmen yağa sık sık bakın
Periyodik bakımların dışında kışa girmeden önce motor yağının mutlaka kontrol edilmesi gerekir. Uzun süre kullanılan yağ,motoru koruma özelliğini kaybeder.

Silecek suyunu ihmal etmeyin
Alkol içermeyen uygun bir cam silecek sıvısı,cam yıkama sistemini sıfır dereceye kadar,donmaktan koruyabilir. Buzlu havalarda camınızı temizlemek istiyorsanız dikkat.

Kışın rezistansa ihtiyacınız daha fazla
Arka camdaki buharlaşmayı önleyen rezistansın kontrol edilmesi, eğer herhangi bir problem varsa onarılması veya değiştirilmesi gerekir.

Üşümemek için kalorifere baktırın
Kış mevsimi öncesinde kalorifer ve klima bakımının mutlaka yapılması gerekir. Klimalı otomobillerde polen filtresi değiştirilir. Kalorifer hortumları kontrol edilir.

GÜNLÜK

• Sabah otomobilinize binmeden önce lastiklerin havasını kontrol edin.

• Otomobilinizi park ettiğiniz yerde yağ veya sıvı izlerinin olup olmadığını kontrol edin.

• Kışın; sileceklerinizin cama yapışıp yapışmadığını kontrol edin.

• Kontağı çevirdikten sonra göstergede bulunan ikaz lambalarını kontrol edin.

• Yola çıkmadan önce ışıklandırmalarınızı kontrol edin. (farlar, sinyaller, fren lambaları vs.)

HAFTALIK

• Sıvı seviyelerini gözle kontrol edin. (radyatör genleşme kabı üzerindeki max işareti, silecek sıvısı)

• Motor yağının seviyesini kontrol edin.

• Hidrolik yağ seviyesini kontrol edin.

• Otomobilinizi ağaç altına park ettiyseniz, motor kaputunu, havalandırma mazgallarını kontrol edin , yaprak ve yabancı maddelerden arındırarak gerekirse su tahliye deliklerini temizleyin.

• Silecek lastiklerini ıslak bir bez ile temizleyin.

AYLIK

• Boya üzerindeki çizik veya taş yaralarını kontrol edin.

• Emniyet kemerlerinin nemli ve sabunlu bir bez aracılığı ile tozunu alın.

• Yıkama esnasında özellikle jantları balata tozundan ve yabancı maddelerden arındırın.

• Otomobiliniz üzerinde olabilecek sanayi artıkları, kuş pisliği veya ağaçlardan dökülen reçine türü yapışkan vb. çevre etkenlerinden temizleyin.

• Yaptığınız km’ye göre lastiklerinizi detaylı kontrol edin.

• Otomobilinizin iç temizliğini yapın, deri döşemeniz var ise kullanım kitabında belirtildiği gibi temizliğini yapın.

• Otomobilinizi yıkamadan yıkamaya aküsünü ve kapı yağlarını kontrol edin.

Otomobili Yaza Hazırlarken Dikkat Edilmesi Gerekenler …

Otomobili Yaza Hazırlarken Dikkat Edilmesi Gerekenler Yazın sıcağı, tozu, duruş-kalkışlı trafiği arabanızı belirli ölçülerde mutlaka etkileyecek, güzelliklerinin bedelini bir şekilde ondan alacaktır. Geçen kışın etkilerini de buna ekleyebilirsiniz. Periyodik bakım, sizi sıkıntılardan kurtulabilirse de, huzurlu bir tatil için, yola çıkmadan önce almanız gereken bazı önemli önlemleri burada vurgulamayı yararlı buluyoruz. Bu önerilerden bazıları sizin yapabileceğiniz, diğerleri ise oto teknisyenini gerektiren uyarılardır. En iyi planlama kılavuzu, aracınızın kataloğudur. Kataloğu okuyarak, imalatçının önerilerine ve servis takvimine uyunuz. Klima (Air Conditioning) Normal koşullarda sorun çıkarmayan bir sistem sıcak havada çalışmayabilir. Sistemi kalifiye bir teknisyene kontrol ettiriniz. Soğutma Sistemi Yaz seyahatlerinin başta gelen sorunu motorun hararet yapmasıdır. Soğutma sistemi iki yılda bir tamamen boşaltılıp yıkanarak tekrar doldurulmalıdır. Soğutma sıvısının seviyesi, durumu ve konsantrasyonunu kontrol ediniz ve eksilmişse ilave ediniz. (Genellikle 50/50 antifriz/su karışımı önerilmektedir.) Motor tamamen soğumadan radyatör kapağını açmayınız! Kayışların, kelepçelerin ve hortumların sıkılık ve durumlarını kontrol ediniz veya ettiriniz. Yağ Motorun yağını ve yağ filtresini katalogda belirtilen sürelerde (10 000…15 000 km de bir) değiştiriniz. Değişim tarihi yakınsa, değişimi seyahat öncesinde yapınız. Aracınız treyler çekiyor, bagaj yükünüz biraz abartılı veya seyahatiniz uzunca ise, yağ değişim süresini kısaltabilirsiniz. Bagajınızda, motorunuzun yağ eksiltmesine karşı mutlaka bir miktar yağ bulundurunuz Motor Performansı Diğer filtreleri de (hava, yakıt, PCV, vb.) katalogda belirtilen sürelerde (tozlu koşullarda daha da kısa sürelerde) değiştiriniz. Motorun zor ilk hareket, bozuk rölanti ve avans ayarı, düşük güç gibi sürüş problemleri varsa iyi bir serviste ayarlattırınız. Cam Silecekleri Yaz tatili hava koşulları bakımından da sürprizlerle doludur. Yağmurlu, çamurlu yollarda araç kullanmanız da gerekebilir. İyi silmeyen silecekler görüşünüzü bozarak gözünüzün yorulmasına ve güvenli sürüşünüzün de tehlikeye girmesine sebep olurlar. Aşınmış, sertleşmiş sileceklerinizi değiştirerek, yanınıza yeterli miktarda cam silecek suyu almayı da ihmal etmeyiniz. Tekerlek ve Lastikler Eski lastiklerle yola çıkmayınız. Yedek lastiğinizi de kontrol ederek iyi ve hazır durumda olmasını sağlayınız. Lastik basınçlarınızı ayda bir kontrol ediniz. 8 000…10 000 km’ de bir öndekiler arkaya, arkadakiler öne olmak üzere lastiklerinizin yerlerini mutlaka değiştirmelisiniz. Değişim tarihi yakınsa, değişimi seyahat öncesinde yapınız. Rahat bir yolculuk için tekerlek balansı yaptırmayı da unutmayınız. Kriko Krikonuzun iyi durumda olduğundan emin olunuz. Frenler Frenleri katalogda belirtilen sürelerde veya sarsıntılı, gürültülü ve uzun mesafede durma durumlarında daha önce kontrol ettiriniz. Akü Aküler yılın herhangi bir döneminde arızalanabilir. Yola çıkmadan önce akünüzü kontrol ettiriniz. Sizin yapabilecekleriniz, kutupları ve kablo başlarını tel fırça ile fırçalamak, tüm yüzeyleri temizlemek, bağlantıları sıkmak olabilir. Eğer kapakları açılıyorsa akünün içerisindeki sıvı seviyesini kontrol edebilir, eksikse saf su ekleyebilirsiniz. (Akü sıvısı asitlidir cildinize ve üzerinize sıçramamasına özen gösterin sıçraması halinde derhal bol su ile yıkayın. Akü yüzeyindeki artıklara dokunmayın, akü ile çalışırken gözlük ve lastik eldiven giyin.) Lambalar Tüm lambaları kontrol ediniz. Kir ve böcek artıklarını ıslak bir bezle temizleyiniz. Farlarınızı ayarlattırınız. Acil Durum – Aracınızda küçük bir tamir çantası, ilk yardım çantası, seyyar lamba, yedek ampul ve fener ile mümkünse bir cep telefonu ve pilli radyo bulundurunuz.